Katalog

haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Savcı AKPCemaat ortaklığını sakladı Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun, “Fethul Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişiye lahçı Terör Örgütü”ne lişkin yürüttüğü ana soruşturma so açılan davada, cemaatin özellikle AKP döneminde nasıl nunda hazırladığı 660 sayfalık iddianameyi, Ankara 4. Ağır Ceza örgütlendiği, ‘AKP iktidarı direkt suçlanmadan’ anlatıldı Mahkemesi’ne sundu. Bir numa ralı sanığın Fethullah Gülen’in olduğu iddianamede; Hidayet Kara ca, Ekrem Dumanlı, Akın İpek ve eski milletvekili İlhan İşbilen’in de arala lü görmezden gelindi. Sadece, “Türkiye’de geçmişteki bütün siyasi iktidarlar, muhalefet, diğer dini cemaatler, kamu ve sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, ordu, kısaca toplumun her kesimi mezlikten gelmişlerdir. Bu yapılanma hiçbir zaman ciddi bir araştırma ve soruşturma konusu yapılmamıştır.” Devletin arşivi elinde Nereye, nasıl sızdılar? rında bulunduğu 73 sanık hakkında ana ALİCAN ULUDAĞ yasal düzeni değiştirmek, hüküme ti devirmeye teşeb büs, silahlı terör ör gütü kurmak, yönetmek, üyesi ol mak gibi suçlardan ikişer kez ağır laştırılmış müebbet ve 65’er yıl sü reli hapis cezası istendi. İddianamede, cemaatin örgüt olarak gelişiminin, üç aşamada in celendiği kaydedildi. İlk aşamanın 12 Eylül 1980 askeri darbesine ka dar süren Işık Evleri ve dershane ler üzerinden yürütülen “sızarak kadrolaşma” hareketi olduğu be lirtilen iddianamede, ikinci aşama 12 Eylül darbesinden hemen son raki serbest pazar ekonomisine ge çilmesi ile buna uygun hoca profili olarak Gülen ve cemaatinin kendi ni gösterdiği kaydedildi. İddianamede, 3. aşama olarak da “Cemaatin, korkunç bir deve dö nüşmesi ve terörizme giden üçün cü aşaması 28 Şubat 1997 post modern darbe vakasından son radır” denildi. Ancak iddianame de, cemaatin asıl büyüdüğü AKP dönemi anlatılırken iktidarın ro nin, elbirliğiyle Fethullahçı Terör Örgütü’nün bu büyümesinden ve kadrolaşmasından sorumlu olduğu” savunulurken “Bu terör örgütü, toplumun her kesimini aldatarak saflığından yararlanıp veya iyi niyetini suiistimal ederek gelişip güçlenmiştir” ifadesi kullanıldı. 2007’den sonra İddianamede, cemaatin en büyük kadrolaşmayı AKP döneminde yaptığı üstü örtülü olarak şöyle anlatıldı: “Örgüt, 2007 yılından sonra örgütlenmesini tamamlamış, güç dengesini lehine çevirmiş ve operasyon hünerini ortaya koymuştur. Anayasa değişikliği örgütü devlet içinde çok ileriye taşımıştır ve 12 Eylül 2010 sonrasında artık örgüt kendini devletin tek fiili hakimi olarak görmeye başlamıştır. Bu durum 17 Aralık 2013 gününe kadar devam etmiştir. Bu örgütlenme dini bir cemaat sanılarak devletin bütün sistemi ve siyasal iktidarlar tarafından kuruluşundan beri korunup kollanmıştır. Siyasal iktidara gelen bütün partiler, dini cemaat olarak gördükleri yapının kusur ve hatalarını gör Örgütün devletin bütün hafızasını kopyalayıp elde ettiği vurgulanan iddianamede, “Bütün arşivlerini ve depolanan her türlü gizli veya gizli olmayan bilgiyi, devlet sicillerini, depolanan her belgeyi ve tapu, nüfus, okul, üniversite, hastane, adli sicil, istihbari bilgiler ve her türlü bilgiyi 1995 yılından beri elde etmiştir. Devletin her tür bilgisi halen bu örgütün de elinde bulunmaktadır” denildi. FETÖ’nün devletin bütün kurumlarına sızarak fark ettirmeden kadrolaşıp buraları ele geçirdikten sonra bütün devleti yönetmek istediği aktarılan iddianamede, “FETÖ nihayet devleti ele geçirecek oranda kadrolaştıktan sonra asker ve yargı ve emniyetteki mensuplarını kullanarak 17 Aralık’ta harekete geçmiştir” değerlendirmesinde bulunuldu. İddianamede, örgütün “mahrem yerler” olarak nitelendirdiği ve özel olarak kadrolaştığı kurum ve kuruluşlar, “Askeri Harp Okulları, GATA, TSK, Polis Kolejleri, Adalet Akademisi, Yargı Kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, TİB, ÖSYM, TÜBİ İddianamede, bazı kurumlara ilişkin kadrolaşma şöyle anlatıldı: EMNİYET: Bu kolluk gücü ile örgütün yasama, yürütme ve yargı erklerini ele geçirene kadar sürecek geçiş döneminde, tüm kamu birimlerinin fethedilmesinde koçbaşı gibi kullanılan emniyet teşkilatı ile örgüt devlet içerisindeki paralel yapılanmasına yeni mevziler kazandırmıştır. MİT: Kurumda FETÖ’nün örgütlü yapısının olduğu buraya müstakil imam tayin edilmesinden anlaşılmaktadır. YARGI: Türkiye’de yargı ve özel yetki ve görev verilen yargı bir dönem tamamen cemaat denetimindedir... FETÖ, 12.09.2010 günü, yapılan anayasa referandumu sonrasında yeni oluşturulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda seçimle gelen üyelikleri elde etmiştir. Bu HSYK örgüte mensup 160 hakim ve savcıyı Yargıtay üyeliklerine atamıştır. Yeni seçilen 160 üye ile örgüt, çoğunluğu ele geçirdiği Yargıtay’da, tek söz sahibi oluvermiştir. TSK: Gülen ve cemaati, 1971 yılından itibaren TSK içerisinde örgütlenmeye çalışmaktadır. O dönemde TSK içerisine yerleştirilen öğrencilerin birçoğu şu anda kurmay albay veya general rütbesindedir. TSK içerisindeki bu yapı ordu disiplinini bozacak ve ül ke savunmasında zafiyet oluşturacak İddianamede Cemaatobama ilişkisi bir yoğunluğa ulaşmıştır. TSK içindeki bu yapılanmaya güvenerek kimi örgüt mensupları iç savaş ve as iade dosyası ABD yolunda Gülen’in iadesi için hazırlanan dosya, ABD adli makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı’na ulaştı. Dosyada, Gülen’in “nitelikli dolandırıcılık”, “belgede sahtecilik”, “iftira”, “suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama”, “zimmet”, “dinlenme”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ile “kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmek” suçlarını işlediği belirtiliyor. İddianamede, FETÖ’nün uluslararası ilişkileride ele alındı. Örgütün ABD Devlet Başkanı Barack Obama ile ilişkisi şöyle anlatıldı: “FETÖ’nün Kenya Ülke Sorumlusu olarak atanan Ahmet Kara, Bush’tan 20.01.2009 günü görevi devir alan Obama’nın yemin törenine davet edilen şahıslar arasında yer almıştır. Davet, Kara’nın Gülen’in talimatı doğrultusunda Obama’nın başkan adayı olmasıyla birlikte, Kenya’da yaşayan ailesiyle ilgilenmesi, akrabalarının çocuklarını gruba ait okula ücretsiz kabul etmesi ve aile fertleriyle iyi ilişkiler tesis etmesinin sonucu olarak gerçekleşmiştir. Bu durum dahi FETÖ’nün uluslararası ilişkileri, siyasi dengeleri ve ileriye dönük menfaatlerini ne ölçüde gözettiğinin önemli bir ispatıdır.” Fethullah Gülen keri darbeden söz etmektedir. Örgütün en fazla kadrolaştığı ve egemen hale geldiği devlet kurumu TSK olmuştur. TSK içinde organize ve güçlü bir yapılanma olmasına rağmen suç işleyen askerler dışında kalanlara sırf ce maatten oldukları için bir suç isnadı yapılamadığından bu konu ayrıca incelenmek üzere kişilerin suçlandığı genel örgüt yapısından ayrı tutulmuştur. ‘İtirazsız hizmet’ yemini Edirne’de hazırlanan iddianamede cemaatin 18 maddelik prensip ve kuralları yer aldı Edirne’de Gülen cemaatine yönelik soruşturmada 43 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede bir numaralı şüpheli Fethullah Gülen hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 32 yıl kadar hapis cezası istendi. Cemaatinin amacının devleti ele geçirmek olduğu ancak “siyasal iktidarların da siyasi sebepler ve destek görme kaygısıyla cemaeti birçok kez desteklediği” vurgusu yer aldı. İddianamende yer alan cemaatin yemin metninde şu ifadeler yer aldı: “Gücüm yettiği kadar Kuranı hayatıma gaye edineceğime, kardeşlerime karşı sadakat izinde bulunacağıma, halkın ve talebe arkadaşların izzet ve onurlarını izzetim ve onurum kadar yükseltmeye çalışacağıma, kusurlarımın hatırlatılması karşısında memnuniyet ihzar edeceğime, dahilden ve hariçten gelen bilumum taarruz ve tenkitleri, ‘nefsime yapılmış’ gibi ‘ret’ edeceğime, hizmet adına uhdeme aldığım vazifeleri veya kararla bana tahmil edilen mükellefiyetleri, ‘itirazsız’ yerine getirmeye çalışacağıma, münferit hareket edip bu kararlara muhalif davrandığım an, ‘herhangi bir talebe gibi’ dershanede vazifeme devam edeceğime, VallahBillah kasemleriyle yemin ediyorum.” İddianamede, yemin edenlerin uyması gereken prensip ve kurallar da sıralandı. Söz konusu 18 madde arasında, “Finansman kaynaklarının tekele verilmesi, şahsi tasarruflar yapılmaması, finansmanların derneğe verilmesi” gibi ifadeler yer aldı. l DHA GAP sorumlusu Siirt’te çatışma ve yasak PKK’liler Siirt’teki Cumhuriyet Polis Karakolu ile 3. Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı Doğu Kışlası’na önceki gece saat 02.45 sıralarında önce 2 roketatar attı ve uzun namlulu silahlarla taciz ateşi açtı. PKK’lilerin eş zamanlı saldırısı sırasında evinin damında uyuyan 40 yaşındaki Besna Erzen ile 10 yaşındaki oğlu Yusuf Erzen, şarapnel parçalarının isabet etmesi so nucu hafif yaralandı. Saldırının ardından çıkan çatışma aralıklarla sabaha kadar sürdü. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Sakarya ve İnönü mahallelerinde yaşayan bazı vatandaşlar evlerini terk etti. Güvenlik güçleri operasyonların sürdüğü iki mahallenin giriş ve çıkışlarını tutarak abluka altına aldı. Siirt Valiliği dün saat 18.00’den itibaren bazı mahallelerde sokağa çıkma yasağı ilan etti. öldürüldü Mardin’in Kızıltepe İlçesi Büyüktepe Mahallesi’nde düzenlenen operasyonda “Firaz Bagok” kod adlı Mahsum Ay, “Kurtay Birhat Feraşin” kod adlı Yahya Yağmur, “Welat Samsur” kod adlı Mehmet Kulbay, “Bingol” kod adlı Mahmut Güçlü ve “Mordem Gelhat” kod adlı Beşir Uca öldürüldü. Mahsum Ay’ın örgütün “GAPRuha sorumlusu” olduğu belirtildi. Ay’ın Şanlıurfa ve Siverek’te gerçekleşen çok sayıda saldırılarının faili olduğu belirtildi. ADüşman olacağımıza kardeş olalımVAAĞIŞLRIİNSI İ ğrı Vali Musa Işın, “İstesek de bu ülkeyi böle kamında kabul eden Vali Işın, “An mak istiyorum, televizyon açmak kara ne kadar bizimse, Ağrı’da o istiyorum, özel okul açmak istiyo meyiz. Düşman olacağımıza, kar kadar bizimdir. Diyarbakır ne ka rum’ diyene ‘yapmayın’ demiyo deş olalım. Kin ve nefret ile birbiri dar bizimse, İstanbul da o kadar ruz. Eğer istiyorsanız, buyurun ge mize bakacağımıza, sevgi ile baka bizimdir, İzmir ne kadar bizimse, lin ben size onay vereyim. Açın bir lım” dedi. Türkiye Gazeteciler Kon Van da o kadar bizimdir. Biz, böy özel okul, Kürtçe anadilde eğitim federasyonu Başkanı Nuri Kolay le düşünüyoruz” dedi. Işın, sözleri verin. Hiçbir şey, terörün gerekçe lı ve yönetim kurulu üyelerini ma ni şöyle sürdürdü: “‘Kürtçe konuş si olamaz” l DHA Cumartesi 16 Temmuz 2016 5 Goethe’nin dinlerle ilişkisi On sekizinci yüzyılın ikinci, on dokuzuncu yüzyılın birinci ya lişiminden söz ediliyor. “Bir ruh, hatta Tanrısal bir ruh tarafından var edildiğine, adeta rısında toplam seksen üç yıl yazdırıldığına inanılan Kutsal yaşamış olan Johann Wolf Kitap”ın çeşitli bölümlerinde gang Von Goethe’nin bir öz ki birbirini tutmazlıkların hem yaşam anlatısı (otobiyogra inananlar hem inançsızlarca fi) başyapıtı olan “Yaşamım uzun süredir eleştirildiği vur dan Şiir ve Hakikat” adlı kita gulanıyor… bından önceki bir yazımda da HHH söz etmiş, yeri geldikçe za 423. sayfada “mistikdi man zaman söz etmeyi sür ni bağlamdaki kimyasal uğ düreceğimi de belirtmiştim. raşlarım beni karanlık bir ala Sadece bulunduğumuz na sürüklemişti..” diye Fa coğrafyada değil pek çok ül ust’umsu bir cümle var… Ki kede İslam dini adına işlenen tabın bütününü okuduğunuz dayanılmaz, bağışlanamaz, da ve zaten Goethe’yi tanı hiçbir insani değerle bağ yorsanız, onun ilgi alanlarının, daştırılamaz cinayetlerin sü meraklarının akıl almaz ge rüp gittiği şu günlerde, sözü nişliğini ve çeşitliliğini bilirsi nü ettiğim kitapta din ve bir niz… Dinler ve mistisizm de yerde de (peygamberi özelin bu alanların başlıcalarından de) İslam diniyle ilgili görüş biridir kuşkusuz… Buradaki ler üzerinde düşünmek iste sorun Goethe’nin bu “karanlık dim… alan”da takılıp kaldığı mı, çık Yine daha önce belirttiğim tıysa eğer nasıl çıktığıdır. Ki gibi Mahmure Kahraman’ın tabın daha önceki sayfaların akıcı ve dipnotlarla bilgilen dan birinde bunun ipuçlarını dirici çevirisinden Goethe’yi buluyoruz: okurken, sanki bir çağdaşı “Başkaldıran insan olmak mın, arkadaşımın, bir düşün ve karşı çıkmak zevki hepi daşımın, sadece bu çağa de mizde vardır.” ğil, sanki bugüne ve bütün Bu cümlenin ardından, “her zamanlara ilişkin görüşleri insanın kendine has bir dini ni öğreniyor gibiydim. Goet vardır……benim de kendime he şaşılası ve hayranlık duyu özgü dinimi oluşturmamdan lası bir yalınlık, berraklık, açık daha doğal bir şey olmama sözlülükle konuşuyor. Onunla lı” diyerek “birbirinden fark bu tanışıklıktan mutluluk duy lı fikirleri zevkle” okuduğu dum. Her cümlesinden, her nu, sonuçta kendisine “her saptamasından, anlattığı her metik, mistik ve kabalist şey şeyden yaşam fışkıran böy lerin de etkisiyle” esasını ye lesi bir insanın fiziksel olarak ni Platonculuğun oluşturdu yaşamıyor olmasını saçma, ğu bir dünya yarattığını an anlamsız, kabul edilemez bul latıyor… Benim buradan an dum… ladığım, Goethe’nin aydın HHH lanmacı ateizmden (Örneğin Önemsediğim ve genellik Voltaire’den) farklı, fakat bi le bu türden ya da bilimsel linen dinlerden de uzak bir konulardaki kitapları, satırla yerde durduğudur… rın altını kurşunkalemle çize HHH rek, boş sayfalara ve o say Kitabının (Voltaire’le bir falar dolduğunda da başkaca likte) Fransız aydınlanma kâğıtlara notlar alarak, sayfa cılarının en radikal ateis sayılarını not ederek okurum. ti olan J.P.d’Holbach’la il Bu kitap için de kuşkusuz ay gili beş yüzüncü sayfalarında nı şeyi yaptım. bu konuda söyledikleri, genç Kitabının 286. sayfasında Goethe’nin (bence bütün ya Goethe, İncil’i (ve onunla bir şamınca olgunlaşarak süren) likte sanırım Tevrat’ı da) kas yaşam anlayışının da özeti tederek, “ahlâki eğitimimin sayılabilir… neredeyse tümünü ona borç Holbach’ın ateizmini, “yaş luydum” diyor… Burada sözü lılığın özeti gibi yavan gelen” edilen “ahlâk”, ibadete, dün yaradılışsız yaradılış kuramını ya ötesi bir inanışa değil, ya eleştirirken bunu herhangi bir şanmakta olan dünyaya iliş din adına değil, “hayat dolu kindir. bilgiler, deneyimler, çalışmak Nitekim bu cümlenin ön ve edebiyat yapmak enerji ve cesinde ve sonrasında yer tutkusu” adına yapıyor… alan sayfalarda, “olayla Tutucu Hıristiyanlığın “ya rı net görebilen bir zekâ” ve Hıristiyan ya ateist ol!” dayat “ölçülülük”le “tüm düşünce masına karşı da “rahatlıkla lere karşı adil olmak için ta ateizmde karar kılacağını” be mamen orta yolu ve ılımlılı lirtiyor… ğı esas alan” felsefenin ge Konuyu sürdüreceğim… Gaziantep’te 12 okula kayyım Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen martta bünyesinde 12 okul bulunan Güney Eğitim Kurumları’na operasyon düzenlemiş ve yüzlerce belgeye el koymuştu. Operasyon sonrasında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) uzmanları tarafından Güney Eğitim Kurumları’nın belgelerinde ve para hareketlerinde yapılan inceleme sonucunda, kurumun işlemlerinde usulsüzlük belirleyip vergi kaçırıldığı ve okulların gelirinden Gülen Cemaati’ne para aktarıldığı tespit edildi. Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, MASAK raporuna dayanarak kuruma 5 kişilik kayyım atanmasına karar verdi. l Yurt Haberleri Suruç anmasına valilik engeli Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde geçen yıl, Kobani’ye giderek oyuncak götürmek isteyen ve çocuk parkı yapmak isteyen SGDF üyesi 33 gencin IŞİD’in canlı bomba saldırısıyla katledilmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Katliamın 1. yıl dönümünde yapılmak istenen anma etkinlikleri Şanlıurfa Valiliği tarafından yasaklandı. Valilik, 15 25 Temmuz tarihleri arasında yapılması planlanan her türlü yürüyüş ve eylemin yasaklandığını açıkladı. DBP üyeleri dün öğle saatlerinde Şanlıurfa Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde toplanarak valiliğin yasak kararını protesto etmek istedi. Zırhlı araçlarla yoğun güvenlik önlemi alan polisler, DBP İl Eşbaşkanı Hidayet Enmek’e basın açıklaması yapılması halinde müdahale edeceklerini söyledi. Bunun üzerine grup basın açıklaması yapmadan dağıldı. DBP İl eş başkanı Hidayet Enmek, valiliğin yasak kararını kınadıklarını söyledi. l DHA Diyarbakır’da İki ilde sokağa yoğun önlem çıkma yasağı Bölgede yaşanan saldırıların ardından Diyarbakır’da da güvenlik önlemleri arttırıldı. Ekinciler caddesinde Valilik konutu önünden geçen daha önce bir şeridi barikatlarla kapatılan yolun ikinci şeridi de dün beton bariyerlerle trafiğe kapatıldı. l Yurt Haberleri Mardin’in merkez Artuklu, Mazıdağı ve Derik ilçelerinin 22 köy ve mahallesinde, PKK’ye yönelik operasyonlar nedeniyle dün saat 06.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı getirildi. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde de operasyonlar nedeniyle önceki gün 16 köyde sokağa çıkma yasağı getirildi. C MY B