Katalog

KULTUR Sattas Montreal yolcusu Türkiye’yi Türkçe reggie’yle tanıştıran müzik topluluğu Sattas, bu yıl 9 Temmuz’da 37. Montreal Uluslararası Caz Festivali sahnesinin konuğu olacak. Topluluk şu sıralar ikinci albüm çalışmalarını sürdürüyor. Çarşamba 15 Haziran 2016 [email protected] EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Karikatür koşusunda şampiyon İtalya’dan Aydın Doğan Vakfı’nın düzenlediği 33. Aydın Doğan Ulus BirAinncgileikli:sM(aİtraclyoaD) e lararası Karikatür Yarışması’nın sonuçları dün akşam Bodrum Işıl Kulüp’te yapılan törenle açıklan dı. Yarışmanın çoğunluğu kadın lardan oluşan uluslararası seçici kurulu 68 ülkeden 752 sanatçının 2 bin 521 karikatürü arasından bu yılın en başarılı karikatürlerini seçti. Buna göre, yarışmada Birinci liğe Marco De Angelis (İtalya), ikin ciliğe “Cau” Claudio Antonio Go mes (Brezilya), üçüncülüğe ise Do ğan Arslan (Türkiye) değer görüldü. Birinci 8 bin, ikinci 5 bin, üçüncü ise 3 bin 500 doların sahibi oldu. AnİtkoinncioilikG: o‘Cmaeus’ C(Blaruedziiolya) Özel ödül Türkiye’ye Aydın Doğan Vakfı, bu yıl “Güçlü Kızlar, Güçlü Bir Dünya” başlığıy la bir de Özel Ödül verdi. Ödüle de ğer görülen Türkiye’den Emrah Arı kan 8 bin dolarlık para ödülünün de sahibi oldu. Yarışmada 500’er dolarla da ödüllendirilen Oktay Bingöl (Tür kiye), Vitaly Bondar (Beyaz Rusya), Evzen David (Çek Cumhuriyeti), Hi cabi Demirci (Türkiye), “Feggo” Feli pe Galindo (Amerika), Rodrigo Mac hado da Rosa (Brezilya), Raimundo Rucke Santos Souza (Brezilya), Arif Sutristanto (Endonezya), Jugoslav Vlahovic (Sırbistan), Kürşat Zaman (Türkiye), Nahid Zamani (İran) ve Zygmunt Zaradkiewicz (Polonya) ise ÜAçürsnlcaünlü(Tkü: rDkoiyğea)n Başarı Ödülü’ne değer görüldüler. l Kültür Servisi / BODRUM Özel Ödül: Emrah Arıkan (Türkiye) Sanatçılara ödülleri İstanbul’da düzenlenecek törenle verilecek. Ödüllü karikatürler yarından 21 Haziran’a kadar Milta Bodrum Marina Osmanlı Tersanesi Kaymakamlık Sanat Galerisi’nde sergilenecek. Marinada bir yaz festivali Gerçekten rüya gibi bir ortam: Dünyanın dört bir yanından gelmiş teknelerin arasından geçerek Türkiye’nin önde gelen Turgut Reis Marinası’na, oradan da çekek alanına, konser mekânına giriyorsunuz. Bu alanda bir festival yapma fikri ilk kez Aytaç Yalman Paşa tarafından ortaya atılmıştı. Uluslararası DMarin Klasik Müzik Festivali o günden beri Doğuş Grubu’nun desteğiyle 12. yılına ulaştı. Önceden Turgut Reis Amfi Tiyatrosu’nda yapılan “Gün Batımı” konserlerine geçen yıl Şevket Sabancı Parkı’ndaki “Sabah Konserleri” eklendi. Yıllardır 4 gün olan süre de bu yıl 8 güne çıkartılmış. Festival, 2027 Ağustos tarihleri arasında, artık Bodrum yarımadasına yayılarak sesini duyuracak. Onur Ödülü Biret’e İki yıldır, sanatsal programlama ve planlamasını Pozitif; sanat danışmanlığını da ünlü İngiliz artist menajerliği Harrison/Parrott’un kurucularından Jasper Parrott üstlendi. Bu yılki festivalde, bugüne dek Türkiye’yi sınırlarımız dışında geniş kitlelere tanıtmış iki piyanistimize özel yer verilmiş. Birincisi bu yıl 75. yaşını ve sahnelerdeki belki de 70. yılını kutlayan büyük piyanistimiz İdil Biret. Kendisine festivalin Onur Ödülü verilirken onu, yılların şöhretine karşın hiç değişmeyen alçakgönüllü, sadece sanatına odaklanmış yüceliği için de alkışlayacağız. İdil Biret, Ender Sakpınar yönetimindeki açılış konserinde CSO ile Grieg’in piyano konçertosunu çalacak. Yurtdışından gelen en önemli topluluk, kuruluşu 1921’e dayanan Londra Oda Orkestrası. Vladimir Ashkenazy yönetimiyle Şostakoviç’in 1. Piyano konçertosunda giderek ünlenen gencecik iki solisti dinleyeceğiz: Piyanist Daniel Kharitonov ve trompetçi Lucienne Renaudin Vary. Keşke bu genç sanatçıları hazır gelmişken birer günbatımı konserinde de izleyebilseydik! Diğer ünlü bir uluslararası topluluk, kuruluşu 1868’e dayanan Zürich Tonehalle Orkestrası. Topluluk, Lionel Bringuier (1986) gibi son derece dinamik bir şefle konuğumuz oluyor. Birinci konserlerinde, pek çok sahnemizde yakından tanınan çellist Gautier Capuçon’u Dvorak’ın konçertosuyla dinleyeceğiz. Aynı topluluk ikinci konserinde, yine ülkemizde yakından tanınan kemancı Patricia Kopatchinskaja’nın solist olacağı Çaykovski keman konçertosuyla, bir kez daha marina sahnesinde olacak. Fazıl Say gençlerle  Fazıl Say, uluslararası sahnelerde yirmi yıla yakın bir süredir sesimizi duyuran, yorumculuğu kadar besteleri ve projeleriyle de dikkat çeken piyanistimiz. Bu kez hem onun Nâzım Oratoryosu seslendirilecek, hem de bugüne kadar destek verdiği ve dünya sahnelerine açılmış gençlerle birlikte, onu izleyeceğiz. Popüler müzik dalında İspanyol sanatçı Monica Molina ve Portekizli şarkıcı Lura gibi ünlü dünya müziği sanatçıları geniş kitleye seslenecekler. Ayrıca, değişik mekânlara yayılan ve klasik müzik eşliğinde icra edilen pek çok yan etkinlik de var: Çocuk ve yemek atölyeleri, açık hava filmleri, büyüklere masallar ve sergiler gibi. 8 gün boyunca neredeyse günün her vaktinde bir etkinlik bulabilirsiniz. taşeron‘TluÜğSuAnKaBİDKRTOTEO’CNOMPİİKRNEL’ADHİİUZNİMNMYTEAAIİTSRSRI’YENDMGODEIKŞEAN,:İ 15 soyundunuz’ Cumhuriyet, Mehmet Ege’nin ölümünden sadece birkaç dakika öncesine kadar üzerinde çalıştığı ‘koordinasyon raporunu’ yayımlıyor... Ege, pazar günü akşam saatlerinde, bu yıl “teamüllere aykırı” olarak Anka ra yerine İzmir’de yapılan ve ge lecek sezonun re pertuvarının be lirlendiği koor dinasyon toplan tısında yaşanan lara ilişkin ra SELDA GÜNEYSU por üzerine çalışırken, kalp krizinden yaşamı nı yitirmişti. Ra porda dakika dakika neler yaşan dığını anlatan Ege, bu raporun Cumhuriyet’te yayımlanmasını istemişti. Cumhuriyet, Ege’nin üzerine çalıştığı o raporu yayım lıyor... 1 İçimize sızmaya çalışmıştı: “Birecik, bizim TÜSAK’la (DT gibi sanat kurumlarını lağvetmeyi amaçlayan Türkiye Sanat Kurulu Yasa Tasarısı) ilgili sert eleştirilerimiz ve üslubumuzun kuruma zarar verdiğini ifade etti. Biz de kendisinin gerek Bilgi Üniversitesi’ndeki, gerekse TÜRKSOY toplantısındaki ‘TÜSAK taşeronluğuna’ soyunmuş tavrına karşı elbette ki sertleşeceğimizi, kurumumuzu mülga kılmayı amaçlamış o kanun tasarısı karşısında başka türlü davranmanın mümkün olmadığını, hele atanmasından bir süre önce gizlice İstanbul Tiyatro Müdürlüğü emrinde geçici görevle çalışmasını, içimize sızma hareketi olarak değerlendirdiğimizi anlattık.” 2 Alışılmış formatta koordinasyon yapılsın: “Toplantı süresince biz, kurumumuzu hedef alan saldırılara karşı ortak bir tutum belirlemenin ancak koordinasyonlarla mümkün olabileceğini ısrarla vurguladık. Yıllık koordinasyonun alışılmış formatında düzenlenmesini istedik. Kendisi uzun süre bu isteğimize, ‘O toplantılarda kavga çıkıyormuş, yöneticileri ve katılanları kırıcı davranışlar oluyormuş’ argümanı ile karşı çıktı. Biz bu bilgilerin yanlış olduğunu, sert eleştirilere varan tartışmalar yaşandığını, ama aslolan ifade özgürlüğü anlayışının hâkim kılındığını ve hakarete varan söylemlerin de anında susturulduğunu örnekleri ile anlattık. Ayrıca orada yaptıklarının hem biçim hem de katılım yönünden bir koordinasyon olamayacağını ısrarla vurguladık.” 3 ‘Refik’i ben görevden aldırdım’ dedi: “Sanırız karşı çıkış argümanına dayanak yapmak amacıyla Refik Erduran’ın Nabi Avcı’ya yazdığı mektubu okumaya başladı. Mektubun sonunda Atsız Karaduman söz aldı. Erduran’ın çok önceden bir gazeteye beyanat vererek Genel Müdür’ün göreve geliş sürecini hiç de hoş olmayan bir biçimde sergilediğini, (Pastane buluşmaları, Erduran’dan açıkça genel müdürlüğe atanmasına yardımcı olmasını istemesi vb.) ayrıca, Mahir Ünal’a (önceki Kültür ve Turizm Bakanı) yazdığı bir diğer mektupta yere göğe koyamadığı İstanbul Müdürü Vekili’ni (Zafer Kayaokay), Hırvatistan olayının ortaya dökülmesini sağlayarak, bakanlığa gammazladığını, aynı olay nedeni ile Genel Müdür Vekili’ni (Necat Birecik) de zorda bıraktığını hatırlattı. Bu durumların hiçbirinin koordinasyon sonucu oluşmadığına dikkat çekti. Bizim açıklamamızın ardından Birecik, ‘Refik’i ben görevden aldırdım. Ömer Çelik zamanında olacaktı, bir aksilik yüzünden olmadı” deyiverdi. Buna bir yanıtımız olmadı. Yalnızca Atsız Karaduman’la bakıştık.’ 4 Otorite engeli: “Toplantı süresince Metin Belgin’in, Hakan Çimenser’in dışında hiçbir katılımcı ağzını açmadı. Anlaşılan kimsenin söyleyecek sözü yoktu. Ya da otorite tarafından engellenmişlerdi...” lANKARA BİRECİK’İN ÇELENGİNİ TERS ÇEVİRDİLER Eski Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Mehmet Ege, Büyük Tiyatro’da düzenlenen törenin ardından dün son yolculuğuna uğurlandı. Ege için Büyük Tiyatro’da düzenlenen törene çok sayıda sanatçı katılırken DT Genel Müdür Vekili Necat Birecik ise sadece çelenk göndermekle yetindi. Tiyatro sanatçıları, o çelengi kısa bir süreliğine, Birecik’e tepki olarak ters çevirirken, tiyatrocular Ege’nin “Son ana kadar sanat için, tiyatro için çalıştığını” vurguladı. Necat Birecik Fikret Muallâ’nın SainteAnne desenleri Fikret Muallâ Saygı’nın, 1953, 1956 ve 1957 yıllarında belirli aralıklarla kaldığı Paris SainteAnne Akıl Hastanesi’nde çizdiği desenler Amerikan Hastanesi ‘Operation Room’ Sanat Galerisi’nde sergileniyor. Sanatçının hastanenin bahçesinde, avlusunda, yatakhanelerinde kurşun kalem ya da mavi tükenmezle çizdiği desenlerin yer aldığı sergi, 30 Ağustos’a kadar açık kalacak. Ayrıca sergi için özel bir kitap da hazırlandı. Editörlüğünü Burak Fidan’ın ve tasarımını Okay Karadayılar’ın yaptığı kitapta, Abidin Dino’nun kaleme aldığı Fikret Muallâ’nın SainteAnne tanıklığı ve Ferit Edgü’nün sergi yazısı da yer alıyor. Büyükada’dan destek çağrısı var Büyükada Forumları, “Adalar Belediyesi’nin sanat ve sanatçı düşmanlığını protesto etmek için” bugün 19.00’da Büyükada Saat Meydanı’nda basın açıklaması yapacağını duyurdu. Duyuruda şöyle denildi: “Göreve gelir gelmez Büyükada’da Gezi Direnişi anısına yapılan dilek ağacını kestiren Atilla Aytaç, belediyede yıllardan beri süregelen sanat düşmanlığı geleneğini devam ettirmiştir.” Büyükada Forumları, duyurusunun sonuna tüm İstanbul halkının desteğini beklediğini de ekledi. C MY B