19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 5 Mart 2016 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 KILYCITöHoÇdünpbPADareekiAirGtylireyisaRamseseipsünniO’’ytrnKndeeıoĞiğuiilnnrdnrıLBmueuöyaaUleçanşusdşı:ekokgaBaaSmlniadairnİşimlşıbşıiNğdkKisuaDmıaüaeldmİmnnnimaRıoayaa,vMağyals“aelBmiıdcErnKoaüuiııılzkOleyyrdıaiçderygPilidyleainöeyEaöktdrorriRnüienHorneyuAnğoeeolmilSlBnkuydr.ouYöi”kynmyınOesgden.aNaliikkU kelepçesiz polis eşliğinde getirildiler Boydak Holding’in dört yöneticisi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki Adli Tabipliğe ayrı ayrı getirile rek sağlık kontrolünden geçirildi. 4 şüpheli daha sonra, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne getirilerek, ifadelerinin alınmasına başlandı. Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, sağlık kontrolüne getirilişi sırasında kendisini görüntüleyen medya mensuplarına, “Merhaba arkadaşlar” diyerek selam verdi. Holding yöneticileri ayrı ayrı polis araçlarıyla emniyet müdürlüğüne kollarına giren polislerin eşliğinde, kelepçesiz getirildi. ‘İstikbal’e gözaltı İstikbal, Bellona gibi onlarca markayı bünyesinde bulunduran Boydak Holding’e baskın düzenlendi, üst yöneticileri gözaltına alındı. Holdinge kayyum atanabileceği belirtiliyor Gezi olaylarının ardından özel bankalar, Koç Holding şirketleri, İpek Medya Grubu, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) gibi iş dünyasından her kesimi hedef tahtasına koyan Ak Part Hükümeti’nin gazabına son olarak Boydak Holding uğradı. Kayseri’de paralel yapı iddiasıyla başlatılan operasyonda mali finans sağladıkları gerekçesiyle Boydak grubunun 4 üst düzey yöneticisi hakkında gözaltı kararı çıktı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturması kapsamında, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, dün sabah saatlerinde Boydak Holding’in merkez binasına giriş ve çıkışlar yasaklandı ve Organize Sanayi Bölgesi’ndeki merkezinde arama yapıldı. Kayyum atanabilir Şirketin üst düzey yöneticilerinden Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, şirket CEO’su Memduh Boydak hakkında paralel yapıya finans sağlamak, üye olmak ve Yönetim Kurulu üyeleri Erol Boydak ve Murat Bozdağ ise finans sağlamak, örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak iddiasıyla gözaltına alındı. Gelişmelere göre holdinge kayyum atanabileceği ileri sürüldü. Daha önce de gözaltı olmuştu Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Boydak, geçen aylarda sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan ‘holding adına’ açıklamalarda bulunmuş ve TUSKON ile ilişkilerini kestiğini duyurmuştu. Boydak Holding CEO’su ve TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Memduh Boydak daha önce de Melikşah Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olarak 16 Eylül 2015’de nitelikli yağma ve haksız arsa tahsisi şikayetleri üzerine gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. l Ekonomi Servisi Memduh Boydak Gül: Umarım fazla rencide etmezler Gül’ün, sabah erken saatlerde dört tepe yöneticisi gözaltına alınan ve şirketlerde aramalar gün boyu devam eden Boydak Holding hakkındaki açıklaması geçikmedi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, paralel yapı operasyonu kapsamında Boydak Holding yöneticilerinin gözaltına alın Abdullah Gül masına ilişkin “Uma rım daha fazla rencide edilmezler” dedi. Fatih Ormanı Camii çıkışında soruları yanıtlayan Gül, “Boydak ailesi çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle, hayırseverliliğiyle bilinen bir aile. Türkiye’nin önemli sanayicilerinden. Ümit ederim ki daha fazla rencide edilmezler” dedi. Göreve dönecekler Boydak Holding’le bir diğer açıklama da TÜSİAD’dan geldi. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Boydak’ın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak “Yönetim Kurulu Üyemiz Memduh Boydak’ın gözaltına alındığı haberini üzülerek öğrendik. Hukuk devletinde iş dünyası da dahil hiçbir kurum ve kişi yasal herhangi denetim ve soruşturmadan muaf değildir ve hesap verebilir olmalıdır. Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan güvenimizle, sürecin en kısa sürede tamamlanacağına ve Sayın Boydak’ın görevlerine geri döneceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Yatırımcıya gözdağı 14 bin işçi tedirgin Sekiz sektörde faaliyet gösteren holding, 41 şirket ve yurt genelinde 2 bini aşan bayiye sahip Holdingin resmi sitesinde yer alan bilgilere göre 1957 yılında Kayseri’de temelleri atılan Boydak Holding, bugün mobilyadantekstile, kimyadan pazarlamaya, demirçelikten lojistiğe, enerjiden bilişime kadar birçok alandaki faaliyetlerini sektör lideri olarak sür Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde 7, ikinci en büyük sanayi kuruluşu listesinde ise 1 şirketi ile yer alıyor. 2015’te yüzde 6 büyüme artışıyla 6.9 milyar TL ciro gerçekleştiren Boydak Holding, 2016 yılı için ise ciro hedefini yaklaşık 7.8 smaontnıscidlmübtıluA“eeseadsBoaçrBaaerKarkisleoabnüseöimöstrPi’nldnydüikıydıneç’re,indMes,ild”ınetırüelkkidakedmendiimllsbşmlkikaalieigekçebttuelhragiödleeıitösegmea,kzövtnimpirmcü.rlaabeimazeiikezAçnynşsarikimiitrireııiıirnlnitptlnkyiitlıcsnksleiktaıdaliioiolasıigtÇ,lraçknbğaeiirpörAlbrzleiidaedaryırkerliKnaitirırçiıunnak.krsilreaıPnla.epıleCutöeBessamovıdrArnHolsryiuçaietyiecneriyPnoırolşıasuenesıKkdinbsKıgşl,önaaoehniüaayilydkrbeealystaaairrpn dürüyor. 41 şirkete sahip Boydak Holding, 8 ayrı sektörde faaliyet gösteriyor. Boydak Holding çatısı altında İstikbal, Bellona, Mondi, Hes Kablo, Boyteks, Form Sünger gibi markalar bulunuyor. Holding, 14 bine yaklaşan çalışanı, yurt geneline yayılmış 2 bin bayisi bulunuyor. Boydak Holding, bugün aralarında Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Mısır, Almanya, İspanya, İtalya ve ABD’nin de bulunduğu 140 ülkeye ihracat gerçekleştirirken, dünya çapında 5 bine yakın noktada tüketici ile buluşuyor. Holding, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan milyar TL. Murat Bozdağ Nefret operasyonu domCapdHuğeittPırdToaİıssarlu.tynaHpoanulnibsdkutuua,ilhky“MdBagatioülılmreyvımdteı vtanceeklıihky’ğaiadilninigtMeeöefatzrtehehtmekte kişi/mülkiyet hakkı ihlal etmek te! Boydak Holding’e yapı lan operasyonu gören/duyan ya tırımcı gelip ya tırım yapar mi? İş sizlik çözülür mü? Yatırımcıya tehdit, te röre yardım ve yatak lık ile eş değerdir. Çün kü her türlü kötülüğün/ felaketin belası işsizliktir. Siyasi iktidar muhalif yatı rımcıyı yargı ile sindiriyor” dedi. Hacı Boydak Bank Asya: Satış ya da tasfiye Geçen yıl 29 Mayıs’ta Tasar ruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen Bank Asya’da da süreç çok olumlu işlemiyor. Son olarak yapılan açıklamada Bank Asya’nın mayıs sonuna kadar satışının gerçekleştirileceği, satılamaması durumunda ise tasfiye edileceği açıklanmıştı. Ayrıca Koza Altın İşletmelerinde olduğu gibi Bank Asya’da da kayyum değişikliğine gidildi. Bank Asya’nın 2015 yılı üçüncü çeyrekte zararı 110.5 milyon lira olarak açıklandı. Bank Asya 2014 üçüncü çeyrekte 300.96 milyon lira zarar açıklamıştı. KmBoezday’daasıksauysytuumrudldeuğiştigcgGbkrekiükuaatnaraçnkriyrzüpiyublıİenıaeomkpmyTnonactdyitraieuyirVdea.eneydndrkıdmsısğÖ,ytuıiüieriealınniBMlamtdğnşlakvye.ynuüiıhıhee,öşğnYfagyraıdaaAtİnıkşKmaütaipzaayearmvkıknnaeılrainetnerillndkdiıPkyadlGamnşibıaaaeaşisnMniiaannölğrtiıriçtdznklmkytidKüeuieK,ieandleıdrrğdaelTtnğhotekeiyernöcTlVınüzreasahe4rauRsaelk’irytealla,GrtiaaetüaAsafankvMükdyrrtnomyslsiuaiuryantnfinakbkniıeöibdlolntylaa,vnhuk’urde’yedtşBeoülİteauıuaşrsusğndruüei. lHyettTavöitTâyknmlrüdenkdüKıseçiodyreehıeinercşenoak.emtvkiuulşpzikuŞnieiidimibmylailyrıtuymdiykenaleiğeeAieha,ğtk’auisT’dp’smuA’ildnauıinnşüteanenretınridairirinadkdnfudtkykdaasaniaeleleoİalebiakuabtmşğğtnrnhbalıannlueaienteeulraayraraelitlkladl5gueiçirrmkui2raie.tınii2lbadnıknhy6enSegu,uiiau2idylaculöl2yEelrdeyuerbiuslm.oralkzhi5oomtinişçr.neikryie.iamCumlr.rudv2yhlşeykeŞıineiia0enş2ozelilrrycay1dra0rkitkaşneia.i0l1enğileretr5byntialiiıiiynnrae Önce övdü sonra dövdü Geçen yılın son çeyreğinde TUSKON da hükümetin hedefi haline gelmişti. 55 bin girişimciyi temsil eden cemaatin işadamları örgütüne ‘Fethullahçı terör örgütü’ savıyla operasyon düzenlenmiş ve başkentteki binalarda aramalar yapılmıştı. Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha birkaç yıl önce haşhaşi, çete ve ananasçı olmakla suçladığı TUSKON’u öve öve bitirememişti. Erdoğan, resmi sitesindeki 2012’de yaptığı konuşmada, TUSKON ile ilgili “Türkiye, sizler gibi iş adamlarının, gayreti, samimiyeti ve heyecanı sayesinde yeniden ufukların efendisi oluyor” demişti. Demokrasilerde işçi hakları da vardır... Yazımın başlığı çok gereksiz, anlamsız bir vurgulama biliyorum. Çünkü rejimi demokrasi olan tüm ülkelerde, gelişmiş, evrensel, ILO sözleşmeleri, tüm ilkelerini kucaklayan boyutlarıyla olmasa da, hakların en vazgeçilemezlerini kapsayan, yani sendikal örgütlenme, toplu pazarlık hakları, özgürlüklerinin varlığının yadsınamayacağını içeren bir hukuk düzeninin işlerliği söz konusudur. Demokratik rejimler masasının varlığının vazgeçilemez kanıtı, ayağı sendikal hak ve özgürlüklerdir. Tam da bu nedenle 12 Eylül Anayasası bağlantılı, 1983’te yürürlüğe giren sendikal hak ve özgürlükleri düzenleyen 282122 sayılı yasaların hak ihlalleri ile Türkiye hep, her yıl, ILO (Çalışma Örgütü’nde) ilgili hak ve özgürlüklerin masaya yatırıldığı uzmanlık komitelerinde hesap veren ülkeler içinde oldu. Türkiye, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin yasaklar nedeniyle özel listelere, dahası kara listeye bile alınmış, hesap vermek zorunda olan ülke konumuna düştü, yasakların kaldırılması yolunda sayısız kez uyarıldı. ILO’daki suçlu konumundan sıyrılmaya yönelik pek çok makyaj içerikli düzenlemelerle sendikal yasakları kaldırdığını savunsa da aklanamadı. İğne oyası gibi incelikli yan yana getirilmiş 282122 sayılı yasaların sözde özgürlükleri düzenleyen hükümlerinde öylesine hesaplı, yan yana gelişler var ki... Sonuçta 1983’ten günümüze, işverenler ve siyasi erkin izin vermediği tek bir yeni sendikanın kurulabilmesi, işyerlerinde işçinin özgür iradesi ile sendika seçimi, özgür toplu pazarlık düzeni hakları kullanılamadı. Sendikal haklara ilişkin trajik sonuçların bir ayağında işçilerin gerçek ücretlerinin sürekli aşağı çekilmesi, sosyal damping, dünyada rekorlara koşulan iş cinayetlerinin yaşandığı olumsuz çalışma koşulları var. HHH 196380 yılları arasında sadece 17 yıl gibi kısa bir süreçte ülkemizde kullanılabilmiş, 1961 Anayasası bağlantılı 1963’ten geçerli, 27475 sayılı yasalarla gelen, göreceli özgür sendikal haklar düzeninde ülkemizdeki işçi hakları kazanımlarında, olumlu gelişmeler yaşanmıştır. 1980 tarihine kadar sendikal haklardan yararlanan işçilerin değil sadece, onların öncülüğünde tüm kayıtlı işçi, dahası kayıtsızlar, emeği ile geçinen küçük üretici, esnaf, çiftçinin de yaşamlarını gösteren genel istatistik eğrilerinde hep yükseliş vardır. 1980 milat, 1983 sonrası yeni yasalar uygulanması dönemlerinde ise tersine gidiş geçerlidir. Yasaklı düzende hızlı geriye çekmede, Özal döneminde henüz örgütlülükleri güçlü sendikalardaki patlamalar, baharyazbüyük Zonguldak direnişleri, kamu grevlerinde kimi anlamlı kayıplar geri alınsa da, özelleştirmelerin de katkılarıyla kırılmalar hızlanmıştır. 1980’e girerken dünya için bile rekor sayılabilecek sigortalı işçilerin yüzde 60’lara ulaşmış sendikal haklarını kullanabilen işçi oranı, günümüzde diplerde yüzde 5’lerde. AKP iktidarları sürecinde taşeronlaştırma, kayıt dışı tırmanışa ek, iş yasası esnek çalışma düzeni ile angarya, mesaisiz çalıştırma bile genel uygulama olmuştur. Uzun yıllardır çalışanların çoğunluğunun ücretlerinin asgari ücret olarak geçerli olduğu bir düzenin üstüne, daha olumsuz koşullarda taşeron çalıştırmalar kamuda bile yaygınlaşmış, kayıtsız çalışanlar ile işsizlerin sayıları çalışanlar toplamının üstüne çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı dayatmasında sözde demokratikleşme adına yıllardır anayasa değişikliği tartışmaları, başkanlığı getirme uğruna siyasetin tartışmak zorunda olduğu tek gündem maddesi yapılmışken... En yaşamsal, sendikal haklar yasaklı 12 Eylül hukukunun düzeltilmesi gündemimizde var mı? Bir zamanlar AKP’nin bile değişmesini istediği ağır yasaklı, defolu YÖK’ün demokratik yapıya dönüştürülmesi yakın mı? Çok ağır defolu siyasi partiler yasası, barajın kalkması atlanıp duruluyor. Bütün bunları Renault işçilerine yaşatılanlar yüzünden yeniden yazdım. 5 bin işçiden 4 bininin ağır bedeller ödemiş olarak seçtiği sendikalarının işyerinden atılması yolunda oynanan kirli oyunların, baskıların boyutlarına hele bir bakın? Hak aramanın yol olmasından ödleri patlıyor... Renault’da sil baştan Renault’da 5000 işçiden 4000’ini üye yapan DİSK’e bağlı Birleşik Metal Sendikası’nın işverenle iletişim kurulmasına yönelik baskılar yeni boyutlar kazandı. Uluslararası şirketin tüm ülkelerdeki çalışanları için geçerli ortak ilkelerin kimilerinin Türkiye’de de uygulanabilmesine yönelik işletmenin verdiği kararlardan geri dönüldü. İşveren, geçen yılın direnişleri kaldırılırken protokolde yer alan iyileştirmelerden vazgeçilmesini, Türkİş’e bağlı Türk Metal Sendikasının 14 ay daha geçerli olacak sözleşmesine bağlıyor. Asgari ücretle bağlantılı iyileştirmelere de aynı gerekçe gösteriliyor. Türk Metal’den gelen sözleşmeleri yürürlükte iken, başka sendikadan resmi temsilci seçilemeyeceği itirazına, tüm ülkelerde geçerli olan “sosyal diyalog komitesi” seçimi ile formül bulunmuştu. 29 Şubat’ta seçim kararı alınmışken, yine tüm ülkelerde geçerli yönetime katılma içerikli organ seçiminden, geri adım atılarak vazgeçildiği de sözlü duyuruldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle