10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 7 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 4 HDP’li Demirtaş fakirleşti amesi Demirtaş’ın mal beyann 014 yılında Cumhurbaşkanı seçimi öncesi mal varlığı beyanında bulunan Selahattin Demirtaş’ın 7 Haziran’ın ardından ardından kamuoyuna açıkladığı mal varlığı, HDP liderinin bir yıl içinde fakirleştiğini gösterdi. Cumhuriyet’in milletvekillerine “Şeffaf Bir Meclis İçin Açıklayın” çağrısına katılım artarken, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da mal varlığını kamuoyuna ilan etti. Cumhurbaşkanı seçimi döneminde adaylığı Neye ‘Hayır’? smanlı döneminde, Babıâli’de toplanmış göstericiler, haykırıyorlar: Hayır istemezuk! Zaptiye çavuşu kolundan yakalamış oradaki kılıksızlardan birini, sormuş: Neye hayır ulan, nedir istemediğin? Meyhaneci Apostol’a hayır abi, geç açıyor erken kapıyor, demiş berduş. Yunan halkı pazar günü yapılan referendumda neye “Hayır” dedi? Bu “Hayır” kimilerinin gönlünden geçtiği gibi, AB’ye, hatta Avro’ya değil, “Troyka”nın (IMF, AB yani Merkel ve Hollande ve Avrupa Merkez Bankası) dayattığı kemer sıkma politikalarının sertlik dozuna karşı. Kemer sıkma politikaları altında ezilen Yunan halkına bunları hafifleteceği vaadiyle işbaşına gelen SYRİZA’nın lideri Çipras’ın tasarruf paketinin ağırlığının hafifletilmesi, toplam 323 milyar Avro’luk borcun 1/3’nün silinmesi, ödemelerin 20 yıla yayılması yolundaki istemlerini reddeden Troyka’nın önerilerini Yunan halkına sundu, Yunan halkı yüzde 61. 3 oranında Troyka’nın önerilerine “Hayır” deyince, Çipras’ın eli güçlenmiş oldu. Ancak,Yunan Başbakan’ı “Hayır”ın AB üyeliğine ve Yunanistan’ın Avro bölgesinde kalmasına karşıtlık anlamına gelmediğini belirtti ve Troyka’nın uzlaşmaz olduğunu ileri sürdüğü Maliye Bakanı Varufakis’in istifasını isteyerek de AB’ye jest de yaptı. HHH Şimdi ne olacak? Bakın sanatçı Katherina Zarzuki ne diyor: Bizi Avrupa’dan çıkaramazlar, “Avrupa” bile Yunanca, bizi çıkarırlarsa doğdukları yeri kaybederler. Doğrusu Zarzuki’nin iyimserliğini paylaşmak o kadar kolay değil. Söz konusu para olunca, duygusal veya kültürel etkenler önemlerini yitiriyor. Finans kapital Çipras’ın ve müflis borçlu Yunanistan’ın burnunu sürtmekten öyle kolay vazgeçecek gibi görünmüyor. Borçlusuna merhamet hiçbir tefecinin raconunda yoktur, olamaz da. Nitekim Troyka, borçluyu dizüstü çöktürme konusundaki kararlılığını, kafa tutmaya tahammülü olmadığını kanıtlamıştır. Üstelik iflas etmiş olan Yunanistan’ın direnme gücü de son derece sınırlı. Kapalı olan bankalarda olduğu gibi, devlette de para yok. Gıda ve ilaç kıtlığı kapıda. Acil yardım gelse bile durumunu normale dönmesi zaman alacak. Acil bir çözüm bulunamazsa, Yunanistan kendi parasını basmak zorunda kalacak, bu da Avro’dan çıkmak demek; onun da çok daha ağır bedelleri olacak. HHH Ama Yunanistan’ın Avro’dan çıkması yalnız Atina’ya değil, Brüksel’e de pahalıya patlayacaktır. Yunan iflasının doğurduğu krizin boyutu Avrupa ekonomisi için küçük. Ama, krizin aşılması için tutulacak yol örnek oluşturması bakımından siyasal açıdan önemli. Unutmayalım, arkada yine krizle boğuşan İtalya, İspanya, Portekiz var. Krizin boyutlarının büyümesi ateşin başka yerlere sıçraması bütün Avrupa’yı tehdit edecek; Birliğin geleceğinin sorgulanmasına yol açacak gelişmelere neden olabilir. Onun için şu önümüzdeki günlerdeki gelişmeler çok önemli. Şu anda bilek güreşinin en kritik safhasındayız. Öyle bir bilek güreşi ki, kazandığını sananın tam yengi ilan ederken kaybettiğini fark etmesi de son derecede mümkün. İşin kıssadan hisse bölümü de yarın. 2 O kapsamında mal varlığı beyanında bulunan Demirtaş’ın dün açıkladığı yeni beyanda geçen yıla göre fakirleştiği görüldü. Demirtaş’ın yeni beyanında 100 bin TL değerinde bir büro ile 135 bin TL değerinde bir araç yer almadı. Demirtaş da dün mında Yüksek Seçim kendisi ve eşi BaKurulu’na geçen yıl şak Demirtaş’ın mal temmuz ayında beyanvarlığını kamuoyuda bulunmuştu. na açıkladı. Geçen yıl verilen beBuna göre Demiryana göre Demirtaş’ın taş, kendisi ve eşiDiyarbakır’da 100 bin nin Diyarbakır’da TL değerinde olan hu260 bin TL değerinkuk bürosu yeni bede bir konut, 55 bin yanda yer almadı. TL değerinde 2013 Ayrıca Selahattin model Skoda mar Selahattin Demirtaş Demirtaş’ın parti çalışka ve 135 bin TL değerinde malarında makam aracı ola2012 model Audi marka otorak kullanılan iki Audi marmobil bulunuyor. ka araç sayısı da yeni beyanCumhurbaşkanı seçida bire düştü. l ANKARA/ Cumhuriyet mi öncesi adaylığı kapsa CHP’den demokrasi atağı 70 maddelik paket: Seçim barajı yüzde 3’e düşürülsün. Meclis’te ‘Toplumsal Mutabakat Komisyonu’ kurulsun. Faili meçhullerde zamanaşımı kalksın. Dink’in adı cadde ismi olsun HP, Meclis Başkanlığı’na 70 maddelik bir demokrasi paketi sundu. Seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesini öngören pakette, Meclis’te “Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu” oluşturulması, uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılması ve faili meçhul cinayetlerle zaman aşımının kaldırılması önelerine yer verildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Toplumsal Barış ve Demokrasi İçin Türki C ye Büyük Millet Meclikapsayacak şekilde adil si İçtüzüğünde ve Babir hale getirilecek.” Pakette Kürt sorunuzı Kanunlarda Değişiknun kalıcı çözümü için lik Yapılması Hakkında getirilen öneriler ise Kanun Teklifini TBMM şöyle sıralandı: “TürBaşkanlığı’na sundu. kiye Büyük Millet MecPakette seçim sistemilisinde bir ‘Toplumnin daha adil hale geTanrıkulu. sal Mutabakat ve Ortak tirmesi gerektiği belirtilerek, şu önerilere yer verildi: Akıl Heyeti Komisyonu’ oluştu“Milletvekili genel seçimlerinde rulacak. Geçmişte yaşanan acı ve travmaları hatırlatan isimbaraj yüzde 3’e indirilecek. Sileri taşıyan; meydan, bulvar, yasetteki dil yasakları sona ercadde, yol, sokak, park ve bendirilecek. Siyasi partilere devzeri alanlar ile kamu kurum ve let yardımı tüm siyasi partileri kuruluşlarına ait işletme, tesis, bina ve benzeri tüm yapıların ve kışlaların tespit edilmesi ve bu isimlerin değiştirilmesi amacıyla TBMM’de komisyon kurulacak. Adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski adları, yeni adlarıyla birlikte kullanılacak. Dersim olaylarının tüm boyutlarıyla araştırılması için Dersim arşivleri devletin ilgili tüm kurumlarından alınıp TBMM’de toplanarak halka ve araştırmacılara açılacak. 21 Mart günü Nevruz Bayramı olarak tatil ilan edilecek. Eski Diyarbakır Cezaevi ‘İnsan Hakları ve Demokrasi Müzesi’ne dönüştürülecek. Koruculara kamuda başka alanlarda istihdam olanağı getirilerek, koruculuk sistemi kaldırılacak. Mayınlı araziler temizlenip, yoksul köylüye tahsis edilecek.” Pakette, katledilen gazeteci Hrant Dink’in isminin İstanbul Şişli’de bir caddeye verilmesi önerildi. l Haber Merkezi Erdoğan’a “Her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor. Bundan sonra da kopacak” dediğini dile getiren Baykal, Erdoğan’ın kendisine, “Ya boşver, bırak ne halleri varsa görsünler” dediğini ifade etti. Muhalefet: Oyalamanın sorumlusu MHP’liler umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, son 5 seçimdeki teammüllerin aksine Meclis’teki yemin töreninin üzerinden 14 gün geçmesine karşın hükümeti kurma görevini vermemesi ve AKP’nin Meclis çalışmalarını aksatması muhalefeti ayağa kaldırdı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis çalışmaların geciktirilmesindeki sorumluluğun Meclis Başkanı ve başkanlığı ona “altın tepside sunan” MHP’de olduğunu söyledi. Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, seçimin üzerinden 1 aylık bir zaman geçtiğini, milletvekillerinin Meclis’te yemin ettiğini anımsatarak, buna karşın hükümeti kurma görevinin halen verilmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı’nın “görevini yerine getirmediğini” vurgulayan Gök, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni hükümet kurulmasına olanak vermeden seçime gitme arayışı içerisinde olduğunu söyledi. Gök, şöyle konuştu: “Meclis, iktidardan düşmüş bir partinin geçici hükümetiyle çalıştırılmak istenmektedir. Başkanlık Divanı’nın oluşturulması niçin geciktiriliyor? Danışma Kurulu niçin toplantıya çağrılmıyor? Meclis, AKP grubunun keyfine tabi kılınacak bir yer değildir.” HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de yaşanan gecikmenin kendisini muhalefet partisi olarak tanımlayan ancak muhalefeti flu olan MHP’nin eseri olduğunu sözlerine ekledi. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise AKP’nin ‘hükümet kurulamıyor’ görüntüsüyle yeni bir seçim beklentisine haklılık kazandırmaya çalıştığını belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet C Baykal, 4. tur oylamasından bir gece önce Halaçoğlu’nun Gök’le görüşmesinde ‘destek veririz’ dediğini açıkladı. Halaçoğlu ve Gök birbirlerini yalanladı HP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Meclis Başkanlığı seçiminin 4. turundan bir gece önce CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök’ün görüştüğü MHP’li Yusuf Halaçoğlu’nun “Sizi destek vereceğiz, milletvekillerini serbest bırakacağız” dediğini ancak MHP’nin seçim günü neden bu kararından vazgeçtiğini bilmediğini söyledi. Programa telefonla katılan Yusuf Halaçoğlu ise, kendisi ‘MHP beni destekleyecekti’ C nin Levent Gök’e “Grubu serbest bırakacağımız mesajınıı vermedim. Bizim kendi adayımızın İhsanoğlu olduğunu aktardım. Hiç bir şekilde grubumuzun serbest bırakılacağına dair hiç bir mesajım olmadı. Bunu ya Levent Bey, yanlış aktardı kendisine ya da etik olmayan bir davranış söz konusu” dedi. Ardından yayına bağlanan CHP’li Gök, olayın Baykal’a aktardığı gibi geliştiğini belirterek “Halaçoğlu HDP’nin Baykal’ı destekleyeceğine yönelik bir açıklama yapmaması durumunda MHP’nin destek verebileceğini söyledi. HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile görüştüm. Kendileri de açıklama yapmayacaklarını söylediler” diye konuştu. Meclis başkanlığı seçimleri konusunda muhalefet partile ‘Çekilebilirdim’ rinin ortak aday arayışı olmadığına dikkat çeken Baykal, kendilerine bu yönde bir mesajın da gelmediğini söyledi. Baykal, “Süreç içinde CHP’ye bir ortak aday çıkarılması konusunda teklif yapılmadı. 3. tur sırasında partinin ihtiyaç duyduğu anda çekilebileceğimi söyledim” dedi. Baykal, Erdoğan ile görüşmesine ilişkin de “Eğer Kemal bey istemeseydi gitmezdim” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Hasta tutuklular için imza kampanyası 00’ü aşkın aydın, sanatçı, yazar ve akademisyen cezaevlerinde bulunan hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekmek için ortak çağrı metnine imza attı. Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi öncülüğünde yapılan çağrıya aralarında İsmail Beşikçi, Fikret Başkaya, Sibel Özbudun, Oya Baydar, Baskın Oran, Korkut Boratav, Pınar Aydınlar, Mahir Günşiray, Aydın Engin, Şebnem Korur Ficancı gibi isimlerin yanı sıra HDP milletvekilleri Ayhan Bilgen ve Beyza Üstün de imza attı. Çağrıda hasta tuttuklular sorununun Türkiye için yıllardır kanayan bir yara olduğu belirtilerek, “AKP Devleti hasta tutsakları rehin olarak tutmakta ve onları yüz kızartıcı bir tavırla pazarlık konusu yapmaktadır” denildi. Son 13 yılda 2 bin 300 insanın cezaevlerinden zamanında tahliye edilmedikleri için yaşamını yitirdiğini belirtilen çağrıda, halen 300’ü ağır bine yakın hasta insanın cezaevinde tutulduğu ifade edildi. Çağrıda, “Bu ayıpla daha fazla yaşamayalım. Bu duruma seyirci kalmayalım” ifadeleri kullanıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet 3 İslamcı ‘ajan’ kim? aman gazetesi köşe yazarları Mümtazer Türköne ve Ali Bulaç arasında İslamcılığın “modern devletle” ilişkisinin İslamcı ve “havuz” medyası üzerinden sorgulandığı bir polemik yaşandı. Tartışma, Ekrem Dumanlı’nın 29 Haziran tarihinde yazdığı “İslamcı Ali Bulaç Türköne Gazetecilik Bitti!” yazısında ortaya koyduğu görüşlere Türköne’nin gönderme ya fa yalan yazıyor, bin defa yalanı yüzüne çarpılıyor ve yüparak “havuz medyasının” İslamcı kalemlerinin 70’li yıllar zü bir kerecik kızarmıyor. Bu da polisçe “haber elemanı” ola utanmaz kişilerin gazetecilikle bir alakası olmadığı kesin. rak devşirildiklerini yazmasıyla başladı. Dumanlı yazısın Ya İslam’la! Yalanı, gıybeti, suizannı, iftirayı kesinkes haram da söz konusu yazısında “hailan ediyor İslam. İslamcı medvuz medyası”ndaki gazeteciyanın umurunda mı?” demişti. leri kastederek “Adam bin deTürköne de önceki gün Zaman gazetesi yazarları ‘İslamcılıkdevlet’ ilişkisi polemiği Z yayımlanan “Devletin İslâmcıları” adlı yazısında İslamcının modernulus devletle ilişkisinin “İslâmcıların devletle iç içe oluşmuş kimlikleri, kişilikleri, fikirleri ve alışkanlıklarıyla şekillendiğini” yazdı. 70’lerde ve bugün kendisini İslamcı olarak tanımlayan birinden dinlediği öyküyü örnekleyen Mümtaz’er Türköne, “Üniversitede okurken polisler sebepsiz yere Siyasî Şube’ye alıyor; iyi poliskötü polis muhabbeti ile korkutucu bir sorgudan geçiriliyor. En nihayetinde üçüncü bir kişi ‘bize çalışacaksın’ diye meseleyi bağlıyor. İslâmcı dostum, ‘Ben reddettim, ama çevremde ay nı tezgâha düşüp teklifi kabul eden çok sayıda tanıdığım olduğunu anladım.’ diye bitirdi hikâyeyi. İslâmcıların devletle ilişkisi sadece teorik bir açmaz değil, pratik olarak aynı zamanda kirli bir ilişki. İslâmcılarının önemlice bir kısmının 70’li yıllarda “haber elemanı” olarak devşirilmeleri kimseye tuhaf gelmemeli” diye yazdı. Dün yayımlanan “Neden Devletin İslamcısı Olmadım?” başlıklı yazısında da Ali Bulaç, Türköne’nin yazısında örneklediği “İslamcının kendisini olduğunu” açıkladı ve “Ben son yarım asırlık İslami mücadelenin hem içinde yer almış bir özneyim, hem gözlemcisi, şahidiyim” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘MHP’nin eseri’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle