23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler 14 posta@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA KÜLTÜR SANAT Perşembe 10 Aralık 2015 İnsan hakları karnemiz RIZA TÜRMEN Eski AİHM Yargıcı 24. Dönem CHP Milletvekili KONUK YAZAR BERAL MADRA nsan hakları otoriteye karşı bir başkaldırma, bir isyandır. Özgürlük, demokrasi mücadeleleri insan hakları alanında yapılır. İnsan hakları insanların doğuştan sahip oldukları haklar ama bütün insanların eşit bir biçimde hak öznesi olmaları uzun mücadeleler sonunda gerçekleşmiştir. Pek çok insan, örneğin köleler, hak sahibi olma hakkından yoksun olduklarından bir özgürlük mücadelesi yapma olanağını bile uzun süre bulamamışlar. İspanyollar Güney Amerika’yı işgal ettiklerinde burada yaşayan Azteklerin, Mayaların insan sayılıp sayılmaması tartışmalara yol açmış. Aynı şekilde sömürgelerde yaşayan yerli halk, ABD’deki siyahiler hak sahibi olarak görülmemiş. Kadınların hak sahibi olmaları için uzun mücadeleler gerekmiş. Çocukların bağımsız bir özne olarak kabul edilmesi ise çok yeni. İnsan haklarının kaynağı da amacı da insandır. Başka bir deyişle insan, insan haklarının hem öznesi, hem de nesnesi. O nedenle insan hakları bütün hukuk normlarının üstünde. Aynı zamanda hukuk devletinin amacı. İnsan haklarının alanı sürekli genişliyor. Azınlık hakları ve kültürel haklar insan haklarının bir bölümü oldu. Sosyal haklar olmadan temel hakların bir anlam taşımadığı artık genel kabul görüyor. Ekolojik haklar, barış içinde yaşama hakkı, konut hakkı, gıdaya ve temiz suya erişme hakkı, sağlık hakkı da artık insan hakları listesine eklendi. Teknolojik gelişmeler temel hakların kapsamını da genişletiyor. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, ifade özgürlüğüne internete erişim özgürlüğü gibi yeni bir boyut ekledi. İnsan hakları bireyi devlete karşı koruyan haklardır. O nedenle demokrasilerde iktidarın sınırlarını çiziyor. Demokrasilerde hükümetler bireyin haklarını ihlal etmemek ve bunları korumakla yükümlü. Ama iktidarlar demokrasiden uzaklaştıkları ölçüde, bireyin haklarını çiğneme, hak ve özgürlüklerin alanını daraltma yetkisini kendilerinde buluyorlar. Bunu yaparken de, ‘ulusun çıkarları’ ya da ‘ulusal güvenlik’ gibi gerekçelerle, temel hak ve özgürlüklere karşı çoğunluğun çıkarlarını koyarak davranışlarını meşru göstermeye çalışıyorlar. Hitler, “Hak, Alman halkı için iyi olan şeydir” demişti. İnsan haklarını ve hukuku kabaca bir yana iten bu görüşün örneklerini, başka biçimlerde İ İnsan hakları, bireyi devlete karşı koruyan haklardır. Demokrasilerde hükümetler bireyin haklarını ihlal etmemek ve bunları korumakla yükümlüdür. Ama iktidarlar demokrasiden uzaklaştıkları ölçüde, bireyin haklarını çiğneme, hak ve özgürlüklerin alanını daraltma yetkisini kendilerinde buluyorlar. Direniş, işbirliği ve dayanışma zamanı Türkiye’deki sanat olgusunun küresel sanat üretimi içinde sürdürülebilir, kimlikli ve etkin olması bütüncül bir oluşumdur ve zaman o modası geçtiğini sandığımız özellikleriyledireniş, dayanışma ve işbirliği zamanıdır. ’nci yüzyılın başından 20 günümüze bağımsızlaşan ve insanın kurduğu düdan fedakârlık edebilen özel sektör yatırımları, sosyal medya olanakları ve AB’nin neyse ki hâlâ bu alanda sürmekte olan ilgisiyle sağlanıyor. Bizler siyasalekonomikkültürel düzenin söz konusu üretimi desteklemeyen tavrını yaşarken, bu durumun sanat üretim ortamında yarattığı gerilime de değinmek gerekiyor. Nesne ve özne İnsan haklarının kaynağı da amacı da insandır. İktidarın sınırını çizmek de olsa, günümüzde de görebiliriz. Türkiye’de de iktidar demokrasiden uzaklaştıkça insan hakları karnesi zayıflıyor. Türkiye’nin AİHM’deki insan hakları profiline baktığımızda şöyle bir görünüm çıkıyor: 1990’larda Güneydoğu’dan gelen öldürmeler, işkenceler, gözaltında kayıplar, failli meçhuller gibi korkunç davalarla Türkiye’nin iyice bozulan insan hakları profili 2000’den sonra biraz düzelmeye başlamıştı. AB ile başlayan üyelik görüşmelerinin de etkisiyle Türkiye anayasasında ve yasalarında önemli değişiklikler yaptı. Ancak 2010 yılında AKP’nin yargıya egemen olmasından sonra bu durum tersine dönmeye başladı. Gezi Direnişi’nden sonra ise, insan hakları ihlalleri yeniden kitlesel boyut kazandı. AİHM kararlarından da görüldüğü gibi, polisin insan hakları ihlalleri devam ediyor. Polis cezasızlıktan yararlandığı için bunun önüne geçilmesi olanaksız. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hak ve özgürlüğü, basın ve ifade özgürlüğü ağır biçimde ihlal ediliyor. İnternete erişim özgürlü ğü ihlalleri ise Anayasa Mahkemesi kararları ile saptandı. 1990’lardan farklı olarak, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakkının tanınması iktidara karşı bir fren rolü oynayabilir, hak ve özgürlüklerin güvencesi olabilir. Ancak hiçbir kurumu kendi denetim alanı dışında bırakmamakta kararlı bir iktidar karşısında AYM’nin bağımsızlığını koruyabilmesi güç. Ancak AİHM’in gözünün AYM’nin üstünde olduğunu unutmamak gerek. AYM, AİHM kararlarındaki ilkelere uyum sağlamayan kararlar verirse, AİHM tarafında etkili bir iç yargı yolu olarak tanınmayabilir. İktidar otoriterse... Türkiye’de iktidar otoriterleştikçe, AİHM’nin kararlarını uygulamakta güçlük çekiyor. Türkiye, AİHM’de kaybettiği davalarla ilgili olarak 2013 yılında 8 milyon 233 bin, 2014 yılında 99 milyon 849 bin Avro tazminat ödemiş. 2013 yılında Türkiye’nin uygulamasını bekleyen 1728 karar var. Bunlardan 188’i yapısal sorunlardan kaynaklanan ihlaller. 2014 yılında uygulamayı bekleyen karar sayısı 1500. 108’i yapısal sorunların yol açtığı ihlaller. AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesi’nde Türkiye’yi güç durumda bırakan karar grupları ise şöyle: l İnternete erişim: Bakanlar Komitesi 2014 yılında 5651 sayılı internet yasasında yapılan değişikliklere olumlu bakmıyor. Kabul ettiği kararda yapılan değişikliklerin yasalarda olması gereken öngörülebilirlik ilkesine uygun olmadığını, yasayla ilgili endişeleri ortadan kaldırmadığı belirtiliyor. l Polisin orantısız güç kullanması: Bunun yol açtığı kötü muamele ve bunlarla ilgili etkili bir soruşturma yapılmaması. Bu grupta uygulamayı bekleyen 108 karar var. l İfade özgürlüğü: Bu grupta uygulamayı bekleyen 111 karar var. l Toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü: Bu grupta 45 karar var. Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin bu konuda süregelen ihlallere son vermesini öngören iki karar kabul etti. Bu konuda alınan önlemlerle ilgili olarak Türkiye’den bilgi istiyor. Türkiye bilgi vermekten kaçıyor. Söyleyecek bir şeyi yok. Bu insan hakları karnesiyle Türkiye’nin AB’e üye olmak bir yana, Avrupa Konseyi üyeliğini koruması bile kolay değil. zenleri yorumlayan, eleştiren ve düzene karşı kitleleri uyaran görselnesnelişitsel sanat üretim sisteminin küresel kapitalizm içindeki etkin ve dönüştürücü işlevi tartışma götürmez. Nitekim, iki yıldır sanat üretimi ve etkinlikleri yüzleşilemeyen belleği canlandırdı ve siyasetin karanlık döSanatı ‘mal’ olarak nemlerini gösterdi. gösterme eğilimi Ancak Türkiye gibi Modernizmi çarpıtılmış, PostBu gerilim içinde, sanatı PR modernizmi lümpenleştiril(BasınHalkla İlişkiler) yöntemmiş, küreselleşmesi vahşi ka leriyle bir ‘mal’ olarak göstepitalizme odaklanmış ülkelerrip, piyasaya odaklamak; bilde bu üretimin demokratikleş giyi, belgeyi ve verileri kullameye olan katkısı henüz yenıp, çıkara göre bir sanat tariterince kavranmıyor, algılanhi oluşturmak; ‘şu tarihten önmıyor, anlaşılmıyor.Bölgedece sanat yoktu, ben vardım, ilk ki olağanüstü koşulların böyben yaptım’ saçmalığını yayle bir olumlu gelişmeyi beslemak; uluslararası sanat uzmanmesi de beklenemez. Bu ürelarının İstanbul timi etkin kılmaya yarasanat ortamının yan altyazararına işleyen pılar, araççıkarlarına bilelar ve düzenrek ya da bilmelemeler siyerek yardımyasalekonocı olmak; dümik kültürel zeni eleştiriyor çıkarların ve gibi görünüp, saptırmaların eleştirdiği düdenetiminde zenin kurum kısıtlanıyor. at Kiraz ve kuruluşh er S r, se E Türkiye’de (Detay) ların sundui Tekerrür” a k a “V devlet ve yeğu bütün olanaklarrel yönetim kaydan yararlandıktan sonra, bunaklarıyla kurulmuş olan sanat na katılmayanları dışlamak gibi ve kültür merkezlerinin siyasal Türkiye’nin siyasal gündeminin değişimler ve popülist çıkaryarattığı dirençsizlik ve çaresizlar doğrultusunda yönlendirilikle de yakından ilişkili olan bir lip, denetlendiğini söylemek olumsuzluğu yaşıyoruz. malumun ilanıdır. Etkinliğini yitirmiş örgütleÖzel sektör destekli bienal rin de buna seyirci kaldığı ve ve kurum ve kuruluşlarının, bikendi içindeki bu çarpık yapıçim açısından “kültür hizmelanmaya engel olamayan bir ti” olarak sunulup, içerik açısanat ortamının gücünü yitirsından Neokapitalist düzenin mesine şaşırmayalım. kitleyi yönlendirme yöntemleTek tek sanatçıların ve kürinden birisi durumuna geldiratörlerin küresel sanat ortaği, tanıtım yöntemleriyle domının seçkin kurumlarındakunulmazlaştırıldığı ve tekel ki başarıları kuşkusuz büyük oluşturduğu da görmezden bir kazanımdır; ancak Türkigelemeyeceğimiz bir gerçek. ye’deki sanat olgusunun küTürkiye’deki güncel koşulresel sanat üretimi içinde sürlarda geniş kitleleri etkilemedürülebilir, kimlikli ve etkin olsi zor olan görselişitselnesması bütüncül bir oluşumdur neledimsel sanat üretimlerive zaman o modası geçtinin küresel bağlamda ilişki ve ğini sandığımız özellikleriyleiletişim içinde olması, şimdilerde bu üretimin tek çıkış ala direniş, dayanışma ve işbirliği zamanıdır. nıdır. Her şeye karşın var olan bu üretim, kapitalist çıkarlarınmadraberal@gmail.com T.C. YALOVA (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/9 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Yalova İl, Altınova İlçe, Kaytazdere köyü Okçapınarı mevki 9 pafta, 822 Parsel No’lu bahçe vasıflı taşınmaz yerleşik alan içinde YalovaKocaeli karayolunun güney tarafında,karayoluna uzak, cadde/sokak cepheli, altyapısı bulunan,eğimli topoğrafîk yapılı, deniz görür, köşe başı parsel konumlu, üçgen şekilli, ulaşımı kolay bir mevkide olup boş durumda olduğu tespit edilmiştir. Adresi: Meşrutiyet Cad. Kaymak Sok Kaytazdere Altınova Yalova Yüzölçümü: 1.490 m2 Arsa Payı: İmar Durumu: Kaytazdere belediye başkanlığı yazı cevabında taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde kaldığı,yol terki yapıldıktan sonra kalan alanın ayrık nizam 3 kat konut alanı (TAKS.0.25KAKS.0.75) yapılaşma şartlarında olduğu bildirilmiştir. Kıymeti:417.200,00 TL KDV Oranı :%I8 Kaydında ki Şerhler : 1. Satış Günü: 20/01/2016 günü 13:30 13:40 arası 2. Satış Günü: 15/02/2016 günü 13:30 13:40 arası Satış Yeri: YALOVA SULH HUKUK MAHKEMESİ DURUŞMA SALONU Satış şartları : 1İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap. gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’ sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV 1/2 tapu Harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’ üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2015/9 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.26/10/2015 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 198851) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle