23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 8 Temmuz 2016 TASARIM: İLKNUR FİLİZ Şimdi de bayram krizi haber 5 MHP’de Akşener’e yönelik disiplin kartının açılabileceği belirtiliyor Genel başkan adayı Meral Akşener’in önceki gün gerçekleştirdiği bayram laşma programında ülkücüler arasında yaşanan kavga MHP’de “kriz” yarattı. MHP Genel Mer kezi, “Akşener’in, alternatif bayram SELDA GÜNEYSU laşma programı gerçekleştirmesini partiyi bölme ça lışması” olarak nitelendirirken “Akşener’e yönelik disiplin kar tının açılacağı” belirtiliyor. MHP’de aylardır süren ku rultay tartışmaları önceki gün Akşener’in düzenlediği “alter natif bayramlaşma” programıy la birlikte farklı bir boyut ka zandı. Ancak bu kez MHP yöne timinin “ülkücüleri karşı karşı ya getirdiği ve parti içinde ge rilim yarattığı” gerekçesiyle “Akşener’i affetmeyeceği” ile ri sürülüyor. Genel Başkan Dev let Bahçeli’nin “alternatif bay ramlaşma” programına ilişkin daha önce “Böyle bir bayramlaş maya tevessül eden, bu oyunda hâlâ figür olarak görev alanlara tüzüğümüzün gereği yapılacak ve artık MHP’de bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır” sözleriyle uyarıda bulunduğunu ifade eden MHP’li kurmaylar, “buna karşın düzenlenen programın ülkücüler arasında provoke anlamı taşıdığını” dile getiriyor. İtidal çağrısı Edinilen bilgiye göre, Akşener ise olaydan sonra yakın çevresine şu değerlendirmelerde bulundu: “Böyle bir olay yaşanmasını asla arzu etmedim. Yaşanan olaydan ötürü de çok üzgünüm. Bizim amacımız sadece partililerimizle bayramlaşmaktı Akşener’in önceki gün gerçekleştirdiği bayramlaşma programında yaşanan kavga yargıya taşınırken Akşener’in avukatı, “otele gelenler arasında Ülkü Ocakları’nın yöneticilerinin olduğunu” ileri sürdü. ancak olayda provokasyon olduğu da çok açık. Bu mesele parti içi bir meseledir. Ancak bu parti içi meseleden nemalanmak isteyenler var, onlara da asla izin vermeyeceğiz. Bundan sonra da arkadaşlarımız daha itidalli davranmalı. Ülkücüleri karşı karşıya getirecek hamlelerin kimseye faydası olmaz. En ufak kırgınlık dahi istemiyorum. Herkes buna göre davranmalı.” Akşener’in avukatı Feridun Bahşi de kendilerine gelen bilgilere göre, “otele gelenler arasında Ülkü Ocakları’nın Ankara ve ilçe yöneticilerinin olduğunu” ileri sürdü. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün “olayla ilgili yap tığı inceleme kapsamında basından olayın görüntü ve fotoğraflarını istediğini” belirten Bahşi olayın ardından sorumlular hakkında kamu davası açıldığını söyledi. “Biz, açılan bu davanın takipçisi olacağız. Çünkü orada silahlar konuştu ve yaralananlar oldu ” dedi. ‘Çetin’i suçladı’ Bahşi ayrıca, olaydan bir gün önce Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’in kişisel Twitter adresinden “Değişimciyim diyen değişikler... Değişimciliğinize bayramla başladınız. Liderimiz Devlet Bahçeli, kucaklaşma yerimiz MHP. Bayramı, bayramlaşmayı bilmeyen... Kucaklaşmayı ayrışmaya dnüştüren, HIRS’larının esiri... Patronlarının kölesi... MHP’yi ve ülkücüleri bölme projesinin elemanı ve aksesuvarlarına ülkücülerin vereceği bir ders var. Sizlere ibretlik bir ders vereceğiz” paylaşımında bulunduğunu dile getirerek, “bu paylaşımı manidar bulduklarını” ifade etti. l ANKARA l 10 AĞUSTOS’TAKİ ETKİNLİĞE TÜM ÖRGÜTLER KATILACAK CHP’den Anafartalar çıkarması İKLİM ÖNGEL CHP, Türkiye’deki tüm örgütleriyle birlikte Çanakkale Savaşlarının son süngü savaşı olan ve Mustafa Kemal’i, kazandığı zaferle tarih sahnesine çıkaran Anafartalar Savaşı’nı kutlamak üzere 10 Ağustos’ta Çanakkale’de olacak. Yapılacak bir dizi etkinlikte, zaferin önemi ve Atatürk anlatılacak. Çalışmanın hazırlıkIarı Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Erdal Aksünger, Yasemin Öney Cankurtaran, Çanakkale Milletvekilleri Muharrem Erkek ve Bülent Öz, 25. Dönem Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ile Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar tarafından gerçekleştiriliyor. Kılıçdaroğlu katılacak Planlamaya göre tüm CHP örgütleri 10 Ağustos sabahı, Mustafa Kemal Atatürk’ün de kaldığı Büyük Anafartalar Köyü’nde hazır olacak. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu burada yapacağı konuşmayla halka seslenecek. Kılıçdaroğlu daha sonra beraberindeki yüzlerce kişi ile birlikte Çanakkale Anıtı’na geçecek. Program kapsamında Anafartalar Zaferi’ni anlatan belgesel gösterimi yapılacak ve panel düzenlenecek. Gün boyu gerçekleştirilecek etkinliklerle, Anafartalar Zaferi’nin önemi bir kez daha hatırlatılacak. Atatürk vurgusu CHP’nin ilk kez gerçekleştireceği organizasyonun nedeni olarak, AKP’nin Çanakkale Savaşlarından Atatürk’ü silmek istemesi, daha çok 18 Mart Deniz Zaferi’ni öne çıkarması gösteriliyor. Bu nedenle 10 Ağustos’ta Çanakkale’ye binlerce kişi ile çıkarma yapmaya hazırlanan CHP bu etkinlikle, Çanakkale Savaşı’nda son süngü savaşı olan ve Mustafa Kemal’in Atatürk olma yolunda en büyük adımlarından birini attığı Anafartalar’ın tarihsel önemini vurgulayacak. l ANKARA HDP İlçe EşBaşkanının eşine saldırı Ankara’da HDP Etimesgut İlçe Eş başkanı Kemal Gür’ün eşi Nurcan Gür, dün sabah saatlerinde saldırıya uğradı. Hastaneye kaldırılan Gür’ün bilincinin yerinde olduğu öğrenildi. HDP Etimesgut İlçe Eşbaşkanı Gür, saldırıya dair şu bilgileri aktardı: “15 gündür tanımadığımız kişilerce takip ediliyorduk, tehditler almıştık. Bugün ben evden çıkınca eşim tek kalmıştı. Sonra biri kadın iki kişi benim evden çıkmamın ardından apartmana girmişler. Sonra su vanasını kapatmışlar. Eşim de su bitti diye düşünüp bodruma inmiş. O sırada saldırmışlar. Kafasını merdivenlere vurup ölümle tehdit etmişler.” l Haber Merkezi ‘Hacivat’la Karagözİstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Kocasakal oyununun içindeyiz’ HİLAL KÖSE İstanbul Barosu Başkanı Avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu “Hacivat’la Karagöz” oyununa benzetiyor. “Hacivat ve Karagöz’ün birbirine girdiğini görürsünüz. Arkaya geçtiğinizde göreceğiniz tek şey ise birbiriyle kavga eden iki kişiyi oynatanın aynı kişi olduğudur. Önce doğru teşhisi koyalım. Daha büyük fotoğrafta emperyalizmin senaryosu var” diyor. Kocasakal ile Galata’daki baro binasında bir araya geldik. Ülke gündemini konuştuk. n Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklananlar var. Polis, sosyal medyada yazılanlar üzerine evlere baskın düzenliyor. Bu tabloyu nasıl yorumlarsınız? Topluma mal olmuş kişilerin başında politikacılar geliyor. Bu kişiler, eleştirilere daha fazla katlanmak zorundadır. İngiltere’de zamanında Tony Blair’i fino köpeği olarak çizdiler.Tasmasından tutup gezdiren Bush’tu. Blair’in gıkı çıkmadı. Bizde, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu, ifade özgürlüğünü, eleştiri hakkını ortadan kaldıracak ölçüde bir baskı aracı olarak kullanıyor. Bu çok vehamettir. İstifa etsinler n Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in Rize ziyaretini izlediğinizde bir hukukçu olarak ne hissettiniz? Müthiş bir üzüntü ve acı hissetim, çok samimi söylüyorum. Victor Hugo, ‘Cumhuriyet’in yargısı onun onurudur’ der. Yurt gezilerine katılmak istiyorlarsa, Cumhurbaşkanı’nı çok seviyorlarsa, derhal istifa etsinler, siyaset yapsınlar. Tarihe çok kötü biçimde geçecekler. Şunu unutmasınlar. Bugünler gelip geçecek. Değer Yargıtay Başkanı Cirit’in Rize ziyaretine tepki gösteren Kocasakal, “Cumhurbaşkanı’nı çok seviyorlarsa, istifa etsinler, siyaset yapsınlar” dedi. mi? Her şeyden kaçabilirsiniz ama aynalar bir süre sonra sizi rahatsız etmeye başlar. n Akademisyenlere yönelik baskıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Akademisyenler, zamanında çok büyük bir hata yaptılar. Bu canavarı kendileri yarattılar. 2010 referandumunda ‘yetmez ama evet’ cephesini oluşturdular. Şunu anlayalım: 2010 referandumu bugünkü binanın temelidir. Halbuki orda bir tek amaç vardı; yargıyı ele geçirmek. O zaman Erdoğan’a methiyeler düzenler, bir bakıyorum ki, bazı gazete köşelerinde Türkiye’nin faşizme gittiğini söylüyorlar. It’s too late. (Çok geç) Güce bakanlar... n Bu süreçte hiç konuşmayanlar da var. Neden susuyorlar sizce? Sizin söylediğiniz gruba ben bir ad taktım. Güce bakan. Günebakan gibi... Bugün suskun kalanlar için ecnebi filmlerinde meşhur nikâh sahnesi var. ‘Söyleyeceği bir şey olan ya şimdi söylesin ya da sonsuza kadar sussun.’ Türkiye için söyleyeceği bir şey olan varsa, başta bilimadamları, hukukçular olmak üzere, bugün söylesinler. Bir süre sonra bir şey ifade etmeyecek çünkü. Bugün öyle veya böyle kandırıldıklarını anlamış olanları da dışta bırakmadan yana değilim. Onları da belli bir safta toplamak gerekiyor. O saf antiemperyalist temelli bir saf olmalı. Klasikler ölmüyor. Faşizme karşı omuz omuza. Güzel bir şeydir, klasiktir. Bugün halen geçerli. Siyasete göz kırptı n CHP’de siyaset yapacağınız konuşulmuştu. Bu konuda bir karar verdiniz mi? Siyasete girmek herkes için bir haktır. Bazen görev haline geliyor. İstemesem de benle ilgili bir beklenti var. Ben de Çanakkale’de yatan şehitlere bir borcum olduğunu hissediyorum. Bu borcu ödemem gerekiyor, yoksa rahat uyuyamam. Gelecek günlere göre karar vereceğim. Ben kahramanlara inanmam. Ben dahil birtakım insanlara gereğinden fazla anlam yüklenmesini doğru bulmuyorum. Çirkin insanların kirli hesapları Dünya, güç hırsı, dolayısı ile para, mal düşkünlüğü, açgözlülük, bu uğurda haksızlık, zorbalık üzerine dönüp duruyor, bilmez değiliz. Bizim ülkemizde, bu düzen yeni ortaya çıkmadı, böylelerine ön açan, iş tutan, menfaat sağlayıp onlardan menfaat edinen ilk iktidar bu değil, bunu da biliyoruz. Yine de gazetemizin yayımladığı Panama belgelerinde adı geçen Türkiyelilerin çevirdikleri dolapları okudukça insanın bir kez daha midesi bulanıyor, insanlığından utanıyor. Ortalara dökülen, söz konusu miktarların ötesinde, tam anlamıyla “çirkin insanların kirli hesapları.” Tabii mesele sadece, burada kazanılanın vergiden kaçırılmak için karanlık hesaplara devredilmesi değil, memlekette kalandan ne vergi alınır, o vergi nerede harcanır, orası da ayrı bir hikâye, ama insan yine de “bu ne utanmazlık, kimden neyi kaçırıyorsun, ne yapacaksın paracıklarını kaçırıp, üst üste dizip, bunca dolap çevirip, mezara mı götüreceksin” demeden edemiyor. Sahiden nasıl insanlar bunlar ve bunlar gibi daha nicesi? Nasıl rahat uyurlar, ne hayrını görürler veya görmeyi umarlar bunca ihtirasın? Bir tanesinin açıkça söylediği gibi, “milletin anasına kastetmenin”, bu uğurda binbir dolap çevirmenin sahici kazanımı nedir? Nedir insanlardan istediğiniz, ne yaptı size millet ve anaları, bu neyin öfkesi, hırsı? Bizi kandırmanız mümkün değil de, sahi siz kendinizi neyle kandırıyor, avutuyorsunuz? Şeytan merdiveni... Belli ki paranız, ondan gelen gücünüz olmasa “adam sayılmamak”tan korkuyorsunuz, çok haklısınız, bakıyorum da, hiçbiriniz para gücünüz olmasa adam yerine koyulacak tipler değilsiniz, çünkü başka değeriniz, başka meziyetiniz yok. O nedenle, varsa yoksa para, siyasi güce çevrilmiş para, paraya çevrilmiş siyasi güç, tam bir şeytan merdiveni. Biliyorsunuz ki, paranın satın aldığını sandığınız sahte saygınlık, ayağınız kaydığında başka mecralara akacak, size gücünüzden dolayı saygı gösterenler, sizden beter soytarılar, o nedenle kaybetmekten korkmakta haklısınız. Peki, ne olacak, cibilliyetsiz üç beş kişi önünüzde el pençe dursa, ne olacak sizin gibi üç beş muhterisi sollayıp, bir adım öteye çıksanız? Sahi kendinizi nasıl hissediyorsunuz, ruh sağlığınız nasıl? Sahiden mutlu ediyor mu sizi bunca alavere dalavere içinde yaşamak? Sizden güçlü olanlardan tir tir korkarak, önlerinde ağlaşarak, gözden düşmemek için hayatınızı zehrederek yaşamak nasıl bir şey? Bir dakika bile durup ben ne yapıyorum, niçin yapıyorum diye düşünmez misiniz? Benden tavsiye, sakın durmayın, bir dakika düşünmeyin, yoksa dünyanız altüst olur, belki de o nedenle hayatınız durup düşünmekten kaçanların amok koşusu. Öncesini, sonrasını, öncekilerin yalanlarını, dolanlarını bir yana bırakıp, mevcut iktidara gelelim; bu mudur kutsal davanızın ön verdiği düzen? Bunlar mıdır “dava arkadaşlarınız”, öyle ise “dava”nızın ne olduğunu izaha gerek yok, insanlık tarihi zaten ihtiras ve zorbalığın işbirliği örnekleri ile dolu. Asıl önemlisi, bu rezilliklere nasıl ve ne adına meşruiyet sağlandığı. Şimdilerde, o meşruiyetin kaynağı, din, iman, vatan, millet, öyle değil mi? İktidarın etrafında eli kalem tutanların “ümmetin ümidi” dediği Türkiye’nin gerçek yüzü, para, pul, güç, ihtiras sarmalından başka nedir, nasıl tezahür ediyor, bir anlatsalar da anlasak? Bu ülkenin “ak” yüzü bu ise kara yüzünü artık siz hesap edin. Siz âlemi ve de ümmeti salak mı sanıyorsunuz? Sizden önce, din, millet, devlet kalkanı ardına saklanan niceleri oldu, Saddam Hüseyin işi kanıyla Kuran yazdırmaya kadar vardırmıştı, o da sonuna kadar Filistin davasının savunuculuğuna sarılmıştı. Bırakın onu, “Nusayri azınlık rejimi” dediğiniz Esad rejimi bile sonunda işi din siyasetine döndürmüştü, son dönemde Suriye’de cami inşaatından, hafızlık kursundan geçilmiyordu. Göz boyama Bir yandan, memleket talan edilecek, işler sarpa sarınca, para gelsin de nerden gelirse gelsin diye, “parayı getirenin anası babası, parayı nereden bulduğu sorulmayacak” diye davetiye çıkarılacak, bir yandan “Ayasofya’da ilk ezan, ibadete açıldı açılacak” diye gözler boyanacak. İşin özeti bu değil mi? Ne demek, “parayı nereden buldun diye sorulmayacak”, “haram” paraya kucak açmak değil mi? “Terör, uyuşturucu parası olmayacak”mış, madem kaynağını sormayacaksınız, neyin parası olduğunu nereden bileceksiniz, zaten helal yoldan para kazanan kaynağını açıklamaktan neden çekinsin? Nihayet, sanıyor musunuz ki, o paralar size hayredecek, kendinizi de memleketi de öyle bir girdaba soktunuz ki! Allah müstehakınızı versin. l MÜSLİM’DEN, De mistura’ya tepki BM ile PYD arasında ‘federasyon’ tartışması PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, BM Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura’nın “Suriye’de Kürtlerin nüfusun yüzde 5’ini oluşturduğu ve federasyonun sıkıntı yaratacağı” yönündeki açıklamalarını Amerika’nın Sesi Radyosu Kürtçe servisine değerlendirdi. Müslim, “Söylediği doğru değil. Suriye’de nüfusun yüzde kaçının Kürt olduğunu bilmiyor. Federasyonun Suriye için sorun çıkaracağını düşünen ler, başka çözümleri varsa ortaya koysun. Suriye’nin parçalanmaması ve bütün olarak kalması isteniyorsa, federasyondan başka çözüm yok. Kürtlerin içinde olmadığı siyasi bir çözümün gerçekleşmesi zordur. Federasyonu kabul etmeyenler, Suriye’nin karanlıkta kalmasını isteyenlerdir. Biz kimseyi beklemiyoruz. Proje ve planlarımız var. Halkımızı korumak için bunları hayata geçiriyoruz” dedi. l DİYARBAKIR /DHA Salih Müslim HDP’deki oruç polemiğine PKK’li Karasu da katıldı PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Mustafa Karasu, HDP Milletvekili Kadri Yıldırım’ın HDP’nin milletvekillerini eleştiren sözlerine isim vermeden yanıt verdi. Karasu, örgütün Avrupa’daki yayın organlarından Yeni Özgür Politika’daki köşesinde yazdığı yazıda, “Ramazan ayında İslam’ı referans aldığını söyleyen bazı kişiler tarafından HDP’ye yönelik töhmet altında bırakıcı açıklamalar yapılmıştır. Böylece İslam inancında olan halkımızın kafasını karıştırma amaçlanmıştır” dedi. Yıldırım’ın ismini yazıda geçirmeden konuya yanıt veren Karasu, “Bugün İslam toplumlarının, İslam adına konuştuğunu söyleyen İslam’ın toplumsal değerlerini saptıranlar ya da toplumsallığa düşman kapitalist emperyalist güçlerle işbirliği yapanlar tarafından ne duruma düşürüldüğünü görmekteyiz” ifadelerini kullandı. Karasu “HDP demokratik ve özgürlükçü bir partidir. Bu özgürlüğü tüm toplumsal kesimler, dinler, inançlar ve kültürler için savunmaktadır” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle