27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Yeni Star Wars filmi ‘Güç Uyanıyor’un senaristi Lawrence Kasdan: İL MHURİY K KEZ CU ET’TE Pazartesi 23 Kasım 2015 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ZARİFE SELÇUK Piyanist İdil Biret sahnede Bela Bartok’u andı Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası (ÇDSO), ünlü besteci ve halk müziği araştırmacısı Bela Bartok’u, ölümünün 70’inci yılında konserle andı. Cuma günü Adana BB Tiyatro Salonu’nda, şef İbrahim Yazıcı yönetiminde verilen konserde piyanist İdil Biret, Bartok’un piyano konçertosunu çaldı. Biret’in provalarını izleyen Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı Başkanı Doç. Ulviyye Güler ve öğrencileri ise Biret’e doğum günü sürprizi yaptı. kadın liderliği gerekiyordu Kasdan, “Bu destanda kadın liderliği gerekiyordu. Bu destan devam ettikçe daha fazlasını göreceğiz. Bunun hem bir kadının hem de bir erkeğin üstüne kurulması gerektiğini biliyorduk” diyor. BD’li yönetmen ve senarist Lawrence Kasdan, yeni Star Wars filmi ‘Güç Uyanıyor’a dair sorularımızı yanıtladı. n Genel hatlarıyla, ‘Yıldız Savaşları Bölüm VII: Güç Uyanıyor’ için gereken anahtar unsurları hatırlıyor musunuz ? Daha en başında yeni filmin nasıl olmasını istediğimize dair çeşitli toplantılar yapmaya başladık. İlk üçlüye nasıl benzeyeceği, nasıl farklı olacağı konusunda. Çünkü zaman değişti ve çok fazla taklit edildi. Hepimiz düşüncesi benzerdi. Filmler bilgisayar grafiği yerine dokunsal olana geri dönmeliydi. İlk üçlünün en harika taraflarından biri çılgın bir gösteri gibi olmasıydı. İlkindeki yaratıklar ilkelceydi ama “İmparatorun Dönüşü”nde (Bölüm V, 1980) daha sofistike hale gelmişlerdi. Ama bu filmi bu kadar dayanılmaz yapan da, bazı efektlerin, kostümlerin ve yaratıkların acayipliği oldu. George’la birlikte yazdığım sonraki iki filmde, efektler giderek daha sofistike oldular ama asıl ruh, “Yeni Bir Umut”a (Bölüm IV, 1977) yakındı. Burada insanların hayal ettiklerinden öte bir etki yapmış olan bir destana, bir geleneğe hürmette bulunuyoruz. Ona sadık kalmaya, dürüst kalmaya, saygı göstermeye ve aynı zamanda ileri götürmeye çalıştık. n Görsel efektleri pratik olanla dengelemekten ne kadar bahsettiniz? Filmin efektlerini ve fiziksel özelliklerini dengeleme konusunda hiç durma Bu destanda 19 A dan konuştuk. Bu bizim için öncelikli bir konuydu. Bağ kurulabilir temaları olan bir insan hikayesini alıp nasıl aktörler ve gerçek setlerle hakiki bir hikâyeymiş hisLawrence Kasdan si yaratabiliriz, dedik. n Setler kesinlikle ‘Star Wars’ hissi veriyor. Peki bu simgeleşmiş hissi yaratmak için neler yaptınız? Yapım tasarımcıları Rick Carter ve Darren Gilford, “Star Wars” destanını çok güçlü bir şekilde hatırlatan bir ortam yarattılar. Bunu ışıkların şekliyle, yere parlayışlarıyla, koridorların şekliyle yaptılar. Bunların çoğu George’un Ralph McQuarrie’la ve orijinal “Star Wars” filmini yapan kişilerle işbirliği sayesinde oldu. 40 yıl öncesinden hatırladığınız yaratıklar bu filmde yer alıyorlar ve bu harika bir şey. n J.J. Abrams ve siz bu filmde güçlü kadın karakterlerin olması konusunda iyi hissettiniz mi? Bu asla bir soru olmadı. Sadece J.J. ve ben değil, Kathy ve Lucasfilm’deki diğer herkes için de aynı. Amacımız daha en baştan ana karakterlerden birinin kadın olmasıydı. Film bunu istiyordu. Leia muhteşem bir karakterdi ama bu film Tamamı . et y i r u h m u c com.tr’de John Boyega (Finn) ve Daisy Ridley (Rey), yeni Star Wars filmi ‘Güç Uyanıyor’da rol alıyor. Paris’te bir kafede deki yegâne kadınlardan biriydi. Bu destanda kadın liderliği gerekiyordu. Bunun gibi daha fazla karakter görmek istiyorduk. Bu destan devam ettikçe daha fazlasını göreceğiz. Bunun hem bir kadının hem de bir erkeğin üstüne kurulması gerektiğini biliyorduk. n Bize Daisy Ridley’den bahseder misiniz? Daisy muhteşem bir fizik örneği aynı zamanda olağanüstü bir güzelliği var ve geleneksel İngiliz oyuncularda gördüğü müz bir zekâya sahip. n “Chewie, eve geldik”, sinematik bir an. Böyle sahneleri nasıl buluyorsunuz? Hiçbir filmi bu şekilde yazmamıştım. Konuşuyor ve kaydediyorduk, sonra bir yere gidip bunları yazıyorduk. Normal yazıdan çok daha eğlenceli bu. Paris’te Hemingway’in oturduğu en meşhur kafelerden biri olan café Les Deux Magots’da oturmuş “Star Wars”ı yazıyorduk, J.J.’in bilgisayarı masaydı. Santa Monica’da dolaşırken bir sürü şey yazdık ve sonunda kendimizi muhteşem bir günde Palisades’te Pasifik okyanusuna bakarken bulmuştuk. Hikâye yaratımının bütün zorlu çalışmalarını yapıyorduk ama bunu son derece muhteşem şartlarda yapıyorduk. Bir keresinde hava buz gibi soğuktu, Central Park’ta yürüyorduk ve Shake Shack’te hamburger ve donmuş muhallebi yemeye durmuştuk. Cennet gibiydi. l Kültür Servisi Hayata anlam yüklemek: Neriman Samurçay erçek bir cumhuResim çok büriyet kadını gitti, yük bir yer tutarhakkında yazılmış dı hayatında, psibir kitabın başlığında denkoloji/psikanadiği gibi “Cumhuriyet’le liz, felsefe ve reBüyüyen Kadın”dı o. sim sanatı araCumhuriyet ile yaşıttı; sında dolaşıp Cumhuriyet’in eğitim aladurur, bu yolnındaki en önemli kazaculuğun ara dunımlarından biri olan Dil raklarını da şiirler oluştururve TarihCoğrafya Fakültesi, Felsefe bölüdu. Çünkü hayata anlam yüklemenin önemünün ilk kadın mezunlarındandı; sonmini iyi bilirdi Neriman Hoca. O muzip güra psikoloji okumuş, doktorasını Fransa’da lümseyişin, ironisi hiç eksik olmayan tatlı yapmış, uzun yıllar DTCF Psikoloji Bölübakışların, her şeyi alaya alabilme yetenemü başkanlığını yürütmüş, Türkiye’nin ilk ğinin arkasında, aslında hayatı son derece kuşak psikologlarından biri olmuştu. ciddiye alan bir “hoca” dururdu. Türkiye’de psikoloji alanının duayenleOnunla zenginleştik rinden Prof. Dr. Neriman Samurçay’ı kaybettik birkaç gün önce. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkKendisini tanıyanlar tarafından, sokakta mış “Sanatta Psikanaliz” kitabında şöyyanından geçseniz size bir iyiliği dokunur, le diyordu Neriman Samurçay: “Sigmund diye tarif edilen bir güzel, bir hoş, bir deFreud’un, Jean Cottraux’nun, JeanPaul rin insanı, gerçek bir Sartre’ın ve daha nideğeri kaybettik. ce araştırmacıların Öğrencileri onu açıklamaya çalıştıklaDTCF’de fötr şapkası, rı doğrultuda biz, varfuları, kusursuz maklık olarak, nesnelere yajı ve nüktedanlığıyanlam yüklemekte ve la, hoş sohbetiyle haböylece onlara ‘var oltırlayacaklar. Onu yama’ olanağı sağlamakkından tanıma mutlutayız. Varlık ancak, biluğuna erenler insan zim onunla ilgili olave sanat sevgisini narak elde ettiğimiz vesıl harmanladığını, yarilere göre gerçek bir şamı tüm sevinçleri ve ‘varoluş’a erişmekteıstıraplarıyla nasıl kadir. Bu da bize, ger17 Kasım’da kaybettiğimiz Türkiye’de çekte, kendimize özgü bullendiğini, sarsılmaz azmini, cıvıl cıvıl psikoloji alanının duayenlerinden Neri varoluş bilincimizin, zekâsını, akrostişli şi man Samurçay, bir ‘diyalog insanı’ydı. evrenin varoluş bilinirlerini hiç unutmayaci içinde, ayrılmaz bir caklar. Onun hastalıklardan, özel ve genel yer tuttuğunu göstermektedir. Bu anlamda, acılardan, ameliyatlardan geçerken hastafelsefeyi, psikolojiyi ve özellikle psikanalizi larıyla ilgilenmekten veya bir dostuyla otu asla sanattan ayıramazsınız.” rup iki çift tatlı söz etmekten ya da evine “Bir sanat ürünü gerçekleşip de gün yügelen misafirin önüne bir kâğıt kalem kozüne çıkmışsa, dünyada bir şeyler değişyup “Çiz bakalım bana bir ağaç” demekten miştir” diyen Neriman Samurçay çok önemnasıl vazgeçmediğini hep anımsayacaklar. li dersler vererek gelip geçti bu dünyadan. İşi algılarlaydı Neriman Hoca’nın, duy“Cumhuriyet’le Büyüyen Kadın” diyalogu, gular, algılar ve diyalog... Çizilen ağacın, paylaşmayı, sevgiyi, işini ve dünyayı ciddiduvardaki tablonun, sahnedeki oyunun ge ye alırken mizahı da unutmamayı öğreten risindeki yaşam öyküsüne ulaşmak, algısayısız anı bırakarak gitti. lardan yola çıkıp gerideki gerçeğe varmak Şundan eminim: Neriman Samurçay ve diyalog kurmak... Gerek mesleki üretideğdiği her yaşamda kolay kolay silinmeminde, gerekse kendi yaşamında tam bir yecek izler bıraktı. O kurduğu diyaloglarla “diyalog insanı”ydı. Hem de engin bir hoş çoğaldı, biz de onunla zenginleştik. görü ve sevgiyle kurardı diyaloglarını, Çünkü mesele hayata anlam yüklemeyi kendisiyle, çevresiyle, tüm dünyayla. bilmektir aslında. G C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle