Katalog

YASAM 8 bin yıllık pirinç tarlası Çin’de 8000 yıllık pirinç tarlasının bulunduğu bildirildi. Çinlilerin yaklaşık 10 bin yıl önce pirinç yetiştirmeye başladığı vurgulanırken 100 metrekare civarı bir alanda 8 bin yıl öncesine ait neolitik kalıntılara rastlanıldığı aktarıldı. CİHAN Bayatlamayan ekmek Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde yöreye özgü patatesli köy ekmeğinin geçmişinin Cumhuriyet’in başlangıcına dayandığı tahmin ediliyor. İlçede üretilen patatesler kullanılarak yapılan ekmekler, yazın 10 gün, kışın ise 20 gün bayatlamamasıyla biliniyor. l Cumhuriyet 2 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Sinema ve dizi oyuncusu 59 yaşındaki Oya Aydoğan’ın Londra’dan başkanınaaortdamarıyırtıldı. Pazartesi 9 Mayıs 2016 Hastaneye kaldırılarak açık kalp ameliyatına alınan, aort damarı suni (yapay) damarla değiştirilen Aydoğan’ın yoğun bakımda tutulduğu belirtildi. Aydoğan’ın ‘Selamünaleyküm’ hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. Sadiq Khan, “Londra’da bir Müslüman” olmaktan AO12oysraataAdtyalidkmoaağmrıaeynıl’riaytaılatn Yeşilçam’ın yıldız isimlerinden Oya Aydoğan, önceki akşam rahatsızlanarak Ulus’taki Liv Hospital hastanesine kaldırıldı. Yapılan kontrollerde aort damarında yırtılma tespit edilen Aydoğan’ın ameliyatı 12 saat sürdü. Haberi duyan Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Tan Sağtürk’ün yanı sıra Aydoğan’ın çok sayıda seveni de hastaneye akın etti. Aydoğan’ın oğlu Gurur, “Annem gece bir şeyler yerken boğazına kaçıyor, onu çıkarmak için bayağı uğraşıp damarı zorluyor ve damarı çatlatıyor” dedi. Liv Hospital’dan yapılan açıklamada ise Aydoğan’ın şiddetli sırt ağrısı, kolunda güçsüzlük, yüzünde uyuşma şikâyetleri ile hastaneye geldiği anımsatılarak “Yapılan kontroller sonrasında kalpten çıkan aort damarında yırtılma tespit edildi. Yapay damar takıldı Kalp ve damar cerrahisi uzmanları Prof. Dr. Ahmet Özkara ve Op. Dr. Halil Hüzmeli tarafından acil olarak 12 saat süren açık kalp ameliyatıyla aort damarı suni damarla değiştirildi ve gerekli müdahaleler yapıldı. Oya Aydoğan, yoğun bakıma alındı” denildi. Hastaneye gelen sinema oyuncusu Nuri Alço ise ameliyatın başarılı geçtiğini ve sanatçının uyutulduğunu söyledi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet “Londralı bir Müslüman” olmaya geçebildiği için bugün şehrin emanetini hemşerilerinden alabilmiştir Londra belediye başkanlığına Pakistan kökenli Müslüman Britanya vatandaşı Sadiq söylese bile, en çok tartışılan konulardan biri, ülkedeki Müslüman azınlığın tercihinin daha çok “Labour”dan Khan’ın seçilmiş olmasına çok şaşırmadım. Ne de İşçi Partisi’nden adaylıkla böyle bir durumun ortaya çıkmasını yadırgadım. Aksine, böyle bir sonucun Muhafazakâr Parti saflarından bir adayla gerçekleşmesi, elbette imkânsız denemez, ama benim için daha çok yadırgamaya yol açan bir durum olurdu. Britanya’daki göçmen ve göç menkökenli Müslümanların hem temsil, hem de tercih itibarıyla kendilerini İşçi Partisi ile bağlantılı konumlandırdıklarını, 1980’lerin sonu ve 90’ların başında o ülkedeyken pek çok vesileyle gözlemleme imkânı buldum. Üstelik Kıbrıs, Türkiye, Hint Altkıtası, Afrika, Güneydoğu Asya ve daha pek çok diyardan göçmen Müslümanın ve de sonradan Müslüman olmuş nice Batılı “mühtedi”nin bünyesinde yer aldığı bir Nakşibendi tarikat çevresi üzerine Londra’da araştırma yaparken... yana olmasıydı. Böyleydi, çünkü ucuz işgücü de posu demek olan göçmen nüfusa hitap ederek İngiliz orta sınıf muhafazakârlığının rahatsız edici (“irrite”) bakışları karşısında Müslümanların daha çok güvenini kazanan, İşçi Partisi’ydi. O, dış göçe daha esnek yaklaşarak, entegrasyon ve çokkültürcülüğü siyasi strateji kılarak solun asli referansının “insan” olduğunu da örneklediği, bunda inandırıcı ve ikna edici olabildiği noktada Müslüman göçmenleri kucaklayabilmiştir. Britanya’da sadece solun değil, sosyalistlerin de İslâm karşısında öne çıkan tavrı buydu. Ekonomik yoksulluk ve kültürel yoksunluk eşliğinde ötekileştirilen Müslümanlar da bu tavrın karşılığını vermiştir denilebilir. (Tabii tabloda bir kusur olarak “11 Eylül”ün ardından ABD’ye Irak ve Afganistan işgallerinde destek veren Tony Blair’in iktidar dönemi var, ama bu da Liberal Parti’ye bir miktar yönelim yaratmakla birlikte Müslümanların İşçi Partisi’nden mutlak kopuşuna yol açmamıştır.) duyduğu, gıptayla baktığı bu “kültürel sarmaşma”yı (isterseniz “medeniyetler buluşması” deyin!) tamamına erdiren bir diğer etmen. Orada da yukarıda zikrettiğim araştırmayı sürdürürken tanıştığım Batılı “mühtedi” müritler ile onlarla gayet uyumlu, Batı kültürü ve “İngiliz görgüsü”ne sahip bazı göçmen Müslümanların karakteristikleri üzerinde durmak yerinde olur. Bu, genelde “burjuva”, yani kentli, yani “cemaatçi”likten uzak, “sivil” bir Müslümanlıktır. Göçmenler özelinde de kökenini reddetmeksizin, yaşamını sürdürdüğü dünyanın değerler sistemi, ilişkiler ağı ve kurallar çerçevesi ile barışık ve bütünleşmiş olmakla ilişkilendirilebilecek bir Müslümanlık... Elbette tüm göçmenler ve göçmenkökenli Müslümanlar böyle değildir. Ama Pakistan kökenli Sadiq Khan’a şehirlerini emanet eden Londralıların onda bulduğu, içerisinde yaşadığı dünyanın kültürel dokusunu özümsemiş ve ona uyarlı olmasıdır. Karşımızda dünyanın en kozmopolit başkentlerinden birinde büyümüş, ISAMZİRVENATROAmnKarrchvyıısikoaÇdamuzbeabıkevDydirallKmneokşapslüaeıtraeKoaorıaiğlttlynnölaatdsonrvralçOkeluıiütplıraelnğll.astür,5en,aedAıktam,kilDirenmtblDer,aagHşısuy,adlrnrş6inaaeaıisüllkkgmb.amnemirhr0mırbkleeçEigmıkaya.lanabsonanıeroeyaaksdbkade5işeVanllgrltaytgairuaekeal0tşaneiüöuanCörşilylolkşimlcatsrnğüalryaieAlaaeehönuüokuaiarznnrensnyvizıdlneanrşsneaaebyliiiseaauuıroçpntdnıdbmiiüaetihleamyçrindltleiaioçzdteianlorlre,üdasinneaaurdiidrramnhassilmetrnla.,tmzainetnt,diiUl:danedAnaalmuaregdeieezbaytdikldynrzveyevandmaeiaiueeeeraollrtmeiiniibçbkenikdğvarrbzlznao..iiuamiienelnnirenrtei,zn hkÖllorümbkaelkılşzleytnğlebusaŞnÖlisaaielarlkdültursKoiıdnilrSkadkakâaralBulıBseaivalselkdsyankeiuaıgeberınakesüereklnlbşıköleliızttonvteardrnöikteırllarraelüordeiaüakdvmınidğıirbsğzlbtkğanlçseadddeşemirıüaraıü:ikmkiiıeunrdbıkkynysfşbKlrsalnğaeöuaabüâaıüiıblıağia:uranlsnmyrkşibbğegvskrğıAnrmeei,l:eiealıeıedürrayditnnebzGltriıksaeğelürdsamaeçtdbiidiiö.eliınkşyenyvaieisyi,eğaalrliıdoreidtgublif.ükyariensmlegbbzeettiyosanrelammçtköielbiailleladınsnçaidirğlipkraavasilçaüoykıaığiaırnçarınrvrrnlaığgi:iknıı..saıyezdrğtnrzüFakcıOmürbıakakayaçsi.dseşılnabaızkı:oün.iğlıa,ı. Sadiq Khan Söz konusu çevrenin lideri Kıbrıslı Şeyh Nazım, takipçilerine Muhafazakâr Parti’ye oy verme telkin ve tavsiyesinde bulunsa ve müritlerin bir kısmı da bu yönde hareket ettiklerini Şimdi karşımızda belirmiş, Britanya başkentinde İşçi Partisi’nden Müslüman belediye başkanı, biraz da böyle bir arka plânın ürünüdür. Tabii Başkan Khan’ın nasıl bir Müslüman olduğu da hepimizin özlemini Yeni belediye başkanı Cameron’a çattı Londra’nın Müslüman kökenli ilk belediye başkanı Sadık Han, Observer için yazdığı makalede Britanya Başbakanı David Cameron ile başkanlık yarışındaki Muhafazakâr Parti’den rakibi Zac Goldsmith’i kendi sinin kazanmasını engellemek için etnik azınlıkları birbirlerine düşürmeye çalışmakla suçladı. Han, dün Londra’da holokostta hayatını kaybeden Yahudiler için düzenlenen anma törenine katıldı. şehirli, sivil ve en önemlisi “seküler bir Müslüman” var. Bir nüans çok önemli: Sadiq Khan, “Londra’da bir Müslüman” olmaktan “Londralı bir Müslüman” olmaya geçebildiği için bugün şehrin emanetini hemşerilerinden alabilmiştir. Dünyanın da, Türkiye’nin de kimlik ve kültür kutuplaşmalarına dayalı gerginlik, çatışma ve ölümlerle sarmaş dolaş olduğu bir ortamda bu “Londralı Müslüman”dan alınacak bazı dersler olsa gerek. Özellikle her yolun birbirine bağlandığı, kimsenin başına buyruk yol almasının mümkün olmadığı şu “küresel” dünyamızda, 4.5 milyonun üstünde Türkiye göçmeninin yaşadığı Avrupa’ya “Sen yoluna, ben yoluma” diyecek kadar kayıtsız ve hem kendi içinde hem dünyada giderek daha da fanatikçe içine kapanıp kendi dışına düşmanlaşan “dinbaz” iktidar açısından... ‘Ben şizofren değiliz’ Abdurrahman Dilipak gece #StopErdogan tweet’i attı. Sabah ‘fark edip’ durumu izaha çalıştı. “Hesabımdan tweet atmışlar ama ele geçirememişler “ dedi. Açıklama tebessümle karşılandı Anneler Günü’nde en çok Zübeyde Hanım’ın fotoğrafı paylaşıldı. Erdoğan’ın mesajı büyük tepki topladı TÜBİTAK desteklediği her projeyle şaşkınlık yaratmaya devam ediyor Milyonerlerin sayısı 100 bine dayanmış Yeni başbakanın kim olacağı konusu gündemin öncelikli maddesi. Adları “B”yle başlamayan kurmaylar da bir o kadar ümitli Can Dündar’ın Cuma günü uğradığı silahlı saldırı Türkiye’de ve dünyada tartışılıyor Tarihi taşa sloganı makineyle kazıdılar Erzurum’un Oltu İlçesinde, 10 bin yıllık, insan figürlü, iki kaide üzerinde yatık durumdaki dikilitaşın üzerine siyah sprey boyayla yazılan “Devrimci Sol” sloganı spiral taşlama makinesi ile kazındı. Tarihi taşta bu kez kalıcı hasar oluştu. 25 Mart Gençlik Parkı’ndaki 6 ton ağrılığında 2.7 metre eninde ve 5 metre 20 santim yüksekliğindeki insan figürlü dikilitaşın üzerine kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından “DevrimciSol” yazıldı. Anıt taşın üzerindeki yazıyı bu kez spiral taşlama ile silmeye çalışan belediye personeli taşta kalıcı hasar bıraktı. Görevli, silme işleminin ardından hasar gören kısmı çamur ile kapatarak yapılan işlemin kamufle edileceğini belirtti. İlçedeki tarihi eserlerin korunamadığından yakınan vatandaşlar ise “Her şey gibi anıt taşı da koruyamadık. Zaten duyarsız kişiler bu eserlere zarar veriyor. Ancak bu tarihi eserleri koruması gerekenlerin, zarar vereceğini düşünmeden kendilerince önlem almaları bizi daha da üzüyor” dedi. l DHA Araba yok, huzur var Fransa’nın başkenti Paris’in ünlü alışveriş bulvarı Champ Elysees her ayın ilk pazartesi günü trafiğe kapatılacak. Paris İklim Anlaşması’nın ardından belediye meclisinin kararıyla yürürlüğe konulan “Paris Soluklanıyor” adlı uygulamayla şehirde hava kirliliğinin azaltılması planlanıyor. Arabasız bulvarda Parislilerin kimi selfie çekti, kimi iki kilometrelik yolu koştu. l Dış Haberler C MY B