22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 25 Temmuz 2016 10 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ CHP’NİN DÜZENLEDİĞİ MİTİNGDE YÜZ BİNLERCE KİŞİ DARBEYE KARŞI BULUŞTU Kan kültürünün bugünü: İdam “Bizden birini öldürdüler, onlardan biri de ölmeli...” Tanrıların gazabı belirleyiciydi. O gazaba uğrayanların sonu ölümdü. Sonra tanrısallaşmış egemenlerin gazabına geçildi. Kral, sultan, hükümdar, şah, imparator, başrahip, papa, şeyhülislam, klan şefi, aşiret reisi buyurdu: “Koparın kellesini... Vurun... Çarmıha gerin... Kazığa oturtun... Asın... Yedi iklim dört bucakta, Uzak Asya’da Çin, Güney Asya’da Hint uygarlıklarından, Amerikan anakarasında Aztek, Maya uygarlıklarına, Avrupa’da engizisyondan Sibirya steplerinde Çar egemenliğine, Ortadoğu’nun kana doymaz topraklarına kadar kan kültürü alabildiğine ve yüzyıllar boyu sürdü... Sonra... Sonra ağır akan insanlık ırmağı ilkel kavimlerden kalan kültürel mirasları sorgulamaya başladı. Kan kültürü ilk sorgulanan ve ilk defteri dürülen değildi. Pek çok ülkede kan kültürü hâlâ baskın. Bireylerin ya da toplumların kabarmış intikam tutkularını “tatmin eden” ölüm cezası yaygın ve canlı. HHH Sevinelim, kıvanalım, övünelim. Çin’de, Kuzey Kore’de, en uygar (!) Amerika Birleşik Devletleri’nde idam cezası yürürlükten kaldırılmamışken Türkiye bunu başardı. 2004’te, AKP tek başına iktidardayken, anayasadan ve ceza yasasından çıkarıldı. Alkışladık. 2004’ten bugüne kadar kocasını, çocuğunu sıradan bir cinayette ya da bir terör saldırısında, çatışmada kaybeden annelerin, babaların, çocukların “En ağır ceza verilsin. İdam edilsin” çığlıklarına tanık olduk ama bunun taşınması zor bir acının kamçıladığı intikam çağrısı, kan kültürünün günümüzdeki kalıntıları olduğunu bildik, önemsemedik. Anayasa idam cezası utancımızı silip atmıştı. HHH 2016 Temmuzu’ndayız. Budala ama çok ciddi bir askeri darbe önlendi. Bunda dik durmayı beceren bir iktidarın ve siyasal yönelimleri ne olursa olsun tankların karşısına dikilen halk kitlelerinin payı büyük. Ancak aynı kitleler darbenin önlendiği saatlerden itibaren “İdam isteriz” naraları ile meydanları inletti. Kan kültürü anayasa ve yasalardan silinmiş ama toplumun epey önemli bir kesiminin bilincinde varlığını sürdürüyordu. Daha vahimi var ama... Siyaset esnafı, hem de bakan gibi, Başbakan gibi, Cumhurbaşkanı gibi devletin dizginlerini elinde tutan, Parlamento’da istediğini kabul ettirmekte zorlanmayan siyaset esnafı da kan kültürünü bilincinde ya da bilinçaltında taşıyor. Üstelik bunu “Halkın isteğidir. Dikkate alacağız” gibi popülist bir söylemle gerekçelendirmekte duraksamadı. Popülist teriminin “Halkçı” değil, “Halk dalkavukluğu” anlamına geldiğini unutmayalım. “Yok canım, idam geri getirilemez, bunlar kalabalıkların gazını almak için böyle konuşuyor” diyenler fena halde yanılıyor. Bugünkü Cumhuriyet’te okuyacaksınız, AKP kurmayları harıl gürül idam cezasının geri getirilmesine yasal ve toplumsal kılıf aramaktalar. Anlaşılan onlar açısından idamı geri getirmenin vicdani ve toplumsal bir sakıncası yok. İnsan haklarının, insanlığın hukuksal ve vicdani kazanımlarının “Halk bunu istiyor” gerekçesi ile tartışılmasının bile ayıp ve suç olduğu umurlarında değil. Kan kültürü sadece oradan oraya sürüklenebilen kalabalıkların bilincinde değil iktidarın tepelerinde de varlığını dipdiri sürdürüyor. Yazık ve utanç... l KADİR TOPBAŞ AÇIKLADI İstanbul’a şehitler parkı yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Baş kanı Kadir Topbaş, 39 ilçe belediye başkanı ile birlikte, Saraçhane Belediye Binası önünde önceki gün düzenlenen Demokrasi nöbeti eyleminde konuştu. Topbaş, 15 Temmuz şehitleri için 1 milyon 200 bin metrekarelik şehitler parkı yapacaklarını belirtti. Başkan Topbaş 15 temmuz darbe girişimine engel olmak için Türkiye genelinde yaşamını yitiren tüm yurttaşların anısına bir park yapacaklarını belirterek, “Bütün şehitlerimizi hatırlatan 1 milyon 200 bin metrekarelik büyük bir park hazırlıyoruz. Şehitler Parkı’mız olacak. Orada şehit olan vatandaşlarımız anısına sergiler açılabilecek ve orada onların isimlerini yaşatacağız inşallah” dedi. Topbaş, “hainler mezarlığı” açıklamasını tekrar gündeme getirirek “Talimatı verdim. Hainler Mezarlığı yapacağız. İhanet edenler mezarlığı. Vatan hainleri mezarlığı. Milletimiz oraya Fatiha okumaya değil, lanet okumaya gidecek. Çünkü onlar ancak bunu hak ederler” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Taksim Türk bayrakları ve Atatürk posterlerinin taşındığı mitingde sık sık “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Yağma yok Cumhuriyet var” sloganları atıldı. Sanatçı Onur Akın “Darbelere karşı tek yürek diyorum” dedi. Akın’ın ardından Selçuk Balcı ve Hilmi Yarayıcı sahne aldı. Gazetemiz yazarı koalisyonuAtaolBehramoğludaonbinlerekonuştu. AKP ile birlikte çok sayıda parti, sendika ve demokratik kitle örgütü üyelerinin de katıldığı mitingde “Darbeye hayır” denildi CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği, AKP ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgü Katılımcılar, miting alanına girişte 5 ayrı noktada kurulan polis noktalarından üst araması yapılarak alındı. Gezi gençlerin aileleri yer aldı. AKP’den üst düzey katılım tü, sendika temsilcisi, sanatçı, yazar ve Parkı önünde bulunan konuşmaların ya Alana İstiklal Caddesi’nden AKP Genel aydınların destek verdiği Taksim Meyda pılacağı sahneye “Cumhuriyete ve De Başkan Yardımcısı Mehmet Müezzinoğ nı’ndaki “Cumhuriyet ve Demokrasi” mi mokrasiye Sahip Çıkıyoruz” yazılı dev lu, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçe tinginde on binler, hep bir ağızdan “Dar bir pankart asıldı. Türk bayrakları ve kapılı, TBMM Grup Başkanvekili Mehmet belere hayır” dedi. Meydandaki kitlele Atatürk posterlerinin taşındığı miting Muş, AKP İl Başkanı Dr. Selim Temurci, re “10 maddelik Taksim Manifestosu”nu de sık sık “Türkiye laiktir, laik kalacak”, AKP milletvekili Mihrimah Belma Satır, okuyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Yağma İBB Başkanı Kadir Topbaş, Beyoğlu Bele daroğlu, Manifestosunu oylamaya sun yok Cumhuriyet var” sloganları atıldı. diye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile du. Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine alandakiler ellerini kaldırarak onay verdi. Geniş güvenlik önlemleri Kitle örgütleri meydanda DİSK, KESK, TMMOB, TTB, Kuzey Ormanları Savunması, Türk Kızılayı, il, ilçe yöneticileri de yürüdü. Sanatçılar bildirisi Aralarında Fazıl Say, Arif Sağ, Er Taksim Meydanı’nda dün düzenle Eğitim Sen, Eğitimİş Sendikası, Türk dal Erzincan, Tarık Akan, Genco Er nen miting için sabah saatlerinden itiba İş Sendikasi bölge temsilcilikleri, Bir kal, Edip Akbayram, Müjde Ar, Güler ren hazırlıklar başladı. Miting öncesi sa leşik Haziran Hareketi, Emek Parti Duman, Bedri Baykam, Menderes Sa at 15.00 gibi tüm meydan boşaltıldı ve si, ESP, Halkevleri, Atatürkçü Düşün mancılar, Timur Selçuk gibi çok sayı bomba araması yapıldı. Kitleler, öğle sa ce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme da oyuncu ve sanatçının imzasının bu atlerinden itibaren Şişli, Osmanbey, Tak Derneği, Alevi Bektaşi Dernekleri Fede lunduğu “Laik ve demokratik Cumhu sim Tünel, Tepebaşı, Beşiktaş’tan Tak rasyonu, Alevi Vakıfları Federasyonu, riyeti savunuyoruz” başlıklı bildiri de sim Meydanı’na “Cumhuriyet ve demok Ergenekon ve Balyoz davalarından yar mitingde okundu. rasiye sahip çıkalım”, “Askeri ve sivil gılanan bazı isimler ve aileleri, Ergene İstanbul Emek ve Demokrasi darbeye hayır”, “Ne darbe, ne dikta, ikti kon davası kapsamında tutuklandıktan Koordinasyonu’nun ortak açıklaması dar halka”, “Darbelere hayır”, “Egemen sonra intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın okundu. Metinde, “Darbe bir insanlık lik kayıtsız şartsız milletindir”, “Yaşasın ailesi, aynı davada tutuklanan ve ya suçudur, lanetliyoruz. Ne askeri, ne de laik demokratik Türkiye”, “İdama hayır” şamını yitiren Kuddusi Okkır’ın aile sivil darbeleri kabul ediyoruz” ifadele döviz ve pankartları açarak yürüdü. si, Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren rine yer verildi. ” Kılıçdaroğlu Taksim Manifestosu’nu alandakilere onaylattı Tarih yazdığımız gün Kılıçdaroğlu saat 18.20 sıralarında eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile kürsüye gelerek on binlere seslendi. “Gün birleşme günüdür” diyerek kitlelere seslenen Kılıçdaroğlu “Gün dikta devletine yönetimlerine karşı direnme günüdür. Gün halkın sesini dinleme günüdür. Bugün Taksim’deyiz. Bizim için, hepimizin tarih yazdığı bir gündür” dedi. Konuşmasında, “Taksim Manifestosu”nu okuyan Kılıçdaroğlu, okuduğu 10 maddeyi alandaki yurttaşların oylarına sundu. Kılıçdaroğlu, “Artık çocuklarınıza, torunlarınıza diyeceksiniz ki 24 Temmuz 2016’da Taksim Meydanı’nda demokrasiye ve Cumhuriyete bağlılığımızı, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına bağlılığımızı el kaldırarak onayladık diyeceksiniz” dedi. “Hep birlikte demokrasiye, Cumhuriyete sahip çıktık” diyen Kılıçdaroğlu, Taksim manifestosunun Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi tarihinde yerini alacağını söyledi. ‘Tarihi bir meydandayız’ Kılıçdaroğlu “Tarihi bir meydandayız Taksim Meydanı’ndayız ve tarihi bir gündeyiz. Taksim Meydanı, bizim demokrasi tarihimizde yer alan bir meydandır. Ecevit’e suikast düzenleneceği söylendiğinde, Ecevit şu açıklamayı yaptı ‘Yarın tek başıma Taksim’e gideceğim’ dedi. Ve geldi, arkasında bugün olduğu gibi yüzbinler vardı. 1 Mayıs 1977 kanlı bir mayıs olarak tarihe geçen bir gün. Ve o gün çok sayıda vatandaşımız, hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak bizim tarihimizde yer alan ve henüz aydınlığa kavuşmamış olan bu meydanda geldi” dedi. Gezi Parkı’nı anımsattı Gezi Parkı Direnişi’ni de anımsatan Kı lıçdaroğlu “Ve Taksim meydanı... Ağaçların kesilmemesi için gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan. Bu meydanlarda Gezi olayları yaşandı ve o olayda ellerinde karanfiller, kitaplarla gençlerimiz, bu ülkenin gençleri, umudumuz, hep beraber ayağa kalktı. Ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz, kardeşçe yaşamak istiyoruz” dedi. Medyanın önemi Medyanın özgürlüğünün önemine de dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Medya özgürlüğünü sağlamak hepimizin ortak görevidir. Bakın 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar, bugün yaptıkları hataların inşallah farkı na varırlar” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, darbe girişimi sırasında er ve erbaşların linç edilmesini de eleştirdi ve linç edenlerin yargılanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Demokrasi, adalet demektir. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Yasama, yürütme ve yargı. Gelin dördüncü güç olarak medyayı da anayasamıza açıkça yazalım. Türkiye’nin hiçbir meydanı kapatılmamalı. Meydanlar halkın enerjisini boşaltacağı yerler olmalı. Balyoz, Ergenekon, Casusluk davası... Pek çok subay asker gereksiz yere hapse tıkıldı. Siyasal iktidarlar demokrasiden yana tavır alacaklarsa, iadeyi itibar yapmak zorundadırlar. Umarım 15 Temmuz darbesi uzlaşma kültürünü harekete geçirir. Ne darbe, ne dikta, yaşasın özgürlükçü demokrasi.” 10 MADDELİK MANİFESTO 1 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış; ama bombalar altına parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz. 2 Bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır. 3 Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz. 4 Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır. 5 Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır. 6 Bu darbe girişimi anayasada, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur 7 Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır. 8 Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur. 9 İnancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır. 10 Devlet kinle, öfkeyle, önyargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir” dedi. HABER VE FOTOĞRALAR >>SİBEL BAHÇETEPE, SEYHAN AVŞAR, KAAN SAĞANAK, CAN EROK C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle