Katalog

Cumartesi 11 Haziran 2016 4 Peki şimdi “Türkiye’de yargıç yok!” diyecek aşa mada mıyız? Bu soruyu yanıtlar ken siyasi iktidarın, kendi denetiminde olan HSYK aracılığıy la, davaları istediği Yargıç var yargı yok yerlere yönlendirme, beğenilmeyen kararların sahiplerini ce Yargıtay ve Danıştay başkanlarının, yargının bağımsızlığını önemseyenleri derinden yaralayan ve uzun uzun tartışılan, siyasi iktidarın başının himayesi altında çay toplama etkinliğine katılmalarının üzerinden çok uzun süre geçmeden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3 bin 746 savcı ve yargıcın yerini değiştirdi bu hafta. Türkiye’de şu anda, 14 bin 993 yargıç ve savcı bulunduğuna göre, her dört yargı mensubundan birinin yeri değişmiş oldu. Ayrıca 20 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan istinaf mahkemeleri uygulaması çerçevesinde uygulanmakta olan, Yargıtay ve Danıştay’daki küçülme operasyonu ile birlikte siyasi iktidarın, yargıyı hallaç pamuğu gibi atmakta olduğu görülüyor. Yapılan yer değiştirmelerde, artık bir kişinin şahsında somutlaşmış olan siyasi iktidarın hoşuna gitme ölçütünün esas alındığı apaçık ortada. Hoşa gidenler ödüllendirilmiş, gitmeyenler sürülmüş, cezalan zalandırma olanağına da sahip olmasının yanı sıra, hâkim ve savcıların daha göreve kabulleri aşamasında da “mülakat” ya da avukatlıktan yargıç ve savcılığa geçiş yoluyla yandaşlık filtresinden geçirilmeleri yöntemlerini, ülkemizdeki hukuk fakültelerinin son yıllardaki durumlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Ben bu koşullar altında dahi, ne kadar şaşırtıcı görünürse görünsün, yine de “Türkiye’de yargıç yok!” denemeyeceği; böyle bir davranışın, her şeyi göze alarak, hukuka ve vicdanına uygun karar vermekte direnen yiğit yargı mensuplarına haksızlık olacağı kanısındayım. Çoğunlukta olmasalar da, sürülseler de, ezilseler de “Türkiye’de yargıçlar var.” Evet yargıç var! Ama yargı yok! Tabii buradaki yargıdan maksadın, adil ve tarafsız yargı olduğunu belirtmek gereksiz. Yargı yok, çünkü yalnızca yargıcın kişisel niteliğine bağlı adil ve tarafsız yargı olamaz. dırılmışlardır. Ödüllendirilenler ile cezalan dırılanların adları ve öyküleri gazetelerde yer aldığından, burada tekrarlamaya gerek görmüyorum. Yalnızca, genelde mazluma reva görülen muamelenin bu sefer dünün kimi zalimlerine de uygulanmakta olduğunu hatırlatmakla yetinmek isterim. HHH Tabii yargıyı bir zulüm aracı olmaktan çıkarmanın yolu mazlum ile zalimin yerini değiştirmek değil, adil yargı yoluyla zulmü tümden ortadan kaldırmak olduğundan, bu sakıncalı kısas yöntemini desteklemediğimi söylemeyi gereksiz buluyorum. Sorun, ancak insanların göğüslerini gere gere, “Türkiye’de yargıçlar var” diyebilecekleri zaman çözülmüş olacaktır. HHH Adil yargının olabilmesi için bunun hâkimin vicdanından bağımsız olarak, nesnel kurumsal güvenceleri olmalı. Yargı bağımsızlığı, adil yargının “onsuz olmaz”ıdır. Yargı bağımsız değilse, yargıçlar ne denli, iyi yürekli, vicdanlı, mert olurlarsa olsunlar, adil yargı olamaz. Ayrıca, yargının bağımsız, tarafsız ve adil olması yetmez, aynı zamanda bu inancın yurttaşın yüreğinde kök salmış olması gerekir gerçek bir adil yargıdan söz edebilmek için. Bugünün Türkiye’sinde bu koşulların yerine geldiği söylenebilir mi? Söylenemeyeceğine göre de, adil yargıdan söz etmek mümkün değildir. Garip ama gerçek! haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yargı örgütlerinden HSYK’ye siyah çelenk YARSAV ve Yargıçlar Sendikası, 3 bin 746 kişilik kararname ile birçok hâkim ve savcıyı sü ren HSYK’nin önüne siyah çelenk bıraktı. YARSAV ve Yargıçlar Sendikası yönetimi, dün kararnameyi protesto etmek amacıyla HSYK bi nası önünde toplandı. Protestoya İzmir’den Trabzon’a sürülen YARSAV Başkan Yardımcısı Hâkim Murat Aydın da katıldı. Her iki dernek adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal, kararnameyi “kıyım” olarak nitelendirdi. HSYK Birinci Dairesi’nin, göreve baş lamasının üzerinden 20 ay geçmeden son atama Murat larla birlikte 8 bin 720 yargıç ve savcının yerini de Aydın ğiştirdiğine dikkat çeken Köksal, dairenin yargıç ve savcıların neredeyse dörtte üçüne dokunarak, çalışma hızı ile bir rekora da imza attığını bildir di. Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ da her türlü liyakat, hak, adalet duygusundan yoksun bir şekilde siyasi iktidarın istediği gibi düşünen, is NECATİ tediği gibi karar veren, siyasi iktidarın her düşün SAVAŞ düğünü emir telakki eden bir yargı yaratılmak is HSYK protestosuna Trabzon’a sürülen YARSAV Başkan Yardımcısı Hâkim Murat Aydın da katıldı. tendiğini belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet Programını yarıda kesti Ali’nin cenaze töreninde şov yapmayı planlayan Erdoğan umduğunu bulamadı Muhammed Ali’nin cenaze törenine katılmak için ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, programını yarıda keserek cenaze namazını beklemeden Türkiye’ye dönme kararı aldı. Erdoğan’ın, Ali’nin tabutunun üzerine Kâbe örtüsünün bir parçasını koyma talebine karşılık ailesi tarafından “Biz sonra koyarız” dendiği için rahatsız olduğu belirtildi. Ali’nin ailesinin tören boyunca İslami yönünden çok mücadeleci yönünü ortaya çıkarmaya çalıştığı vurgulandı. Kulislere yansıyan bilgilere göre, ayrıca Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Kuran okuma isteğinin de geri çevrildiği kaydedildi. Cenaze namazı sırasında Amerikalı ve Türk korumalar arasında bir gerginlik de yaşandı. ra4Ehramdtosaığzdaendd’ıeen 1243 ‘KBEAâriBzdbDoseğo’löianvnrrteavüeTksGüoürynökaürmkrtıozea’rzbyu’iunamtnKaaıutlkarınaornıyahormoakusşamınkisaadtriaesşktğıleiaigğmreiegadregddriıiençldeikivldrilidi Konuşamadı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Muhammed Ali’nin töreninde konuşma yapmak istemiş, ancak aile sözcüsü, yurtdışından gelen misafirlere yer kalmadığını belirterek hem Erdoğan hem de Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın konuşmalarının çıkarıldığını ifade etmişti. Erdoğan, törende konuşma yapamayınca Bloomberg’de Ali için bir makale yazdı. l ANKARA/Cumhuriyet Yusuf İslam Cumhurbaşkanı Erdoğan, Louisville kentinde eşi Emine Erdoğan ve beraberindeki heyetle Muhammed Ali Müzesi’ni ziyaret etti. Ahıska Türklerinin verdiği iftar yemeğine katıldı. Yemekte Yusuf İslam da vardı (üstte). Önceki günkü cenaze namazı sırasında ise Amerikalı ve Türk korumalar arasında gerginlik yaşandığı ortaya çıktı (sağda). JET HIZIYLA DOKUNMA: 117 DOSYA SAVCILARDA Adalet Bakanlığı, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girmesinden bir gün sonra elindeki 57 milletvekiline ait 117 dosyayı savcılıklara gönderdi. Bu dosyaların 94’ü HDP’lilere, 16’sı CHP’lilere, 3’ü AKP’lilere, 2’si ise MHP’lilere ait. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şu anda 799 dosya ile ilgili soruşturma ve kovuşturma engelinin kaldırıldığını anımsa tan Bozdağ, “Şimdi ne olacak derseniz TBMM Başkanlığı elindeki dosyaları Başbakanlık’a, Başbakanlık da bize, Adalet Bakanlığı’na gönderecek biz de bunları bu dosyaların düzenlendiği yer, cumhuriyet savcılıklarına göndereceğiz” dedi. Kamyonla taşındı TBMM AnayasaAdalet Karma Komisyonu, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından Meclis’te bulunan dokunulmazlık fezleke dosyalarını bakanlığa gönderdi. Dosyalar, kamyonetle bakanlığa taşındı. l ANKARA/Cumhuriyet Dokunulmazlık ABD: Endişe duyuyoruz ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, Türkiye’deki milletvekili dokunulmazlığı yasasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanmasıyla ilgili olarak, “Şunu yine söylemek istiyorum, bu değişiklik Türkiye genelinde ifade özgürlüğü üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak. Biz bundan çok endişe duyuyoruz” dedi. Mark Toner, başkent Washington’da düzenlediği basın toplantısında “Demokratik toplumlarda ilk ilke, yasalar önünde eşitliktir ve yasalar kapsamında korunmalıdır. Biz siyasi konuşmalarda olmak üzere, ifade özgürlüğünün korunması gerektiğine inanıyoruz. Bu kural, ülkenin yurttaşları tarafından seçilmiş politikacılar için de geçerlidir ve onların konuşmalarını da içerir” diye konuştu. l DHA C MY B