28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 19 Kasım 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Sınır tanımayan gurur luslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü, 2015 Basın Özgürlüğü Ödülü’nü Cumhuriyet gazetesine verdi. RSF Başkanı Christoph Deloire, ödülü verirken “Cumhuriyet gazetesi, bağımsızlıSÜLEYMAN ğını koruyarak TOSUNOĞLU Türkiye’de cesaretle özgürlük savaşı veriyor” dedi. Gazetemiz adına ödülü alan genel yayın yönetmenimiz Can Dündar da “İktidar cenahından ‘sınırı aştığımız’ eleştirilerini hep alırız. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün bu ödülüyle sınırı aştığımız, kesinleşmiş oluyor” dedi. Fransa’nın Strazburg kentindeki Odysee sinema salonunda düzenlenen ödül törenine Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjon Jagland, Strazburg Belediye Başkanı Roland Ries, Alsace Bölgesi Başkanı Philippe Richert, Avrupa Parlamentosu’ndan çok sayıda parlamenter ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Tören Paris saldırılarında öldürülenler arasında olan RSF çalışanı Anna Petard Leieffrig’i anarak başladı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gazeteciler, geldikleri ülkelerde basına yönelik baskı ve sansürü slayt gösterileri eşliğinde anlattı. Cumhuriyet adına ödülü Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay birlikte aldı. RSF Başkanı Christoph Deloire, Dündar’a ödülünü vermeden önce “Cumhuriyet gazetesi, bağımsızlığını koruyarak Türkiye’de cesaretle özgürlük savaşı veriyor. Gerek Charlie Hebdo karikatürlerinin yayımlanmasında gerekse Suriye’ye giden silah yüklü istihbarat TIR’ları haberinde çok önemli bir yayıncılık yaptılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi tehdidine maruz kaldılar. 24 Nisan’da Ermenice manşet atarak bir ilke imza attılar. Bu başarıları ve kararlı mücadelesi nedeniyle Cumhuriyet’e ve onun çalışkan genel yayın yönetmenine bu ödülü vermekten onur duyuyorum” diye konuştu. Ödül verilirken, salon 6 Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, 2015 Basın Özgürlüğü Ödülü’nü ‘Türkiye’de bağımsızlığını koruyarak cesaretle özgürlük savaşı verdiği’ gerekçesiyle Cumhuriyet’e verdi U En çok terörizm 8 İslam ülkesinde, neden acaba? Türkiye 162 ülke arasında terörde önlerde: 27. sırada er yıl açıklanan terörizm göstergeleri raporunun 2014 bilgilerine bakıyorum. Yıldan yıla artan bir eğilim söz konusu. 2014’te terör kurbanlarının / öldürülenlerin sayısı bir önceki yıla göre (18.111) yüzde 80 artarak en yüksek düzeye, 32.658’e ulaşmış. 2013’te de terör 2012’ye göre yüzde 61 artmıştı... Yani düzenli bir fazlalaşma! Bugünün rakamı, 93 ülkede 13.370 saldırıyı kapsıyor. Terörün dünyaya maliyeti de hesaplanmış: 52.8 milyar ABD Doları. Bugüne kadarki zirve rakam. 2000 yılına göre maliyet artışı 10 kat.. Bulguları rapordan özetliyorum(*): 2000’den bugüne 61.000 terör saldırısı ve 140.000’i aşan ölüm. Bu terör kurbanlarının yüzde 78’i ve terör saldırılarının yüzde 57’si 5 İslam ülkesinde gerçekleşmiş: Afganistan, Irak, Nijerya, Pakistan ve Suriye. Sanırsınız ki en çok ölenler Suriye’de. Hayır Irak’ta: 9.929 kişi. Ve en çok saldırı da bu ülkede olmuş. 2003’te Amerika ve Batı bu ülkeyi yalan kimyasal silah haberleriyle parçalamıştı. İngiliz yardakçı, eski üçüncü yolcu başbakanı da, yakınlarda itiraflarda bulunmuştu. 2003’ten beri bitmek bilmez bir saldırı ve ölüm kâbusu içinde yaşıyor Irak. Saldırıların yarısından fazlası (yüzde 51’i) Boko Haram örgütü ve IŞİD tarafından gerçekleştirildi. H 3 ÖDÜL Cumhuriyet adına ödülü Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay aldı. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazetecilik zorlu uğraş... Hele basın özgürlüğü geleneği zayıf ülkelerde... Kâğıdın tarihe karışmaya yüz tuttuğu, renkli ekranın en büyük rakip olduğu, genç okurun okumaktan soğuduğu bir dönemde, bir yandan gazetenin varlığını sürdürmeye çalışırken diğer yandan baskılara, tehditlere boyun eğmeden gazetecilik onurunu korumak, sadece yetenek değil, cesaret de istiyor. Yine ilginç bir tesadüften söz ederek bitireyim: Bugün İstanbul’da bir duruşmam vardı. Bu yaz yaşanan Adliye baskınında öldürülen savcının silahla rehin alınmış halde fotoğrafını basan 18 gazeteci için 7,5 yıl hapis cezası isteniyor. Aralarında ben de varım. Bu, hakkımda açılmış 10’u aşkın davadan sadece biri... Hayatta olduğu gibi, burada da cezayla ödül aynı güne rastladı; hâkimin özel izniyle buraya gelebildim. İktidar cenahından ‘sınırı aştığımız’ eleştirilerini hep alırız. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün bu ödülüyle sınırı aştığımız, kesinleşmiş oluyor. Mesleğin onurunu korumak adına yükselttiğimiz bayrağın, buralardan göründüğünü hissettirdiniz bize... İfade özgürlüğünü savunmak adına yürüttüğümüz mücadelede yalnız olmadığımızı hissettirdiniz. Odamın üçüncü bir penceresi var şimdi... İfadenin özgür, yazmanın serbest, sansürün yasak olduğu demokratik bir geleceğe bakıyor. Bize bu aydınlık pencereyi açtığınız için, önce Türkiye’de fikirlerinden ötürü hapis yatan, işsiz kalan, baskı altında tutulan meslektaşlarım, sonra da gazetem ve şahsım adına teşekkür ediyorum.” l Strazburg Gazeteciler Örgütü, Suriye’deki sıcak çatışmanın göbeğindeki Halep şehrinde muhabirlik yapan Zaina Erhaim’ı da “kararlılığı ve cesaretinden” dolayı ödüle layık gördü. Ödülü Erhaim adına amcası aldı. Yurttaş Gazeteciliği Ödülü Etiyopyalı blog kolektifi Zone 9’a verildi. Can Dündar Akın Atalay Boko Haram ve IŞİD başrollerde Tehdit edildiler dakiler Cumhuriyet’i uzun süre alkışladı. Tek kusurumuz gerçeği araştırmak Can Dündar da ödülü alırken yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Bu ödülün haberini aldığımda büromdaydım. Gazetedeki ofisim stratejik bir konumdadır: Bir penceresinden mezarlığa bakar, diğerinden Adliye’ye... Sembolik bir anlamı olduğunu düşünmüşümdür hep... Çünkü bu iki mekân, Türkiye’de gazetecilerin en popüler uğrak yerleridir. Yönettiğim Cumhuriyet gazetesi de, tek kusurları gerçeği araştırmak ve doğruları söylemek olan 4 yazarını suikast sonucu kaybetmiş, nicelerini hapishaneye göndermiştir. Her gün onların öldürüldüğünü, bombalandığını, yargılandığı nı anımsatan birinci sayfaların büyütülmüş kopyalarının önünden geçerek giriyoruz gazeteye; kanlı bir geleneği her gün yeniden hatırlarcasına... Ödül haberinin geldiği gün, bu manzaraya ek olarak bomboş bir sokağa bakıyordum; çünkü gazete binasının olduğu yol, polis tarafından trafiğe kapatılmıştı. Gazetenin girişinde de bir TOMA bekliyordu. Çünkü o günlerde, IŞİD mensubu bir canlı bomba yakalanmış, üzerinde bizim gazetenin adresi ve krokisi bulunmuştu. Canlı bombanın gazeteye gelmekte olduğu anlaşılınca da polis sokağı kapatarak binayı kuşatma altına almıştı. Benzer bir manzarayı Charlie Hebdo krizi sırasında yaşamıştık. Cumhuriyet, basın ve ifade özgürlüğü için uluslararası dayanışma adına Charlie Hebdo’nun bazı sayfalarının tıpkıbasımını yayımlamaya karar verdiğinde de sokak kapatılmış, gazete korumaya alınmıştı. Biz, sadece Türkiye’de değil, bütün İslam coğrafyasında, bunu göze alan tek gazeteydik. Halen iki yazarımız, derginin kapağına köşelerinde yer verdikleri için korumayla yaşıyor ve ‘Dine hakaret’ suçlamasıyla yargılanıyor. Üçüncü pencere 10 dava açıldı Ne yazık ki, giderek alıştığımız manzaralar bunlar... Türkiye’de gazetecilik yapmanın neredeyse bir parçası... Askeri yönetim dönemlerinde sıkça yaşadığımız baskıların daha yoğununu, sivil görünümlü bir yönetim altında solumak şaşırtıcı elbet... Medyanın çok büyük bir bölümünü, yandaş işadamlarına satın aldırtıp bizzat denetleyen bir Cumhurbaşkanımız var. Boko Haram 453 saldırıda 6.643 kişiyi öldürmüş. Tabii bunların yüzde 77’si sivil insan. IŞİD ise 1071 saldırıda 6.073 kişiyi öldürmüş, ölenlerin yüzde 44’ü sivil... IŞİD 100 kadar ülkede faaliyette ve 30.000 kadar teröristi var. 2013’te yabancı ülkelerden Suriye ve Irak’a 10 bin, 2014’te 190 bin ve 2015’in ilk yarısında ise 7 bin terörist gitmiş. Terörden ölenlerin sayısının bir önceki yıla göre en çok arttığı ülke ise Nijerya, toplam ölüm: 7.512. Önceki yıla göre yüzde 300 artış. Ülkelerin yüzde 60’ında terörden ölen kimse yok... Batı ülkelerinde (11 Eylül İkiz Kuleler saldırısı hariç) terörden ölenlerin oranı sadece yüzde 0.5. Şüphesiz: Terör aktivitelerinin ana nedeni politik. Terör kurbanı sıralamasında ilk 10 ülke: ETHEM SANCAK’IN YEĞENLERİ ‘Gül’ gibi siteye Sancak ortak oldu 11. Polis destan yazdı: İÜ’de 5 gözaltı İstanbul Üniversitesi (İÜ) FenEdebiyat Fakültesi’nde öğrencilerce fakülteye asılan afişler özel güvenlik tarafından indirilmek isteyince gerginlik çıktı. Fakülteye çok sayıda polis sevk edildi. Polisin dağılın uyarısını öğrenciler dinlemeyince müdahale başladı. Çıkan olaylarda bazı öğrenciler yere yatırılarak gözaltına alındı. Arkadaşlarını polisin elinden kurtarmak isteyen bazı öğrencilere ise polisin tepkisi sert oldu. Çıkan olaylarda 5 öğrenci gözaltına alındı. l İSTANBUL Cumhurcak, Bülent Denkbaşkademir ve Hakan nı Abdullah Gül’ün Özyürek’e kayıtküçük oğlu Mehmet lı görünüyor. DenkEmre Gül ile adıdemir ve Özyürek’in nı duyuran “memSancak’larla şirketlekettengelsin.com” lerde yönetici olarak isimli yöresel ürüngörev yaptıkları anler satan sitenin ye Mehmet E. Gül laşıldı. Sitenin yeni ni ortaklarla yola deadresi ise Sancak’lavam ettiği anlaşıldı. Es Marın medya şirketlerinin de li Yatırım Yönetim Kurubulunduğu Bahçelievler’delu Başkanı Ethem Sancak’ın ki İhlas Plaza binası. Üç kiiki yeğeni sitenin yeni orşinin yönetiminde yer aldıtakları oldu. Mehmet Emğı şirkette başkan ve başkan re Gül 4 yıl önce ABD’ye giyardımcılığı konumunda, derken şirketteki hisseleriaynı zamanda kuzen olan, ni devretmişti. Gül’ün eski Recep ve Mustafa Sancak ortağı M. Yasin Darbaz yebulunuyor. MG İnternet Hizni şirkette yüzde 25 hissemetleri A.Ş. Yönetim Kurulu ye sahip. Şirketin yüzde 57 üyesi M. Yasin Darbaz, eshissesi Ethem Sancak’ın yeki ortağı Gül’ün Amerika’ya ğeni Mustafa Sancak’a, kagitmesi ile iş ilişkilerinin lan yüzde 18’lik hisse ise sona erdiğini söyledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet eşit oranlarda, Recep San 1. Irak; 2 Afganistan, 3. Nijerya, 4. Pakistan, 5. Suriye, 6. Hindistan, 7. Yemen, 8. Somali, 9. Libya, 10. Tayland. Burada 10 ülkenin 8 tanesi İslam ülkesi ve Hindistan’da da HinduMüslüman çatışmasını eklersek 9 ülkeye çıkar! Raporda bir de dünyada cinayetlerle de ilgili bilgi var. Buna göre cinayet kurbanlarının sayısı terör kurbanlarından 13 kat fazla. Dünyada 100 bin kişi başına düşen cinayet oranı 6.24. Terörde ise bu oran 0.47. 2012’de dünyada cinayete kurban gidenlerin sayısı 437.000! Yani dünya hiçbir açıdan tekin, güvenli değil, terörden kaçıyorsunuz ama cinayete kurban gidiyorsunuz. Güney Afrika’da Cape Town, cinayetin en çok işlendiği ikinci ülke. Terör saldırılarından ölümlerin sayısı 2011’den itibaren büyük yükseliş göstermiş. İslam Ülkeleri Organizasyonu’ndan IŞİD’e çok sayıda katılım var. Üyelerinden Türkiye’den katılım en çoklardan biri. Bu ülkeler dışında, en çok katılım Rusya dahil, Fransa, Almanya... Bizden fazla. Rapor çok kapsamlı, ilgilenenler raporun tümüne bakabilir. Özetle terör dünyanın geleceği gibi. Çok mu karamsarım!? Durmadan terör üreten bir dünya siyasal ve ekonomik sistemi varken, karamsar olmayalım mı? (*) www.visionofhumanity.org/globalterrorismindex#/page/ourgtifindings Urla’daki ceza kaçağın itirafı HAKAN DİRİK Kayıp askerden 80 gündür haber yok Kilis’te 1 Eylül’de piyade er Yusuf Beylem’in şehit olduğu saldırıda IŞİD tarafından kaçırılan er Sefer Taş’ın ailesi 80 gündür gelecek iyi haberi bekliyor. Iğdır’ın Aralık ilçesine bağlı Aşağı Aratan köyünde yaşayan Taş ailesi, oğullarının durumu hakkında kayıp olduğu dışında bilgileri olmadığını söyledi. l IĞDIR/AA Belediye villaların sahiplerine 70 bin lira para cezası kesti rla villalarının sahipleri, yapılarının “kaçak” olduğunu “resmen” öğrendi. Urla Belediyesi, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a armağan edildiği ileri sürülen yapıların da bulunduğu villaları yıkmadığı için sahiplerine 70 bin lira para cezası kesti. Tebligatı alan villa sahipleri, cezanın iptali için idare mahkemesine başvurdu. Enerji şirketini de satmıştı U G ül’ün büyük oğlu Ahmet Münir Gül’ün yönetiminde yer aldığı Ventis Enerji Şirketi de, bir süre önce Suudi Arabistan’ın en büyük şirketleri arasında yer alan Acwa Power tarafından 25 milyon 300 bin TL’ye satın alınmıştı. Haberi gazetemizden Çiğdem Toker yazmıştı. Villaların kaçak konumuna kılıf bulmak için yapılan SİT değişikliğine karşı açılan dava İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde devam ediyor. Son duruşmada, mahkeme keşfi için gidildiğinde “özel mülkiyete tecavüz” suçlamasıyla jandarma tarafından alıkonan avukatlardan Arif Ali Cangı, “Bu madde Türkiye Cumhuriyeti yasalarında yok, Amerikan yasalarında var. Bize yapılan gözaltı işlemi, bu koyda hukukun olmadığının gös tergesidir” dedi. Bunun üzerine, villa sahiplerini temsilen davaya müdahil olan Oğuzhan Boyacı’nın avukatı, bölgede hukukun işlediğini anlatmak isterken “Daha geçen gün Urla Belediyesi’nden 70 bin lira para cezası müvekkillerimize tebliğ edildi. Bunun iptali için mahkemenizde dava açtık” dedi. Cangı, mahkemeye verilen bilginin yapıların halen kaçak olduğunun itirafı olduğunu kaydetti. l İZMİR 37 öğrenciye beraat Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampusu’nda 10 Mayıs 2013 tarihinde eylem yapan 37 öğrenci hakkında, “Toplantı ve Gösteri Kanunu’na muhalefet”, “Kamu malına zarar” ve “Görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından açılan dava beraatla sonuçlandı. Mahkeme, polis tarafından tanzim edilen ve soyut nitelik taşıyan olay ve yakalama tutanağı dışında kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına hükmetti. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle