23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 5 Ağustos 2015 DUNYA İran’dan tampon bölge uyarısı İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abdullahiyan, Suriye’de tampon bölge planı için “Komşu ülke topraklarında oluşturulacak her türlü tampon bölge, uluslararası hukuka uygun ve Suriye devletiyle koordineli olarak yapılmalıdır” dedi. EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE Brezilya’da yolsuzluk soruşturması açılan eski Devlet Başkanı Luiz da Silva’nın eski personel şefi Jose Dirceu Petrobras’taki milyarce dolarlık yolsuzluk soruşturması çerçevesinde gözaltına alındı. Dirceu rüşvetten zaten ev hapsindeydi. Lula’nın sağ kolu gözaltında 11 İşte Putin’in IŞİD planı Rusya lideri, IŞİD’le savaşacak yeni koalisyon planını ABD ile Körfez’e sundu. Plan koalisyonun belkemiğine Irak, Suriye hükümetleri ve Kürt güçlerini yerleştiriyor nkara’ya Şam’la işbirliği çağrıları yapan ve Esad’ın istihbarat şefini Suudi Savunma Bakanı ile görüştürdüğü iddia edilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kendi IŞİD’le savaş planını sundu. Katar’da Körfez İşbirliği Konseyi ve ABD dışişleri bakanlarıyla buluşan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “ABD’nin IŞİD’le savaş ittifakı hiçbir sonuç vermedi. Bizim önerdiğimiz yeni ittifak, BM onayı alacak. Ancak böyle bir formülle IŞİD’den kurtuluş sağlanır” diyerek planı takdim etti. Putin planını eylülde BM zirvesine taşıyacak. Kommersant’ın manşetine göre plan, IŞİD’in etkisiz hale getirilmesi için Suriye ve Irak orduları ile Kürt güçleri ve diğer bölge ülkelerinin dahil olduğu “yeni bir uluslararası koalisyon” öngörüyor. Rus planı, yeni koalisyonun bel kemiğine, bölgenin esas aktörleri olan Bağdat ve Şam hükümetleri ile Kürt güçlerini yerleştiriyor. Katar’a “Rusya tüm bölge ülkeleriyle ayrı ayrı iyi ilişkilerini koalisyon kurmak için kullanmak istiyor” mesajı gönderen Putin, haziranda Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’e, “Bölgedeki tüm ülkelerin güçlerini birleştirmesi, aralarındaki zorlu ilişkilere bakılırsa kolay olmayacak. A ‘Eğitdonattan iki kişi kaldı’ ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları sözcüleri, “yeni Suriye gücü” dedikleri Türkiye’de eğitdonattan geçirilipp Suriye’ye yollanan “ılımlı muhaliflerle” ilgili Suriye hükümet güçlerine “müdahale etmeme” uyarısı yaptı. Bu güçleri havadan destekleyeceklerini tekrarlayıp, nitekim saldıran 50 Nusra militanını hava saldırısıyla öldürdüklerini duyuran sözcüler, bunun ABD’nin IŞİD dışında bir gruba karşı savunma amaçlı ilk saldırısı olduğunu belirtti. Gelgelelim Suriye’ye yollanan çoğu Türkmen 54 eğitdonatçıdan 2’si sağlam kaldı. Dün Gözlemevi, 5’ini daha Nusra’nın esir aldığını duyurdu. Nusra daha önce 26’sını kaçırmış, 5’ini öldürmüş, 16’sını yaralamıştı. Son kaçırmayla geriye 2 eğitdonatçı kaldı. Emperyal üfürükçülük üzel bir laf vardır, “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” diye... Panİslamistler, esip üfürmekte liderliği kimseye bırakmaz. Hamaset, tarih soslu din sömürüsü, dış politikada “emperyal üfürükçülük” olup çıkarken kaplan kesilirler. “Hamasetle peynir gemisi yürümediği” için uçak sınırı geçti mi “kuzuya” dönüşürler. Çin ve Endonezya’ya son cumhurbaşkanlığı ziyareti ve Uygur Türkleri karşısında “Çin’e karşı boynum kıldan ince” tutumu bunun son tezahürü. Yoksa yurtdışı Türkler ve akraba toplulukları siyasetinde fiyasko her yerde. “Saraybosna’dan Şam’a, Mogadişu’dan Urumçi’ye” edebiyatını bırakın, Kırım’da Tatarlara, Gürcistan’da Ahıska Türklerine, Bulgaristan ve Yunanistan’da Türk azınlığa bakın. Türkiye’nin “biçareliğini” görürsünüz... HHH Hamaset düzeyi için Haziran 2015 Sarıkamış’ından bir kuple (Bağlamına takılmayın, her yerde her şekle bürünür): “Bosna Hersek’e gidin bizi göreceksiniz. Arnavutluk, Makedonya, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Moğalistan’da bizi göreceksiniz. Her yerde bizi göreceksiniz.” HHH Misal Kırım. Kırım Tatarlarının ahvali şeraiti ortada. Rusya ile Batı arasındaki bilek güreşinin “yitirilen kalesi”, kendi kaderini tayin hakkını kullandığı referandumla Rusya Federasyonu’na katıldı. Batı kabullenmese de nüfus dengeleri çoktan Ruslar lehine değişmiş Kırım’ın üstüne Ukrayna da “soğuk su içmek” durumunda. Sovyet döneminde topraklarından koparılan ve geri dönüşlerinde kendilerini mülksüzleşmiş bulan Kırım Tatarlarının makus talihi hiç değişmedi. Bugünse Türkiye için işin ucunda domates, patlıcanın yanı sıra enerji bağımlılığı sebebiyle “Rusya’ya karşı boynum kıldan ince”den ötesi yok. Batı’nın “yaptırım” silahına eşlik etse, “peynir gemisini yürütemez”. Ankara’da kongre düzenler, insan hakları incelemesi için de Moskova üzerinden heyet yollarlar. Lafa gelince “her yerde” olanlar, Kırım’da “Rusya’nın izin verdiği yerdedir”. Gürcistan’daki Ahıska Türkleri de aynı. Güvenlik tehdidi diye diye yaşadıkları sınır bölgelerinden sürülürler de Tiflis’e bir telkin işitemezsiniz. HHH Balkanlar’da en geniş Türk azınlığın yaşadığı (1 milyon 200 binden fazla) Bulgaristan’da Türklerin namlı Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) lideri 2010 ziyaretinde malum şahısla mı görüşmemiş... Kurdurursunuz “Müslüman Demokrat” soslu Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ni (HŞHP). Türkleri böldürürsünüz. Barajı bile aşamaz! HHH Yunanistan’da Batı Trakya’da yaşayan 160170 bin Türk için 1213 senede ne yapılmıştır? Atina’nın Türklerin azınlık olarak varlıklarını inkâr siyaseti milim oynatılamamıştır. Üç yakıcı mesele “müftülük seçimi, eğitim ve kimlik aidiyeti” yerli yerindedir. Türkiye’de hamasetin ismi ise “Atina’ya cami” oluverir. Atina’da üçbeş solcunun ötesinde Türk azınlık filan yaşamaz. Ne gam! Caminin müdavimleri Pakistan, Bangladeş ve Balkan azınlıktan göçmenler olacaktır. HHH Özetle “meze yapılan” akrabalara bir hayırları yok. Bırakın dünyayı kendi hinterland’ında ne gücü, ne kültürel hegemonyası yetmezken, “Her yerdeyiz” diyerek bir dünya imparatorluğu halüsinasyonuyla ahkâm keserler. Bu kadar... HHH Evrensel, Özgür Gündem gazetelerinin de dahil olduğu 90 kadar haber sitesine erişimin TİB kararı ve mahkeme onayıyla engellenmesi basına karşı savaşın son tezahürü. Gazeteciler olarak susmayacağız. Zira; “Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkânsız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.” G ‘İyi ilişkilerimiz var’ Lavrov (solda) planı Katar’da ABD’li ve Suudi bakanlar Kerry ve Cubeyr’e takdim etti. Ama Rusya elinden geleni yapacak” demişti. Kommersant, Lavrov’un Katar’da Esad’ın istifası ve silahlı gruplara hava desteğinden yana olan ABD ile Körfez’e karşı “azınlık pozisyonunda kaldığını” aktardı. ABD’li ve Suudi mevkidaşları John Kerry ve Ahmed Cubeyr’le üçlü görüşme yapan Lavrov, IŞİD’le savaşta henüz ilerleme sağlanamamışken Suriyeli muhaliflere hava desteği verilmesinin, “ölümcül felaketlere yol açabilecek bir hata” olduğunu söyledi. Katarlı mevkidaşı Halid Atiyye ile basın toplantısı yapan Rus bakan, “Eğit donatçıların Suriye hükümetinin onayı alınmadan ABD uçaklarınca korunacağı ve bu uçakların silahlı gruplara engel olacak tüm güçleri vurma yetkisinin olacağı açıklamaları zarar verici. Eğitilenleri çoğu IŞİD safına geçti. Ama ABD’nin düşüncesini değiştiremedik” diye konuştu. “Putin ve Suudi Savunma Bakanı Muhammed terörle mücadelede yeni cephe oluşturmak için bir teklif sundu” ifadesini kullanan Lavrov, eski Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Muaz Hatib’le görüşmesi için “Yaklaşımımızda değişiklik değil. Suriye halkının istisnasız tüm temsilcileriyle çalışıyoruz” dedi. Esad’a koşulsuz destekle ilgili “Biz hiçbir zaman kimseyi koşulsuz desteklemiyoruz. Suriye’deki asıl sorun her zaman IŞİD’dir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son olarak Putin’le ilgili “Eski pozisyonunda, her durumda Esad’ın arkasındayız noktasında değildi” yorumunu yapmıştı. ‘Ölümcül hata’ ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Airwars ise ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’e karşı hava saldırılarında en az 459 sivil ve 15 binden fazla IŞİD’ci öldürüldüğünü rapor etti. ABD 15 bin IŞİD’ci, 459 sivil öldürdü İRANTÜRKİYE Zencani ekimde yargılanacak Türkiye’de 17 Aralık soruşturması kapsamındaki İran kökenli iş adamı Rıza Sarraf’ın “ortağı” olup İran’da yolsuzluktan tutuklanan işadamı Babek Zencani’nin Tahran Devrim Mahkemesi’nde yargılanacağı davayla ilgili Yargı Sözcüsü Gulam Hüseyin Muhsini Ejei açıklama yaptı: “İlk duruşma 3 Ekim’e belirlenmiş ve dosya incelemek için avukatlara dağıtılmıştır.” Zencani’nin dolandırdığı paraları ne yaptığını bilmediklerini söyleyen Ejei “Paraları, falan bankalarda tuttuğunu söyledi. Fakat dedikleri doğru çıkmadı.Yargı, istihbarat teşkilatı ve diğer kurumlardan yardım alarak paraları bulmaya çalışmaktadır. Yerini bilen söylesin, bu onların çıkarına olur” dedi. Zencani, bazı milletvekilleri ve yetkililere mektuplar gönderip, suçsuz olduğunu, olanların yaptırımlar dolayısıyla yaşandığını anlattı. lTahran/ Cumhuriyet Haseke’de çift başlı yönetim Oğul Kaddafi’ye ‘Türk polisi montlu’ işkenceci Devrik Libya lideri Muammer Kaddafi’nin “futbolcu” oğlu Saadi’nin uluslararası toplumun tanımadığı ama Ankara’nın desteklediği Trablus hükümetinin milislerinin elinde işkence görürken videosu yayımlandı. Trablus hükümetine silah yardımı yapmakla suçlanan Türkiye’nin polisinin kullandığı mont ve şapkanın işkencecinin üzerinde olması dikkat çekti. El Hadba’da diğer esirlere yapılan işkenceleri dinleyip izlemeye zorlanan 42 yaşındaki Saadi Kaddafi, gardiyanların “Ayaklarından mı kalçalarından mı dövelim” sorusuna “Ne biçim soru bu, ayaklarımdan” yanıtını veriyor. Ayaklarından falakaya çekilip sopayla dövülen Saadi’yi, Türk Polisi’nin mont ve şapkasını giyen bir kişi bağırıp tehdit ediyor ve yüzüne vuruyor. Montun kollarındaki ve sol göğüsteki arma ise çıkarılmış. Libyalı polis adayları Mersin Polis Meslek Eğitim Merkezi’nde eğitim görmüştü. uriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke kentinden IŞİD’i atan rejim ve Kürt güçleri, kentin kontrolünü yeniden paylaştı. AFP’ye göre, Haseke halkı bu nispi güvenliğin bedelini çifte askerlik ve vergiyle ödüyor. Kobane ve Afrin’le birlikte Haseke’de Cizire kantonunu kuran Demokratik Birlik Partisi (PYD), 1830 yaşları arasındaki herkesi silahlı kanadı YPG’de 6 ay askerlik yapmaya çağırıyor. Hükümetin Esad posterleriyle bezeli askerlik şubesi de kayıtları sürdürüyor. Askerliğini 4 yıl önce yapan 28 yaşındaki Arap genç Raid, karısı ve çocuğunu bırakmak zorunda kalmamak için YPG’nin kontrol noktalarından geçmemeye çalıştığını söylüyor. Haseke’nin 85 km kuzeyindeki Kürt kasabası Amuda’da yaşayan Aziz de aynı sebeple ordunun kontrol noktalarından geçemediği için annesini 2 yıldır görememiş. Üniversite öğrencisi Halil Halil, rahatça hareket edebilmek için çareyi iki tara S İki ehliyet, iki plaka fa da askerlik yapmakta bulmuş. 56 yaşındaki Kürt taksici Mansur Usi’nin iki ehliyeti, biri beyaz biri yeşil iki araç plakası var. Kamışlı’ya gidip gelirken “polis durdurursa Suriye ehliyetini, asayiş durdurursa YPG’den aldığı belgeyi” gösteriyor. Rejimle PYD’nin yetkilerinin kesiştiği Kamışlı çifte vergiden şikayetçi. Eczacı Bahfared “Hükümetin Eczacılar Birliği’ne yıllık üyelik ücreti ödüyoruz, Kürtler fiyatlarım yüksek diye ceza kesiyor” diyor. Hem hükümete hem de Kürt yetkililere temizlik vergisi veren cep telefonu dükkânı sahibi de “Kantonda yaşamak iki taraftan da zarar görmek demek” diyor. Yine de PYD’den İdris Nassan, Al Jazeera’ya demecinde, Esad’ın “demokratik gelecek taahhüdünde bulunması halinde kendileri için bir ortak olabileceğini” belirtti. Daha önce PYD Eşbaşkanı Salih Müslim de aynı şartla YPG’nin Suriye ordusuna bağlanabileceğinden söz etmişti. Esad’la işbirliği şartı İRAN Ahmedinejad sahaya dönüyor İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin pek çok yönden soruşturma kıskacına aldığı selefi Mahmud Ahmedinejad, siyasete geri dönmeya hazırlanıyor. İran ile ABD dahil 5+1 ülkeleri arasında varılan nükleer anlaşmanın ardından şubattaki meclis seçimleri için Yekta adında bir siyasi grup kurup seçim kampanyasına başlayan Ahmedinejad, destekçilerinden taşrada yoğun çalışma yapmalarını istedi ve ekledi: “Hiç kimse ABD’nin düşmanımız olduğunu unutmamalı.” Seçimde pek şans tanınmayan Ahmedinejad’ın tarzının “artık sadece dar gelirli kesimlere hitap ettiği” belirtildi. Malezya’da yolsuzluğa bağış kılıfı alezya’da devlete ait 1MalaysiaDevelopment Bhd (1MDB) adlı yatırım şirketinden şahsi hesaplarına 700 milyon dolar aktarmakla suçlanan Başbakan Necip Rezak hakkındaki iddiaları “çürütmek” için Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun bulduğu mazeret tüm dünyayı şaşırttı. Komisyon, “İncelememiz, başbakanın hesaplarına aktarıldığı anlaşılan 670 milyon doların bağışçılardan geldiğini, 1MDB fonlarından gelmediğini göstermiştir” dedi. Fonlar ve bağışçılarla ilgili detaylı bir raporun başsavcılığa gönderildiğini belirten Komisyon, polis ve merkez bankasının şirkete yöne M Bağışçıları açıkla lik soruşturmalarının devam ettiğini kaydetti. Necip’in 2009’da kurduğu ve halen Danışmanlar Kurulu başkanı olduğu 1MDB, açıklamayı memnuniyetle karşıladı. Komisyonun Necip’in aklanması için ortam hazırladığını savunan muhalif vekil Rafizi Ramli ise “Halkın öfkesi ve güvensizliğini bastıramazlar” diyerek bağışçıların kim olduğu ve niçin bağış yaptıklarının kamuoyuna açıklanmasını istedi. Necip hakkındaki yolsuzluk iddiaları geçen ay Wall Street Journal’da çıkan haberle tüm dünyada yankılandı. Habere göre, yaklaşık 11 milyar dolar borcu bulunan 1MDB’yle ilgili soruşturma yı yürüten müfettişler, şirkete bağlı ajanslar, bankalar ve kuruluşlar arasında transfer edilen 700 milyon doların izini Necip’e ait 5 ayrı kişisel hesaba kadar sürdü. 29 yıl iktidarda kalmış eski başbakan Mahathir Muhammed’in kendisini devirmek için “siyasi sabotaj” başlattığını öne süren Necip, 1MDB’den ayrılmasını salık veren 6 yıllık yardımcısını ve soruşturmayı yürüyen savcıyı görevden Necip Rezak aldı. Eleştiren gitti Yemen’in kritik üssü Suudilerde Suudi Arabistan’ın 26 Mart’tan beri saldırı düzenlediği Yemen’de, Riyad destekli devrik lider Abdurabbu Mansur Hadi’ye bağlı güçler, tekrar ele geçirdikleri stratejik limen kenti Aden’de ülkenin en büyük hava üssü El Aned’i de geri aldı. Şubatta yönetimi devralan Şii Husilere karşı yürütülen operasyonda, Aden’in Bureyka limanına demir atan askeri gemiden çıkarma yapılan 1500 asker eşliğinde yüzlerce tank El Aned üssüne konuşlandırıldı. Üssün geri alınmasıyla, 3. büyük kent Taiz’e ulaşma yolunda önemli engel kalktı. 5 kişisel hesaba uzandı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle