28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 13 Aralık 2015 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN asamın üzerinde duran kalın kitabı altını çizerek okuduğumu görünce yanıma geldi. “Enver”in piyasaya çıktığından haberi vardı. “Okuman bitince sen yazsana. Murat Bardakçı ile de konuşsan ne güzel olur” demişti. Bu konuşma genel yayın yönetmenim, arkadaşım Can Dündar sadece gazetecilik yaptığı için cezaevine haksız yere yollanmadan birkaç gün önce yapılmıştı. Bana kitapla ilgili ilk izlenimimi sorçı Murat Bardak M duğunda “İktidarın, gücün bir insanın başını nasıl döndürüp hem kendi hem etrafı ülkesi için nasıl felaketlere yol açabileceğinin belgeseli” diye yanıt vermiştim. Kitapta “İttihad Terakki’nin ülkeye verdiği zararı (macerayı)” en iyi özetleyen, Sarıkamış bozgunu sırasında 3. Ordu Komutanı olan Hafız Hakkı Paşa tarafından dile getirildiği cümleyi de not etmiştim. Şöyle diyordu Paşa: Şereften başka her şey mahvoldu. ENVER’İN A,B,C’Sİ Hürriyet diye başlayıp muhaliflere en ağır baskıları yapan, galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir adam; Enver bütün şartitapta Can Dündar’a da lar. İttihat okuttuğum yüzümüzde Terakki’nin acı bir gülümseme yarade rolü var, tan bölüm gazetecilik ve özgürpadişahların lükler üzerine idi. İttihatçılar en da rolü var, ufak bir muhalefete izin vermeAvrupa’nın yen, potansiyel muhalifleri bile da rolü var. sürgün eden Abdülhamit iktidarına karşı ülkeyi özgürleştirmek Zaten sallanıiçin yola çıkmışlardı. Ancak gücü yor. 19. yüzele geçirdikten sonra birkaç sene yılda, 18’in sonlarından itibaren içinde başta muhalif gazeteciler artık Osmanlı İmparatorluğu diye art arda katlediliyor, üstelik cina güçlü bir devlet yoktur. O olmayetlerin failleri de ortaya çıkarılsaydı belki başkası olacaktı. mıyordu. n Enver Paşa kimine göre haŞair Eşref şu dörtlükle o gün in, kimine göre kahraman. Siz leri çok iyi anlatıyordu: toptancı yaklaşmayıp belgeleri Devri istibdatta söz söylemek konuşturmuşsunuz. memnu idi, Biz şimdi Türkiye’de çok raAğlatırdı ağzını açsan hükümet hat yaftalarız. Vahdettin de haananı, in değildir. Çünkü devletin sahiDevri hürriyetteyiz, sanma debi. Bir kralın, padişahın, hükümğişti kaide, darın hain olması demek, devleSöyletirler evvela sonra s... ler te ihanet etmesi demek, sıradan ananı... bir kişinin evini yakmasıyla aynıOkul yılları hakkında bugüne dır. Bizde bir de bir söylenti çıktı. kadar pek çok yazı, makale, kiEnver hain olarak tanıtıldı. Hayır, tap okuduğum (özellikle Şevket resmi olarak hiç öyle bir şey yokSüreyya’nın Makedonya’dan Orta tur. Mesela gözden kaçmıştır bizAsya’ya çalışması çok öğreticiydi) de. Vahdettin hakkında, ihanetle Enver Paşa’nın belgeler, fotoğrafsuçlayan tek bir kanun, resmi şey larla desteklenmiş yeni kitabının yoktur. Söylentidir sadece. Enyazarı Murat Bardakçı. Bardakçı; ver Paşa için de haindi falan, de784 sayfalık çalışmasında İttihat ğil. Evet, devletin en güçlü adamı ve Terakki’nin en önemli isimleyenilmiştir. İhanetle ne ilgisi var rinden Enver Paşa’nın öncelikle bunun? Kazansaydı bugün öyeşi, ardından dönemin en önemle mi konuşuyorduk biz? Enverci li siyasi figürleriyle yaptığı onlar misin, değil misin diyecektik. ca yazışmayı elden geçirmiş. ÇeEnver alfabesi virileri kendi yapmış. Bir de daha önceki kitaplarından birinn Diyorsunuz ki onun büstlede Vahdettin’i anlattığı Şahbaba ri olacaktı her tarafta. kitabında olduğu gibi psikiyatrOlacaktı. Öyle ihanet falan, öylarla da çalışmış. Başta eşi Nacile bir şey yok. Bunlar tarihi şahye Sultan’a yazdığı mektuplar ki siyetlerdir. Vazifelerini yapmaya evet derin bir aşkın izlerini taşıçalışmışlardır. Sadece Enver Payor ama aynı zamanda aynı mekşa değil, birçok şahsiyet iyi yaptupta savaş çizimlerinden siyamıştır, kötü yapmıştır ayrı. Yasete pek çok konuya da yer veripabilmiştir, yapamamıştır, kayor psikiyatrlarla da görüşülünzanmıştır, yenilmiştir. Ama vazice kitabı kuru satır belgeden kur felerini de yapmaya çalışmıştır. tarıp duyguların da ortaya çıkBen şeye de karşıyım. Sultan Hatığı bir şekle dönüşüyor. Murat mit için ulu hakan veya Kızıl SulBardakçı’yla konuşurken dönetan. Bu saçma sapan bir şey. Sulmin siyasi konjonktürü kadar “in tan Hamit tam bir Tanzimat hüsan halleri”ni de konuştum. kümdarıdır. Politikası baskın oln Kitabı yazarken psikiyatrmuştur, endişelidir, vesveselidir. larla da konuşmuşsunuz. İlgiAma kızıl sultan veya ulu hakan mi çekti. değildir. Dönemin hükümdarıdır. Ben Şahbaba’da da yaptım. Biz çok kolay yaftalıyoruz. Çünkü Çünkü biyografi ciddi bir şeydir. her şey slogan etrafında dönmeTürkiye’de biyografi methiye, gü ye başladı Türkiye’de. O çok yanzelleme diye anlaşılır. Halbuki o lış bir şey. değildir biyografi. Ne varsa koyan İktidar sahiplerinin topcaksınız. Yıllar önce bir arkadaluma kendi damgasını vurma şım, Şahbaba’yı yazıyordum, yehırsları da var ama. Mesela Enni başlamıştım. Bir Fransız arkaver Paşa’nın bir kendi alfabedaşım ki iyi biliyor yazıyı, önemsi var. Ya da askerin başındali kitapları vardır. Yazarken gece ki serpuşun çizimini kendi yadedi ışığı kapat, küçük bir lamba pıyor... yak veya mum yak. Kendini adaO serpuş bir giyim birliği olsun mın yerine koy, sen ne yapardın diye. Olması gereken bir onu düşün. Onu düşündüm, dışaşey. rıda da yapılıyor bu. Psikiyatr ile konuşmadan olmaz. n Zor bir isim üzerine çalıştınız siz. Hayatı 41 seneye sığmış, mağlubiyetle neticelenmiş macera diye tarif ediyorsunuz. 27 yaşında, 1908’de hürriyet kahramanı. 14 yıl sonra bir dağda, kimsenin adını bilmediği bir yerde öldürülmüş bir insan. Bu arada da hem kendini, hem imparatorluğu da sallamış bir adam. Kimilerine göre de imparator9 Ekim Enver’in 2 hara’da luğu çökerten bir adam. 19 21’de Bu “çapan” si Siz kitapta diyorsunuz mahalli giy e tirip Naciy iği k e ç ile ki zaten çöküyordu, hızrd e d n ö g Sultan’a e’ciğime. landırmış... ve “Naciy iye imzaÇökmüştü. Hızlandıran Enver’in” dto . fo ğrafı da sadece Enver Paşa değil, ladığı K 27 yaşında, 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir’in eteklerinde bir kurşunla sonlanmış hayat. Bu arada; kaybedilen savaşlar, arkadaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk... Kendi alfabesini yazıp orduyu kullanmaya zorlayan asker kurmayı hayal ettiği devleti karısının ayaklarına sermeye hazır koca... Enver... Ama alfabe olmayacak bir şey. Savaş içinde yazıyı değiştiriyorsunuz. İsmet Paşa hatıralarında anlatır. Yazı geliyor okuyamıyoruz diyor. Fakat emir vermiş Enveriyye yazı ile yazılacak diyor. Hafız Hakkı ile çalışmıştır, Sarıkamış kumandanıyla İsmet Paşa. O eski Türkçe ile yazar ben çevirirdim diyor. Sonra kalkmış zaten o. n Savaş sırasında okumakta zorlanılan bir alfabeyi yapmaya kalkışması... Bu nasıl bir ruh hali? Baştan sona; alfabesinden, serpuşundan bir şekilleme ve kendi damgasını vurma arzusu değil mi? Tam öyle düşünmüyorum ben. Evet, kendine son derece güven, kendini beğenmişlik var ama bir de dindar tarafı var. Ciddi dindar, samimi dindar. Samimi bir dindarlık olduğu vakit orada ben hazretleri havasından uzaklaşırsınız otomatikman. Yani o ciddi dindarlık megalomaniye mânidir. Ama bir şeyler yapma isteğine mâni olmuyor. O başka bir şey. O dönemde sadece Enver Paşa’nın değil İttihat Terakki’nin bölge ismi olarak geçiyor. O Ziya Gökalp’in Turanı değil. n Envercilik İttihatçılık denince ilk akla gelenlerden biri darbecilik. Kitabınızda da yazışmalarda da var. İstiklal Savaşı, Sakarya Savaşı sırasında Anadolu’ya geçme konusunda hazırlıklar yapıyor. Ama maksadı işgale karşı mücadele değil darbe ile Mustafa Kemal’i yerinden edip başa geçmek. Darbe değil o. Yenilginin intikamını almak. Zaten yeni mektuplar çıkacak. Şubatta herhalde tamamı çıkar. Orada tüm ayrıntılar var. Mustafa Kemal’i atacağım, yerine geçeceğim hareketi yok. Atacağım edeceğim şeyi filan değil. Bütün amacı İngilizden intikam. Bir yerde Fransızlara laf ediyor. Çekişme olarak onu düşünmemek lazım. O hakkı da görüyor kendisinde. Aşk küçültmez Enver Paşa ve tutkulu bir aşkla bağlı olduğu eşi Naciye Sultan 30 Ağustos 1918 çıkarttığı enteresan kanunlar vardır. Hatta 2. Meşrutiyet’ten sonra, mesela bugün hâlâ bizim memurin muhakematı kanunu Mahmut Şevket Paşa’nın kanunudur. Ama Hukuki Aile Nizamnamesi çok önemlidir. Düşünebiliyor musunuz? Altı asır boyunca şeriatın, aile hukukunda, mirasta şunda bunda şeriat, daha doğrusu fıkhın hâkim olduğu hukuka karşı. Gerçi hususi hukuk çıkmış örfi hukuka karşı. Ama o hukukun karşısında apayrı bir şey çıkartıyorlar ki kıyamet kopmuş o zaman. Bu medeni kanunun öncüsüdür. Mecelle olmasına rağmen Hukuki Aile Kararnamesi çıkıyor. Böyle şeyler yapmışlar. Arazi kanunnameleri çıkıyor. Bir şeyler yapmak istiyorlar. İttihat Terakki olsun, Enver olsun başkaldırılarının iki sebebi var. İki de değil tek. Devleti toparlamak. Çöküyoruz diyorlar. Toparlamanın ilk aşaması da Abdülhamit’i indirmektir. Bunu o şekilde değerlendiriyorum. Benim yazım olsun, şu olsun diye değil. Elimden binlerce sayfa Enver Paşa evrakı geçti. O yazıyla yazdığı 23 sayfa. Askeriyede kullandırıyor. Ama savaş ortasında onu düşünmemişler. Okuyamıyor adam yazı gelince. Turan hayali yok n Enver Paşa’nın dindarlığından bahsettiniz. Siz aslında köşe yazılarınızda da, kitabınızda da söylüyorsunuz. Turancı biridir ama esas İslam devleti kurmak en büyük hayali. Hiçbir mektubunda ve hiçbir demecinde Turan yok. Çünkü Enver Paşa çok demeç vermiş birisidir. İçeride de olsun, dışarıda da olsun. Turan hayali yoktur. Turan bölge ismi. Bizde uydurma şeyler çıkarttılar. Sen emret biz ölelim. Niye ölelim o emretti diye. Turan şeyi yok, İslamdır. n Hem Ruslara, hem İngilizlere karşı, bilhassa İngilizlere karşı İslam devletini hayal etmiş değil mi? İngilizden çok büyük darbe yemişiz. Ama İslam devleti şeriat değildir. Şeriat lafı yok Enver Paşa’da. İslamı siyasi güç olarak görüyor, siyasi birlik. İslam merkezli bir birlik. Ama Turan kelimesi, birkaç yerde geçiyor ama n Enver Paşa’nın deli gibi âşık olduğu kadın; Naciye Sultan. O mektuplar... Kuvvetli, savaşçı bir adam ama âşık olduğu kadın karşısında diz çökmüş. Onu küçültmez aşk... n Küçülttüğünü düşünmüyorum ben de... Onunla yaşıyor. Hem tarihe not düşüyor Naciye Sultan’a yazdıklarıyla. Hem aşkı yaşıyor. O çok ciddi bir aşk, sevmiş. Yeni mektuplar da çıkacak. Neler neler. Ama o aşkı işte psikiyatrlarla onu konuştum. Hayale yazıyor gibi, saplantı olmuş. Ama sevmiş, çok sevmiş. O mektupları yazdığı yıllarda 22 23 yaşlarında Naciye Sultan. n O da 37 yaşında. 14 yaş fark var. Çok genç kız. n Zaten mektupların çoğunluğunu, yüzde 80 90 Enver Paşa yazmış. Naciye Sultan’a az cevap vermiş, öyle gözüküyor. Yazdı mı, yazmadı mı, kayıp mı oldu bilemiyoruz ama. Belki de yazmıştır ama bazı ifadelerinde, o çıkacak kısımda var. Niye yazmıyorsun diyor ve kardeşine de niye yazdırmıyorsun? Az yazmış. Ama bir de şey var. Mektupları görseniz. 71 sayfa mektup olur mu? Deftere yazmış, tek mektup. Anlatıyor, şöyle özledim, canım, işte şöylesin böylesin. Sonra hareket planlarını çizmiş. 22 23 yaşındaki kız bunları ne yapsın? Sahneleri de çizmiş mektupta. n Bu şekilde de aslında tarihe not düşüyor ve saklamasını da rica ediyor eşinden. Onu söylüyor. Çözemediğim şey; “Bunları sakla, kendi tarihimi yazıyorum” diyor. “Biyografi gibi” diyor. O çok özel şeyleri nasıl yazarsın? n İslam imparatorluğunu bile ayaklarınızın altına sereceğim diyor Naciye Sultan’a. Bir mektupta; Cengiz’in, Timur’un tacını tahtını, hatta İstanbul’daki tahtı parçalarım senin için diyor. “Niyetleri devleti kurtarmaktı, başarısız oldular” n Şevket Süreyya’nın bir cümlesi var. “İttihat Terakki liderlerine bizim nesil hem borçlu hem kırgın.” Çok güzel sözdür o. n Ne demek bu söz? Gelecek için ümit aşılamaları ama bir taraftan da sonuca ulaşamayıp hayal kırıklığı yaratmaları. Bu liderler aslında bir taraftan da son bir kıvılcım, son bir ümit gibi de ortaya çıkmışlar, onu mu ima ediyor? İttihat Terakki’nin çıkışı tamamen devleti kurtarma çabasıdır. Ama işte bugün hâlâ İttihatçı zihniyet, çok aptalca bir şey geliyor. Bitmiş, onun ortaya çıkış şartları ayrı, bugünün şartları ayrı. Kendi kendini feshetmiş bir parti. Bugün İttihatçılık falan çok ucuz sloganlar bunlar. İttihat Terakki’yi şeye benzetiyorum ben, daha önce söylemiştim. Ha birisine İttihatçı demişsiniz bugün yaşayana. Ha Bizans’ın yeşiller, maviler partisinin üyesi. Hiçbir fark yoktur. Tarihe intikal etmiş bir partidir. Tabii onun kuruluşunda çok etkilendiği şeyler de vardır. Balkanlar’daki ayrılıkçı grupların siyasi partilerinden çok etkileniyorlar. Hâlâ bizde ben anlamıyorum cumhuriyet açlığı ne iş yapar bu memlekette? Hâlâ “Senin mavi gözlerinin verdiği azimle inkılabın yolunda yürüyoruz.” Yeter artık. Türkiye’de Atatürk’ün doğum belgesini yayımlayamadı bir inkılap tarihçisi çıkıp da. Bu İttihat Terakki’nin kuruluş sebebi hâlâ tam yazılmadı bizde. İdeolojik bakıyoruz. Ve bir de yazılmış ciddi eserlerde bizde ayrıntılara bakmak yok maalesef. Şevket Süreyya çok önemlidir. Çünkü yaşamış, Enver Paşa’yı tanımış. O dönemi yaşamış. Evet, bazı belgeleri görmemiş. Ama çok güzel yorumları vardır. Bütün niyeti bunların devleti kurtarmaktı. Başarısız oldular, o ayrı bir şey. n Kendilerine güç devşirmekten çok memleketi kurtarmak sevdası daha ön planda mı diyorsunuz yani? Şu var, iktidara geçtikten sonra bizden başka kimse kurtaramaz diye muhalefetin başını ezmiştir. Öldürülenler var, şunlar var ama bunlar biz baştan gitmeyelim, iktidarı başkasına devretmeyelim diye bir şey yapmak istiyorlar. İşte dünya savaşı, onu ben hâlâ kendime sorarım. Birinci Dünya Savaşı’na Türkiye girmeye mecbur muydu? Girmeseydik ne olurdu? O tahmin. Ama girmeye bence mecbur değildik. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle