02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] Salı 15 KASIM 2016 EDİTÖR: AYFER ARSLAN Tasarım: BAHADIR AKTAŞ Anadolu Sigorta’da Koç dönemi Anadolu Sigorta Genel Müdürlüğü’ne, Musa Ülken’in emekliliğinin ardından Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İlhami Koç atandı. 1986 yılında AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan İlha mi Koç, aynı yıl Türkiye İş Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda göreve başladı. 1994 yılı ekim ayında İş Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğü’ne Müdür Yardımcısı olarak atanan Koç, 30 Ocak 2013 tarihinde ise Türkiye İş Bankası’nda genel müdür yardımcılığına getirilmişti. İlhami Koç Trafikte kurala uymayan yüksek prim ödeyecek Trafik sigortasında asıl indirimin 2017 yılında poliçelere yansıması beklenirken şirketler gelecekte, primleri belirlerken ‘iyi sürücü’ ile ‘kötü sürücü’ kriterini dikkate alacak Trafik sigortasında son yapılan düzenlemelerin etkisiyle yüzde 10 civarında ucuzlayan primler sigortalıları memnun etmezken, Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan, “Bugünden yarına kimse mucize beklemesin” dedi. Trafik kurallarına uyan ile uymayanların ödediği primlerin kesinlikle aynı olmayacağını, Emniyet Genel Müdürlüğü ile sektör olarak ceza puanlarının alınması konusundaki görüşmelerinin devam ettiğini belirten Ayhan, “Bundan sonraki dönemlerde sektörün zarar etmesine neden olan etkilerin azalmasıyla birlikte 2017 yılın da primlerde daha fazla indirim görülebilecek” diye konuştu. TOBB Kadın Girişimciler Üst Ku rul Üyesi de olan Mine pamadığımız için sigorta Ayhan, 2005 yılına ka şirketleri olarak fiyatla dar trafik sigortasında mada oldukça zorlandık” primlerin devlet tara diye konuştu. fından belirlendiğini ve bu primler karşılığında ödenen tazminatların AYFER ARSLAN 7 milyar TL zarar Söz konusu dönemde da yaklaşık 10 ile 20 Avrupa Birliği uyum ya bin TL civarında oldu saları kapsamında yapı ğunu hatırlattı. 2005 yılından lan düzenlemelerle ödenen taz sonra önce yarı zamanlı serbest minatların da yükseldiğini be tarifeye, daha sonra tam serbest lirten Ayhan, şunları söyledi: tarifeye geçildiğini anlatan Ay “2013 yılında bazı mahkeme han, “Doğal olarak sigorta şir lerin trafik sigortalarında oluş ketleri üretimlerinde önemli bir muş bazı kazalar için sigorta branş olan trafik sigortasında şirketlerinde ek yükümlülükler pazar paylarını ve prim adetle getirmesi gibi sebepler de ekle rini yükseltmek için çok fazla nince sektör son 10 yılda 7 mil fiyat yükseltmedi. Zaten 2005 yar lira zarara uğradı. 2015’te yılına kadar fiyatlama Hazine Hazine Müsteşarlığı yeni dü tarafından belirlendiği için şir zenlemeler yaptı. Bu düzenle ketler trafik branşında sofistike melerin hem sigorta şirketleri tarifeler geliştirmiyor ve fiyat ne, hem de tüketicilere olumlu lamayı hesaplayacak aktörle etkileri olacak. Sigorta şirketle ri istihdam etmeyi gerekli gör rinin geçmişte düzenlenen poli müyordu. Ancak serbest tarife çelerden gelen yükümlülükleri ye geçilince sektör olarak yeter devam edecek. Zararımız bu yıl li bilgi birikimine sahip olmadı 500 milyon liraya geriledi ama ğımız ve doğru hesaplama ya hâlâ büyük zarardayız.” Hasar geçmişi önemli Mine Ayhan Mine Ayhan, trafik sigortalarında primlerin sigortalının hasar geçmişine, aracın özelliklerine ve birçok segmente göre belirlendiğini vurguladı. Böylece iyi sürücü ile kötü sürücünün ödeyeceği prim tutarının da doğal olarak birbirinden farklı olacağının altını çizen Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan, “Sigorta poliçelerinde prim artışı ancak sigortalının hasar geçmişine bağlı olarak değişebilecektir” dedi. Asya Emeklilik Takipçilere dikkat! Ayhan, sektörün son yıllarda başını ağrıtan konulardan birisinin de ‘takipçiler’ olduğunu belirterek sigortalılara şu uyarılarda bulundu: “Tek işleri; trafik kazalarını ve bu kazalarda ölenlerin yakınlarını ya da sakat kalanları kovalamak. Maalesef, yasalardaki boşluklar yüzünden ‘aracılık hizmeti’ veya ‘hasar takip merkezi’ gibi isimler altında faaliyet gösteriyorlar. Kazada ölenlerin veya yaralananların yakınlarına ‘tazminat hakkınız var, biz takip ederiz’ deyip vekaletlerini alıyorlar. Sigortadan önce mahkemeye başvuruyorlar. Aslında sigortalıya hemen ödenecek tazminat bu yolla dava konusu oluyor ve yıllarca sürüyor. Dava sonunda mahkeme belli bir tazminata hükmederken, ödeyeceğimiz tazminatın büyük kısmı takipçiye gidiyor. Bu yüzden sigortalıların bu tip takipçilere kanmamasını, doğrudan sigorta şirketi ile muhatap olmasını öneriyoruz.” Generali Sigorta’nın faaliyetlerini de anlatan Ayhan, “Uzaktan satışa büyük önem veriyoruz. İnternet ve mobil dahil bütün kanalları kullanıyoruz. Facebook sayfamızdan trafik ve kasko teklifi alıp anında satış yapabiliyoruz” dedi. çiftçilere satıldı Asya Emeklilik’in yeni sahibi 40 milyon TL bedel ile Tarım Kredi Kooperatifleri oldu Tarım Kredi Kooperatifleri, Bank Asya’nın emeklilik şirketindeki hisselerini 40 milyon 400 bin liraya satın aldı. Asya Emeklilik ve Hayat’ın Bank Asya hisseleri için Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği’nin yanı sıra işadamı Hüsnü Özyeğin’in şirketi Fiba Emeklilik de talip olmuştu. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin sigorta şirketi Güven Sigorta, 2008 yılında 357 milyon YTL’ye Groupama’ya satılmıştı. Yapılan anlaşma çerçevesinde, Tarım Kredi Kooperatifleri ise 10 yıl boyunca Güven Sigorta’nın acenteliğini sürdürecek ve bu arada sigorta şirketi de kuramayacaktı. 2018’de bu sürenin dolma sı ile Tarım Kredi Kooperatifleri de Işık Sigorta’yı alarak yüzde 35’ine sahip olduğu tarım sigortalarını bu şirket aracılığıyla kendisi yapmak istiyordu. Tarım Kredi Kooperatifleri açısından bir sigorta şirketi sahibi olmak büyük önem taşıyor. Çünkü Ziraat Sigorta ile birlikte en fazla tarım sigortalarını yapan kuruluş Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği. Bu işlevi Groupama aracılığı yani acenteliği ile yapan birliğin bu alanda pazar payı yüzde 3035 arasında bulunuyor. Siber risklere hazır değiliz Son yıllarda siber saldırılar hızla artarken, şirketlerin teknolojik altyapılarının yeterince hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı. Sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh, yıllık Kıta Avrupası Siber Risk Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. Buna göre, Avrupalı kurumların yalnızca yüzde 40’lık bir kısmı siber zarar senaryolarına karşı önlemini almışken, yüzde 60’ı hâlâ olası siber tehditlere karşı korumasız durumda bulunuyor. Söz konusu rapora göre, siber tehditlerin farkındalığı 2015’te yüzde 21 iken, bu yıl yüzde 50’lik bir artış göstererek yüzde 31’e yükseldi. Aksigorta’ya teknoloji ödülü Aksigorta, IDC Türkiye tarafından 20 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen Finans Teknoloji Konferansı’nda 10 farklı kategoride sahiplerini bulan ödüllerde “Security & Fraud Management” kategorisinde “Hasar Suiistimal Yönetimi” projesiyle ve “Big Data & Analytics” kategorisinde “CEO Kokpit Mobil Kurumsal Performans Yönetimi” uygulamasıyla, iki ayrı ikincilik ödülü aldı. Aksigorta, 2016 yılı Mayıs ayında Hasar Suiistimal Yönetimi Projesi’ni hayata geçirmişti. Şirketin üst yönetim kademesine yönelik olarak hazırlanan ve “Enterprise in mobile” anlayışıyla geliştirilen CEO Cockpit mobil uygulaması ile şirket üst yönetimi üretim, hasar ve finans KPI’larına her an, her yerden kullanıcı dostu bir arayüz ile hızlı bir şekilde ulaşabiliyor. Bu uygulama ile Aksigorta üst yönetiminin kanal, ürün, bölge bazında istenilen bilgiye anında erişebildiği belirtildi. İdam barbarlıktır AKP’nin ilk iktidarından üç ay önce kaldırılan, bir daha geri dönmeyeceğine kesin gözüyle baktığımız idam cezası, bugün siyasi gündemin ilk sıralarına yerleşmiş bulunuyor. Üstelik heves dozu yükseltilip sıklaşan fasılalarla tekrarlanarak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü, meydanlarda slogan halinde yükselen talebe, “yeşil ışık” yaktığında, genel kanaat bunun geçici bir politik tutum olduğu yönündeydi. Erdoğan’ın o günden bugüne geçen dört aylık hitap arşivini taradığımızda karşımıza, idam cezasını olumlayan açıklamalarından oluşan uzun bir liste çıkıyor: 16 Temmuz Kısıklı: “Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır. Bunlar parlamento çatısı altında değerlendirilir.” 18 Temmuz CNN Int.’a mülakat: “İdam zaten hükümetin gündeminde.” 7 Ağustos Huber Köşk’e çıkışı taziye ziyaretleri: “Bu talebinizi hükümet parlamentoya getirmek durumunda. Millet ne istiyor, idam. Öyleyse parlamento bunu görüşmek durumunda. Parlamento milletin sesini bir kenara koyamaz.” 15 Ekim Konya Toplu Açılış Töreni: “Şimdi idam diyorlar, bu haklı bir taleptir. Batı ne derse desin beni ilgilendirmiyor. Ben milletime bakarım. Bunun kararını parlamento verir. (...) Bana gelirse, onaylarım. Ben 241 şehidimizi, bu katilleri unutamam, bedelini unutmamam. Bu konuda Batı konuşamaz.” 29 Ekim Yüksek Hızlı Tren açılışı Ankara: “İdam, inşallah parlamentodan bu da geçer. Yakın... Yakın... Merak etmeyin... Egemenlik milletin olduğuna göre mesele bitmiştir. Batı’nın ne dediği değil milletimin ne dediği önemlidir.” 12 Kasım Sakarya: Derik’te şehit edilen kayyım Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün cenaze töreninde, “Allah’ın izniyle bunların kökünü kazıyacağız. İdam ile ilgili konu TBMM’nin gündeminde. Bununla ilgili kararı Batı değil biz veririz. Millletimin ne istediği aslolandır. Şahsa karşı işlenen suçun tek af yetkisi onun vârislerindedir. George ne demiş, Hans ne demiş bizi ilgilendirmiyor. Allah ne demiş bizi o ilgilendiriyor” dedi. 14 Kasım Ankara: “Ey Batı, bu milletin kaderi sizin elinizde değil. Kimsin sen ya? Bir parlamentonun başkanı. Terbiyesize bak.” Bu listenin biricik özelliği, idam cezasına olumlu bakış değil. Tekrarlanma sıklığı artarken eklenenler de ilkel, barbar, geri dönüşü imkânsız ve keyfiliğe açık ölüm cezası konusunda iyimser kalmayı güçleştiriyor. ‘İslam hukuku’na atıf “Kişiye karşı işlenen suçun af yetkisinin vârislere ait olduğundan” bahisle İslam hukukuna yapılan atıf sözgelimi; modern hukukun asgari temellerinden olan, cezaların geriye yürümezliği ilkesini hatırlatmayı, oradan güç almayı anlamsız kılıyor. Diğer yandan da Erdoğan’ın AB kurum ve yetkililerine dönük söylemi, iplerin ani ve geçici bir öfkeyle değil, adeta tasarlanmış biçimde koparmaya dönük olduğunu düşündürüyor. Kuşkusuz ki, AB’nin iktidar üzerindeki etkisinin önceki dönemlere göre hayli gerilemesinin bunda payı büyük. Avrupa’nın değerlerine sahip çıkma bakımından eski Avrupa olmadığı, herkesin bildiği bir sırra dönüştü artık. Türkiye’deki hak ihlalleri, antidemokratik uygulamalar, Avrupa için ancak mülteci krizinin karşısında konumladığı konforunu bozmadığı, çıkarlarını zarara uğratmadığı ölçüde önem taşıyabilir. 14 yıl önce kaldırılırken bir daha geri dönmeyeceğini düşündüğümüz ölüm cezasının başkanlıkla birlikte anayasa paketine konulması, sanıldığından daha muhtemel görünüyor. Üstelik, hükümet sözcüsünün dün “konjonktürel” dediği kur artışı bile bu denkleme dahildir. Neden derseniz, ekonomistler, doların tırmanmasıyla, özel sektör borçluluğunun artacağını, bunun da işten çıkarmaları tetikleyeceğini söylüyor da ondan. OHAL’in ülkeyi hukuk devleti ve demokrasi ilkeleriyle yönetmenin zorlaşması nedeniyle uzatıldığını görüyoruz. Bitirirken soralım: Kur artışı nedeniyle zararı büyüyen şirketler işçi çıkardığında yoksulluğu yönetmek nasıl mümkün olacak? BES’te cayma hakkı 2 ay ile sınırlı değil Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Uluç İçöz, otomatik katılımla çalışanın cayma hakkını iki ay içinde kullanmaması durumunda daha sonra da birikimlerini alıp sistemden ayrılabileceğini söyledi. İçöz, BES’e otomatik katılıma ilişkin, “Emeklilik şirketini işverenler seçecek ve buraya çalışanlarını otomatik olarak kaydedecekler” dedi. İçöz, otomatik katılıma nüfusun yaşlanması sebebiyle ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İçöz, “Şu anda 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 8,2 iken, 2050’de bu oran yüzde 21’e çıkacak. Dolayısıyla tasarrufları artırmamız gerekli. BES’te şimdi başlayan birikimler 4050 yıl sonra emeklilikte insanlarımızın refahını artıracak seviyeye gelecek” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle