23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 31 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 6 Uluslararası toplantılar için iptal telefonları ürkiye’nin görünümü bir ler oluyor, toplantıyı yapabiT haftada değişti, patlalecek miyiz? Başka ülkeye mi yan bombalar, şehitler her alsak” diye sormaya başlaşeyi altüst etti. Taa 2016 Ekimi’nde İstanbul’da yapılacak 300 kişilik uluslararası toplantı için bile telefonlar geliyor. Hasta çocukların, aileleri ile katılacağı toplantının organizatörleri, Türkiye’deki muhataplarını arayıp, “Ne Damat, Cumhurbaşkanı Vekili’nin üzerinde mi? N iye mi sorduk? Dün Sözcü gazetesinden Kamil Elibol yazdı. TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Çin’e uğurladıktan sonra, İstanbul uçağını beklerken, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı için ayrılan özel odaya yönelmiş. Ancak bir koruma polisi önünü kesip, “Başkanım, içerde Berat Albayrak’ın özel toplantısı var” demiş, içeri girmesini engellemiş. Yılmaz, olayı büyütme dılar. Önemli bir turizmci ise “Her şey aleyhimize gelişiyor. Dövizin aşırı yükselmesi dışında her şey olumsuz. Sonraki aylar için bağlantılar tehlikede” diyor. Umarız ilgililer farkındadırlar. yip, başka bir odaya gitmiş. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da, dünkü haber üzerine, iddiayı TBMM gündemine taşıdı. Yarkadaş şu soruları sordu: Bu olay doğru mudur? O özel odaya Berat Albayrak’ı kim aldı? Görevliler hakkında soruşturma açacak mısınız? Bir soru da biz ekleyelim: “Damat, Cumhurbaşkanı Vekili’nin üstüne çıktı Berat Albayrak da biz mi bilmiyoruz?” Savaş koalisyonları lke birbirine girmiş ama nafile ve/veya göstermelik koalisyon turları devam ediyor. AK Partililer zaten koalisyon istemediklerini açıkça ortaya koymuşlardı; öyle ya onlarınki “devrim”, yeni bir “İstiklal Savaş”ı. “Devrim ve savaş”a inananların koalisyonla ne işi olabilirdi ki? Üstelik dalga geçer gibi, “2002 Devrim”cisini de koalisyon heyetine katmışlar, siz hâlâ anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Dahası, koalisyon kuruldu bile; kâbus koalisyonu! Zaten koalisyonun olsa olsa, “doku”larının uyuşacağı MHP ile olacağını da ilan etmişlerdi, doğrudan koalisyona gerek kalmadı; “Kürt çözüm süreci”nin sona ermesi MHP’yi yedek güç haline getirmeye yetti! Ü Uğur Mışılak’tan Vatan Millet Sakarya savunması BMM’ye gelir gelT mez uyuduğu için adı Uğur Mışılak’a çıkan AKP milletvekili Uğur Işılak’ın özür dilemesi, “Seçmenim beni affet” demesini beklerdik değil mi? Ne arar? Hemen hücuma geçti, Uğur Işılak şu tweet’i attı: Vatan millet sakarya he“Vatanseverin uykusabı. su, hainin uyanıklığından evYersee... ladır!” Acun’un motoruna binen Genel Yayın Yönetmeni V8’in patronu T Acun Ilıcalı ile Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay’ın “gece gezmesi” talihsiz bir kazayla bitmiş. Medyaradar’a göre gezi dönüşünde Acun Ilıcalı, Ababay’ı evine bırakacakmış. Ababay motordan inmeye çalışırken ayağı kaymış ve yere kapak lanmış, dizleri, dirsekleri ve avuç içleri yaralanmış. Ababay’a geçmiş olsun diyoruz. Bir sözümüz de Ilıcalı’ya. Bir süre önce de motoruyla 250’nin üzerinde hız yapıp fotoğrafını paylaşmıştı. Sürat felakettir. Çakal hesapları 40 bin imza toplandı ‘Arınç özür dilesin’ Kadınlar, ‘Ne dediğimiz anlaşılana kadar sesimiz daha gür çıkacak’ dedi insiyetçilik karşıtı online mücadele veren uluslararası ağ macholand.org’un Türkiye platformu erktolia, Arınç’ın sözlerinin ardından change.org’da imza kampanyası başlattı. “Bir kadın olarak susmayacağız!” başlıklı kampanyanın çağrı metninde şu ifadelere yer verildi: “Hiçbir birey başka bir bireyden cinsiyeti nedeniyle susmasını isteyemez. Bu sebeple, kadınlar olarak susmuyoruz. Arınç’tan korkmuyoruz, Arınç’a itaat etmiyoruz. Arınç’ın cinsiyetçi dünyasını kabul etmeyen tüm kadın ve erkekleri imza kampanyasına katılmaya davet ediyoruz. Çağrımıza ortak olmak için bir imza vererek siz de Arınç’ın özür dilemesini talep edin.” Kampanya başladıktan sonra birkaç saat içinde 40 bini aşkın kişi tarafından imzalandı. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA. DER), Arınç’ın sözlerine ilişkin “Kadın olarak susmayacağız”, “Arınç zihniyetine karşı her zaman her yerde” başlıklı bir açıklama yaparak C Arınç’ı özür dilemeye davet etti. KA.DER Yönetim Kurulu’nun açıklamasında “Bugüne kadar susmadık, bundan sonra da susmayacağız, ne dediğimiz anlaşılıncaya kadar sesimizi daha fazla, daha gür çıkaracağız” denildi. CHP milletvekili Selina Doğan Arınç’ın sözlerinin ardından 2 ay önce Cumhuriyet’ten yaptığı çağrıyı tekrar ederek TBMM İç Tüzüğü’nde değişiklik yapılarak “kaba ve yaralayıcı” sözler gibi “cinsiyetçi ve ırkçı” ifadelerin de yasaklanmasını istedi. Doğan “İç tüzükte yer alan ‘kaba ve yaralayıcı sözler’ ifadesi başta Arınç olmak üzere bazı siyasetçiler için yeterli gelmiyor. Bunun için İçtüzük değişikliği yapılarak ‘cinsiyetçi’ ve ‘ırkçı’ söylemler de buna eklenmeli” dedi. CHP’li Levent Gök de Arınç’a “Eğer siz evde eşinize, orada milletvekiline hitap ettiğiniz gibi hitap ediyorsanız, vay halinize” dedi. Bakalım, o birbirine uyan “doku” başımıza ne belalar dokuyacak! Savaşsa savaş, otoriterlikse otoriterlik, “kudret”perverlikse kudretperverlik; “doku” gerçekten de birbirine çok uyuyor, çok yakışıyor. Dillerinden düşürmedikleri ve Şeyh Edebali’ye ithaf edilen “insanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarı her şeyi anlatıyor. Yani onlar için, “devlet insanı yaşatmak için var değil, insan devleti yaşatmak için var”; insan devleti yaşatmak için yaşayacak ve gerekirse ölecek, öldürecek. Nasılsa “Anadolu aslan dolu”, muhafazakârların “Anadolu kaplanları” bir yana, Anadolu’nun ölmeye gönderilecek aslanları da var, neden savaşmaktan çekinsinler ki? Söz konusu olan, aslanları, kaplanları, bozkurtları, sırtlanları, çakalları ile tam bir orman düzeni, tek bir farkla; bu ormanda kurtlar aslanları ölüme gönderiyor, gencecik aslanlar, çakal hesapları ile toprağa giriyor. İşte böyle; ufukta İslamcımilliyetçidevletçilerin resmi olmasa da fiili koalisyonundan başka bir şey görünmüyor; birbirlerinin oylarına göz dikmiş vaziyette nasıl erken seçime gidilir veya gidilebilir mi bilemiyorum. Diğer taraftan, Özgür Mumcu dünkü yazısında gayet güzel izah etmiş; “Çözüm süreci” çoktan, hatta başından beri, “başkanlık pazarlığı” etrafında yürütülüyordu, iktidar partisi bu çerçevede milliyetçilere dayanıp Kürtlerle pazarlığı yeniden buradan başlatma hesabında da olabilir. HDP’nin başkanlık konusundaki tutumunun hesapları bozduğu belli, HDP’ye kızgınlık bundan. Ama Kürt siyasetinin diğer unsurları, bu şartlar altında neden HDP’yi hiçleştirmekten sakınmaz, çatışma süreci başlatmaktan neyi murat eder, belli değil. “Türkiye’deki demokrasi güçleri”nin desteğini isterken demokratların çatışma siyasetini desteklemesi Başkanlık pazarlığı Doğan’dan öneri ülent Arınç’ın “Bir kadın olarak B sus” dediği HDP Diyarbakır milletvekili Nursel Aydoğan o IŞİD sorusu çıldırttı anları, kesilen sözünü ve tepkisini Cumhuriyet’le şöyle paylaştı. Aydoğan şöyle konuştu: “Arınç sınır ötesi operasyonların sebebinin Ceylanpınar’da öldürülen 2 polis olduğunu söylüyordu. Ben de ayağa kalktım ve yakın dönemde Niğde’de de Astsubayın IŞİD saldırısı sonucu öldüğünü hatırlatarak o zaman neden operasyon yapılmadı” diye sordum. Arınç önce anlamadı ya da anlamak istemedi. Ben cümlemi ikinci defa tekrar ettim. İşine gelmedi ‘Sen bir kadın olarak sus’ dedi. Son derece de önemli bir soru sordum. Ancak Arınç’ın zihniyeti bu. Şahsıma yapılmış olarak asla değerlendirmiyorum. Tüm kadınlara yönelik yapılmış bir hakarettir bu. AKP’li kadın vekiller de tepki göstermeli.” DAMLA YUR/İSTANBUL KA.DER tepkisi nin mümkün olmadığını neden görmezler, izahı zor. Demokratlar, tabii ki iktidarın savaş çığırtkanlığına karşı durmakta kararlı olmalı, savaş atmosferinin baskılarına boyun eğmemeli, eğmiyoruz. Ama, diğer tarafın savaş/çatışma kararına destek olmak söz konusu bile olamaz, bunu anlamak o kadar zor mu? Hedeflenen iktidarı şehit verdirerek Öcalan ile görüşmeye zorlamak ise, kusura bakmasınlar “barış süreci”ne bu akılla geri dönülemez, böyle barış olmaz. İktidarın “barış” ve çözüm konusunda niyetinin salih olmadığı ortada, ama öyle diye, çatışmadan medet ummak her şeyden önce vicdanlarımızın kabul edeceği bir şey olamaz. Üstelik, HDP’nin demokratik zeminde böylesi bir başarı elde ettiği bir dönemde! Hem hani HDP ve “Türkiyelileşme” (ki ben bunu demokratik siyasetin öne çıkması olarak okuyorum) Öcalan’ın projesi ise, şimdi neden boşa çıkarılır? Türkiye’de demokrasi güçleri sizin oyuncağınız mı? Başka şeyler üzerinden pazarlık yapacaksanız, demokrasi güçlerini neden araya sokuyorsunuz? Unutmayalım ki, HDP’yi demokratik zeminde güçlendiren, eşbaşkanlıkla temsil edilen ama kimi ne kadar temsil ettiği belli olmayan Türk sol bileşenler değil, pek çok Türk ve Kürt’ün barış ve demokrasi umudu idi. HDP’nin “Türkiyelileşmesi”, savaşa aklı yatan bazı Türkleri siyasete katmak idi ise, Türkiyelileşmese daha iyi olurdu. Kürtler zamanında, savaşarak hak ve özgürlük mücadelesine giriştiler, büyük bedeller ödediler, bu şekilde siyasi muhatap haline geldiler, bunu kimse inkâr edemez. Ama bir noktada, barış ve demokrasi mücadelesi öne çıktı, dahası önemli bir alan kazandı, iktidarın hesabı bu alanı yok etmek, bu çok açık. Şimdi Kürtlerin savaş kararı, ne gerekçe ile olursa olsun bu değirmene su taşıyor olacak, bunun bir başka “savaş koalisyonu” oluşturmaktan başka izahı nedir? PKK terör örgütü değil, bir savaş örgütü, Kürtlerin hak ve özgürlüklerini savaş yöntemi ile kazanmaya çalışıyor. PKK ile savaş terörle mücadele değil, Kürtlerin savaş örgütüne karşı savaş. Ancak, bize dayatıldığı gibi, PKK’ye “terör örgütü” dememek başka, Kürt meselesinin savaşla çözüleceğine inanmak başka, savaşa/çatışmaya destek vermek ise bambaşka işler. O nedenle, ne iktidar ve geniş devletçimilliyetçilerin “terörle mücadele” baskılarına boyun eğmek, ne de yeniden çatışmayı haklılaştırmak demokratik/barışcı bir tutum olamaz. Tek çözüm, derhal çatışmasızlık sürecine geri dönülmesi, bunun gerçekleşmesi için herkesin elinden geleni yapması, bunu her şeyden önce bir insanlık vazifesi sayması. Susma, sustukça Erdoğan hep ters köşeye yatırdı Başbakan Yardımcısı Arınç, AKP içinde kendi deyimiyle ‘özgül ağırlığı’nı yitirdi Arınç konuşuyor ngiliz The Telegraph “Bir kadın olarak sus’ diyen Türk Başbakan Yardımcısı yeni bir cinsel ayrımcılık tartışmasına bulaştı” başlığı ile duyurduğu haberde, Arınç’ın bu sözlerini “saldırgan” olarak niteledi. Arınç’ın bu sözlerinin de son olayda olduğu gibi Türk kadınlarını sosyal medyada harekete geçirdiğini yazan gazete, “Bir Kadın Olarak Susmayacağız” hastagı altında yazan kadınların, “Kes sesini Arınç” şeklinde ifadeler kullandığını, paylaşılan karikatürde ise “Ben bilmem Arınç bilir” sloganının yer aldığını belirtiyor. Gazete ayrıca , Menekşe Tokyay adlı bir gazetecinin de aynı haştag altında “Susma, sustukça Bülent Arınç konuşuyor” yazı Arınç’ın sözleri dış basına konu oldu İ lı bir grafiti görüntüsü paylaştığını yazdı. “Arınç’ın cinsel ayrımcı ifadeleri kızgınlık yarattı” başlığı ile verilen haber, Focus dergisinin internet sayfasında en çok okunan haber oldu. Haberde Nursel Aydoğan’ın Arınç’ın sözlerini tüm kadınlara yönelik bir hakaret olarak algıladığı yazıldı. Arınç için “Türkiye Başbakanı” diye yanlış bir başlık atan Stern dergisi Arınç’ın geçmişteki ayrımcı sözleri hatırlatıldı. Bild “Türk başbakan yardımcısından maço ifadeler” başlıkla verdiği haberde, Arınç’ın sözlerini “sözlü raydan çıkma” olarak nitelendirdi. Gazete, olayın Meclis’teki gelişmesini ve tepkilere geniş yer verdi. tinin imzası ile futbolda şike cezalarını azaltan bir yasa önerisi geldi. Gül’ün yasayı veto etmesinin ardınülent Arınç, kadınlara dönük dan Arınç, hiçbir vekilin düzenletartışmalı açıklamaları kadar, meye sahip çıkmayacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan taancak vetolu yasa ikinci kez kabul rafından sürekli “ters köşe” yapıledildi, Arınç da bu durumu “hayatıması ile de tanınıyor. Arınç, parnın hatası” olarak niteledi. ti içinde, kendi deyimiyle “özgül Dershaneler Arınç, “Dershaneağırlığı”nı son dönemde yitirdi. leri kapatmak gibi bir çalışmamız Arınç ile Erdoğan arasındaki taryok” dedi. Ancak Erdoğan, “Liderler tışmalardan bazıları şöyle: istikameti verir, alttakiler de gereKızlı erkekli öğrenci evi: ken çalışmaları yapar” dedi. Erdoğan’ın “Kız ve erkek öğrenMesajı aldık: Arınç’ın, Gezi eyciler aynı evde kalıyor, denetleistedi. Ancak bir düzeltme gelmedi. Kürt sorunu olmadığını, PKK sorulemleri sırasında özür dilemesi ve yeceğiz” açıklamasının gazetelenu olduğunu söyledi. Arınç, “Kürt Tutuklu vekiller: Arınç, tuverilen mesajı aldıklarını açıklamare yansıması üzerine Arınç, “Sayın tuklu milletvekilleriyle ilgili olarak meselesi Türkiye’de vardır” dedi. sı Erdoğan’ı rahatsız etti. Bakanlar Başbakan’ın buna benzer bir ifa“Parlamentoya gelerek ant içme fırDokunmazlıklar: BDP milletve Kurulu’nda Erdoğan’la tartıştığı ve desi de kesinlikle söz konusu desatı bulumayanlar için üzüldüğünü, killerinin PKK’lılar ile kucaklaşma ğil” dedi. Ancak Erdoğan’ın, sözleri onların içeride tutuklu kalmasının görüntülerinin basına yansımasının istifa etmek istediği iddia edildi. Çözüm süreci: Arınç, nin arkasında durarak Arınç’ı açığa milli iradeye saygısızlık olduğunu” ardından Erdoğan, bu vekillerin doErdoğan’ın Dolmabahçe görüntüdüşürdü. Arınç da “Ben sadece badile getirmesine rağmen, Erdoğan kunulmazlıklarının kaldırılacağı yösünü doğru bulmadığı ve İzleme kan değilim. Aynı zamanda bir özbu düşünceyi paylaşmadığını ifade nünde açık mesajlar verirken Arınç Heyeti’ne de karşı olduğunu açıklagül ağırlığım ve bu özgül ağırlığım eden açıklamalar yaptı. daha temkinli konuşarak “Bugün ması üzerine Arınç, “Ülkeyi hükübaşkalarından farklıdır” diyerek için kaldırılması yanlış olur” dedi. Kürt sorunu: Erdoğan, 2011 met yönetiyor ve İzleme Heyeti’nde Erdoğan’dan durumu düzeltmesini seçimleri öncesinde Türkiye’de Şike yasası: Meclis’e dört par kararlıyız” dedi. EMİNE KAPLAN B İngiliz The Telegraph gazetesi, sosyal medyada defalarca paylaşılan “Ben bilmem Arınç bilir” diyen karikatüre haberinde yer verdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle