14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 16 Haziran 2016 TASARIM: SERPİL ÜNAY Diploma gerekli olmamalı Anayasanın cumhurbaşkanının yükseköğrenim yapmış kimseler arasından seçilmesi gerektiğini belirten maddesi hemen değiştirilmelidir. Bu maddenin değiştirilmesi, cumhurbaşkanı olmak isteyebilecek bir çok diplomasız ve hatta cahil vatandaşımızın aday olmalarını engelleyen elitist, antidemokratik bir tutuma son verilmesine neden olacak, böylece büyük bir haksızlık giderilmiş, hem de istikrar ve huzura kavuşmamızın önündeki en son engel aşılmış olacaktır. Üniversite bitirmemiş hatta üniversiteye yaklaşamamış insanların da çok yetenekli olabileceklerini, hatta bazen aşırı okumuşlara tercih edilebileceklerini Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı ne güzel anlatmıştı: Bu bilim adamı, bir konuşmasında, “Erdoğan giderse tam bir felaketle karşı karşıya kalırız” demiş ve aynı konuşmasında, Türkiye’nin en tehlikeli kesiminin okumuş kesim olduğunu belirtmişti. “Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” demişti. Doğrudur, bilgililer tehlikelidir; çünkü bilgi her an kötüye kullanılabilir. Tarih de Bülent Hoca’ya hak vermektedir: Mesela, 518’de tahta çıkmış olan Bizans İmparatoru I. Justin, sonra 8. yy’da Kutsal Roma İmparatorluğu’nun ve Frankların kralı olmuş Şarlmayn okur yazar değillerdi. Osmanlı ordusuna er olarak yazılıp müşir yani en üst rütbeye ulaşmış olan Hasan Paşa’nın (18311905), okuma bilmediği için imzasını atarken Arap rakamları ile 7 ve 8’i yazıp aralarını birleştirdiği ve bu nedenle “78 Hasan Paşa” olarak tanındığı bilinir. Geçenlerde yitirdiğimiz dünyanın en ünlü boksörü Muhammed Ali hangi üniversiteyi bitirmişti? Rahmetli, “Ben dünyanın kralıyım, gelmiş geçmiş en güzel şey de benim!” diyerek üniversiteye gitmemesine rağmen vardığı noktayı iyi tanımlamıştı. Muhammed Ali’nin vârislerine aktarmış olduğu o derin sezgi ve kavrayış yeteneği, bugün çeşitli vesilelerle kendini göstermektedir. Düşünün anayasa elverse de okuması ve yazması kıt bir cumhurbaşkanı seçebilsek, o kişi hata yaptığında mesela bir Rus uçağı düşürüldüğünde kendini, “Abi ben cahilim, ne bilecektim? Bizi okutmadılar ki...” diyerek ne rahat savunabilecek ve dertli durumlardan ne kolay sıyrılabilecektir... Sadece Rus uçağı düşünce mi? Hayır, mesela “Siyasete neden atıldınız?” diye sorduklarında, “Cahillik işte. Keşke atılmasaydım da top oynamayı sürdürseydim” de diyebilecektir. Dokunulmazlık oylamasına bakarak diploma gereğini giderecek böyle hayırlı bir önerinin Meclis’te muhalefetin desteğiyle kolayca benimseneceğine inanmaktayız. 16 HAZİRAN 2016 SAYI: 33125 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.23 03.15 03.48 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.24 13.12 17.10 05.12 12.56 16.52 05.40 13.19 17.11 Akşam 20.46 20.27 20.46 Yatsı 22.38 22.14 22.28 Alanya Merkez, denize 50 metre mesafede satılık ev dükkânlar TEL: 0532 120 29 72 Antalya Güzeloba 4+1+2 banyo satılık dublex daire TEL: 0532 799 11 99 yorum 13 İdil’de sokağa çıkma yasağı kalktıktan sonra geri dönecek bir evi olmayan vatandaşlar belediyeden çadır talebinde bulundu. Belediye, talepleri GAP Belediyeler Birliği’ne iletti. Kısa bir süre sonra ilk etapta 50 kadar çadır gönderildi. Çadırlar ihtiyaç sahiplerine dağıtılırken özel harekât polisleri geldi ve “Kuramazsınız” deyip çadırlara el koydu. “Neden kuramıyoruz?” diye itiraz edenlere verilen yanıt kısa ve netti: “Kaymakamlık izin vermiyor, görüntü kirliliği oluşuyor. Çadır kuran olursa 2 bin TL ceza keseriz.” Devreye belediye eşbaşkanları girdi. Mülki amirlerle görüşmeler yapıldı ama nafile... Belediye Eşbaşkanı Mehmet Mehdi Aslan, “Bu kadar moloz görüntü kirliliği yapmıyor da çadırlar mı yapıyor dedik. Tüm ısrarlarımıza rağmen çadırlar kurdurulmadı” diyor. Muhataplarının kaymakam olduğunu ama talimatın “yukarıdan” geldiğini söylüyor Aslan. Az, çok hasarlı diye bakılmadan 600 ev için yıkım kararı verildiğini, birçoğunun da yıkıldığını anlatan Aslan’ın verdiği bir bilgi, sokağa çıkma yasağı ilan edilen il ve ilçelerin belediyelerinin yetkilerinin ellerinden alınmasına yönelik çalışmaların başladığını da gösteriyor: “Beş mahallemiz; Yeni Mahalle, Turgut Özal, Aşağı Mahalle, Yukarı Mahalle ve Atakent riskli alan ilan edildi. İmar yetkisi artık bizde değil. 90 dönümlük bir alan için kamulaştırma olacağına yönelik duyumlarımız da var. Sağolsunlar hiçbir şeyi haber vermiyorlar. Olunca duyuyoruz.” Kentleri yıkmak serbest, çadır kurmak yasak! Öğreniyoruz ki çadır kurulmasına izin verilmeyen tek yer İdil değilmiş. Yüksekova’da Ramazan çadırına bile izin verilmemiş, Cizre’de çadırlar ilçeye bile sokulmamış. Bir tek Şırnak çıkışında insanların kendi köylerinde kurdukları derme çatma çardakların yerine çadır kurulabilmiş. Dağıtılan gıda ve su yardımlarına yönelik engellemeler de sürüyor. İnsanlar dönmesin isteniyor. Dönenlerin evleri yıkılıyor, kamulaştırma adı altında el konuluyor. Devlet, açıkça “terk edin, göç edin” diyor. Topraklarını, evlerini, geçmişlerini terk etmemekte direnenlere Sur’da olduğu gibi alternatifler sunuyor: Evinizin bedelini ödeyelim (tabii bu bedeli devlet belirleyecek). İsteyene Diyarbakır dışında başka illerde TOKİ’nin yaptığı evlerden verelim, taksitle ödersiniz. Diyarbakır’da kalmak isteyenlere de Sur dışında yerler gösterelim, taksitle parasını ödersiniz. “Örtülü” işleri seven devlet bu kez de geleneğini bozmadı anlayacağınız. Şark Islahat Planı ve İskân Kanunu ile yapılmak istenen asimilasyon politikası bu kez “kamulaştırma”, “riskli alan ilan etme”, sağlam evleri bile yıkma politikasıyla karşımıza çıkıyor. 1925’teki Şeyh Said İsyanı’ndan sonra çıkarılan Şark Islahat Planı “isyancı Kürtlere” yönelik gibi başlatılmış görünüyordu. Ama bölgedeki tüm Kürtleri kapsayacak bir boyutta uygulanması asıl amacı ortaya çıkarmıştı. 1927’de çıkarılan sürgün kanunu ile Diyarbakır ve Bayazıt (Ağrı) Vilayeti’nden 1400 kişi batıdaki illere sürüldü. Onların yerine ise Balkan ve Kafkas göçmenleri yerleştirildi. 1934’teki İskân Kanunu ise asimilasyonun tamamlanması için süre şartı bile getiriyordu. Doğu ve Güneydoğu’ya yerleştirilen göçmenler yerleştirildikleri yerde en az 10 yıl oturmaya mecburdular. Ama yerlerinden sürülen Kürtler için bu süre de az bulunmuştu. Onlar 10 yıl sonra bile “İcra Vekilleri Heyeti” kararı olmadıkça başka bir yere göçemeyeceklerdi. Tıpkı şimdi TOKİ’den ev al taksit taksit öde modeli gibi değil mi? Fırsat mı tehdit mi?Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR:ÖZGÜRMUMCUveSİNEMUSERKARA [email protected] Dr. MİTHAT BÜLENT ÖZMEN Okan Üniversitesi Bankacılık ve Finans 2003 yılında hayatımıza giren ama özellikle 2009’dan bu yana gittikçe daha çok uygulama alanı bulan iflas ertelemesinde amaç, yükümlülükleri (borçları) varlıklarından (alacaklarından ve sermayesinden) fazla olacak şekilde mali yapısı bozulmuş, yani “borca batık” sermaye şirketleri ve kooperatiflerin; alacaklıların icra takibi vb. müdahaleleri olmaksızın ticari faaliyetlerine devam etmesini sağlamak suretiyle, belli bir ödeme planı çerçevesinde borçlarını ödemesi; dolayısıyla mali yapısını düzeltmesi ve iflastan kurtulmasıdır. İflas ertelemesinin çekiciliği Uygulamanın borçlu için en çekici tarafı, mahkemenin iflas ertelemesi kararından itibaren, kamu alacakları da dahil borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaması ve iflasın ertelenmesi kararından önce başlamış takiplerin durmasıdır. Aslında amacına uygun kullanılması halinde, sadece borçlunun değil alacaklının da menfaatına bir uygulama söz konusudur. Keza, borca batık firmanın iflası halinde ya çok sınırlı bir tahsilat ya da hiç tahsilat yapamama riskine karşılık; iflas ertelemesi halinde, borçlu firmanın üzerine gidilemeyeceğinden, firma biraz nefes alacak ve faaliyetlerini sürdürebildiği için de alacakların zamana yayılarak tahsili mümkün olabilecektir. Peki, sorun ne? Ancak her şey kâğıda yazıldığı gibi olmuyor. İş uygulamaya geldiğinde, kâğıda yazılanlar kuma yazılmış muamelesi görebiliyor. Çünkü bazı kötü niyetli firmalar, geri ödeme niyeti olmadan ve özellikle çek karşı İflas erteleme amacına uygun kullanılması halinde, sadece borçlunun değil alacaklının da menfaatına bir uygulamadır. lığı mal alımı şeklinde ya da bankalardan kredi almak suretiyle borçlanmakta; akabinde iflas erteleme uygulamasıyla, uzatmalarla birlikte 5 yıla kadar alacaklıların takibinden kurtulma yoluna gidebilmekteler. Yine, bu tip kötü niyetli firmaların, bilançolarıyla oynamak suretiyle, olduklarından borçlu göründükleri; böylece borca batık statüsü bağlamında, iflas erteleme kararı aldırma yoluna gidebildikleri ifade edilmektedir. Piyasa hangi yönde etkilenir? Söz konusu kötü niyetli girişimler, örneğin bankaların hem kredi verirken çok daha fazla ince eleyip sık dokumasına; hem de mevcut kredileri için kredi takip politikalarında daha az esnek olmalarına neden olmaktadır. Bu da üretimi ve ticareti besleyen ana kaynaklardan birinin sönümlenmesi anlamına gelmektedir. Yine, iflas erteleme kararı alan firmayla doğrudan ya da dolay lı ticari alışveriş ilişkisi olan sağlıklı firmaların da, alacaklarını tahsil edememeleri nedeniyle nakit akışları bozulabilmekte ve bu firmalar da mali açıdan ciddi problemler yaşayabilmektedirler. Sorunun kaynağı Aslında, sorun iflas erteleme müessesinde değil ama kurgulanan mekanizmadadır. Bu çerçevede, ilgili sektör temsilcilerinin ifadesine göre, uygulamanın 3 ana aksayan yönü bulunmaktadır. Bunlar, l Mahkemece atanan ve iflas erteleme süresince firma yönetiminde yer alan kayyımların, ilgili sektörün gerektirdiği mesleki bilgi, deneyim ve yeterliliğe sahip olmamaları, l Firmanın iflas erteleme talebine dayanak oluşturacak iyileştirme projesinin, yani borçlarından nasıl kurtulacağına ilişkin çıkış planının, gerçekçi ve uygulanabilir olup olmadığının yeterince ve gerektiği gibi değerlendirilmemesi ve bu amaçla mahkeme tarafından atanan yerel bilirkişilerin uzmanlık ve yeterliklerine ilişkin zaafiyetler, l Ve nihayet, firmaların esas sözleşmeslerinde kayıtlı firma merkezlerini, iflas erteleme kararını daha kolay alabildikleri şehirlere kolaylıkla taşıyabilmeleri şeklinde ifade edilmektedir. Sonuç ve çözüm Aslında ticari hayatın istikrarı için çok faydalı olabilecek bir müessese, kötü niyetli girişimlere açık kapı bırakacak şekilde düzenlenmiştir. Ancak bu kapıların kapatılması elbette mümkündür. Bunun yolu da, borca batıklığı ve iyileştirme planlarının uygulanabilirliğini tespit için bağımsız denetim şirketleri gibi aktörlerin sürece dahil edilmesi, firmaların ancak belli süreyle faaliyet gösterdikleri yer mahkemelerinden iflas erteleme talebinde bulunabilmeleri gibi, yukarıda söz konusu edilen 3 temel aksaklığı giderecek basit tedbirlerin alınmasından geçmektedir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Kadınlardan, Erdoğan’a 1 liralık ‘yarım kadın’ davası Kadın Partisi İzmir İl Başkanı Emel Denizaslanı ve bir grup partili, kadınları aşağılayıcı söylemlerde bulunduğunu iddia ettikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 1 liralık sembolik manevi tazminat davası açmak için başvuruda bulundu. Denizaslanı, Erdoğan’ı, bir kadın derneğinin açılışında yaptığı konuşmada, “Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır” diyerek çeşitli nedenlerle çocuk sahibi olamayan kadınları rencide ettiğini savundu. Denizaslanı, Erdoğan’ın “Makyaj yapan kadının kaportası bozuktur” sözünü de hatırlattı. l İZMİR/DHA [email protected] Selahaddin Eyyubi Üniversitesi’ne de kayyım Diyarbakır’da Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Selahaddin Eyyubi Üniversitesi’ni de bünyesinde bulunduran İhtiyat Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı’na mahkeme kararı ile kayyım atandı. Başbakan Binali Yıldırım, 28 Mayıs’taki Diyarbakır ziyaretinde Selahattin Eyyübi Üniversitesi’ni devlet üniversitesi zannederek “Selahattin Eyyübi Üniversitesi’ni Diyarbakır’a kazandırdık” demişti. l Yurt Haberleri ŞANS 11, 18, 22, 25, 32 + 5 TOPU 5+1 BİLEN: 166 bin 559 TL (4 kişi) 5 bilen: Bin 754 TL 4+1 bilen: 82.80 TL 4 bilen: 9.25 TL 3+1 bilen:13.50 TL 3 bilen: 3.35 TL 2+1 bilen: 4.80 TL 1+1 bilen: 3 TL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle