18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 17 Ekim 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Doğu’da tefeci terörü ekonomi 9 Artan çatışmalar, sokağa çıkma yasakları nedeniyle zor günler geçiren Doğu’daki iş insanları bankalardan kredi alamayınca fahiş faizlerle tefecilerin tuzağına düşüyor Sokağa çıkma yasak Takip oranı arttı Gcekylnalşnaeiasloeoaümradnrrnfmdnmıe.ad.,feetiBafaBibnsyvhötyiadalldeeilbaaazdnegşoforrnıseikeğtıfpracin,edaauiçlnişflaeielylleezaaAaerdaircirtyrnneopnşdaidiidnsrnaaentayaoaıiendnakyttndnçroeupllDöaallkalefazaaurtleorraarınrüec’ıeşğıırdğnlkiymduıpavıaınolsinraeaavabaatveyetüeedılsiyfüreeıetşŞKsctiüEiikrIRHiARÇİBnBBTyAüLıiiNntz’Dlygidiseöye’ltça’ayğdkie4dılrruaeikk0beyDptrt,ı2aüAt6ıoyşE1e.k0zlğnüak6laTıd1uaazry1iae54z’ddddkkvıbeo6iağmaeirlil2p’ek8unydyGitd8l’cüeaü6dyTüii,kzzvaaLnyoaŞdidarküreyıoekerariy3zdlınrn32ad3dn4aeaın73eo97dd3k2’,ai4ltib’0ilam.to8kia1nr,i6al şi sayısını bile aşmış. Bölgedeki bazı ticaret ve sa nayi odası yöneticileri de “Banka kapılarından çıkınca eli çantalı tefeciler etrafımızı sarıyor” şikâyetinde bulundu. Bankaların Doğu illerine karşı bakışının değişmesi gerektiğini vurgulayan iş insanları, “Ekspertizler 10 milyon liralık gayrimenkullerimizin değerini 3 milyon TL gösteriyor. Teminat az olunca çok az kredi veriyorlar” ifadesini kullandılar. Bankalar kapalı Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş, Şırnak’ta son 8 aydır bankaların açık olmadığını dile getirerek, “En zor zamanımızda bankalar bize sırt çevirdiler. Şırnak’ta ekonomi diye bir şey kalmadı. Bankalar büyük yanlışlık yapıyor. Sokağa çıkma yasakları ve artan çatışmalar nedeniyle zaten ilimizde ciddi bir travma yaşanıyor” dedi. İşsizlik patlar Şemsettin Bozkurt Van batıyor YUSUF ZİYA CANSEVER Bölgenin cazibe merkezlerinden bir olan Van’da, depremden sonra başlayan ekonomik durgunluk sanayiciyi, esnafı ve halkı canından bezdirmiş. Van’da 670 Esnaf kapısına kilit vururken geri kalanlar da kredilerle ayakta durmaya çalışıyor. Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, “Bölgeye dönük yeni teşvik paketi düzenlenirken bu bölgede iş yapan sanayicilerimizin fikrine danışılmadı. Paket kapsamında öncelikle mevcut yatırımcıların desteklenmesi gerekiyor. Bölgemizin en az 20 yıl veya 50 yıl vergi ve SSK’lerden muaf edilmesi lazım” dedi. Ürün satamıyoruz Apex Boru ve Profil Fabrikası sahibi Hasan Perihanoğlu, “Van batıyor diyoruz. Şuan maddi sıkıntı yaşayan birçok yatırımcımız var. Mal satamıyoruz. Tahsilat yapamıyoruz” dedi. para Yok Van Esnaf ve Sanat kârlar Oda ları Birli ği Başka nı Muhit tin Aydemir ise, “Sıcak pa ra dolaşımı ne Muhittin Aydemir redeyse yok. Bunun da bir an ön ce ya taksitlendirilmesi ve affedilmesini talep ediyo ruz. Kentin birçok sokağın da işyerleri artık kapısına kiralık tabelası asıyor” dedi. Van Mermer sahibi Bed rettin Gökçenay da, buraya can suyu verilmezse Mayıs 2017 öncesinde ciddi sıkın tıların yaşanacağını aktardı. Güvenlik sorunu Van Yemek Fabrikası Sahibi Yavuz Yaşar, “İş yerimizi kapatacak durumdayız. Bürokrasi çok sıkıntılı Bize hiçbir şekilde kolaylık sağlanmaz. Her şeyden önce güvenlik sıkıntımız var. Çarşıda dolaşmaktan korkar olduk” dedi. Van Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Erdal Toktamış ise sıcak paranın piyasada dönememesi nedeniyle esnafın borçlarını ödemede büyük sıkıntı yaşadığını aktardı. l VAN Bankalar kredi vermediği için son dönemlerde Doğu ve Güneydoğu illerinde tefecilik olaylarının da arttığını dile getiren Geliş, “Tefecilik Türkiye’nin sorunu. Ama bu bölgede son dönemlerde daha da arttı. 8 aydır burada bankalar çalışmadığı için borçlu ile borç veren birbirinin yüzünü görmemiş. Bankalar şubelerini kapatıp gidiyor. Bugün burada can çekişen bir hasta var ve bunun ilacı da bankalarda. Ama onlar da çekip gidiyor. Teminatlarımıza 3’te 1 teminat biçiyorlar. Tek dertleri bize kredi vermemek. Biz bankalarla yaşadığımız sorunu hükümet yetkililerine de muhalefet partilerine de ilettik. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Yoksa ilimizde işsizlik daha da artacak” diye konuştu. Fahiş faiz oranı Muş Ticaret ve Sanayi Odası (MUŞ TSO) Başkanvekili Özcan Sayılgan da, artık tefecilerin banka kapılarında nöbet tuttuğunu belirterek, “Zorda olan firmayı biliyorlar. Bankadan kredi alamayınca elinde çantalarla banka kapısında onları karşılıyorlar. Fahiş faiz oranlarıyla para veriyorlar. Borç döndürülemediği için de şirketler, esnaf batıyor” dedi. Bankaların kendi bölgelerinde sadece şube olarak durduğunu, ama kredi verme konusunda yardımcı olmadığını vurgulayan Sayılgan, “Gayrimenkul ya da diğer teminatlarımıza çok az değer biçiliyor. 8 liralık komik bir vergi cezası nedeniyle bile bankalar kredi vermiyorlar. Bu bölgeden tamamen vazgeçileceklerse söylesinler” ifadesini kullandı. Sosyal patlama uyarısı Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal, “Bu süreçte bankalar bizim kolumuza girmezse sosyal patlama olur” uyarısında bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı: 4 67 Ekim olaylarından bu yana bölgedeki firmalar finansman sıkıntısı yaşıyorlar. Son 1 yıldır da neredeyse finansman kanallarımız tıkandı. 4 Bu bölgede en fazla krediyi kullanan iki sektör vardır tarım ve inşaat. Şimdi her iki sektör de zor Burç Baysal da. Bankalar kredi vermeyince firmaların çoğu tefecilere başvurmak zorunda kalıyor. Doğuda tefecilik hortladı diyebiliriz. Tefeciler yüzde 4050’lere varan faiz oranlarıyla borç veriyorlar. Bunun önüne geçilmezse sosyal patlama olur. Çatışmalar, aile içi şiddet artar. 4 Bankalar zaten yüksek faizlerle kredi veriyorlar, ama bölgemizde bu oranlar yüzde 20’lere kadar çıkabiliyor. Gayrimenkullerimizi teminat olarak kabul etmiyorlar. 5 liralık malım varmış gibi işlem yapıyorlar. 4 Bölgeye dönük yeni teşvik paketi açıklandı, ama var olan yatırımları koruyamazsanız, kimse yatırım yapmaz. 4 Ekspertiz, banka ve sigorta sektörleri burada o kadar sıkı politika uygulamaya başladılar ki iş dünyasına çı kış yolu bırakmıyorlar. 4 Doğu ve Güneydoğu’da özellikle kamu bankalarının devreye girmesi gerekiyor. Kredilerde uygulanan sıkı politikanın gevşetilmesi için buradaki bankaların bölge müdürleriyle konuştuk ama bir sonuç alamadık. Yüksek faizle kredi Diyarbakır Organize Sanayi İş Adamları Derneği (DOSİAD) Başkanlığına Aziz Özkılıç ise, bankaların bölgede sıkı politika uyguladığına işaret ederek, “Devlet bankaları bile Diyarbakır’da iş insanlarının bazı ipoteklerini, gayrimenkullerini almıyor. Değerinin üçte birine alıyor. Bankalar terör riski nedeniyle Batı’da yıllık yüzde 12 faizle kredi verirken bölgemizde bu faizler yüzde 17’ye kadar çıkıyor” dedi. ‘Önlem yoksa tarım biter’ Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tarımda gerekli önlemlerin alınmaması halinde üretimin yok olacağını söyledi Elmalar çöpe gidiyor Denizli’de 110 bin dekarlık alanı ile elma üretiminin merkezi olan Çivril’de, üreticiler ürünlerini istedikleri fiyata satamamaktan şikâyetçi. 250 bin ton elma üretimi yapılan ilçede, bu yıl rekoltenin yüksek olması nedeniyle fiyatlar yarıdan faz la düştü. CHP’li Belediye Meclis üyesi ve elma üreticisi Muzaffer Palaz, elma üreticisinin topladığı elmayı, meydanlara döktüğünü belirterek, “Elmanın sağlamını da çürüğünü de satamıyoruz. Elmanın kilosu 50 kuruşa düştü” dedi. Trakya Tarımının Sorunları ve CHP’nin Çözümleri Toplantısı’na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin dış politikası tarımı vurdu. Gerekli önlem alınmaz ise üretim yok olacak” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri Eser Diamond Otel’de çiftçiler ve üreticilerle bir araya geldi. Trakya tarım arazilerinin durumu hakkında wda konuşan Kılıçdaroğlu, verimli toprakların tehdit altında olduğunu belirterek, “Trakya birinci sınıf tarım arazileri ile zengin. Ne eksen karşılığını alırsın ama şimdi tarım ürünleri, tarım toprakları tehdit altında. Topraklarımız bu kadar verimli. Çiftçi ekmesine ekiyor ama karşılığını alamıyor. Girdi fiyatları bu kadar yüksek çiftçi ürünün karşılığını alamıyor ekmekten vazgeçiyor. Köy lü milyonlarca kişiyi besliyor, üretiyor. Peki, kendi çiftçisini desteklemeyen herhangi bir ülke var mı?” diye sordu. Çiftçi yok olacak Tarımın stratejik, hiçbir ülkenin vazgeçmediği bir alan olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Bugün Dünya Gıda Günü. Neden özel bir gün? Çünkü bütün ülkeler için tarım stratejik alan. O halde güçlendirmemiz gerekiyor. Neden saman, canlı hayvan ithal ediyoruz? Her şeyimiz var, neden? Bu soruları sormadan çıkış yolunu bulamayız. Herkes buğday ekerse herkes zarar eder. Planlamanın özü kimseyi mağdur etmemektir” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, tarımın geleceğinin iyiye gitmediğini ve planlamanın yanlış yapıldığını eğer önlem alınmazsa önümüzdeki süreçte tarım ve çiftçinin yok olacağını söyledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Artık sizin çocuklarınız yönetmeyecek’ On binlerce öğretmen görevinden alındı. Hapishaneler, yazarlarla, gazetecilerle doldu. Bütün okulların imam hatipleşmesinden söz ediliyor. “Çağdaş kültür”, “çağdaş eğitim” sözlerini duyunca eli silahına giden, sürekli yeni “kültür imha silahları” üreten bir yönetim bu. Bu silahların en yenisi “Proje okul”u gazetemizin yazarları ayrıntılarıyla irdeledi. Ben de değinmek istiyorum. AKP liderliğindeki siyasal İslam çok iddialı ve acımasız: “Proje okul” ile toplumun siyasal İslam dışında kalan kesimine “Artık sizin çocuklarınız yönetmeyecek” diyor. Bu yalnızca “devleti yöneten sınıfların” niteliğini değil, toplumun tüm katmanlarının yaşamını belirlemeye ilişkin bir iddiadır. Eğitim ve iktidar Eğitim ve iktidar, bilgi ve yönetim birbirlerine bağlıdır. Bilgi iktidarı üretir, korur, yeniden üretir iktidar da bilgiyi... Bu ilişki, egemen sınıfın ekonomik siyasi iktidarının, üyelerinin, personelinin korunmasını, egemenlik altında olanın olduğu yerde kalmasını sağlayan koşulların üretilmesine, sürdürülmesine, yeniden üretilmesine bağımlıdır. Bu hatırlatmalarımı, eğitimle, bilginin üretilmesi, transfer edilmesi, yeniden üretilmesi arasındaki ilişkiden hareketle, “Hakikat rejimi”, “Biyopolitik” (Foucault) ve “Siyaset rejimi” (Jacques Ranciere) kavramlarından yararlanarak derinleştirebiliriz. Foucault’a göre “her toplumun bir hakikat rejimi vardır”. Bu rejim toplumun yaşamında, doğru ve yanlış önermeleri ayırt eden söylemleri, mekanizmaları, örnekleri, ayırt etmenin onaylanma biçimlerini, gerçeğe ulaşmanın kabul edilebilir tekniklerini, işlemlerini, neyin doğru olduğunu söylemekle yükümlü olanların statüsünü kapsar. “Biyopolitik”, bireylerin yaşamı, bedenleri üzerine bilimsel hesaplamaların, değerlendirmelerin siyasi olanla kesiştiği noktada şekillenir: Nüfus, bedenler yönetilir, yeniden üretilir. Jacques Ranciere’in, işaret ettiği gibi, siyasi olanın sınırlarını, “siyaset rejimini”, (devlet biçimi, rejim, hükümet kavramlarından farklı olarak) toplumda adalete ilişkin kaygıları dile getirme, uygun kavramlarla konuşma ayrıcalığına sahip olanlarla olmayanlar arasındaki ayrım çizgisi belirler. Bu çizginin içinde olanlar konuşabilir, siyasi etkinliğe katılabilirler. Dışında kalanlar ise konuşsalar bile, çıkardıkları sesler anlamlı kabul edilmediği için siyasi olanın dışında kalırlar. ‘Eğitim şart’ Öyleyse eğitim sistemi, “hakikat rejiminin”, “siyaset rejiminin” benimsetilmesi, adaleti konuşmaya uygun (kabul edilebilir) dilinin üretilmesi, “biyopolitiğin” uygulanması; dolayısıyla egemen sınıfların egemenliklerini kurması, koruması açısından yaşamsal bir işleve sahiptir Siyasal İslamın iktidarını kurmakta olan AKP yönetiminin eğitim sistemini, üniversiteye açılan “proje okulları” üzerinden hedef almasının, böylece, “eski rejimin” seçkin okullarını, öğretmenlerini tasfiye etmesinin mantığı da bu işlevde yatıyor: Dini hakikat rejimini benimsetmek; bilimsel olanın yerini dini olanın aldığı bir biyopolitik uygulamak. Böylece siyaset rejimini belirleyen sınırları, Sünni İslamın hakikat rejimine ve siyasal İslamın yönetici sınıfının (Müslüman entelijensiyanın) iktidarda kalma, toplumda üretilen ekonomik artığı mülkiyetine geçirme işlemleriyle uyumlu olacak biçimde daraltmak. Bu radikal bir toplum mühendisliği projesidir. Toplumda, siyasal İslamın dışında kalan, yakın zamana kadar devleti yöneten personelin kaynağı Laikcumhuriyetçi kesimin eğitim kurumlarından çıkarılması, susturulması, kültürel olarak yok edilmesi amaçlanıyor. Liberal entelijensiya, “demokratikleşiyoruz” fantezisine kapılıp, “yararlı salakları” oynayarak intihar etmişti. Bakalım, “güçlü devletmilli çıkar” fantezisine kapılarak cumhuriyetçi kesim de intihar edecek mi? TÜRMOB yine ‘Çağdaş Demokratlar’ dedi Türkiye’nin en önemli mes lek örgütlerinden Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Ye minli Mali Müşavirler Odaları Birli Yükselen Arıkan ği (TÜRMOB) 22. Olağan Genel Kurulu’nda Tür kiye Çağdaş Demokrat Odalar Platformu 1579 oyun 750’sini alarak yönetime 5 isim soktu. 26 yıldır TÜRMOB’da söz sahibi olan Çağdaş Demokratlar’ın listesinde yer alan Prof. Dr. Ce mal Yükselen, Yahya Arıkan, Masis Yontan, Rı fat Nalbantoğlu ve Emre Kartaloğlu yönetim kurulu listesinde yer aldı. Türkiye Muhasebe ciler Platformu’ndan Necati Balcı ve Ali Kara kuş, Meslekte Birlik Grubu’nun adayı Zeki Dir lik ve Behzat Demirhan yönetim kuruluna se çildi. Ankara Sheraton Otel’de yapılan seçim lerde Türkiye Muhasebeciler Platformu 425 oy, Meslekte Birlik Grubu 358 oy aldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle