16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Aralık 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Ankara’da yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısına Rahmi Koç, Ömer ve Ali Koç, Güler Sabancı, Ümit Boyner, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Bülent Eczacıbaşı ve Tuncay Özilhan gibi iş dünyası temsilcileri, hükümetten de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım da onur konuşmacısı olarak katıldı. TÜSİAD: OHAL kaldırılmalı TÜSİAD Başkanı Symes, OHAL’in bir an önce kaldırılmasını, Meclis odaklı çözüme geçilmesini beklediklerini belirterek ‘Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var’ dedi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Ankara’da gerçekleştirilen yetle izliyoruz; ancak zamanın giderek daha kısıtlı hale geldiğini görmemiz de ge Yüksek İstişare Konseyi toplantı rekiyor. Bu yıl veriler, üçüncü sında AB, idam, laiklik, OHAL ko çeyrekten itibaren daralmayı nularında sert mesajlar verdi. Toplantıya onur konuşmacı MUSTAFA işaret etmeye başladı. Sanayi ÇAKIR üretimi gerilerken, dünyada sı olarak Başbakan Binali Yıldı ABD’den esen rüzgârların da rım da katıldı. TÜSİAD Başkanı Can etkisiyle yükselişe geçen faiz baskısı sen BaşaranSymes konuşmasında, nı daha fazla hissediyoruz. Dünyada 11 kız öğrenci ile 1 eğitmenin yaşamı parası en fazla değer kaybeden ülke nı yitirdiği Adana Aladağ’daki yangın lerden biri olmamızın üzerinde düşün faciasına dikkat çekerek, Başbakan meliyiz. Özel sektörün döviz borcunu Yıldırım’a, “Sayın Başbakanım, bu fa hâlâ döndürebildiğini biliyoruz ancak cialara sebep olan ihmallerin ivedilikle bu durumun ilanihaye devam edebil saptanmasını bekliyoruz” dedi. mesi bize hayli güç görünüyor. Ekono Bazı OHAL uygulamalarının, ekono minin işlemesini sağlayan koşulları, mide güven kaybına neden olduğunu hukuk sistemini, yargı bağımsızlığını, belitten Symes, “OHAL’in bir an önce eriyen güveni iyileştiremezsek, korka kaldırılmasını, ülkenin Meclis’inin ye rım yalnızca ekonomiye odaklı teknik niden asli görevini yapmaya odaklan çözümler yetersiz kalacaktır.” masını ve KHK ile yönetimin sonuna gelinmesini bekliyoruz. Türkiye’nin bir an Güven bunalımı var önce normalleşmeye ihtiyacı var” dedi. Zaman kısıtlı Hükümete olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması konusunda çağrıda bulunan Symes, “Terörle mücadele ve Yükselişe geçen faiz oranlarının baskısını daha fazla hissettiklerini dile getiren Symes, şöyle konuştu: “Sayın Başbakanım ekonomi konularında yatıştırıcı mesajlarınızı memnuni darbeciliğe son verme bağlamında güvenlik kaygılarınız anlaşılır nedenlerle olağanüstü arttı. Ancak güvenlik kaygılarından kaynaklanan bazı OHAL uygulamaları, özellikle Anadolu’da ticari hayatı olumsuz etkiliyor, ekonomide gü ven kaybına neden oluyor. Türkiye’nin bir an önce normalleşmeye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. İdam tartışması sakıncalı Tuncay Özilhan ‘Herkesin yüzü asık’ Symes, idam cezası tartışmalarına da değindi. TÜSİAD Başkanı Symes, “Türkiye’nin AB ilişkilerinin muhataplarımızı duygusal tepkilere itecek bir dille sürdürülmesinin ülkemizin çıkarlarına uygun olmadığını düşünüyoruz. Yıllar önce verilen karardan dönülmemesi gerekir. İdam cezası tartışmalarını sakıncalı buluyoruz” dedi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da ülkedeki sorunların sadece küresel sistemden kaynaklanmadığını, içeride de ekonomik istikrardan demokratik kurumlara duyulan güven kaybına kadar bir dizi alanda sıkıntının dikkat çektiğini söyledi. “Piyasada girişimcisinden bankacısına, işçisinden esnafına herkesin yüzü asık. İşsizlik yüksek, büyüme eğer negatif değilse en iyi ihtimalle düşük. İhracat geriliyor. Petrol fiyatları artıyor. Sermaye çıkışı başladı. TL’deki değer kaybı hepimizin canını sıkıyor. Kaybın kalıcı olması enflasyonu da yükseltir. Belirsizlik ve riskler nedeniyle yatırım kararları alınamıyor” diyen Özilhan, dış dünya ve ekonomideki istikrarsızlığın üstüne bir de toplumsal huzursuzlukların eklendiğini belirtti. Karamsarlığın beyin göçünü hızlandırdığını belirten Özilhan, ifade özgürlüğünü tartışmasız tesis edilmesi gerektiğini, terörle mücadelede ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi ve hiçbir vatandaşın etnik kökeni ve mezhebi nedeniyle kendisini ikinci sınıf vatandaş hissetmediği bir toplum düzenin kurulmaya başlanması gerektiğinin altını çizdi. Panzehir laiklik Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Cansen Başaran Symes, laiklik vurgusu yaparak, “Jeopolitik çatışmaların, ideolojik dili olan mezhep çatışmaları belli ki daha bir süre bölgeyi asıp kavuracak. Bunun panzehri bizde mevcuttur. O panzehir laikliktir. Ortadoğu’daki kan ve şiddet sarmalı bize laikliğin önemini bir kez daha gösterdi. 90 yıl önce kazandığımız bu önemli avantajın üzerine titrememiz gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Kürt meselesi ayrı Kürt meselesinin, terörle mücadele sürecinden ayrı tutulması gerektiğini savunan Symes, şöyle konuştu: “Türkiye’de patlayan terörizm, bir dönem toplumda ciddi umutlar yeşerten sürecin askıya alınmasına yol açtı. Terörle mücadeleyi, toplumsal bütünlüğümüzü yakından ilgilendiren Kürt meselesinden ayırmalıyız. Teröre başvuranları ve şiddeti kutsayanları tecrit edecek bütünleştirici bir siyaset geliştirmeliyiz.” Dolar 1.5 ay dalgalanır İş insanlarına sıcak mesajlar veren Yıldırım, “Sizin hoşunuza gitsin diye söylemiyorum, bunu da aşacağız” dedi. Başbakan, AB ile ilişkilerin kopmayacağını da söyledi. Başbakan Binali Yıldırım, TÜSİAD üyesi iş adamlarına ekonomik durumla ilgili sıcak mesajlar verdi. Dolar kurundaki dalgalanmanın ABD Başkanlık seçimleri ile ilgili olduğunu dile getiren Yıldırım, “Türkiye de bundan nasibini aldı. Bütün para birimleri yüzde 56 sapma yaptıysa bizimki iki katı yaptı. Endişeye gerek yok. Sizin hoşunuza gitsin diye de söylemiyorum, bunun da üstesinden geleceğiz, bunu da atlatacağız” dedi. Başbakan Yıldırım’ın TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nde işadamlarına verdiği mesajlar şöyle: 4 Hoşunuza gitsin diye değil, atlatacağız: 2006’da, 20082009 küresel krizinde, Gezi olayları sonrası bu yaşadığımız olayın benzerlerini yaşadık, atlattık. Bunu da atlatacağız. Sizin hoşunuza gitsin diye de söylemiyorum, bunun da üstesinden geleceğiz. AB ile ilişki bitmez 4 Dalgalanma 1, 1 buçuk ay daha: Para kurlarındaki dalgalanma 1, 1 buçuk ay daha devam edecek, 20 Ocak’a kadar. Yeni seçilmiş başkan işbaşına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak. 4 FETÖ ekonomiyle de oynuyor: FETÖ, milletten kuruş kuruş topladığı himmetleri, oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. ‘Türkiye’de ekonomi bozuluyor, Türkiye’de insan hakları ihlal ediliyor, Türkiye’de demokrasi uygulanmıyor..’ Akıllarına ne gelirse her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz’da başaramadıklarını akılları sıra ekonomi ile oynayarak başaracaklarını düşünüyorlar. 4 10 milyar dolar: TMSF’nin çeşitli kiralamalardan, satışlardan, elinden çıkardığı mallardan 2.5 milyar dolar alacağı var. ‘Bunları da Türk parası olarak al’ dedik. Etti 4.5 milyar dolar. 5 milyar dolarlık da kısa vadeli sözleşmelerimiz var, bunlara da Türk parasıyla ödeme imkânı getirdik. 10 milyar dolarlık bir ilave kaynak, piyasanın ihtiyacı olan kaynağı, piyasadan çekmeden ayırdık. 4 AB’ye dost önerisi: AB hikâyemiz kara sevdaya dönüşsün istemiyoruz: Biz inanıyoruz ki her şeye rağmen, Avrupa’da hâlâ Avrupa’nın geleceğini düşünen vizyon sahibi liderler mevcut. AB’nin içinde bulunduğu kafa karışıklığından bir an önce kurtulması gerekiyor. 4 İlişkileri koparmayacağız: Görmezden gelmiyoruz, ticaretimizin yarısı, finansal ilişkilerimizin yüzde 80’i Avrupa’yla. Avrupa’yla ilişkileri falan koparacak da değiliz. Bunu herkes kafasından çıkarsın. 2017 yılı zor geçecek TÜSİAD bu yılın ikinci Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı nedeniyle önceki akşam kokteyl düzenlendi. Kokteyle hükümetten Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan katıldı. İşadamları, milletvekilleri, bürokratlar ve sivil toplum örgütleri temsilcilerin de yer aldığı kokteylde sohbetlerin temel konusu eko nomideki gelişmelerdi. Sohbetlerde işadamları ekonomideki gelişmeler nedeniyle 2017’nin zor geçeceğine dikkat çekti. Doların daha da artabileceğine işaret eden işadamları, yaşananların 2000’li yılların başındaki krizden ise çok daha farklı olduğunu belirtti. İşadamları, o dönemde kamunun borcu bulunduğuna, şu anda ise kamunun borcu olmadığına dikkat çekti. Gündem döviz borcu Şu anda özel sektörün döviz borcu olduğuna işaret eden işadamları, bu nedenle de ekonomideki olası bir krizden özel sektörün daha fazla etkileneceğine, şirket iflaslarının gündeme gelebileceğine işaret etti. Döviz kurundaki artışın enflasyonu da yükselteceğini belirten iş dünyası, zora girecek olan şirketler nedeniyle işsizliğin artabileceği uyarısı yaptı. İşadamları sohbetlerde 2017’nin ekonomideki gelişmeler nedeniyle sermayenin el değiştireceği bir yıl da olabileceğine dikkat çekti. Cansen Başaran Symes Girdi fiyatları Ocak 2014’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. İmalat sektöründe 9 aydır bozulma sürüyor Türkiye imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) kasım ayında 48.8’e gerileyerek, imalat sektöründe daralmanın üst üste dokuzuncu aya taşındığını gösterdi. IHS Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası (İSO) için hazırlanan imalat PMI, ekimde 49.8’e yükselerek şubattan beri en yüksek değeri görmüştü. Endekste 50’nin altındaki değerler daralmaya, üzeri ise büyümeye işaret ediyor. İmalat sektöründe istihdam artışı ise 51.1’e gerilese de üst üste dördün cü ay artış kaydetti. Yeni ihracat siparişleri kasımda 50.7’den 52.2’ye yükselerek artışını üst üste ikinci aya taşıdı. Girdi fiyatları ise 72.7’ye yükselerek Ocak 2014’ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı. İmalatçıların aldığı yeni siparişleri gösteren alt endeks kasımda 1.9 puan gerileyerek 47.0’a indi. İmalat sektöründe mart ayından bu yana gerileyen üretim ise bu daralmayı devam ettirdi. Üretim alt endeksi ekim ayındaki 48.8 düzeyinden 47.9’a indi. l Ekonomi Servisi BuğdayDA alarm Uluslararası Hububat Konseyi’nin açıkladığı rapora göre, dünya buğday üretimi geçen sezonda 737 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu rekolte geçen yılki üretim rakamını 12 milyon ton geçmiş oldu. Türkiye’de 2016 sezonu, buğday üretimi ekilen alan değişmemekle birlikte 2 milyon ton daha az gerçekleşerek 20 milyon ton civarında oldu. Bu azalmanın dekara verim ortalamasından kaynaklandığı düşünülüyor. Türkiye’de dekar başına verim 2015’te uzun yılların en yüksek rakamına ulaşarak 288 kilogram olurken, bu yıl 262 kiloya düştü. l Ekonomi Servisi Çöküş toplumu! Yalın gerçek: Çöküş toplumuyuz. Ve, çağdaşlıktan, bilimsellikten, liyakatten ve hukuktan uzaklaştıkça bu çöküş daha hızlanacak. Adana’da 11 yavrunun ve 1 görevlinin ölümüne yol açan ihmaller zinciri ilk değildi; ne yazık ki son da olmayacak. Facianın ardından gelen açıklamalar, ortaya konulan belgeler ve tabii tepkiler de, ne yazık ki çok değil birkaç gün içinde balık hafızaların derinlerine çekilecek. Tıpkı maden cinayetlerinde, tıpkı inşaat boşluklarına asansörlerin çakılmalarında, tıpkı dere yataklarının doldurulduğu alanlara sel baskınlarında, tıpkı yollarda rögar kapaklarının açık unutulmasında, tıpkı tarım işçilerinin balık istifi doldurulduğu kamyonların devrilmesinde olduğu gibi... Şöyle bir geriye dönüp bakalım: Aynı şeyler söylenmedi mi, benzer tepkiler, benzer savunmalar havada uçuşmadı mı? Hepsi de büyük resmin irili ufaklı parçaları. Büyük resmin tam olarak söylediği ise toplumsal olarak büyük bir çöküş içinde olduğu gerçeği. Çağdaşlık, bilimsellik, liyakat ve hukuk dedik... Bunlar olsaydı eğer öğrenci yurtları güvenlik sisteminden muaf tutulmazdı, “göstermelik değil, doğru” denetim raporları düzenlenirdi. Hesap sorulurdu, gerekirse ceza kesilirdi, gerekirse kapatılırdı... Alın bu cümleyi, Adana’daki öğrenci yurduna, Soma ve Zonguldak’taki madene, Torunlar inşaatın asansörüne, karayolları yönetmeliğine taşıyın... Hepsi için geçerli değil mi? Beceriler önemlidir! Buradan yola çıkarak TÜSİAD’ın birkaç gün önce gerçekleştirdiği “Bilgi Temelli Ekonomi İçin Yetişkin Becerilerini Geliştirmek” başlıklı seminerine biraz değinmek istiyorum. TÜSİAD, OECD’nin 1665 yaş grubuna odaklanan ve geçen haziranda yayımlanan “Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı” kısa adıyla PIAAC’dan yola çıkarak bu semineri düzenledi. Peki PIAAC bize ne söylüyor? İki cümle ile özetleyebiliriz aslında: 1 Türkiye’de yetişkinler çağa ayak uyduramıyor, 2 Türkiye’de yetişkinler sözel, sayısal ve teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme olmak üzere üç beceri alanında OECD ortalamasının altında performansa sahip. Peki, neden böyle? Çünkü, Türkiye’de hızla yaygınlaşan “biat kültürü” ile bilimselliğin ve çağdaşlığın anahtarı olan “eleştirel düşünme” birbirine zıt kavramlar . Bizim toplumumuzdaki bu çözülmeyi o kadar güzel açıklıyor ki... Gelelim yetişkin karnesinin bu kadar kötü olmasının diğer nedenlerine... Yine OECD verilerinden yola çıkarak özetleyelim: 1 Eğitim seviyemiz çok düşük (2534 yaşındakilerin yarısı lise bitirmemiş). 2 Kadınların eğitime katılımı çok düşük (OECD’de kadınerkek beceri farkının en yüksek olduğu ülkeyiz). 3 OECD ülkelerinin aksine bizde beceri sahibi olmakla işgücüne katılım arasında bir bağ yok! 4 Aynı beceri seviyesine bağlı yetişkinler arası ücret farkının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Tüm bunlar birbiri ile eklemlenerek Türkiye’yi bugüne taşıdı. Eğer böyle sürerse bu çöküş, hızla dibe vurma ile sonuçlanacak. Bakalım ne zaman... Cumhuriyet hâlâ tutuklu Silivri zindanında 28 gündür tutuklu arkadaşlarımız. Şöyle de söyleyebiliriz: Onlar içerde, biz dışarda tutukluyuz. Çünkü Cumhuriyet tutuklu. İktidarın “biat kültürünü” reddettiği, gerçekleri haberleştirdiği, toplumun en temel hakkı olan “bilgi edinme hakkı”nı bir basın kuruluşu olarak çekinmeden, gözünü kırpmadan yerine getirdiği için tutuklu. İhracat yüzde 2.4 düştü Türkiye’nin kasım ihracatında yüzde 5 artış görülürken, yılın ilk 11 aylık döneminde dışsatım yüzde 2.4 azalarak 129 milyar dolar oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), kasım ayı ihracat verilerini Hyundai Assan’ın Kocaeli’nde bulunan fabrikasında açıkladı. TİM verilerine göre mücevher dışındaki altın ihracatı hariç tutularak yapılan hesaplamalarda, kasım ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 artışla 11 milyar 952 milyon dolar oldu. Son 12 aylık dönemde ise ihracat yüzde 3.2 düşüşle 140 milyar 724 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektör bazında miktar olarak kasım ayında 16 sektörde artış, 11 sektörde de azalış gözlendi. Kasımda ihracatını bir önceki yılın aynı ayına göre miktar olarak en çok artıran sektörler yüzde 27.8 artış ile yaş meyve ve sebze ile yüzde 24.4 artışla mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörleri oldu. İlk 11 ayda ise miktar bazında en yüksek ihracat artışı yüzde 19.7 ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü ve yüzde 16.8 artışla çimento, cam, seramik ve toprak ürünlerinde görüldü. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle