25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 8 Kasım 2016 2 teslim olmayız EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ Livaneli, Feryal Öney ve Vedat Yıldırım, ‘Yiğidim Aslanım’, ‘Ey Özgürlük’, ‘Uyu Deme Uyuyamam’ adlı unutulmaz ezgileriyle gazetemize destek verdi. Eyözgürlük... Okurlarımızın başlattığı gece nöbetinde, önceki gün, Zülfü Livaneli ve Kardeş Türküler’in müzik şöleni vardı. Livaneli “Aslanlar gibi gazetecilik yaptılar” dedi Okurlarımızın başlattığı gece nöbetinde, önceki gün, Zülfü Li vaneli ve Kardeş Türküler’in müzik şöleni vardı. Livane li, Feryal Öney ve Vedat Yıl dırım, ‘Yiğidim Aslanım’, ‘Ey Özgürlük’, ‘Uyu Deme Uyuya mam’ adlı unu tulmaz ezgile ri, bahçede top ZEHRA ÖZDİLEK lanan kalabalıkla birlikte söyledi. Kardeş Türküler’in solisti Vedat Yıl dırım, Metin Altıok’un ‘Kim liksiz Ölüler’ şiirinden beste ledikleri şarkıyı Zazaca ses lendirdi. Konseri, operasyon da gözaltına alınan yazarımız Hikmet Çetinkaya, Muhase be Müdürümüz Günseli Özal tay ile yazarımız Tayfun Atay ve Cumhuriyet Vakfı Yöne tim Kurulu üyesi Nebil Öz gentürk de izledi. Şarkı arala rında, “Özgür basın susturu lamaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Yaşasın halkla rın kardeşliği” sloganlarıyla, Cumhuriyet’i sindirme ope rasyonu protesto edildi. ‘Dostlar buluşması’ Zülfü Livaneli, şarkılara geçmeden önce şunları söyledi: “Bu bir konser değil, dostlar buluşması. Mikrofonsuz, ses düzensiz. Ama biliyoruz ki burada bizim büyük bir koromuz var. Atatürk’ün adını verdiği gazetenin önünde, Atatürkçü çizgiden hiç ayrılmamış, insan haklarından, demokrasiden sapmamış arkadaşlarımızla dayanışma için buradayız. Mustafa Kemal, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve bütün kaybettiğimiz insanlar için ‘Yiğidim aslanım burda yatıyor’u söyleyeceğiz. Şu anda sahnede olan Cumhuriyetçiler, aynı şarkıdaki gibi ne bir haram yediler, ne cana kıydılar, aslanlar gibi gazetecilik yaptılar.” Nöbetin nabzı Öğrenci Kolektifi üyeleri, gece nöbetlerinin daimi üyeleri. Kolektiften Uğur Cucu, “Türkiye’nin en ilerici, aydın gazetesi Cumhuriyet gazetesidir. Bu dayanışmayı biz Gezi’de de görmüştük. Sonuna kadar haklı olduğumuz bir dava” dedi. CHP Kartal Gençlik Kolları “Yaşasın Cumhuriyet’ pankartıyla geldi. Başkanları Uğur Temel, yedi gündür gazetemizin önünde nöbet tuttuklarını belirterek, basın özgürlüğü ve demokratik Türkiye için mücadele edeceklerini kaydetti. Şişli CHP İlçe Örgütü’nden Mamut Aytaç ise “Burada bir ‘kaleyi savunma refleksi’ var. Cumhuriyet yoksa bizim sesimiz de yok. Cumhuriyet için gelin canlar bir olalım” dedi. l İSTANBUL MmaüçzoBğülule,nytazÖı zişdloerğiamn’ülad.ürü ‘Komünist Başkan’dan ziyaret Ovacık Belediyesi’nin ‘komünist’ başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, önceki gün akşam, gazetemize dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. Bahçede, “Faşizme karşı omuza omuza” sloganlarıyla karşılanan Maçoğlu, ga zetemiz çalışanlarının ve okurların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Çocukluğundan beri Cumhuriyet okuru olduğunu belirten Fatih Maçoğlu, şöyle konuştu: “Hakikaten Cumhuriyet gazetesi okumak bilimi okumaktı, ileriyi gör mekti. Arkadaşlarımıza, halk diliyle söylemek gerekirse, ‘hava atardık.’ Cumhuriyet gazetesini koltuğumuzun altında taşırdık. Türkiye’de bu hissiyata ve bilime inanan birçok genç var. Burada olmak, bu coşkuyu görmek çok güzel. Bu kadar baskıya rağmen insanlar Cumhuriyet gazetesine sahip çıkıyor. Bu dayanışma bizi heyecanlandırıyor. Bizim gibi sosyalistler, bu tür şeyleri gördüğünde umutlanmaya başlar.” l İSTANBUL O türkü hiç bitmesin istedi herkes azar günü akşam saat Pleri. Kalabalık, gazeteci İlhan Selçuk Odası’ndalik yaptıkları için tutuklanan ya zar ve yöneticilerin üzüntüsünü yaşıyor. STK’ler, siyasi partiler, dostlarla ‘özgürlük’ provasıCumhuriyet sevdalıları bahçe de kimi zaman şiir okuyor, kimi zaman marş söylüyor. Ve derken, günün beklenen lıyorlar türkülere, amaç ahengi aydınlatma. Ama umut dolu topar, palas pandıras tutuk isimler beliriyor tek tek. tutturmak. Tüm koro eşlik edi bini aşkın Cumhuriyet sevda lanan Cumhuriyet’e. Saatler Zülfü Livaneli, hemen ardın yor onlara, Ayhan Akkaya da lısı ve onların yürekten deste boyu da sürdü. Akşamın iler dan Kardeş Türküler, gitarından çıkan tı ği. Artık finali ‘Ey Özgürlük’ü leyen bir vaktine kadar ağıt tam kadro Cumhuriyet nılarla odadaki ka bekliyor insanlar. İşte o an lar yakıldı, türküler söylendi, binasında. Geliş amaç ramsar havayı da da herkes sahnenin bir bireyi: protesto sloganları atıldı. ları hem üzüntülerini dile getirmek, hem de ğıtıyor. Sonra hep bera “Okulda defterime / Sırama ağaçlara / Yazarım adı Caddede çift kale sanatla, müzikle, tür ber bahçeye iniyo nı” sözcükleri dökülürken sı İmece usulü içilen çorba küyle destek vermek ruz. Geçen pazar ra, “Ey Özgürlük” diye hay lar, poğaçalar, börekler der laikliğin, özgürlüğün yı tesinden beri tüm kırmaya gelince Hikmet Çe ken, biraz da üşüyen genç kılmaz kalesine. İlhan Selçuk Odası’nda ağırlıyo AKırzifılyalın seslendirmenin yükünü çeken mikrofon tutukluk ya tinkaya ile Günseli Özaltay’ı çağırıyor Livaneli, “Sizler, özgürlüklerinden yoksun ler kâğıtları top yapıp başladılar Cumhuriyet’in önünde çift kaleye. İçimiz el vermiyor, ruz konukları. Yer bu pıyor ama kimin bırakılan dostlar” diyerek. spor servisindeki maket bas lan oturuyor, ayakta kalan se umrunda. Livane Sonrası o türkü bitsin iste ketbol topundan çift kale fut sini çıkarmıyor. li, “Sesimiz gür çıkar, merak medi kimse. Hatta, son dize bol topu yarattık ve kıyası Derken çantalar açılıyor. Bel etmeyin” diye moral veriyor ler defalarca okunurken o ka ya bir maça tanıklık ettik. Kı ki binlerce kez seslendirdikleri sanatçı dostlarına. dar çoktu ki ağlayanlar... zı erkeği, genci yaşlısı, lastik türkülerin sözleri çıktıyor üçer beşer. İşlerinde de son dere Alkışlarla sahneye! “Bir sözün coşkusuyla / Dönüyorum hayata / Senin topun peşindeydi... Herkes, Cumhuriyet’in ar ce ciddiler. Parçaların sözlerini Ve alkışlarla sahne alıyor için doğmuşum haykırmaya kasındaydı pazar gecesi. Da çalışmadan sahne almak iste Türk müziğinin 2 önemli mar / Ey özgürlük!” ha doğrusu Atatürkçüyüm, miyorlar. Feryal Öney’le Zülfü kası. Sahne dediysek, çatal Evet pazar günü büyük laikim, özgürlükçüyüm, de Livaneli, “şimdi” diyerek baş ayaklı bir mikrofon, basit bir destek vardı, yazarları apar mokratım diyen herkes. Anayasa Mahkemesi demokrasiyi korumazken... Anayasa mahkemeleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Faşizm felaketini yaşamış olan Avrupa’da, halk desteğiyle diktatörlük kurulmasını engellemek için yaygınlaştırılmışlardı! Seçim ve halk desteği, demokrasinin önkoşuludur ama asla yeterli değildir... Bir rejimin “Demokrasi” olabilmesi için: 1) Mutlaka temel hak ve özgürlükleri koruması... 2) Başta ifade ve muhalefet özgürlükleri olmak üzere, bütün temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan anayasalara sahip olması... 3) Seçilmiş iktidarın yaptığı bütün işleri, anayasa mahkemeleri başta olmak üzere, yargı ile denetlemeye tabi tutması... 4) Yani bir “Hukuk Devleti” düzenine sahip olması gerekmektedir. Türkiye’de de Anayasa Mahkemesi 1961 Anayasası ile, seçilmiş iktidarların demokrasiyi tahrip etmelerini önlemek için kurulmuştu. Ama ne yazık ki, “Demokrasi”nin ve “Demokrasi”nin temel taşlarından biri olan “Hukuk Devleti”nin genleri ile oynayan AKP/Erdoğan iktidarı, Türkiye’nin ikinci 12 Eylül felaketi olan 2010 referandumu ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısını da yozlaştırdı. HHH Türkiye, AKP/Erdoğan iktidarının “Allah’ın Lütfu” diye nitelediği 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü ile yepyeni bir döneme girdi; iktidarın Olağanüstü Hal, OHAL ilan etmesi ile ülke, kanun hükmünde kararnamelerle, KHK’larla yönetilmeye başlandı! Mantıken de evrensel hukuk kurallarına göre de KHK’ların: 1) OHAL ilanına yol açan kriz konularının dışına çıkmaması... 2) OHAL dönemini aşmaması... 3) Ve elbette temel hak ve özgürlüklerin özüne aykırı olmaması gerekiyor. Nitekim Anayasa Mahkemesi AYM, bu gerekçelerle 1991 yılında bir içtihat kararı almış ve KHK’ları denetlemişti. 15 Temmuz sonrasında, KHK’larla, sivil ve askeri bürokraside, yargıda, ekonomide temizlik yapıldı; yüz bini aşkın kişi görevlerinden alındı, kimisi hapsedildi, milyarlarca liralık sermaye el değiştirdi. Bu arada OHAL’in ilan edilmesine yol açan olaylarla ilgisi olmayan, üniversitelerin rektör seçimleri de, bir KHK ile değiştirildi; böylece iktidar açıkça KHK yetkisini istismar etti. Ayrıca savunma hakkı ile ilgili yargı süreçlerinde, OHAL dönemini de aşan, kalıcı değişiklikler yapıldı. Bu açık hukuk ihlallerine karşı CHP, Anayasa Mahkemesi, AYM’ye başvurdu. Bu başvuru üzerine, 12 Eylül 2010 referandumu ve onu izleyen son değişikliklerden sonra yapısı iyice bozulmuş olan AYM, eski içtihat kararını reddederek, OHAL dolayısıyla çıkarılan KHK’ların Anayasa’ya uygunluk denetimini yapamayacağına karar verdi! Böylece, zaten zedelenmiş olan ve kör topal yürütülmeye çalışılan Hukuk Devleti’nin artık son bulmuş olduğunu onayladı. Zaten daha önce de, Yüksek Seçim Kurulu, YSK, Erdoğan’ın, Başbakanlıktan istifa etmeden Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmesini adil bulmuştu! Tarih, Türkiye’de Demokrasinin, bir kez daha, politikacıların önderliğinde, yüksek yargının desteğiyle tahrip edildiğini yazacak! Sazlı sözlü gece Daimi Bingöl, Âşık Ahmet Yıldız, Hatice Coşkun ve Şişli CHP İlçe Örgütü’nden Mamut Aytaç, gecenin ilerleyen saatlerinde sazlarıyla, türküleriyle geceye renk kattılar. Hep beraber, ‘Mahpusun İçinde Üç Ağaç İncir, Yuh yuh, Sevda Baştan Gitmiyor, Gelin Canlar Bir Olalım’ türkülerini söyledi. Çağdaş Erez ve Pınar Erez ise yeni doğan kızları Çiçek için nöbettekilere çam fideleri dağıttı. Bahçemize de bir tane fidan diktiler. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle