19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazar 20 Mart 2016 Ali İsmail Korkmaz şiir ödülleri sahiplerini buldu Ali İsmail Korkmaz adına düzenlenen şiir yarışmasında “Zaman Beklerken” adlı şiiriyle Murat Umut Erkut birinci oldu. Korkmaz, önceki gün doğum gününde Hatay Beledi yesi Meclis Salonu’nda anıldı. Ailesi ve sevenlerinin katıldığı gecede “Toprak Kokusu” adlı şiiri ile Cihan Kaynar ikinci ve “Yarına Eklenecek Düş” ile Narin Yüksel’in üçüncü ol duğu açıklandı. Ali İsmail Korkmaz Vakfı’nın öncülüğündeki gecede Korkmaz’ın ailesi de hazır bulundu. Anne Emel Korkmaz ise gözyaşlarını tutamadı. l Yurt Haberler EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 17 Tüm sahneler alkışsız kaldı Beyoğlu’nda yaşanan terör sebebiyle İstanbul’da pek çok etkinlik iptal edildi. Tophane Depo Kültür Sanat Merkezi’nde yer alması beklenen SaturDox gösterim ve söyleşileri ileri bir tarihe alınırken, İstanbul Devlet Tiyatroları, Küçük Sahne’de bugünün oyunlarının iptal edildiğini duyurdu. İstanbul Ataşehir’de dün yapılması beklenen Can Gox konseri de ileri bir tarihe ertelendi. Zorlu Performans Sanatla rı Merkezi’nde dün gerçekleştirilecek etkinlikler de yapılmadı. Sergiler de kapandı Yine aynı merkezde devam eden Digital Revolution ve Goal sergileri de, bugün ve yarın kapalı olacak. Ayrıca Azerbaycanlı piyanist İslam Manafov’un Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde vereceği konser de iptal oldu. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde dün yapılması planla nan Vanessa Wagner’in piyano resitali iptal edildi. Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’ndeki 2. Dünya Savaşı Alman uçağı Messerschmitt Bf (Me) 109G6 “GUSTAV”ın tanıtım etkinliği iptal oldu. “Masum insanlar ölürken şenlik yapamayız” diyen Kırklareli Belediyesi ise, 25 yıldır düzenlenen Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali’nin eğlence ve konser organizasyonlarını iptal etti. l Kültür Servisi yüzlerce şairin sesi bir kutlama çınıltısı olarak değil, bir ağıt korosunda gibi yükselecek YARIN, Dünya Şiir ‘Dünya hepimizin’Günü 2016 Dünya Şiir Günü’nün ana başlığı bütün ülkelerde “Mülteciler için bir şiir” ile mülteci sorununa Dadandı. ünya Şiir Hareketi’nin Eşgüdüm Kurulu, yarınki Dünya Şiir Günü’nün bütün ülkelerde “Mülteciler için bir şiir” ana başlığı ile mülteci sorununa adanmasına karar verdi. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve PEN Türkiye Merkezi; İstanbul, Edirne, Ankara ve İzmir (Seferihisar) etkinlikleriyle dünya ölçeğindeki etkinliklerde yer alacak. PEN Türkiye Merkezi, yarın akşam Nâzım Hikmet Kültür Sanat Evi’nde bu özel gün için buluştururken, TYS 20 Mart Pazar günü Edirne’de, Meriç Nehri üzerindeki taş köprüde, sendika üyesi çok sayı da şairin katılımıyla mülteciler için şiir okuma programı gerçekleştirecek. Bu taş köprü, Meriç Nehri’nin Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isteyen mültecilerin kullandıkları bir geçiş yolu. Aynı gün Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde konuyla ilgili bir fotoğraf sergisi açılacak ve Ankara’da yaşayan çok sayıda şair, mülteciler için şiir programına katılacak. TYS İzmir temsilcisi şair Hülya Deniz Ünal ve şairyazar Namık Kuyumcu’nun bildirdiklerine göre ise bugün bir grup şair, otobüsle “şair kasabası” Seferihisar’a giderek, mültecilerin botlara binerek denize açıl dıkları kıyılardan birinde ateş yakıp, şiir okuma programını gerçekleştirecek. Bu etkinliğe İzmir’de bulunan Mülteciler Derneği de katılacak.Etkinliklerle ilgili hazırlanan afişlerin ortak başlığı ise “Dünya Hepimizin” olarak belirlendi. Etkinliklerin başlangıcında, gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu’nun Dünya Şiir Hareketi adına hazırladığı “Dünya Hepimizin ”başlıklı bildirisi okunacak. Bildiride, “Bütün ülkelerde yüzlerce seçkin şairin temsilcisi olan Dünya Şiir Hareketi bu utanç verici, vicdan kanatıcı trajediye insanlığın dikkatini çekmek, uyuyan akılları ve vicdanları sarsıp uyandırmak için 21 Mart Dünya Şiir Günü’nü, öncesindeki ve sonrasındaki günlerle, ‘mülteciler için bir şiir’ başlığı ile bu soruna ayırmak kararını aldı. Bu yıl dünya şiir gününde pek çok ülkede yüzlerce şairin sesi, bir kutlama çınıltısı olarak değil, bir ağıt korosunda gibi yükselecek. Fakat bu ağıt bir yakınma değil; haksızlığa, vicdansızlığa, masum insanlara acı çektirilmesine karşı bir protesto haykırışı, bir başkaldırı çağrısıdır” vurgusu yapılıyor. Kültür 2000 Koleji de, Dünya Şiir Günü’nde “Aşk Örgütlenmektir” adlı şiir dinletisi gerçekleştirilecek. İkinci Yeni’yi konu alan dinletide Turgut Uyar, Ece Ayhan, Edip Cansever, İlhan Berk, Sezai Karakoç, Cemal Süreya ve Ülkü Tamer’in şiirleri öğrencilerce okunacak. Teröre karşı siyah tuval Şair Keskin Cumhuriyet’le paylaştı KARGO “Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve BİRHAN KESKİN çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube’dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.” BİRHAN KESKİN (Fakir Kene, Metis Yayınları, s.910.) Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD), ülke genelinde artan terör olaylarına tepki olarak siyah tuvallere yapılmış resimlerden oluşan sergiyle 46. yaşını bitiriyor. 4 Nisan’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılacak sergi, 15 Nisan’a kadar görülebilecek. Serginin tamamı, son dönemde ülke genelinde artan terör olaylarına karşı tepki olarak siyah tuvallerin üzerine yapılan resimlerden oluşuyor. Terör nedeniyle yaşanan üzüntü ve öfkelerini tuvallerine yansıtan sanatçılar adına açıklama yapan BRHD Başkanı Mehmet Ali Doğan, “Terörün lanetli yüzü ülkemizde ve başkent Ankara’da hayatı hapsetti. Bombalar, öğrenci, polis, mühendis, eğitmen, çocuk demeden insanların canını aldı. Bizler böyle bir yaşamdan artık utanıyoruz, Türkiye’de ve dünyada yaşanan terörü kınıyoruz” dedi. Doğan, sergiyi ziyaret edenlerin, terörün insanlar üzerindeki etkisini siyah tuvaller üzerinde göreceklerini belirtti. [email protected] Erol Evgin ‘İşte Öyle Bir Şey’ (Erol Evgin Prodüksiyon) Pop müzik tarihimizin en kibar, skandalsız ve dedikodusuz isimlerinden biri Erol Evgin; temiz yüzlü bir centilmen. Huysuz Virjin’in programında jürilik ederken bile kırmızı çizgiyi geçmemek uğruna yüzünü kızartmayı tercih eden müşfik bir İstanbul efendisi. Aşk ve sevgi konulu şarkıların kadife sesi. Yetmişli yıllarda çocuk olanların birkaç masum aşkından biri; en büyük rakibi Göksel Arsoy. Erol Evgin, yetmişli yılların ikinci yarısında söz yazarı Çiğ dem Talu ve besteci Melih Kibar ile Voltran’ı oluşturmuş; steril aşkları ve nahif kırılganlıkları anlatan şarkılarıyla dönemin kubbesine en hoş sedaları bırakmıştı. Kutsal ittifakın dört yıllık çalışmasının ürünlerini bir araya getiren 14 şarkılık “İşte Öyle Bir Şey” adlı albümü 2005 yılında CD olarak basılmıştı. Erol Evgin şimdi 40 yılın hatırına –kalitesi münasebetiyle Rainbow45’çilern elinin değdiği ilk bakışta anlaşılan, açılır kapaklı, 180 gram ve özel bukletli bir de plak sürümünü yaptı. Çocukluğumuzu temsil eden bu kuşaklarüstü müzisyen, koleksiyoncuların yüreğini hoplatan “İşte Öyle Bir Şey” plağı ile o günlerde en çok oynayıp sonradan kaybettiğimiz bir oyuncağı bitpazarında bulup da alıp getirmiş gibi bir hediye veriyor şimdi bize. Tanburi Cemil Bey Külliyatı (Kalan Müzik) Cemal Ünlü dedim mi duracaksınız. Şayet bir işin altında onun imzası varsa tereddüt etmeyeceksiniz. Bu sağlam tiyatro, müzik ve edebiyat arşivcisi, aynı zamanda kulvarının en önemli araştırmacısı. Bunu en azından Pan Yayınları tarafından çıkartılan “Git Zaman Gel Zaman” adlı kitabında hepimiz gördük. Onun elinin değdiği son çalışmanın adı “Tanburi Cemil Bey Külliyatı”. Kalan Müzik tarafından vefatının yüzüncü yılı anısına çıkarılan külliyatta birbirinden değerli üç hazine var. İlki 10 CD’de toplanmış, 19051915 arasındaki kayıtları içeren 130 parçalık taksim, peşrev, saz semaisi, zeybek, sirto, gazel, operet, gazel ve şarkılar. İkincisi en iyi 12 besteyi içeren 33’lük bir plak. Üçüncüsü ise plak boyutunda kare kitap. Ünlü’nün neyzen Aziz Şe nol Filiz ile birlikte iki yılı aşkın bir zaman içinde hazırladığı bu çalışmada 140 sayfalık hayli zengin bir içerik var; hayat hikâyesinden, el yazısı notları, plak listeleri ve az bilinen fotoğraflara kadar... Tartışma götürmez; Tanburi Cemil Bey hakkında bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı arşiv bu. Evet, Cemal Ünlü dedim mi duracaksınız, tereddüt etmeyeceksiniz; onun eli değmişse biraz pahalıdır, ama emin olun size ödediğinizden fazlasını verecektir. ‘Şiir enerjidir’ Sevgili Okurlar, yarın 21 Mart, Dünya Şiir Günü. Böyle bir gün yapılmasını öneren PEN Dünya Yazarlar Derneği’nin Türkiye merkeziydi. Öneri tüm ülke merkezleri tarafından kabul gördü. UNESCO ilan etti. 1999’dan beri 21 Mart birçok ülkede Dünya Şiir Günü olarak kutlanıyor. PEN Türkiye’nin her yıl bir usta şaire verdiği şiir ödülünün bu yılki sahibi Güven Turan. Şiir, deneme, eleştiri, roman ve öyküleriyle  ama aynı zamanda  dergicilik, yayın yönetmenliği ve editörlük gibi uğraşlarıyla da Güven Turan yıllarca edebiyatımıza büyük katkılarda bulundu ve  bulunmaya devam ediyor. Yarın saat 19.00’da Şişli’deki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleştirilecek PEN Şiir Ödülü Töreni için hem Şişli Belediyesi’ne hem de Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’na önceden teşekkür ediyorum. Şu içinde yaşadığımız katliam, kan, acı ve şiddet günlerinde şiire hepimizin gereksinimi var. Sizleri Güven Turan’ın kaleme aldığı yılın “Şiir Bildirisi”yle baş başa bırakıyorum: 2016 Şiir Bildirisi: Bütün dünyayı saran kan, ölüm, sefalet kasırgası içinde, belki bütün bunların temel nedeni olan sevgisizlik, bol söz tüketip hiçbir iletişim kuramama karşısında sığınılacak, hayır, güç alınılacak, kuşanılıp karşı durulacak ne var? Bu soruya “Şiir” diye karşılık veriyorum. Evet, “Şiir”. Hani artık okunmadığı iddia edilip bu, her şeyin sadece paraya dönüştüğü çağımızda “para getirmiyor” diye de tanımlanabilir eskidi, devrini tanımladı diye nitelenen, itelenen şiir. Oysa, bugün bütün bu safsata karşısında edebiyatın ve hayatın sorulması gereken temel sorusu şu bence: Şiirin günümüzde bir işlevi var mı? Bu soruya verilecek yanıt belirleyecektir şiirin ne durumda olduğunu. Kaldı ki ben şiirin günümüzde sadece işlevi değil, görevleri olduğuna da inanıyorum. Hatta işleviyle görevinin bir madalyonun iki yüzü gibi olduğuna da inanıyorum. Şiirin işlevi Bana göre şiirin temel işlevi “dil”le ilgilidir. On dokuzuncu yüzyılın hemen hemen ortalarında “Dil” Avrupa’dan başlayarak, ağır ağır tüm dillere sıçrayarak kirlendiğine, yirminci yüzyıldaysa adım adım çürüdüğüne şahit oluyoruz. Artık hiçbir sözcük anlamını koruyamıyor günlük dilde. Her sözcük çarpıtıldı. Bu çarpıklığa karşı sadece şiir var sözün arılığını koruyan, koruma gizil gücüne sahip olan. Sevgi sözü sadece şiirde gülünesi bir anlam taşımıyor kanımca. Ya da öfke sözü, eline silah almadan kızabiliyor, karşı durabiliyor haksızlığa, yanlışlığa. Üzerinde durmak istediğim ikinci işlevi de gene dille ilgili. Yukarıda belirttiğim tarih dilimi içinde iletişim araçları arttıkça, yaygınlaştıkça şu “yirminci yüzyıl”a bile rahmet okutan “yirmi birinci yüzyıl”da yol aldıkça, “global”leştikçe (bir canavarın yüzündeki şirin bir maske bu sözcük, bütün dünyayı aynılaştırmak hedefi güden bir canavarın maskesi) korkunç bir gürültüye yol açmıştır. Herkes konuşuyor, kimse kimseye bir mesaj verme niyeti beslemiyor. Buna karşılık şiirde dil, en kapalı şiirde olanı bile, okuru önünde kristal berraklığıyla duruyor. Binlerce yıl ötesinden Gılgameş’i okuduğumuzda, Gılgameş’in dostunu yitirdiği anda ettiği sözleri taa içimizde duyabiliyoruz. Her şiir, dün olduğu kadar bugün de, dilin anlam aktarmak kadar duygu aktarmak da olan görevini yerine getiriyor. Bir özeleştiri yapmadan, eleştirdiğim noktalardan kurtaramam şiiri: Şiirin de gücünü, işlevini kötüye kullandığını çok gördük. Irkçılık yaptığını, savaş kışkırtıcılığı yaptığını, insanlar arasına düşmanlık tohumları attığını çok gördük. Bunlarla gerçek savaşı gene şiir verdi. Bir saptama daha: Şiirin ölümsüz olduğuna inanıyorum çünkü şiir enerjidir bence. Dönüşür, ama asla yok olmaz. İhtiyaç Molası’ndan mülteci konulu klip Rock müziği grubu İhtiyaç Molası, Sony Music etiketiyle çıkan yeni albümünün ilk klibini albüme de adını veren “Kapılar” şarkısına çekti. Öyküsüyle, kurgusuyla ve anlatım diliyle kısa film olarak tasarlanan klipte İhtiyaç Molası, mülteci sorununa karşı pencereden bir bakış sunarak, empati duygusu yaratmayı amaçlıyor. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle