20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 12 Şubat 2016 haber EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ 6 Katledileli 1 yıl oldu Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. O bir yılda 8 bin 476 kadına şiddet vakası yaşandı İKLİM ÖNGELSELDA GÜNEYSU Mersin’de anne Songül, baba Mehmet ve kardeşleri Beste ile Barış Ali Aslan mezarı başında Özgecan’a gözyaşı döktü. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok kentte de kadınlar Özgecan’ın ölüm yıldönümünde kadın cinayetlerine indirim uygulanmaması için yürüyüş düzenledi. ‘Eyy Amerika’ nasıl çevrilmeli? umhurbaşkanı yine muhtarları topladı ve onlar üzerinden PYDYPG bağlamında Amerika’ya ayar verdi: “Eyy Amerika! Size kaç kere söyledim. Siz bizimle mi berabersiniz, yoksa bu terör örgütü PYD ile YPG ile mi berabersiniz? Eyy Amerika! Ne PKK’yi bize tanıtabilirsiniz, ne PYD’yi bize tanıtabilirsiniz. Bunları biz gayet iyi biliriz. DAİŞ’i de biz biliriz, bunları da biz biliriz. Ama bunların hiçbirini bugüne kadar tanıyamadınız. Tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde. Bu nasıl ortaklık, anlamak mümkün değil. Karşımızda susuyorlar, gıyabımızda ‘Biz böyle bakmıyoruz bunlara’ diyorlar.” Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bizim kültürümüzde “Açtı ağzını yumdu gözünü” veya “Esip gürledi” şeklinde değerlendirilen bu tarz sözlerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner’den sakin ve sade cevap geldi: “YPG konusunda Türkiye ile aynı görüşte değiliz.” Her iki konuşmaya baktığımızda şu fark belirmekte: ABD sözcüsü dünyaya konuşuyor. Türkiye Cumhurbaşkanı ise bizim muhtarlara, dolaylı olarak da bize konuşuyor. “Bizim muhtarlar”ı küçümsüyor muyuz “elitist” bir tavırla?.. Böyle denilip çamur atılacaktır, ama hayır. Aksine muhtarlarımızın kullanıldığını düşünüyoruz; araçsallaştırıldığını düşünüyoruz; gönüllerine hitap edilip ruhları okşanırken zihinlerinin tutsak alınıp güdümlendiğini düşünüyoruz. Kirli bir iktidar oyununda malzeme yapıldıklarını düşünüyoruz. Çünkü muhtarlar aslında onlara hitap etmek için çağrılmıyorlar. Kaçıncısı olduğunu dahi (20’nci miydi?!) akılda tutmanın güçleştiği sıklıkta ha bire Saray’a çağrılan bu insanlar üzerinden sadece ve sadece şaibe yüklü bir iktidarı yeniden ve yeniden konsolide etmek amaçlanıyor. Bu toplantılarda içeride ve dışarıda ötekileştirilenlere “Eyy” diye seslenerek başlayan hitaplarla yapılan saldırılar tedip, telin ve tehditlerle 2013Gezi sürecinden beri “iktidarın tek yolu” sayılan çatışmacısavaşçı siyaset işlerlikte tutuluyor. “Eyy” diye başlayan ifadelerin diplomaside bir karşılı C niversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmiş olmasına karşın, Aslan’ın ölüm yıldönümünde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nca açıklanan veriler, “şiddetin durmaksızın devam ettiğini” gösterdi. 2015 yılında 8 bin 476 şiddet vakası kaydedildi. 3 bin 978’i evli, 469’u boşanmış, dul veya eşinden ayrı yaşıyor, 1775’i ise bekâr. 2 bin 254 vakanın medeni durumu ise kayıtlarda “belirtilmemiş” görülüyor. Öte yandan erkeklerin de gebelik ve doğum dönemleri olduğunu kabul eden Sağlık bakanlığı, erkekleri de hesaba katarak, söz konusu dönemlerde yaşamlarını yitiren kadınların ölümlerini yarı yarıya azalttı. Bakanlık Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan “Cinsiyete Göre Ölüm Nedenlerinin Dağılımı” başlığında, gebelik, doğum ve lohusada 2012’de binde 4 olan kadın ölümü, söz konusu nedenlerden ölümü mümkün olmayan erkekle birlikte ortalaması alınarak on binde 2’ye, 2013’te on binde 19 iken, on binde 8’e, 2014’te ise on binde 15 iken, on binde 7’ye düştü. Ü ra hem İstanbul’da yürüyüş düzenledi. İstiklal Caddesi Tünel Meydanı’nda dün saat 11.00’de toplanan CHP’li kadınlar, caydırıcı sonuçlar için kadına yönelik şiddet davalarına ceza indirimi uygulanmamasını talep etti. Her ayın 11’inde Bakanlığın oyunu Vahşete kurban giden Özgecan kadına şiddetin simgesi olmuştu. Mersin’in Tarsus ilçesinde hunharca katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan (20), ölümünün birinci yılında mezarı başında anıldı. Gözyaşlarını tutamayan anne Songül, baba Mehmet ve Beste ile Barış Ali Aslan kardeşler dua etti. Heykeltıraş Meh İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda bir grup kadın dün akşam Özgecan Aslan için bir araya geldi. Grup, Özgecan cinayeti ve kadınlara yönelik şiddeti protesto etti. Kadıköy’de de akşam saatlerinde Kalkedon Meydanı’nda bir araya gelen “Sosyalist Kadın Meclisleri” üyesi yaklaşık 50 kadın, “Özgecan’ız isyandayız” yazılı pankart açarak, kadın cinayetlerini kınayan sloganlar attı. Grup adına yapılan açıklamada, “Her ayın 11’inde kadına yönelik şiddetle mücadelede sembol olmuş kadın arkadaşlarımızı anacağız” denildi. Ailesi gözyaşı döktü met Aksoy tarafından kızının mezarına yapılan anıt heykeli okşayan anne Songül Aslan, uzun süre mezara baktı. Özgecan yasa teklifi Kadınlar yürüdü CHP Kadın Kolları, ölümünün birinci yıldönümünde Özgecan Aslan için hem Anka Mersin Milletvekili CHP’li Aytuğ Atıcı da Özgecan’ın ölüm yıldönümünde kadına karşı cinsel saldırı ve cinayetlerin önüne geçmek için bu suçlara verilen cezaların indirimden yararlanmaması için ‘Özgecan Yasası’ diye adlandırılan kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. 1 GÜNDE 1 KADIN ÖLDÜ, 3 KADIN YAŞAM SAVAŞI VERİYOR Platonik aşkı komalık etti Adana’da Türkan Sarıkaya Aksaray’da Samet Ermiş (26), kendisine platonik (18), kız arkadaşı lise öğaşk duyduyduğu iddia rencisi Elif Zelal Yeni’ye edilen Bünyamin F. (28) (16) kendisinden ayrılmak tarafından öldüresiye istediği gerekçesiyle okudövülerek hastanelik lun bahçesinde tüfekle oldu. Beyin kanaması ateş açtı. Kanlar içinde geçiren genç kız, yere yığılan genç kız yaözel bir hastanede şamını yitirdi. Ermiş tüyaşam savaşı veriyor. feği çenesine dayayıp inAdana Kent Konseyi Türkan Sarıkaya tihara kalkıştı. Ağır yaragenç kadının tedavi lanan Ermiş’in hayati tehgördüğü hastanenin likesinin devam ettiği önünde eylem belirtildi. gerçekleştirdi. Ayrılmak istedi diye öldürdü Yolda gördüğü kızını vurdu Yalova’nın Altınova ilçesinde bir süre önce eşinden boşanan Temel Baysal (58) bu sabah yolda karşılaştığı kızı Fatma Baysal’ı (28) boşanmalarına neden olmakla suçladı. Çıkan tartışmada Temel Baysal, pompalı tüfekle kızını vurduktan sonra aynı silahla intihara kalkıştı. Başından ağır yaralanan Temel Baysal yaşamını yitirirken, ağır yaralanan kızı Fatma Baysal ise tedavi altına alındı. Evet demedi kurşun yağdırdı Adana’da Fadıl A.(45) sevgilisi Kifayet Hadra’yı (28) evlenme teklifini kabul etmeyince tabancayla vurdu. Ayaklarına 4 kurşun isabet ettiği için yaralanan genç kadın, “Daha önce de tehdit etti diye polise şikâyet etmiştim. Evlenmek istedi, kabul etmeyince vurdu” dedi. Polis zanlı Fadıl A.’yı arıyor. ğı yok. Uluslararası ilişkilerde karşılığı yok. Hatta İngilizcede karşılığı yok. Merak ediyorum mesela “Eyy Amerika”yı nasıl çevirdiler İngilizceye?.. “You, America” dense olmaz. “Hey, America” dense olmaz. “Look, America” dense olmaz da olmaz. Olsa olsa “O, America” diye çevrilecektir. İngilizce “O” ünleminin de o dilde daha ziyade dinî belagatle sınırlı (“O Lord” gibi) bir kullanım alışkanlığı söz konusu olduğu için, sonuçta hoş ve tatlı bir kafa karışıklığı ortaya çıkacaktır!.. Aslında iyi bir hatiplik eğitimi almış, bu bakımdan hem yetkin hem de yetenekli olan Cumhurbaşkanı’nın da ifadeyi kulaklarımızda yine dinî (İslâmî) belagatle titreşimli şekilde tınlattığını düşünmek de mümkün… Fakat işte muhatabı açısından sözün “kıymeti harbiye”si belli; ölçülübiçili, ünlemsizünlemesiz bir “Türkiye ile aynı görüşte değiliz”den ibaret. Bununla birlikte bu sözlerin hiç şüphesiz “içeride” muazzam kıymeti var. Cumhurbaşkanı “Eyy” diye başlayan cümle kurduğu her zaman, toplumun bir kesimi korkudan tir tir titriyor, diğer kesimi de linç moduna giriyor. Aslında söz konusu olan, ülke içinde iktidarı koruma yolunda dışarıda ve dış politikada olup bitenleri de iç politika malzemesine tahvil etmekten ibaret. Aynen Gezi sürecinde onunla eşzamanlı vuku bulan Mısır’daki darbede olduğu gibi... Sisi’nin orada yaptıklarının acısı, “Rabia paradigması” eşliğinde meydanlardaki insanlardan, çolukçocuktan çıkarıldı. İsrail, Suriye, İran, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, NATO… Hepsi içerideki “Eyy Muhalefet”, “Eyy Kılıçdaroğlu”, “Eyy Terör Partisi”, “Eyy Akademisyenler”, “Eyy Sözde Aydınlar”la aynı kaderi paylaşan “dışarıdaki ötekiler” oldu. Geriye kala kala neredeyse bir “Eyy Dünya” denmediği kaldı. Memleketin de dünyanın da dört bir köşesi, ülke içinde bir şekilde korkuyla, tehditle, vaatle, bulgurmakarnakömürle kafakola alınmış “yüzde 50”yi elde tutmak için “eyy” ünlemeleriyle inim inim inliyor. Türk gençleri siyasetçilere güvenmiyor Milenyum kuşağı gençler üzerinde yapılan araştırmaya göre; “Türk gençlerinin yüzde 78’i siyasetçilerin gençlerin görüşlerini dikkate almadığını düşünüyor” SİBEL BAHÇETEPE vrupa İlerici Çalışmalar Vakfı (FEPS) ve Toplumcu Düşünce Enstitüsü, Türkiye’deki gençlerin siyasete bakışı, siyasete katılımda karşılaştığı engeller ve siyasetten beklentilerini anlamaya yönelik araştırma yaparak, “Milenyum Diyaloğu Raporu”nu açıkladı. Rapor, 1534 yaş arasındaki bin 137 gençle yapıldı. n Aralık 2015’te yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, gençlerin dörtte üçü mutlu ve iyimser. n Genel anlamda hayatından memnun olanların oranı ise yüzde 72, geleceği hakkın A da iyimser olanların oranı ise yüzde 73. n Katılımcıların, yüzde 38’i siyasetle oldukça ilgili olduğunu söylüyor. n Milenyum kuşağına dahil Türk gençlerinin yüzde 78’i siyasetçilerin gençlerin görüşlerinin çoğunu dikkate almadığını düşünüyor. n Gençler ayrıca, gelecekteki yaşam kalitesi üzerinde “eğitim olanağının” ve “Türkiye’nin ekonomik durumunun” en fazla etkisinin olacağını belirtiyor. nGençler sosyal medyada görüşlerini paylaştığını söylüyor. Ancak, görüşlerini paylaşmaktan korktuğunu belirtenlerin sayısı da oldukça fazla. Bu kişiler görüşlerini açıklamanın ka riyerlerini olumsuz etkilemesinden veya yasa yoluyla aleyhlerinde kullanılmasından korkuyor. n Oy vermek istemeyenler birinci neden olarak “siyasetçilere güvenmemeyi” gösteriyor. Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven, bu çalışmanın son 3 yıldır FEDS tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinde yapıldığını, Türkiye’de de ilk kez gerçekleştirildiğini söyledi. İlseven “Onların da bu araştırmayı yapmasının nedeni, oralarda da Türkiye’deki gibi gençlerin siyaset kurumuna yakın durmayışı hatta uzaklaşıyor olmasından kaynaklı. Apolitik değil antipolitik Bu da siyaset kurumunun etkinliğini ve kendini yenilemesini olumsuz etkiliyor. Türkiye olarak benzer durumdayız. Gençlik, diğer ülkelerdeki gibi siyasetten uzak duruyor, hatta uzaklaşıyor. Türkiye’deki gençlik apolitik değil, antipolitik. Bugünkü kurumu, uygulamaları ve yapıyı reddediyor. ‘Bu benim beklentilerimi, bu benim ideallerimi, benim ihtiyaçlarımı karşılamayan bir yapı’ diyor. Güzel bunu söylemek ama bunu anlamamız ve buna göre siyaset ile gençliği yeniden buluşturmamız lazım. Daha yerinde, verimli politikalar üretilmesine yardımcı olsun diye bu araştırmayı ülkemizde de yaptık” dedi. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle