23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 16 Temmuz 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ insanlığa karşı savaş 11 Fransa’da seferberlikOHlaoğllaannüdset:üİshlaaml ui tzeartöıldrı,tyüemdeüklkaesykietrelherdidteevdriyeoder. Fransızlar son 18 aydaki üçüncü büyük saldırıyla ‘deja vu’ hissine kapılırken devletin ilk tepkisi olağanüstü tedbirleri artırarak sürdürmek oldu. Bastille Günü kutlamalarının ardından tatil için gittiği Avignon’dan derhal dönerek kabinesiyle kriz toplantısı yapan Cumhurbaşkanı François Hollande, daha sonra Élysée Sarayı’ndan ulusa seslendi. “Fransa yeni bir trajediyle sarsıldı. 14 Temmuz’u kutlamak için toplanan insanları bir kamyonla katleden canavarlık karşısında dehşete düştü. Özgürlüğün sembolü olan ulusal gününde vuruldu” diyen Hollande, bir terör saldırısı yaşandığının açık olduğunu ve ölenler arasında çok sayıda çocuk olduğunu belirtti. Fran sız lider alınacak tedbirleri de sıraladı: Kasımda başkent Paris’te 130 can alan saldırılardan beri yürürlükteki olağanüstü hal üç ay daha uzatılacak. Ülke genelinde 10 bin askerin devriye gezdiği Sentinelle operasyonu devam edecek. Yedek askerlere çağrı çıkarılacak ve sınır kontrolleri dahil gerekli görülen tüm alanlarda görev almaları sağlanacak. ‘OHAL bitecek’ demişti Hollande saldırıdan saatler önce verdiği geleneksel milli gün röportajında, mayısta çıkarılan yeni güvenlik yasasının yeterli olacağını savunarak, 26 Temmuz’da süresi dolacak OHAL’i uzatmaya gerek olmadığını söylemişti. Sentinelle operasyonununsa 7 bin askere indirileceği ni kaydetmişti. Devreye sokulması planlanan yedek asker rezervi ise 50 bin kişilik bir güç. Öte yandan Hollande’ın konuşmasındaki ‘İslami terör’ vurgusu da dikkatlerden kaçmadı. “Fransa’nın tümü İslami terör tehdidi altında” diyen cumhurbaşkanı, “Size söz veriyorum, Fransa her zaman ona saldırmak isteyen fanatiklerden daha güçlü olacak” diye konuştu. “Hiçbir şey bizi terörle mücadelemizden yıldıramaz. Irak ve Suriye’deki operasyonlarımızı güçlendireceğiz. Bize topraklarımızda saldıranlara saldırmaya devam edeceğiz” dedi. ‘SAVAŞTAYIZ’ İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, “Terör tehdidinin yüksek olduğunu biliyorduk. Yoğun baskı altındaydık ve seferber olmuştuk. Savaştayız ve seferberlik halinden ödün vermemeliyiz” diye konuştu. Savunma konseyi toplantısından sonra kameraların karşısına geçen Başbakan Manuel Valls ise “Fransa terörle yaşamak zorunda kalacak ama teslim olmayacak” dedi. 3 günlük yas ilanını duyurdu. Hollande ve Valls daha sonra saldırının yaşandığı Nice kentine gitti. YALNIZ KURT OHAL DİNLEMİYOR Fransa 13 Kasım’dan beri uyguladığı OHAL’e rağmen cihatçı terör saldırılarını durduramadığı için umutsuz ve çaresiz halde. OHAL ile özgürlüklerin kısıtlanmasına rağmen Avrupa’nın en rahat yaşam biçimine sahip ülkelerinden biri olmaya devam eden Fransa, Cezayir savaşından beri güvenlikle pek işi olmadığından, terör konusunda Avrupa’nın yumuşak karnı. Bu yüzden 19 ay içinde üçüncü kez büyük saldırıya uğradı. Eşzamanlı olarak 7 ayrı noktaya yapılan 13 Kasım saldırıları, Suriye’den verilen emirle IŞİD hücreleri tarafından iyi planlanmış ve örgütlenmişti. Yani önceden istihbarat edinmek suretiyle çökertilmeye müsaitti. Ancak Nice’teki kamyonlu katilin, IŞİD yayınlarından etkilenip kendi kendine harekete geçen bir “yalnız kurt” olduğu ihtimali üzerinde duruluyor. IŞİD’in doğrudan emir vermediği ama stratejisi ve propagandasıyla tetiklediği “yalnız kurtlar”, saldırıyı gerçekleşmeden önleme açısından istihbarat servislerini de çaresiz bırakıyor. Mektup göndermiş Nice’in eski belediye başkanı ve bölge parlamentosu başkanı Christian Estrosi’nin saldırıdan bir gün önce Cumhurbaşkanı François Hollande’a uyarı mektubu gönderdiği ortaya çıktı. “Euro 2016’nın ve 14 Temmuz’un ertesinde, polislerimiz için daha kapsamlı bir OHAL planı geliştirmemizin gerekliliğini yazmak için yazıyorum. Polislerimiz yorgun. Yaşamlarını iyileştirmeliyiz’’ diyen Estrosi, ellerinde halkın güvenliğini sağlayacak sayıda polis ve polisin de elinde gerekli malzemenin olmadığını belirtiyor. 15’lik kahraman ÖYKÜ TÜCCAR Nice’te gerçekleşen saldırının ardından yakınlarından haber alamayanlar sosyal medyaya koştu. Recherce Nice (Aranıyor Nice) hesabı, kayıplar için bir havuz oluşturdu. İletişime geçtiğimiz hesabın ardından ise Luigi Ricci(15) adlı lise öğrencisi çıktı. Sorularımızı yanıtlayan Ricci Lille’de yaşasa da oradaki kaosu ve acıyı bildiğini söyledi. Ricci, 13 Kasım 2015’te Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Fransa Stadyumu’nda gerçekleştirilen terör saldırısı esnasında babası ile birlikte stadyumdaymış. “Ben de bir kurbandım” diyen Ricci, böyle bir hesabın gerekliliğini o gün farkettiğini belirtti. Hesaptaki bilgilerin gerçek olduğunu vurgulayan Ricci, kişilerin yakınları ile iletişim halinde olduğunu söyledi. Ricci’yi şu ana kadar en çok etkileyen ise bulunmasına yardımcı olduğu küçük bir bebek olmuş. Ricci “Bir bebeğin kaybolması olabilecek en kötü şey” dedi. Nice neden hedef? Aslında Nice’te saldırı bekleniyordu. Fransa’nın 4.7 milyonluk Müslüman nüfusunun kaydadeğer bölümü Nice ve çevresinde yaşıyor. Bu bölgeden yaklaşık 100 Fransa vatandaşının IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gittiği biliniyor. Nice, Fransa’dan Suriye’ye en çok cihatçı gönderen ve dolayısıyla Fransız emniyeti ve istihbaratı tarafından en çok izlenen kent . Fransa’da en çok sokak gözleme kamerası na sahip kent olarak da tanınıyor. 1960’larda Cezayir’den kovulan Fransız sömürgeci elitlerin de yaşadığı Nice aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin adeta kalesi. Yani IŞİD’in saldırılarıyla Müslüman karşıtı dalga yaratıp bunu Fransa geneline yayması, Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’in cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayıp Fransa’da bir nevi iç savaş çıkarması için ideal kent. Dünyadan destek Saldırıya tüm dünyadan tepki yağdı. Dünyanın önde gelen liderlerinden sıradan vatandaşlara kadar milyonlarca insan saldırıyı kınadı, Nice’e dayanışma ve destek mesajları gönderdi. Dünya basını saldırıya geniş yer verirken, sosyal medyada çok sayıda yardımlaşma ve haberleşme platformları oluşturuldu. Liderlerden dayanışma Suudi Arabistan Ulema Konseyi: İslam insan kanına değer vererek masum insanları öldüren ve onlara korku salan terörizmi yasaklar. Bu terörist suç herkese Suriye’deki karşılıklarını hatırlatmalı. Saldırı, dünyanın dikkatini Suriye’de rejim tarafından işlenen suçlardan dağıtmamalı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi: Barbar ve alçakça bir saldırı. Bu saldırının sorumluları yargı önüne çıkmalıdır. NATO: Bu saldırı NATO’nun da arkasında durduğu temel değerler ve masum insanları hedef almıştır. Ancak terörizm hiçbir zaman demokrasiyi, özgürlüğü ve açık toplumları alt edemeyecek. Kanlı saldırıyı kınayan liderler arasında Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, ABD Başkanı Barack Obama, Demokrat Parti’nin muhtemel ABD başkan adayı Hillary Clinton, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Britanya Başbakanı Theresa May, Rusya AsyaAvrupa Zirvesinde liderler kurbanlar anısına saygı duruşunda bulundu. ‘İğrenç ve korkakça saldırıyı kınıyoruz’ denildi. Devlet Başkanı Vladimir Putin, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed el Nahyan ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau vardı. Medyaya büyük tepki Saldırının hemen ardından bölgeden yayın yapan France2 kanalı halktan büyük tepki aldı.Yakınlarından haber almaya çalışanlara mikrofon tutan spikerin “Merhaba, az önce eşiniz öldü. Bir yorum alabilir miyiz?” sorusuna tepki üstüne tepki yağdı. France2TV sosyal medya hesabı üzerinden izleyicilerden özür diledi. ‘Terörün insanlığı yok’ Başbakan Binali Yıldırım, “Terörle mücadelede fark gözetmek, kimi terör örgütlerini az günahkâr, kimilerini masum görmek, en büyük yanlışlıktır. Bu yanlışlık yıllardan beri yapıldı, özellikle gelişmiş ülkelerde, terördeki çifte standart, her geçen gün dünyada acı sonuçları ortaya koyuyor” dedi. ‘Bataklığı kurutmalı’ 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu bu terör saldırılarının aslında geçmişine baktığımızda Irak’tan ve Suriye’den kaynaklanıyor. Bundan 12 yıl önce Irak Savaşı maalesef çok dikkatsizce yapıldı. Sonra maalesef Suriye aynı şekilde hiçbir çıkış stratejisi olmadan aynı şekilde orada da savaşlar başlatıldı. Bir taraftan terörle askeri ve polisiye mücadele olurken, esas bölgeyi istikrara kavuşturacak siyasi çözümleri muhakkak gerçekleştirmek lazım” dedi. ‘İslami terör’ Fransa’nın en önemli ulusal bayramı, 14 Temmuz’dur. 1789 Devrimi’nin simgesel başlangıcı olarak kabul edilir. Paris’in içinde Bastille Hapishanesi’ni isyancıların işgal etmesinin yıldönümüdür. 14 Temmuz ilk kutlanmaya başlandığında, adı Kardeşlik Bayramı idi. Bu Kardeşlik Bayramı’nı 19 tonluk bir kamyonu savaş silahına çeviren bir kişi kana buladı. Bayram gecesi havai fişek gösterilerini izlemek, sıcak havada serinlemek ve âdet üzere dolaşmak için trafiğe kapatılmış sahil yolu üzerinde bulunan kalabalığı iki kilometre boyunca ezerek ilerleyen 31 yaşındaki Tunuslu da Nice’te yaşıyordu. Yabancısı olduğu bir yerde değil, kamyon şoförlüğü yaptığı, üç çocuğunun doğduğu kendi kentinde bu akıl almaz saldırıyı gerçekleştirdi. 14 Temmuz bayramının asıl adının Kardeşlik Bayramı olduğunu biliyor muydu? Büyük ihtimalle hayır. Bilseydi, bu cani eyleminden vazgeçer miydi? Herhalde geçmezdi. Şimdilik 85 ama büyük ihtimalle 100’ün üzerine çıkacak olan ölü sayısı ve yüzlerce yaralı, bugüne kadar Batı ülkelerinde bir tek kişi tarafından gerçekleştirilen en kanlı terör saldırısı olma özelliği taşıyor. Bu elim rekoru daha önce 77 kişiyi tek tek öldüren Norveçli Anders Breivik elinde tutuyordu. Bu katliamı yapan kişinin evinde yapılan aramalarda ne tür bağlantılar bulunduğunu, güçler ayrılığı ilkesi gereği soruşturmayı yürüten savcının açıklamaya yetkili olduğunu Fransa Başbakanı söyledi. Ama Cumhurbaşkanı Hollande, saldırıdan birkaç saat sonra yaptığı kısa konuşmada, örgüt ismi vermeden, bunun arkasında İslamcı terörün bulunduğunu iddia etti. Saldırının doğrudan Irak ve Suriye’deki radikal İslamcı örgütlerle bağlantısı olduğunu, Fransa’nın bu iki ülkedeki askeri müdahalelerini güçlendireceğini ilan ederek ima etti. Fransa’nın Suriye’de hava bombardımanları yaptığını biliyorduk ama Irak’ta da askeri olarak müdahil olduğunu veya bundan sonra müdahil olacağını böylece öğrenmiş olduk! Başbakan’ın “terörizmin bize karşı verdiği bir savaşla karşı karşıyayız” dediği bu saldırı, 26 Temmuz’da sona erdirilmesi öngörülen, mülki idare amirlerine olağanüstü hal yetkileri veren acil durumun üç ay daha uzatılmasına yol açacak. Hollande bununla yetinmeyip operasyonel ihtiyat güçlerine gerekirse çağrı yapılacağını ilan etti. Saldırıyı yapan kişinin daha önce poliste sadece şiddet eğilimleri nedeniyle kaydı olduğu, radikalleşmiş İslamcıları izleyen polis kayıtlarında isminin yer almadığı söyleniyor. Ama bu kişinin Mağriplilerin yoğun yaşadığı ve birkaç yıldan beri terör saldırılarının beklendiği bir bölgede yaşıyor olması herhalde rastlantı değil. Fransa’dan Irak, Suriye ve Libya’ya giden cihatçı savaşçıların yüzde onunu merkezinin Nice kenti olduğu AlpesMaritimes ilinde ikamet edenler oluşturuyor. Nice, aynı zamanda, Fransa’daki en önemli cihatçı savaşçı devşiricilerinden biri olan Senegal asıllı Ömer Diaby’nin yaşadığı yer. Yüzden fazla cihatçı devşirmiş ve bu nedenle hapis yatmış olan Diaby, kendini Suriye’de El Nusra bünyesinde savaşan Fransızlardan oluşan bir bölüğün emiri ilan etmişti. 2015’te Suriye’de öldüğü şayiasını yayan Diaby, Mayıs 2016’da yeniden ortaya çıktı. 2 Haziran’da Fransız devlet kanalında yayımlanan bir söyleşisinde intihar eylemleriyle sivillerin öldürülmesini, “Fransız savaş uçaklarının kadınlar ve çocukları öldürmesine karşılık olduğunu” söyledi. 14 Temmuz saldırısını yapan kişinin Diaby’nin çevresiyle ilişkisi olup olmadığı halen bilinmiyor. Saldırıdan birkaç saat sonra, Eylül 2015’ten beri açık olan, İslam Devleti örgütünün en önemli Fransızca Facebook sayfası kapandı. Rio ve Venedik’ten sonra dünyanın en çok ziyaretçi çeken üçüncü karnavalına ev sahipliği yapan Nice’te, Şubat 2014’te, karnavaldan üç gün önce, bombalı eylem hazırlığı yapan bir kişi yakalanmıştı. Fransız vatandaşı bir Mağripli idi. Suriye’de on altı ay kalmış, 7 Ocak 2014’te TürkiyeYunanistan sınırından mülteci grubu içinde geçerken, rutin bir kontrolde ismi kaydedilmiş ve Fransa’ya döndükten sonra babasının evinde patlayıcılarla yakalanmıştı. Nice kenti ve çevresinin tehlike arz eden durumunun Fransız güvenlik güçleri farkındalardı. 14 Kasım 2015 Paris saldırısı sonrasında bu bölgedeki beş gizli mescit kapatılmış, gençler arasında İslamcı radikalleşme karşıtı eğitim çalışmaları için hükümet bu ili pilot bölge olarak seçmişti. Ayrıca hem Cannes Film Festivali hem Euro 2016 için alınan güvenlik önlemlerinde, İsrailli emekli bir generalin önerilerine uyarak denizden yapılacak saldırılara bile önlem alınmış, nükleer, bakteriyolojik, kimyasal saldırılara karşı önleyici önlemler planlanmıştı. Ama ağır vasıta sürücüsü ehliyetiyle kiralanan bir kamyonun kitle imha silahına dönüşeceğini kimse öngörmemişti. Tıpkı yolcu uçaklarının bombaya dönüştürülmesini kimsenin öngörmemiş olduğu gibi. Sonuçta kullanılan yöntem ve aracın değil, esas olarak öldürme, zarar verme niyetinin belirleyici olduğu görülüyor. Şiddet dozu giderek artan bu terör eylemlerinin amacı sadece öç almak değil. Aynı zamanda Batı toplumlarının daha fazla ulusal güvenlik devletine dönüşmesini ve ArapMüslüman nüfusun artan oranda olağan şüpheli konumuna gelmesini sağlamak. Radikal İslamcı saldırılar elbette ne Fransa için ne de başka bir Batı toplumu ve devleti için stratejik bir tehdit oluşturuyor. Yürüttükleri bir tür düşmanın gerçek yüzünü ortaya çıkartma taktiği. Fransa’da Paris saldırıları sonrası vatandaşlıktan çıkarmanın gündeme gelmesi, göçmenlere karşı tepkinin güvenlik endişesiyle katmerlenmesi ve daha çok aşırı sağın kullandığı “İslamcı terör” tabirini bu kez Cumhurbaşkanı Hollande’ın ilk kez kullanması bu taktiğin sonuç verdiğini gösteriyor. On ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Hollande’ın yeniden aday olması kuvvetle muhtemel. İslamcı terör ifadesini şimdi kullanması biraz da bu takvimle ilişkili. Sorunu esas olarak güvenlikçi politikalar açısından ele almanın getirdiği sonuçlardan biri, en küçük güvenlik açığının çok büyük bir zayıf nokta haline gelmesidir. Kamyonun kitle imha silahına dönüşmesi gibi. Fransa’da güvenlik önlemlerini daha da artırmak dışında, cemaatlere kapanmayı teşvik eden kültüralist politikaları, dışlayıcı iktisat politikalarını, insani müdahale görünümlü emperyal müdahaleleri sorgulamak maalesef iktidar partisinin gündeminde halen yer almıyor. Belki bu nedenle Hollande da terörle yaşamaya alışmaya halkı davet ediyor! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle