22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Ocak 2016 EKONOMİ mesi ile sektörde 2015’te gözlemlediğimiz yavaşlamanın ortadan kalkması ve yatırım planlarının hayata geçirilmeye başlanması beklenebilir. Bunun bankacılık sektörüne olumlu yansıması olacak. Yapısal refomlara ağırlık verilmesi risklerin daha da azalmasına yardımcı olacak. Ancak makroihtiyati önlemler bankaları zorlamaya devam edecek. Son dönemde beyaz eşya, mobilya ve eğitimde taksit sayıları ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı, ancak bunlar sektörü rahatlatmak için tam anlamıyla yeterli değil.” Zenginler 194 milyar kaybetti Küresel piyasaların Çin ve düşen petrol fiyatları nedeniyle rekor kayıplar yaşadığı yılın ilk haftasında dünyanın en zengin 400 kişisi toplamda 194 milyar dolar kaybetti. Bill Gates’in serveti 4.5 milyar dolar eridi. TASARIM: BAHADIR AKTAŞ En çok altın kazandırdı Geçen hafta jeopolitik risklerin de etkisiyle döviz ve altın güçlendi. Borsa yüzde 1.55 düştü. 24 ayar altın yüzde 6.72, Cumhuriyet altını yüzde 6.73 arttı. Avro/ TL yüzde 3.09, dolar/TL 3.16 yükseldi. EDİTÖR: PELİN ÜNKER 9 Denizbank Genel Müdürü Ateş, Türkiye’nin önünde 4 senelik seçimsiz bir dönem olduğunu belirterek “Eğitim, hukuk, vergi sistemi ve istihdamda reformların acilen uygulanması kritik” dedi. enizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye’nin 1980’lerden beri içinde bulunduğu orta gelir grubundan çıkması için reformlara ağırlık vermesi gerektiğine işaret ederek “Türkiye açısından 2015’te yapılan iki seçimle artan politik belirsizlik, Kasım seçimleri ardından azalmış durumda. Önümüzde 4 senelik seçimsiz bir Pelin Ünker dönem var. Önümüzdeki seçimsiz dönemde hızla eğitim, hukuk, vergi sistemi ve istihdam piyasasında yapısal reform programlarının açıklanıp, uygulamaya konması kritik öneme sahip” dedi. Ateş, Denizbank olarak Türkiye’nin 2015’te yüzde 3.4, bu yıl yüzde 3.5 büyümesini beklediklerini belirtti. Bankacılık sektörü kârlılığının hızla gerilemeye devam ettiğine dikkat çeken Ateş, “2014 sonunda yüzde 11.6 olan sermaye kârlılığı Ekim 2015 sonunda yüzde 10.4’e geriledi. Kârlılıktaki gerilemeyle bankaların sermayesi de erimeye başladı. 2014 sonunda yüzde 16.3 olan sektör sermaye yeterlilik oranı ekim ayı sonunda yüzde 15.3’e indi” bilgisini verdi. Buna rağmen bankacılık sektöründe bilançoların hâlâ sağlıklı olduğunu belirten Ateş, şöyle devam etti: “Seçimlerin tamamlanması ve siyasi belirsizliğin geç Eğitim, hukuk, istihdamda reformların aciliyeti kritik ATEŞ’E GÖRE KÜRESEL ÜÇ RİSK D 1. Kapitalizm ve ‘Antropocene’ ature (Mart 2015) ve Science (Ocak 2016) dergilerinde yayımlanan iki araştırma, ilk kez 1960’larda Sovyet bilim insanları, sonra 1980’lerde ekoloji uzmanı Eugene Stoermer tarafından geliştirilen (Wiki), gezegenin, insanların (“antropo”) etkinliklerinden kaynaklanan yeni (“cene”) bir jeolojik döneme (Antropocene) girdiğine ilişkin savları kesin olarak kanıtlıyor. 2. 3. ed başta olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikaları: Fed Aralık 2015’te beklendiği gibi 25 baz puanlık bir faiz artırımı yaptı. Ancak bundan sonra Fed’in para politikasını sıüşük büyüme oranları: Otoriteler artık sadece para politikasından alınan destekle büyümenin potansi F kılaştırma yönündeki adımları çok yavaş olacak ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edecek. Öte yandan, ECB genişleyici para politikalarını bir miktar da artırarak devam edecek. Para politikalarındaki bu ayrışma, Amerikan dolarının değer kazanmasına yol açabilir. yel seviyeye ulaştırılamayacağını fark etmiş durumda. Özellikle altyapı yatırımlarına yönelik kamu harcamalarıyla sürdürülebilir büyüme desteklenmeye çalışılacak. yaratacak. Yavaş büyüme ve jeopolitik riskler, önümüzdeki sene de gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerinin düşük seviyede kalmasına neden olacak ve bu da gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kaybı baskısı yaratabilir.  Ancak, bunun bir krize neden olmasını  beklemiyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin yapısal olarak eskiden çok farklı bir noktada. 90’ların sonunda 655 milyar dolar olan gelişmekte olan ülke merkez bankaları toplam döviz rezervi bugün 6.6 trilyon dolar seviyesinde. N D Şu ‘insanın’ yaptığı Dolar güçlenecek Sektör rahatlamadı Basel kriterlerine göre konut kredileri için karşılık oranının yüzde 35 iken bu oranın Türkiye’de yüzde 50 olduğuna dikkat çeken Ateş, “Bireysel kredilerde Basel kriteri yüzde 75 karşılığı zorunlu tutuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 200’lere kadar çıkıyor” dedi. ABD Merkez Bankası Fed’in para politikasını sıkılaştırma yönündeki adımlarının çok yavaş olacağını, diğer yandan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) genişleyici para politikalarına devam edeceğini ifade eden Ateş, para politikalarındaki bu ayrışmanın, doların değer kazanmasına yol açabileceğine işaret etti. Hakan Ateş ‘Makroihtiyati önlemler gevşetilmezse bankaların kârlılığı düşecek, sermaye yeterlilik oranı gerileyecek ve sektörün ekonomiye desteği azalacak.’ üresel büyüme ve Fed’in çıkış politikası gibi değişikliklerin gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkileyeceği: Gelişmiş ülkelerde ekonomik aktivitenin yavaş devam etmesi emtia fiyatlarının düşük seviyelerde kalmasına neden olacak. Bu da emtia üreticisi gelişmekte olan ülkeler ve Çin başta olmak üzere ekonomisi gelişmiş ülkelere ihracata dayalı olan Asya ekonomileri büyümesinde aşağı yönlü baskı K Bu yıl sektörde rekabetin yoğun olmasını beklediklerini söyleyen Ateş şöyle devam etti: “Yoğun rekabet ortamı maliyet yönetimini daha da önemli bir hale getirecek. Böyle bir dönemde, KOBİ’le Rekabet artacak rin maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen bankacılık paketleri ve dijital kanalların kullanımı daha da önem kazanacak. Bu bağlamda, 2016’da da teknoloji yatırımlarımıza devam edeceğiz.” Lassa adı Barcelona’da DOĞAN SATMIŞ Gezegenin jeolojik durumunda belirgin değişiklikler, ayrı birer jeolojik dönem olarak tanımlanıyor. Antropocene kavramına gelene kadar, jeolojik dönemler adlarını gezegenin kendi jeolojik dinamiklerinden alıyordu. Yaklaşık 4.5 milyar yıl yaşındaki bu gezegende, 200 bin yıl önce ortaya çıkan, ancak 5 bin 500 yıl önce okuyupyazmaya (kayıt tutmaya) başlayabilen bir canlı türünün etkinlikleri, gezegenin durumunda bir noktadan sonra belirgin bir değişiklik yarattı. Bu yüzden de bu yeni döneme “Antropocene” deniyor. Yukarda değindiğim iki çalışma çok kapsamlı araştırmalara dayanıyor; önceki çalışmaların bulgularını destekliyor, güçlendiriyor. İnsanların etkinliklerinin, gezegen üzerinde yeni bir jeolojik dönemin başladığını gösteren sonuçları kabaca yedi başlık altında toplanıyor. (1) Radyoaktif kalıntılar (tortular); (2) Fosil yakıtlar, karbon dioksit düzeyi; (3) Çimento, alüminyum, plastikler gibi yeni materyaller; (4) Ormanların yok edilmesi, sondaj ve madencilik faaliyetleri, doldurma yoluyla toprak kazanma, barajlar; (5) Azot dengesini bozan suni gübreler; (6) Küresel ısınma; (7) Canlı türlerinin kitlesel yok oluşunda hızlanma. Gezegenin üzerinde 200 bin yıldır insanlar var. Ancak “Bu insanlar gezegenin durumunda ne zaman belirgin etkiler yapmaya başladı?” sorusuna gelince, ilk 199 bin 500 yılı hızla geçmek gerekiyor. Nature dergisindeki araştırma, Antropocene’in başlangıcını sömürgeciliğin başladığı 1610 yılına, ikinci araştırma ilk nükleer patlamaya göndermeyle “büyük hızlanma” olarak da adlandırılan dönemin başladığı 1950’lere koyuyor. İlk tarih, kapitalist üretim tarzının doğuşunda büyük yol oynayan ilkel birikim döneminin hızlandığı aşamayla ilgili. İkinci tarih de ilk kez gerçekten küresel bir hegemonya (iki kamplı da olsa) düzeninin şekillendiği, kapitalizmin kitlesel üretim ve kitlesel tüketim yapmaya başladığı, Fordizm, “tüketim toplumu” gibi kavramların popüler kültüre girdiği dönemle ilgili. Peki, neden aniden, insan etkinliği yerine kapitalizm kavramını kullanmaya başladım? Şundan: Bir süredir, toplumsal olayları değerlendirirken “insan hakları”, “insana değer vermek” gibi ilk anda akla uygun gelen kavramlarla düşünmeyi seviyoruz. Ancak, “insanı” yalnızca (tüm diğer özelliklerinden soyutlayarak) insan olarak tanımladığımızda, onu biyolojik varlığına indirgeyip herhangi bir “hayvan” olarak tanımladığımızı sanırım fark etmiyoruz. Gerçekteyse (burada/şimdi) insan toplum içinde, o toplumun (ona uyumlu, ondan yana, ona karşı; kendi konumu üzerinde düşünebilen) insanı olarak var olur. Toplumun insanı, genelde sınıfsal konumu, ulusal, etnik, cinsel kimliği ile; özelde Platon’a atıfla, “techne” özgün faaliyeti, işlevi ile tanımlanır: Salt insan olarak değil! “Salt insan” yoktur. Bu açıdan baktığımızda, nüfus artışı, fosil yakıt kullanımı, atmosferde CO2 oranı göstergelerinin “kapitalizm öncesi insanın” 199 bin 500 yılı boyunca neredeyse değişmeden geldikten sonra 18. yüzyılın insanının etkinliği sonucunda hızla arttığını görebiliyoruz. Antropocene’e yol açan etkenlerden, nükleer atıklar, suni gübre dışındakileri, bu dönemden başlatabiliriz. Bu dönem ise kapitalist üretim tarzının, onun insanının etkinliklerinin belirginleşmesiyle çakışıyor. Antropocene kapitalist insanın ürünüdür! Kapitalizmle ne ilgisi var? Merkez’den yeni adım M erkez Bankası dün yaptığı duyuruyla bankaların Merkez Bankası’ndan borçlanmak için bulundurdakları döviz teminatlarının azami oranını yüzde 50’den yüzde 70’e çıkardı. Bankanın açıklamasında “Bankaların, TCMB Bankalararası Para Piyasası’ndaki borçlanmaları karşılığında bulundurdukları yabancı para cinsi teminat oranının artırılmasının, Hazine’nin yurtdışında ihraç ettiği yabancı para cinsi tahvillere yönelik talebi destekleyeceği değerlendirildiği, bu uygulamanın, küresel nedenlerden dolayı kredi riski fiyatlamalarında ortaya çıkabilecek streslere karşı, dengeleyici bir rol oynamasının beklendiği ifade edilmiştir” denildi. Karar 13 Ocak’tan itibaren geçeri olacak. l Ekonomi Servisi illi futbolcu Arda Turan’ın transfer olduğu İspanya takımı FC Barcelona ile 21 milyon Avro’ya 4 yıllık sponsorluk anlaşması imzalayan Lassa lastikleri, Barcelona’nın “Global Resmi Lastik Partneri” oldu. Bu sponsorluk ile Barcelona’nın basketbol, hentbol, futsal (salon futbolu) ve tekerlekli paten hokeyi takımlarının resmi isimleri de “FC Barcelona Lassa” haline dönüştü. 4 yıl boyunca başta Arda olmak üzere, Messi, Neymar Jr., Suárez, Iniesta, Navarro dahil tüm dünyaca ünlü Barcelona yıldızları, Lassa’nın reklam filmlerinde oynayabilecek. Lassa ayrıca, Arda Turan ile de marka yüzü olarak 2 yıllık anlaşma imzaladı. Bu sponsorluklar, Lassa’ya hemen yaradı ve firmanın yurtdışındaki tabelalı satış noktası sayısı 3 yıl önce 10 iken, şimdi 130’a çıktı. Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Levent Akpulat, “Barcelona işbirliğimiz sonrasında tabelalı mağaza açma oranımız hız kazandı. Daha önce Barselona kentinde Lassa markalı ürün satmakta bile M Babasından Arda’ya sürpriz assa, Arda Turan’ın, Barcelona’da ilk kez forma giydiği 6 Ocak’taki Espanyol maçı için de ilginç bir sürpriz yaptı. Arda Turan’ın L babası Adnan Turan, oğluna yönelik duygusal bir film çekti ve Arda’nın kariyer yolculuğu ve FC Barcelona’da yaşayacağı sağlam mücadeleyi anlattı. “Hatırla oğlum!” başlıklı filmde Arda’nın hayatından kısa kesitler yeraldı. Filmi sadece facebook’ta 400 bin kişi izledi, 1.4 milyon erişim sağlandı. ha kenarında Lassa reklamları dönüyor. Takımın başta Arda olmak üzere ünlü oyuncuları da Lassa reklam filminde oynadı. Reklam, Türk televizyonlarında ve Eurosport dahil birçok dünya kanalında da vizyona girecek. Türkiye’de lastik endüstrisinin lideri olan Lassa ve Brisa’nın Kocaeli fabrikası, dünyanın tek çatı altındaki en büyük lastik fabrikalarından biri. Brisa, Aksaray’da 4.2 milyon adet kapasiteli yeni fabrikasını 2018’de açacak. İspanya’da 41 nokta ışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin haziran ayı itibarıyla 89 ülke ile vize anlaşmalarını feshetmeyeceğini belirtti. Bakanlık Türkiye’nin vize politikalarının AB’ye tam üyelikten sonra Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirileceğini ifade etti. l Ekonomi Servisi Bakanlıktan vize açıklaması zorlanıyorduk, şimdi Lassa’nın tabelalarda en önde yazıldığı bir dönemi yaşıyoruz” dedi. 42 yıllık Lassa markasının dünyada kalıcı bir marka olmasını istediklerini kaydeden Levent Akpulat, şöyle devam etti: “Bugün bir Türk olarak Camp Nau’da ilk kez FC Barcelona forması giyen Arda Turan ile nasıl gurur duyuyorsak, Lassa markamız ile de öyle gurur duymak istiyoruz. Barselona’daki ilk mağazamızı Eylül ayında açtık ve İspanya genelinde 41 mağazaya ulaştık.” İspanya distribütörüyle 20 yıldır kesintisiz çalıştıklarını kaydeden Akpulat, “Barselona mağazamızın açılışı için Barcelona bize futbolcuların resmi otobüsünü tahsis etti, bu otobüsle mağazaya gittiğimizde, distribütörümüz gözlerine inanamadı” diye ekledi. Sponsorluk gereği Barcelona’nın her maçında sa Reklam filmi geliyor Rus yatları Türkiye’den çekiliyor Rus milyonerler Türkiye ile krizin ardından Türkiye’de demirli yat ve teknelerini çekme kararı aldı. Deniz Turizmi Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tellioğlu, “Rus tekne sahipleri sözleşmelerini iptal ettiler ve yatlarını Türkiye’den çıkardılar. Bunlara takılmayıp değişik pazarlara yönelmemiz gerekiyor” dedi. Tellioğlu son aylarda Türkiye’nin değişik bölgelerindeki marinalarda Rus tekne sahiplerinin sözleşmelerini iptal ederek, yat ve teknelerini Türkiye’den çıkardıklarını, bunun pazarı olumsuz yönde etkilediğini söyledi.. l Ekonomi Servisi D Çiftçinin SGK primi, kayıt dışılığı artıracak Bayraktar, brüt asgari ücretle birlikte çiftçi SGK prim ödemelerinin de arttığını belirtti. ürkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, SGK tarım Bağkur’u prim artışının çiftçiyi zor durumda bırakacağını vurgulayarak, “Asgari ücret artışı ve prim gün sayısının 22’den T 23’e çıkması, çiftçimizin SGK primini yüzde 35.2 yükseltti. 2015’in ikinci yarısında en az 322.20 lira olan tarım BağKurluların SGK primi, 435.63 liraya çıktı. Bu primlerle tarımda kayıt dışılık azalmaz” dedi. 2015 yılında OcakHaziran döneminde aylık 303.98 lira olan sigorta primi alt sınırı, prim ödeme gün sayısının 2016’da 22’den 23’e yükselmesiyle 435 lira 63 kuruşa çıktı. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle