27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 14 MART 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 4 Kaybolan Özel Harp belgelerinde ‘tanıdık’ isimler mi var? Yalnız Ölüler Dönmez ürsüye çıktığında koca amfide sinek uçsa duyuluyordu. Herkes nefesini tutmuş ne söyleyeceğini bekliyordu. Ağzından ilk çıkan tümce şu oldu: Yalnız ölüler dönmez. 27 Mayıs döneminin egemeni MBK’nin saçma sapan bir girişimle, birbirinden değişik gerekçelerle üniversiteden uzaklaştırdığı 147 bilim adamından biri olan Prof. Halit Kemal Elbir, 1962’de saçmalıktan geri adım atan kararnameyle üniversiteye dönüş konuşmasına, işte bu tümceyle başlamıştı. O günden sonra ne zaman biri siyaset sahnesinde geri plana düşse ya da tümüyle silinse, hep siyasetin “yalnız ölüler dönmez” kuralını hatırlarım. Abdullah Gül’ün, cuma namazı çıkışında, gazetecilere yaptığı aktif siyasete dönmeyi düşünmüyorum açıklamasını dinlerken de aynı tümceyi hatırladım: Yalnız ölüler dönmez. Kuşkusuz Abdullah Bey, “Aktif siyasete dönmeyi düşünmüyorum” derken, içtendi; yanılanlar sözleri eksik okuyanlardı. Açıklamanın doğru okunuşu şöyle olmalıydı: Şu an için aktif siyasete dönmeyi düşünmüyorum. Yoksa zamanı gelince Abdullah Gül’ün aktif siyasete dönmesi gündeme gelecektir. HHH Siyaset doğa gibi boşluktan nefret eder. Bir güç boşluğu oluştu mu, onu dolduracak, akım kendiliğinden oluşur.. Tarihe bakın güç boşluğu, oluştuğu dönemlerde birden ortaya çıkan ve sonra büyüyerek tarihi bir figür olan kişilere bakın, önemli bir bölümü daha önce adı bile duyulmamış ya da ancak dar çevreler tarafından tanınan insanlardır. Şimdi güç boşluğundan söz etmemi yadırgayıp “İnsaf et, bugünün Türkiyesi’nde de güç boşluğu varsa!” diyenler çıkacaktır.. Ama unutmayın ki güç savrukluğu da güç boşluğuyla aynı sonuçları doğurmaktadır. Bu durumu en iyi ifade eden tümce de şu ünlü reklam sloganı olsa gerek: Kontrolsüz güç, güç değildir! Kendisini harekete geçiren etkenlerin denetiminden çıkmış olan güç, kontrolsüz güçtür. Ama aynı zamanda, aşırı derecede kendine hayran eskilerin deyişiyle “sadece kendi ile meşbu (doymuş, dolu, doygun)” olan güç de kontrolsüz güçtür. Kontrolsüz gücün ne denli yıkıcı olduğunun şu andaki en çarpıcı örneği ise “parlamenter başkanlık” sistemimizin cumhurbaşbakanı Tayyip Erdoğan’dır. Kendisine tüm sorunları tek başına çözme yetisi vehmeden Tayyip Erdoğan’ın, her ağzını açışta sorun çözeceği yerde yeni sorunlar yaratmasının nedeni şişkin egosudur. HHH Durum artık o hale gelmiştir ki hangi sorun belirse, hemen “ben çözerim!” diye ortaya atılan Tayyip Erdoğan, sorundan daha büyük sorun haline gelmiştir. Şu faizler, dolar sorununa bakın! Tayyip Bey’in Merkez Bankası’na, enflasyonu artırıyorsun, faizleri indir diye dayatması, isteklerine kulak asılmaması üzerine de “vatan hainliği, faiz lobiciliği” suçlamalarında bulunması, TL’nin dolar karşısnda, öbür dış faktörlerin etkisini de aşan ölçüde değer kaybına neden olmuştur. Yani bir anda “TL., faiz, dolar sarmalı” sorunu bizzat Tayyip Erdoğan sorununa dönüşmüştür. En sonunda TCMB Başkanı ve ekonomi kurmaylarıyla yapılan toplantıda, ekonominin dümenindeki yerini henüz muhafaza etmekte olan Ali Babacan, bu konuda alınacak ilk önlemin Tayyip Bey’in susması olduğunu söylemek zorunda kalmıştır. Merkez Bankası ile girişilmiş yıkıcı faiz düşürme tartışması, Tayyip Erdoğan’ın nasıl kontrolsüz yıkıcı, zararlı bir güç haline geldiğinin birçok örneğinin sadece biridir. Tayyip Bey kontrolsüz gücüyle, güç sorunu yaratıyor. Tayyip Bey kaldıkça giderilemeyecek görünen bu sorun, Abdullah Bey’i daha çok çağırır siyasete. Ve bir gün koşullar olgunlaşınca bakarsınız, Abdullah Bey dönüvermiş. Öyle inanmaz inanmaz bakmayın! Unutmayın! Siyasette yalnız ölüler dönmez. K enim başbakan yardımcıma suikast yapacaklardı” diye başlatılan Karargâh’taki “Kozmik Oda” baskını daha çok su kaldırır. Hem askeri kesimdeki tartışmalar hem de açığa çıkan özel bilgiler sebebiyle. Önce askerler... Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dün Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’e dedi ki: Kozmik Oda’ya sadece hâkim ve askeri bilirkişiler girdi; odadan tek bir belge çıkmasına izin vermedik... Yani “Kozmik Oda’daki belge ve bilgileri içeren, 1.5 terabaytlık harddisk” Orgeneral Necdet Özel döneminde savcılığa teslim edildi. Hani şu kopyası kaybolan harddisk. Genelkurmay dün açıklama yaptı. Dedi ki: “Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı’nda muhafaza altında tutulan imajın 16 Mart 2013 tarihinde cumhuriyet savcısına teslim edilmesinin nedeni; mahkeme kararının yerine “B getirilmesinin yasal bir zorunluluk olması, TSK ve personelini zan altında bırakan soruşturmanın daha fazla sürüncemede bırakılmasının istenmemesi, maddi gerçeğin bir an önce ortaya çıkarılarak haksız yere suçlanan TSK personelinin uzun süre soruşturma tehdidi altında kalmaktan kurtarılmasının amaçlanması ve TSK aleyhine kamuoyunda oluşturulan olumsuz algının ortadan kaldırılmak istenmesidir.” Genelkurmay ayrıca, mahkeme kararı gereği cumhuriyet savcılığına teslim edilmiş imaj içeriğindeki TSK’ye ait bilgi ve belgelerin mevzuata aykırı şekilde yetkisiz kişilerin eline geçmesine sebebiyet verenler hakkında adli yollara başvurulacağını bildirdi. Önce Genelkurmay’a koca bir geçmiş olsun. Yıllarca televizyonlarda; ciddi bakışlı askerlerin nöbet tuttuğu koca harflerle “GİZLİ” yazan odalara bakıp “vay bee” demişliğim vardır. Ancak “bir suikast iddiasıyla” gizlinin de gizlisi odalara girildi. “Belgeyi sen verdin ben verdim” kavgası başladı. Şimdi bakalım o belgelerin nerede kullanıldığını ne zaman göreceğiz. Belgeler üzerine birkaç önemli bilgi paylaşacağım. İddia şu: “Kozmik Oda’da hükümetin hoşuna gitmeyecek bazı sırlar mı ortaya çıktı?” Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlı siyah, beyaz, yeşil, turuncu gibi kuvvetlerin Türkiye genelindeki isimleri de soruşturma dosyasına girmişti. Ulaşılan bilgilere göre bu personel içinde her gruptan, meslekten kişi var. Hatta bir iddiaya göre, AKP teşkilatı içinde görev yapan isimleri “tanıdık” partililerden de Özel Harp’le ilişkili olduğu, soruşturma sırasında bunu hükümetin öğrendiği ve deşifre olmasından korktuğu belirtiliyor. Ancak haksızlık etmeyelim. Bu kuvvetler içinde diğer partilerden de isimlerin olduğuna eminim. Bakalım bu dosyanın akıbeti ne olacak? İnternet sitesine hakaret davası O konuşma da hiç yapılmamış ozmik Oda’da arama yapılması sürecine gerekçe olarak gösterilen burada görevli bir erin babasıyla konuşurALİCAN ken “Evrak yakıyoruz” ULUDAĞ şeklindeki konuşmanın dosyada hiç olmadığı anlaşıldı. Soruşturma kapsamında şüpheli askerlerin yaklaşık 4 yıl boyunca telefonlarının dinlendiği, AKP’nin kurulduğu 2001’den bu yana yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin HTS kayıtlarının da dosyaya girdiği belirtildi. Savcılık, soruşturma sürecinde usulsüz dinleme yapan polisler hakkında ise ayrı soruşturma başlattı. Kozmik Oda dosyasına verilen takipsizlik kararında, 5 yıl 3 ay süren soruşturma sürecinde şüphelilerin iletişimlerinin tespiti, dinlenmesi ve kamuya açık alandaki faaliyetlerinin teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bilgiler yer aldı. Şüphelilerin haklarında telefon dinlemeleri, yaklaşık 4 yıl devam ettirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile haber spikeri ve eski Türkiye güzeli Defne Samyeli’nin fotoğraflarını, kurduğu web sitesinde yan yana koyarak yazdığı yazı ile hakaret ettiği iddia edilen sanık Semih K. hâkim karşısına çıktı. İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen duruşmaya tutuksuz sanık Semih K. katılırken, şikâyetçi Defne Samyeli katılmadı. Bilgisayar programcısı olduğunu söyleyen Semih K., davaya konu olan web sitesini kendisinin kurduğunu anlatarak “Art niyetim yoktur” dedi. Hâkim, Erdoğan’ın şikâyetçi olduğu dava ile bir başka davanın birleştirilmesi için muvafakat istendiğini söyledi. Samyeli’nin avukatı “Müvekkilim yeterince zarar gördü” diyerek buna itiraz etti. İSTANBUL / Cumhuriyet Kozmik odada görevli erin ‘Evrak yakıyoruz’ dediği iddia edilmişti ama... K Kozmik Oda soruşturması kapsamında şüpheli askerlerin yaklaşık 4 yıl boyunca telefonlarının dinlendiği belirtildi. Takipsizlik kararında, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yazılan 21 Şubat 2014 tarihli müzekkere ile haklarında iletişimin tespiti ve teknik araçlarla izleme kararı bulunan ve dosya dahilinde takip edilen tüm şüphelilerin kullandıkları iletişim araçlarının teknik takibine son verildiği bildirildi. Öte yandan 2529 Aralık 2009 tarihinde aramanın, burada görevli bir erin babasıyla konuşurken “evrak yakıldığı” şeklinde sözlerinin teknik takibe takılması üzerine başladığı öne sürülmüştü. Takipsizlik kararında, “Dosyada şüpheli er S.T’nin babası ile ‘...İyi biz de evrak yakıyoruz DelilleriYa var işte bir sürü şeyler var, onları falan yakıyoruz’ konuşmasının dosyada yer almadığı belirtildi. l ANKARA Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala, CHP’yi ziyaret etti. Ayala, beraberinde Sosyalist Enternasyonal Genel Başkan Yardımcısı ve CHP’li Umut Oran ile birlikte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Ayala, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, “Partinize ve sayın Oran’a karşı yapılan saldırılar bizi tedirgin ediyor. Türkiye’de demokrasinin gidişatı konusunda ciddi endişelerimiz var” dedi. Kılıçdaroğlu ise, “Tarihte ilk defa CHP’ye bu kadar ağır saldırı yapılıyor” yanıtını verdi. FIRAT KOZOK / ANKARA Ayala’dan CHP’ye destek ziyareti Davutoğlu, Kadıoğlu’nu uğurladı Başbakan Ahmet Davutoğlu, yakın arkadaşı Ulvi Halim Kadıoğlu’nun cenaze törenine katıldı. Ankara’da bulunan Davutoğlu, dün Kadıoğlu’nun cenaze töreni için bazı programlarını iptal ederek 15.25’te özel uçak “DAP” ile İstanbul’a geldi. Bahçelievler Mehmet Ülker Camii’ne gelen Davutoğlu ikindi namazını kıldıktan sonra Kadıoğlu’nun cenaze törenine katıldı. Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Kadıoğlu’nun tabutunu omuzladı. Yine ‘hakaret’ yine hapis Kayseri’de Öncü Gençlik İl Başkanı Avşar, Erdoğan’a ‘diktatör’ dediği için 14 ay ceza aldı Gezi Direnişi sırasında Kayseri Cumhuriyet Meydanı’ndaki bir eylemde dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “diktatör” sloganı attığı belirtilen Vatan Partisi’nin Öncü Gençlik İl Başkanı Aykutalp Avşar hakkında soruşturma başlatıldı. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Aykutalp Avşar, Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada “devlet büyüklerine hakaret” suçlamasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aykutalp Avşar önceki gün polisler tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi. Vatan Partisi’nden yapılan açıklamada, Aykutalp Avşar’ın Çanakkale Savaşları’nın 100. yılı törenleri için Çanakkale’ye gitme hazırlığı yaparken polisler tarafından alındığı belirtildi. Avşar’ın avukatı İlhami Şimşek, tutuklamaya itiraz etti. Bu arada Twitter’da Erdoğan’a hakaret ettiği öne sürülen 3 kişi, evleri basılarak gözaltına alındı. Polis “kaankursat” hesabının kullanıcısı olduğunu belirlediği Veli H.K. ile bağlantılı olduğu iki farklı Twitter hesabına sahip Sultangazi’de oturan Serpil I. ve Muğla Fethiye’de oturan Serap K. gözaltına alındı. Şüpheliler adliyeye gönderildi. lKAYSERİ/ İSTANBUL CUmhURİYET Ev baskınları: 3 kişi gözaltında Aykutalp Avşar C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle