28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 4 Aralık 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 6 MİT TIR’ları sır değil G Sır değil, 1.5 yıldır yazılıyor 21 Tutuksuzluk hukuksuzluk aşbakan Ahmet Davutoğlu, Can Dündar ile Erdem Gül’ün yargılanmalarına destek veriyor, ama tutuksuz yargılanmanın esas olduğunu vurguluyor. Bakın Başbakan ne diyor: Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır. Bu yargılanmanın tutuksuz olması esastır. Başbakan’ın daha sonra yandaşlar tarafından da benimsenen görüşünün özeti şu: Yargılanma doğrudur, tutuklanma yanlış. Bu görüşe göre, eğer tutuklanma olmamış olsaydı, her şey güllük gülistanlıktı. Bu yanlış görüşe katılmak mümkün değil. Tutuklu yargılanmasalardı bile Can Dündar ile Erdem Gül’ün yargılanmalarına karşıdır bütün hukuktan yana olanlar. Başka bir deyişle, karşı olduğumuz salt tutukluluk değil, tümden hukuksuzluktur. Tabii ki, kaçmaları, delilleri karartmaları, kuşkusu olmadığına göre, arkadaşlarımızın tutuklanmaları başlı başına bir hukuksuzluk oluşturmaktadır. Bin kere söyledik: Keyfi uygulamalarla, bir tedbir olan tutuklama kurumu yargı eliyle fiili, yargısız infaza dönüştürülüyor. Bu açıdan bu tutukluluğa, hukuktan, basın özgürlüğünden yana herkes gibi karşıyız. HHH Ancak karşıtlığımız salt tutukluluk değil, ama tümüyle hukuksuzluk. Tutukluk olmasaydı da olay hukuksuzdu; tutuksuzluk hukuksuzluğu gidermiyordu. Her şeyden önce, demokrasilerde gazeteciler haber yaptıkları, yani mesleklerinin gereğini yerine getirdikleri için yargılanamazlar. Ama burası Türkiye, doktorlar da aynı zamanda bir insanlık görevi olan mesleklerini yerine getirdikleri için yargılandılar. Gazetecinin gazeteciliğinin, doktorun doktorluğunun gereğini yerine getirdiği için yargılanması hukuksuzluktur. Dava konusu haberin dayanağı olan olay, daha önce Aydınlık gazetesi tarafından yayımlanmıştı. Daha önce yayımlanmış bir haberin yayımlanması hangi mantığa vurursanız vurun, casuslukla bağdaştırılamaz. Bunun aksinin ileri sürülmesi de hukukla bağdaşmaz. Ayrıca bu davanın açılması süre açısından da mümkün değildi. Çünkü süreli yayınlarda dava açma süresi 4 aydır. Olayımızda bu süre de aşılmış bulunmaktadır. Tabii bütün bunların yargı önünde dile getirilebileceği ve gerçeğin orada, nasıl olsa ortaya çıkacağı söylenebilir. Bu doğrudur ama hangi yargı önünde? El cevap: Bağımsız yargı önünde. HHH Sorunun bam teli buradadır. Eğer ortada bağımsız yargı yoksa, hukuk da yoktur. Eğer gazeteciler bağımsız yargı önünde yargılanmıyorlarsa, yargılama tutuklu da olsa hukuksuzdur, tutuksuz da olsa hukuksuz. Hukuksuzluğun egemen olduğu bir durumda, salt tutukluluğa itiraz etmek anlamsızdır. Ülkenin tek egemeninin hesabını soracağını ve pahalıya ödeteceğini söylediği doğru bir haberden dolayı gazeteciler, onun denetimindeki bir yargıda yargılanıyorlarsa, orada hukuksuzluk vardır ve tutuksuzluk artık ikinci planda kalmaktadır. Yargının tarafsız ve adil olup olmadığının ölçütü, her bir yargıcın teker teker vicdanı ve tarafsızlığında değil, o ülkede yargı bağımsızlığının olup olmadığında düğümlenir. Başbakan, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmalarını istiyor. Biz de diyoruz ki: Ortada tutuksuzluk konusunu da aşan bir hukuksuzluk var. Onun tümüne karşı olmadan tutuksuzluk talebinin hiçbir anlamı yoktur. B azetecilik yaptığı dönemde iki kez “devlet sırlarını ifşa etmek” suçlamasıyla yargılanan eski TBMM başTÜREY kanvekili Uluç Gürkan, KÖSE “Sır olduğu iddia edilen bilginin ‘aleniyet kesbettiği (kazandığı)’gerekçesiyle ikisinde de beraat ettim. ‘AleniOcak 2014 tarihinde Aydınlık gazetesinin manşetinde ülent Tezcan yazılanların “sır olmadığını” vurgularyet’ vurgusu devlet sırrı yar“İşte TIR’daki cephane” başlığıyla ilk haber yayımlanken şu değerlendirmeleri yaptı: “21 Ocak tarihli Aygılamalarında artık bir Yargıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 21 Temdınlık gazetesinde fotoğraflar yayıMlanmıştı. Ondan muz 2014 tarihinde TBMM’de düzenlediği basın toplantısonra müteakip defalar gazetelerde, sosyal medyatay içtihatı haline geldi. Can sında Adana’da durdurulan 3 TIR’a ilişkin tutanakları açıkda bu haberler yapıldı. Genelkurmay Askeri SavcılığıDündar ve Erdem Gül’ün yapladı. Bu açıklamalar 22 Temmuz günü Cumhuriyet’in mannın soruşturma dosyası vardı, onun gizliliği yoktu, oratıkları tümüyle ‘yaygın alenişetinde “İlaç değil roketmiş” başlığıyla yayımlandı. 2223 da bu belgeler vardı. 21 Temmuz 2014’te TBMM’de ben yet’ kapsamı içinde” dedi. DünTemmuz 2014 tarihinde gazetemizde “El Kaide roketleri bu TIR’larla silah taşındığını açıkladım. Bundan sonra, 11 dar ve Gül’ün haberlerinin içene Erdoğan kalkanı. Adana’daki silah yüklü TIR’ları durdutane gazete yazdı. Bunlar sır değil. Casusluk suçundan riğinin “sır niteliği olmadığını” ran savcıya ‘bırakın’ talimatı Başbakan’dan gitmiş” ve “Sibahsetmek için casusluk kastı olması gerekir. Bunları vurguladı. lah sevkIyatı ‘devlet işi’ haberleri yayımlandı. Can Dündar yayınlayanlar, anlatanlar habercilik, siyasi denetim kasCumhurbaşkanı Turgut imzalı “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” başlıklı manşet tıyla yaptı. Türkiye’de bir devlet kurumu, MİT suç işÖzal’ın 1990’daki ABD ziyahaberi 29 Mayıs 2015 tarihinde, Erdem Gül’ün “Kirli opelendiği intibasını uyandıracak bir tutum içinde görünür reti sırasında Başkan George rasyonDevlet işi yaptık” başlıklı haberi ise 11 Haziran 2015 gerçeklik bu, haber olması için bu yeterlidir. Siyaseten tarihinde yayımlandı. Bu haberlerin içeriği bir yılı aşkın sügörevimiz de bunu takip etmektir. Ama bu suçun orBush’la yaptığı görüşme büyük redir hem çeşitli basın organları ve internet sitelerinde taya çıkmasını istemek her siyasetçinin, hukukçunun, tartışmalara neden olmuş ve yayımlanmış, hem de TBMM’de dile getirilmişti. gazetecinin görevİdir. Bu suçsa hep beraber işledik.” Bülent Tezcan görüşmeye alınmayan dönemin Dışişleri Bakanı Ali Bozer istifa etmişti. Uluç Gürkan’ın “Hasan letvekili olarak TBMM’ye giren de yapılmış yayınlar var. Sagılandı. Arcayürek beraat etti, ye bir savcı vardı. ‘DGM’de keCelal Güzel’in Dışişleri memudece Cumhuriyet gazeteGürkan hakkında dokunulmaz anımsadığım kadarıyla bu yar falet olur mu’ diye bas bas baru Hande Mumcu’dan alıp ken lığa sahip olduğu gerekçesiyle si değil, değişik yayın organgılamalarda gazetecilerin hiçğırdı. Ancak o dönemin iki badisine verdiği” öne sürülen bu larında çıktı. Kaldı ki, MİT biri tutuklanmadı” dedi. Gürkanı Bülent Akarcalı ve Vehbi hüküm kurulamayacağı belirgörüşmenin “kripto”larını Gükan, “kripto” davası günlerini Dinçerler bir gazetecinin tutuk TIR’larıyla silah taşıma olayı tilerek, dosya kısmen bozuldu. neş gazetesinde yayımlaması Meclis kürsüsünde dahi ifade lanmasının Türkiye’nin itibarıUluç Gürkan, 2002 yılında gitti şöyle anlattı: bir dönemin en önemli davalaedilmiş. ‘Biz gazetecilik görenı çok sarsacağı yönünde kulis ği Ankara DGM’de beraat etti. rından biri oldu. Gürkan Bakanlar engelledi faaliyetine girdiler. Dava seyre vi yaptık, AİHM de kamu yahem gazetecilik ödülle Arcayürek’in haberi rarı varsa tamam, der’ argü“Kanıtlayamam ama Özal ön derken, Özal ‘iyi oldu yayımri aldı, hem de yargımanı tamam. Ama temel arlanması’ anlamında bir laf etti. Gürkan, 1970’te Doğan ce, ‘İyi oldu, Türkiye’yi satmalandı. Hande Mumcu Avcıoğlu’nun çıkardığı Devrim dığım anlaşılsın falan’ demiş. Daha sonra da mahkeme oybir güman olayın aleniyet kesbetve Güneş Gazetesi tiği olmalı. Ayrıca, tutuklama liğiyle bu bilgiler ‘aleniyet kesgazetesinde çalıştığı dönemde Ama sonra ‘ikili görüşmenin Yazı İşleri Müdükoşullarıyla ilgili Ceza Muhabetmiştir’ diye beraatimize kade Genelkurmay’ın bir raporu yayımlanması itibarınıza zarar rü Alev Er hakkınkemeleri Usulü Kanunu’nda nu yayımlayıp devlet sırlarıverir, kim sizi ciddiye alır’ deni rar verdi.” da da dava açıldı ve nı ifşa ettiği savıyla yargılandı. lince çıldırmış. Tümüyle Özal’ın değişiklik yapılırken parlaberaat kararları veTutuklamalar korkunç mentodaydık. O gün yasa koİki davada da beraat eden Gür baskısıyla dava süreci başladı. rildi, kararlar Yaryucunun iradesi, tutukluluUluç Gürkan, Dündar ve kan, “Gazetecilerin devlet sırrı DGM’de tutuklama kararı verilgıtay tarafından da Gül’ün tutuklanmalarını “kor ğun istisna haline getirilmesi ifşasıyla ilgili ilk yargılanmadi. Ancak 5 milyon lira kefaletonandı. Ancak ları Cüneyt Arcayürek’in John le serbest bırakılmama hükme kunç” olarak nitelendiriyor yönündeydi. Yargının kendi 1991 sekendine bu iradeyi yok sayson mektubuyla başladı. Aradildi. Türk mevzuatında kefalet ve “Yaptıkları tümüyle ‘yayçimlerinması görev anlayışıyla bağlarında benim de olduğum onolmasına rağmen genellikle uy gın aleniyet’ kapsamı içinde mildaşmaz” dedi. l ANKARA larca gazeteci daha sonra yargulanmıyordu. Ülkü Coşkun di de” diyor. Gürkan, “Öncesin Devlet sırrını ifşa ettiği için iki kez yargılanan ve sır olduğu iddia edilen bilgi aleniyet kazandığı için beraat eden Uluç Gürkan, “Dündar ve Gül’ün yaptıkları tümüyle aleniyet kapsamı içinde” dedi Suçsa beraber işledik B Uluç Gürkan Gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz DUYGU GÜVENÇ AB YAKIN TAKİPTE: Casusluk değil, gazetecilik Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasının ardından gazetemize destek ziyaretleri sürüyor. Dün de CHP Grup başkanvekili Akif Hamzaçebi, HDP Beşiktaş İlçe Eş Başkanı Naki Demirçivi, Sarıyer İlçe Eş Başkanları Aylin Hacaloğlu, Tekin Yıldıko, Şişli İlçe Eş Başkanları Mahmut Çavlı ve Hünav Altun, gazetemizin Şişli’deki binasına destek ziyaretinde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç ve İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’la görüşen Akif Hamzaçebi, “Bu bilgiler Can Dündar’ın haberinden önce de kamuoyuna mal olmuştu. BBC Türkçe’nin bu konuda bir yayını vardı. Yine başka bir haber portalında yer aldı. TBMM’de Genel Kurulda bir milletvekili arkadaşımız tarafından bu konu belgeleriyle konuşuldu. Bir milletvekili arkadaşımız bunu soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı” dedi. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan ve yönetim kurulu üyeleri ile TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir de Orhan Erinç ile görüştü. açılan tesis’ haberi nedeniyle dava açıldı Oyuncakla protesto ‘5 kez masya Katı Atık Bertali atılmıştı. 30 Temmuz 2010 yı tazminat davası açtı. CHP Antalya İl Gençlik Kolları üyesi bir grup, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını oyuncak TIR’la protesto etti. Dündar ve Gül’e yazdıkları mektupları oyuncak TIR’ın dorsesine koyan ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmek üzere Güllük Postanesi önünde toplanan CHP’lilerin yazdığı mektubu İl Gençlik Kolları Başkanı Gökhan Yılmaz okudu. Mektupta şu ifadelere yer verildi: “Size bu mektubu, oyuncak bir TIR’ın içinde gönderiyoruz. Gerçek bir TIR alacak paramız yok. Çünkü bizim ayakkabı kutularında para değil, sadece Hrant Dink’in ayakkabısı gibi altı delik ayakkabılarımız var. Biz barışı kalemle, kâğıtla ve tutsaklarımıza yazdığımız mektuplarla getireceğiz. Ama bir gün adaleti ve barışı da bu topraklara getireceğiz.” Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri de Dündar ve Gül’ün tutuklanmasını fakülte önünde basın açıklaması yaparak protesto etti. Can Dündar’a bir dava da Amasya’dan A lında dönemin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu törenle hizmete açmış ve geçen sürede tesisin çeşitli bölümlerine tekrar tekrar açılış yapılmıştı. Gazetemiz yapılan açılışları haber yapmış, haber kamuoyunda yankı yapmış, en çok okunan haberler kategorisinde yer almıştı. Bunun üzerine harekete geçen AKP’li Amasya belediye Başkanı Cafer Özdemir “kendi adına asaleten, Amasya Belediye Başkanlığı’nı izafeten” Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Amasya Muhabiri Mehmet Menekşe hakkında 20 bin liralık manevi ürkiye ile mülteci krizine karşılık vize anlaşması imzalayan AB, Ankara’dan gazetecilerin “adil yargılanması” konusunda güvence istiyor. Bir AB Büyükelçisi, “Adil yargılama için güvence aldık” derken, AB’nin tutumunu, “Bu ülkedeki gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz” sözleriyle savundu. Üst düzey yetkili, “Biz Türkiye’de ifade özgürlüğünün durumunu, basın özgürlüğünü yakından izliyoruz ve zaman zaman da bu yönde endişelerimiz var. Ama Türkiye, Yargı ve temel haklarla ilgili 23 ve 24’üncü fasılları yakında açacak. Eğer bir ülke bu fasılları açarak AB normları ve kriterlerine uymak istiyorsa, o zaman hukukun üstünlüğü ilkesi sağlanmalı. Yargı buna göre hareket etmeli. Ben tutuklanmış olan gazetecilerin adil ve bağımsız yargılanaca T ğına inanıyorum. Bizim beklentimiz bu. Yargılamanın bu şekilde olacağı konusunda güvence verildi. Benim tam güvenim var” dedi. AB’nin Türkiye’ye antidemokratik adımlara karşın bir ödül gibi Schengen vize olanağı verdiği iddialarının anımsatılması üzerine de yetkili, “Sizi temin ederim ki AB için bu iki konu arasında bağlantı yok. Mülteciler konusunda anlaşılan bir eylem planı var ve öte yandan da gazetecilerin tutuklanması, basın özgürlüğü farklı konular. 23. fasıl ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik ile ilgili 24. fasıl ile birlikte bağımsız bir yargı için varılan sonucu birlikte göreceğiz” dedi. AB’nin çelişkili tutumuna karşı yetkili “Bu ülkedeki gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz. AB sadece yeni fasıllar açarak süreci hızlandırmak istiyor” dedi. l ANKARA Adil yargılanacaklar raf Tesisi’ne AKP’liler tarafından çeşitli zamanlarda yapılan 5 açılış hakkında, 15 Mayıs’ta gazetemizde “Açmaya doyamadılar” manşetiyle yayımlanan haber nedeniyle Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Amasya Muhabiri Mehmet Menekşe hakkında AKP’li Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir’in şikâyeti üzerine 20 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. Davanın ilk duruşması 9 Aralık’ta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Habere konu olan Katı Atık Bertaraf Tesisi 9 Aralık 2005’te dönemin Amasya Belediye Başkanı İsmet Özarslan tarafından kurularak aynı yıl törenle teme Görevimi yaptım Gazetemizin Amasya muhabiri Mehmet Menekşe ise “Gazeteci olarak görevimi yaptım. Bu haberi yaparken benim amacım halkı doğru bilgilendirmektir. Türkiye genelinde 7 Haziran seçimleri öncesinde toplu açılışlarla seçmenin algısının yönetildiği, baskı altında tutulduğu bir süreçte açılışlara dikkat çekmek için bu haberi yaptım. Demokrasilerde basın hürdür ve eleştirme hakkını özgürce kullanır düşüncesindeyim. Ben ‘Açmaya doyamadılar’ başlıklı haberde kişileri değil, yapılan açılışları, açılışlarla seçmenin baskı altında tutulmasını eleştirerek, en doğal hakkımı kullandım” dedi. l Yurt Haberleri Kazan’dan Başbakan’a Dündar ve Gül mektubu an Dündar ve Erdem Gül’ü Silivri Cezaevi’nde ziyaret eden eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na mektup yazdı. Kazan, mektubunda, iki gazetecinin avukat ve ziyaretçi dışında kimseyle görüştürülmediklerini, yazı ve haber yazmaları için kendilerine yazı makinesi ya da bilgisayar verilmediğini belirterek, “Dündar ile Gül’e uygulanan tecritin yasaya aykırı ve gayri insani olduğunu vurgulayarak, kendilerine yazıcı verilmesi için Adalet Bakanı kanalıyla Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nü uyarmanızı diliyor, durumu takdirlerinize sunuyorum” diye yazdı. l Haber Merkezi Turgut Kazan C C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle