23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 1 Temmuz 2016 10 IŞİD daha ne yapsın? Hem İstanbul uluslararası havayolu taşımacılığının transit merkezi olsun diye rakip havayolları ve havaalanlarıyla kıyasıya bir rekabete girecekler... Ulusal havayolu şirketi THY’nin uçak sayısı 300’ü geçecek... Dünyadaki en konforlu CIP salonlarından biri Atatürk Havaalanı’nda olacak... Hem Türkiye’ye daha çok turist gelsin, gelir artsın, işsizlik azalsın, cari açık kapansın isteyecekler... Hem de İstanbul’daki iki havaalanını dünyanın dört bir tarafından akın eden uluslararası cihatçılara yıllarca “transit merkezi” olarak kullandıracaklar, ki bunlar Türkiye üzerinden Suriye’ye geçip oradaki rejimi bir an önce devirsinler... Bu cihatçılar İstanbul üzerinden Suriye’ye aktıkça orada güçlenip örgütlenecekler... Silah, mühimmat ve bilumum lojistik destek bunlara Türkiye üzerinden aktarılacak. Türkiye, radikal İslamcı silahlı örgütlerin geri üssü olacak. Türkiye’de serbestçe propaganda yapacaklar, savaşçı devşirip Suriye’ye yollayacaklar. Bu ikiüç haftada radikalleştirilen İslamcı sergerdeler orada kafa kesecekler, sivilleri katledecekler ve birer ölüm makinesine dönüşecekler. İşte bu politikaların neticesinde, “Irak’taki El Kaide” ile Suriye’deki El Kaide eğilimli yabancı cihatçılar 2013’te birleşip Irak Şam İslam Devleti’ni (IŞİD) oluşturdular. Ardından, IŞİD’in içindeki uluslararası cihatçıların bir kısmı aynı transit merkezini, yani İstanbul havaalanlarını kullanıp geldikleri ülkelere geri döndüler. Transit merkezleri IŞİD’in bu kez Afrika’nın Sahel bölgesinde, Libya’da, Mısır’ın Sina Yarımadası’nda, Fransa ve Belçika’da, Afganistan’da örgütlenip uluslararasılaşmasına hizmet etti. Cihatçı terörist transit merkezleri iki yönlü çalıştı. “Türkiye’nin gururu” ulusal havayoluna hizmet veren havaalanları, aynı anda Türkiye’nin derin utancı uluslararası cihatçı teröristlerin de transit merkezi olursa... Bu iki paralel hat, bir gün birbirine değmeyecek ve kısa devre yapmayacak mıydı? Gaflet ve öngörüsüzlüğün yan yana getirdiği bu paralel transit hatları, sonunda beklendiği gibi temas etti ve vahşet, çok sayıda masum insanın canına mal oldu. İslamcı rejimin sürdüregeldiği Suriye politikasının ideolojik niteliğinden ötürü, Türkiye’nin ulusal güvenliğinin hiçe sayıldığını, bunun ülkemize bedelinin ağır olacağını, yıllardır yazdık, söyledik... Bu rejimin Suriye politikasının, Türkiye’nin ve bölgenin güvenliği için yakın ve acil bir tehlike oluşturduğunun altını hep çizdik. İşte şimdi Türkiye halkı, ülkeyi yönettiğini sanan İslamcı Dr. Frankeştayn’ların yarattığı bir canavarla karşı karşıyadır. Ve bu Ortadoğulu Dr. Frankeştayn’lar, canavar karşısında ne yapacaklarını bilmez haldeler. Teröre kurban verdiklerimiz hakkında şehadet güzellemesi yaparak hayatta kalanları avutmaya yelteniyorlar. Terörizmden men edemediklerinin de cehennemde yerlerinin hazır olduğunu söylüyorlar. Bu dünyada ve bu hayatta sorunları çözsünler diye oy verdikleriniz, bu hizmeti yerine getirecek halde olmadıklarından, sorunları da çözümleri de “öteki dünya”ya havale ediyorlar. Tebası, bir diktatörlüğe, bir baskı rejimine neden tevekkül eder? “Özgürlüğümüz yok, zaten istediğimiz de yok ama en azından güvendeyiz” der mesela... Bu rejim altında ne özgürlük var ne de güvenlik. Ülkenin genelinde çok vahim bir güvenlik açığı meydana getirilmişse, havaalanları, alışveriş merkezleri gibi terörün yumuşak hedeflerinde istediğiniz kadar güvenlik tedbiri alın. Bir yere kadar işe yarar. İstanbul’da 26 Haziran’da yapılmak istenen “LGBTİ Onur Yürüyüşü”nü “güvenlik” bahanesiyle engelleyen, ama IŞİD tehdidine karşı nedense halka güvenlik hizmeti veremeyenlere soruyorum: Elinizdeki kalabalık polis ve istihbaratçı ordusunu bu çok tehlikeli İslamcı terör örgütüne karşı tam kapasiteyle kullanmanız için, IŞİD’i öncelikli tehdit olarak nihayet görebilmeniz için, IŞİD daha ne yapsın, daha kaç masum vatandaşı öldürsün? haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Er ya da geç barış gelecek’vÖenFtdinaechralioynğeclıu’ya CANAN COŞKUN ile dayanışma büyüyerek de ortadan kaldıracaklarını dü Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıy vam edecek” dedi. Ahmet Ne şünüyorlardı. Tam tersi oldu. sin hakkında hazırlanan iddia Dündar nöbet tuttu. 108 kişi name ise başka bir mahkeme imza verdi. Yıldıramayacakla la gazetenin nöbetçi genel ya de değerlendirme aşamasın rını öğrenmeleri lazım. Enin yın yönetmenliğini üstlendik da olduğu için Nesin hakkında de sonunda halklar özgür ola leri için tutuklanan TİHV Baş henüz karar verilmedi. cak ve barış gelecek” diye ko kanı akademisyen Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Erol ‘Halklar özgür kalacak’ nuştu. Fincancı’nın bugün Özgür Gündem’i ziyaret edeceği Erol Önderoğlu Önderoğlu haklarında hazır Fincancı’nın tahliye habe öğrenildi. lanan iddianamenin kabulü rini alan dostları karşılamak ‘Örgüt propagandası’ iddi ile tahliye edildi. Şebnem Ko için Bakırköy Cezaevi önüne asıyla başlatılan soruşturma rur Fincancı tutulduğu Bakır geldi. Halaylar ve zılgıtlarla kapsamında Fincancı, Nesin köy Kadın Cezaevi’nden tah karşılanan Fincancı, “Tutuklu ve Önderoğlu 20 Haziran’da liye edilmesinin ardından ce luğun kaldırılması mücadeleyi tutuklanmıştı. 2 gün içinde ha zaevi önünde açıklama yaptı. bitirmiyor, yükseltmek gere zırlanan iddianamede üç isim Fincancı, “Bu ülkeye er ya da kiyor tersine. Korkutacakları için 2 yıldan 14 yıla kadar ha Fincancı tahliyesini sevenleriyle kutladı. geç barış gelecek. Özgür basın nı, basın ve ifade özgürlüğünü pis cezası istendi. l İSTANBUL Ahmet Nesin Erdoğan’ın 6 yıl içinde söylediği sözler kayıtlarda halen duruyor Izni verdi, ‘bana mı 14 VEKİL SON ANDA sordunuz’ diyorGİTMEDİ Mavi Marmara’da çark eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem gemiye binmek isteyen vekillerine “İsrail gemiye saldırabilir” gerekçesiyle izin vermediğini de unuttu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail’le anlaşma sağlanır sağlan maz, Mavi Marmara ile yardım taşımak için günün başbakanı olarak ken disine so rulmadığını söyledi ama, kendi mil letvekilleri nin gemiye binmesine, EGrüdlem “İsrail gemiye saldırabilir” gerek çesiyle izin vermediğini unuttu. Erdoğan, İsrail’le anlaşma ya varıldığının belli olmasının hemen ardından önceki gece herkesin bildiği bir gerçeğin tam tersine bir açıklama yap tı. Erdoğan, Gazze’ye insani yardım taşırken İsrail’in saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı Gazze’ye bugüne kadar hep yaptık yapıyoruz. Filistin’e yaptık yapıyoruz. Bunları da yaparken bir yerlere gövde gösterisi olsun diye değil, her şeyi uluslararası diplomasi neyse bu diplomasi içinde yaptık; yapıyoruz, yapacağız. Bunları davul zurna çalarak değil edebi adabı içinde yaptık, yapıyoruz.” Davul zurnayla gitti Oysa Mavi Marmara saldırısı, çok değil 6 yıl önce gerçek Mavi Marmara’yı olay sonrasında İstanbul’a döndüğünde yüzlerce kişi karşılamıştı. leşti. Saldırı ve sonrasındaki Erdoğan’ın tavrı da açık olarak ortada. Erdoğan’ın 6 yıl içinde defalarca yaptığı “İzni ben verdim” açıklamaları da kayıtlarda halen duruyor. Ancak, Mavi Marmara olayında Erdoğan’ın “bana mı sordunuz?” sözlerinin gerçeği yansıtmadığını gösteren bir başka gerçek daha var. İHH, Mavi Marmara ile Gazze’ye yardım operasyonununu tam da Erdoğan’ın söylediği gibi “davul zurna çalarak” başlattı. İHH’nin gemi hazırlıkları en az 6 ay önceden başlatıldı. Tüm hazırlıklar AKP yönetiminin bilgisi dahilinde yürütüldü. AKP’li milletvekilleri, Mavi Marmara organizasyonu için İHH ile birlikte çalıştı. Gemiye binmeyin Ve asıl önemlisi, Mavi Marmara’nın Gazze için yola çıkmasının hemen önce sinde bir gelişme daha oldu. “Günün” 15 AKP milletvekili parti yönetimi aracılığıyla Erdoğan’dan, Mavi Marmara ile Gazze’ye gitmek için izin istedi. Erdoğan’ın “güvenlik” gerekçesiyle izin vermemesi üzerine AKP milletvekilleri gemiye binemedi. Erdoğan’ın güvenlik nedeniyle izin vermemesi parti yöneticilerince milletvekillerine, “İsrail gemiye saldırabilir. Seyahat tehlikeli. Ölen yaralanan olabilir” diye anlatıldı. Ancak 31 Mayıs’taki Mavi Marmara saldırısından 3 gün sonra bu bilgi Cumhuriyet gazetesinde şöyle haber oldu: Filistin’e yol açık “AKP’li bazı milletvekillerinin İsrail’in saldırısına uğrayan gemiyle Gazze’ye gitmek istedikleri ancak parti yönetiminin izin vermemesi nedeniyle son anda bundan vazgeç tikleri ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre AKP’li bazı vekillerin saldırıya uğrayan gemilerde bulunması son anda AKP yönetimince engellendi. Geçen yıl aralık ayında AKP’li 16 milletvekili, “Filistin’e Yol Açık” sloganıyla Gazze’ye ulaşmak için bir ziyaret gerçekleştirmişti. Bu ziyarette yer alan AKP’li milletvekillerinden aralarında TürkiyeFilistin Dostluk Grubu Başkanı Zeyit Aslan ile Hüsnü Tuna, Cemal Yılmaz Demir ve başka bazı milletvekilleri de İsrail’in saldırdığı gemilerle gitmek istedi. Milletvekilleri, İHH’nin organize ettiği yardım kampanyası kapsamında saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisinde yer alma isteklerini AKP yönetimine iletti. Ancak parti yönetiminden milletvekillerinin bu talebine vize çıkmadı.” l ANKARA AKP, konuyu karartmak istiyordu MöümvgMokybiedçhgzzlBeBgüiagabüaliuzinaaeuialöralüvyaznrleallllgiebnvreeaşuıeiszllbbşmşimeveetueblnMtmetnrvueaıvenvleilrieradteudnnyddaeekietroberknudreaıarieeeAikk.kliadlAclmenğdrlim,dninCgğiKnialuiylr,“luilsil,a,beğiieıPalu.MeelynYıtao9rkblukAgrirmreüraaçryiaiin’aitilnenur.nnzdaln,laröharsgleıGmeldacomnelaeiseryanum.itratısrodülavreiimrocaedtdıyzkiacişşreevnıcatylniöıelkucemmnardieminksıegmnyıılmsıisinönalkataçleaelelıiıar’lenissenıiiyilşmınnnktııdedrainıeniemamapinniiknzi gveerrmekeçdeiksi”ydleiyiezirnek bu bilgiyi doğruladı. KURULTAY SÜRECİ TIKANDI MHP’de yeni parti yolda SELDA GÜNEYSU MHP’de, muhalefetin 7 aydan bu yana sürdürdüğü olağanüstü kurultay sürecinin Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan dava sonucu tıkanmasının ardından siyasi kulislerde “Meral Akşener ve ekibi yola 5. parti ile mi devam edecek?” sorularını da beraberinde getirdi. İddialara göre, süreçte “en güçlü aday” olarak görülen Meral Akşener’in, “siyaseten yakaladığı rüzgâr” sonrasında “siyaset yolunda devam edeceği, ancak MHP’de bu durumunun mümkün olmaması durumunda, kendisine bu süreçte destek veren MHP’lilerle birlikte yeni bir oluşuma gideceği” ileri sürülüyor. Akşener’in, birlikte yola çıktığı yakın ekibine “Başka bir alternatif düşünmüyorum. Olacaksa MHP’de olacak” dediği belirtilirken, iddialara göre Akşener’in aklında “yeni bir partiyle Meclis’te 20 milletvekili ile grup kurma” fikri de var. l ANKARA CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: ‘Fırıldaklar hep görüş değiştirir’ Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda mıyorsan, özürlüysen ben ne yapayım?” sözlerine şu roğlu Cumhurbaşkanı yanıtı verdi: “Düne kadar Erdoğan’ın “Ben anlatıyo en ağır eleştirileri yapan, rum sen anlamıyorsun” bana ‘İsrail ağzıyla konuşu sözlerine, “Ben gayet iyi yorsunuz’ diyen, ben ‘Gön anlıyorum. Biliyorsunuz derilmesi doğru değil’ dedi fırıldaklar sürekli görüş ğim halde, ‘Biz izin veriyo değiştirirler” yanıtı verdi. ruz, arkasında duruyoruz, Kılıçdaroğlu, “Çoğul Türk donanması da eş cu Demokrasi ve Parla lik edecek’ diyen bir cum menter Sistem” konulu hu hurbaşkanı şimdi ‘Ben kuk çalıştayında konuştu. söylüyorum, sen anlamı Erdoğan’ın İsrail konusun yorsun’ diyor. Ben gayet da nasıl 180 derece çark et iyi anlıyorum. Biliyorsu tiğini gayet iyi bildikleri nuz fırıldaklar sürekli gö ni söyleyen Kılıçdaroğlu, rüş değiştirirler. Bu nar Erdoğan’ın kendisine yö sist kişiliğe sahip olanla nelik “Başbakan anlatıyor, rın da genel tavrıdır.” ben anlatıyorum, sen anla l ANKARA/Cumhuriyet DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ Savcılık ifade için çağırdı Demirtaş Dokunulmazlıkların da, Yüksekdağ’ın ifadesinin kaldırılmasının ardın alınması için Ankara Cumdan HDP Eş Genel Başkan huriyet Başsavcılığı’na taliları Selahattin Demirtaş ve mat yazdı. Ankara CumhuFigen Yüksekdağ savcılık riyet Başsavcılığı Talimat larca ifadeye çağrıldı. Mer Bürosu’ndan, Demirtaş ve sin ve Midyat Cumhuriyet Yüksekdağ’a, posta yoluyla Başsavcılıkları “hakaret” ve tebligatta bulunulacağı öğ“terör örgütü propagandası renildi. İddiayı doğrulayan yapmak” iddialarıyla hak Demirtaş, ifade vermeye kında yürütülen dört soruş gitmeyeceklerini söyledi. turmaya ilişkin Demirtaş’ın Genelde “Cumhurbaşifadesinin alınması için An kanına hareket” suçlamakara Cumhuriyet Başsavcı sıyla hakkında fezleke halığı Talimat Bürosu’na ya zırlanan vekiller savunzı gönderdi. Kayseri Cum malarında, “Erdoğan’ın huriyet Başsavcılığı da “ka anayasaya bağlı kalmadımu görevlisine iftira” su ğı, tarafsızlığını yitirdiği çundan hakkında yürütü ve anayasal suç işlediği” len soruşturma kapsamın görüşünü belirtecek. YÜKSEK YARGI TASARISI YARGITAY üye sayısı arttı TBMM Genel Kurulu’nda, yargı paketinde yapılan değişiklikle tasarıda 300 olarak öngörülen üye sayısı 310’a çıkarıldı. Meclis’te Danıştay ve Yargıtay üyelerinin tasfiyesini öngören yargı paketi üzerindeki görüşmeler sırasında AKP bir dizi değişiklik önergesi getirdi. Yapılan değişikliklerle Danıştay’da olduğu gibi Yargıtay üyelikleri sona erecek olanların adli yargıda nerelerde görevlendirileceğine HSYK Genel Kurulu değil hükümete yakın üyelerin çoğunlukta olduğu 1. Daire karar verecek. Danıştay ve Yargıtay’da daire başkanlıklarına vekâlet eden üyelerin de görev süresi sona erecek. Yargıtay üyeliğinden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl üyeliğine seçilmiş olup kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla asıl üyeliği devam edenler, görevlerinin bitmesine 3 ay kala HSYK tarafından yeniden Yargıtay üyeliğine seçilebilecek. Yargıtay’ın tasarıda öngörülen üye sayısı 300’den 310’a çıkarılacak. Kararda Yargıtay’daki sosyal demokrat ve ülkücü kökenli üyelerin isteğinin etkili olduğu kaydedildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle