15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 19 Kasım 2015 yorum TASARIM: ZARİFE SELÇUK 16 ar bana Tayyip Bey’siz bir yazı!..” dileğinin tutacağı yok. Bir de Davutoğlumuz var. Zahiren de olsa “Parti Lideri ve Başbakan” sıfatı taşıyor. Üstelik fevkalededen stratejik derinliği haiz bir cevher yumurtlama kapasitesi var. Destansı ses tonuyla attığı yanık nutuklara kulak tıkamak imkânsız. Partisinin gizli toplantısında AKP’nin yeni vekillerine şöyle buyurmuş: “Görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiren adamı partiye sokmam!” Yani topun ağzında, sadece “adamlar”. “Madam”lara bir şey yok. Atalarımız ne demişti: Yağmasan da gürle! Ama lütfen dikkat etsin! Yağarken üstünü başını ıslatmasın! “Lüksten gösterişten kaçının yoksa partiye sokmam” lafı boyuna posuna birkaç numara büyük. O lafların ucu RuhaniRahmani Lideri’ne dokunabilir! “İtibardan tasarruf olmaz!” buyuran Sicil Amiri’ni kızdırabilir. Ne demek “Partiye sokmam!” Parti babanın malı mı? Aman ha! Bereket versin Tayyip Bey partiye kendi arzusu ile gelmiyor. Bir parmak işaretiyle partisi ayağına koşuyor! HHH Söyleyene bak! Lüksten israftan kaçının öğüdüne Davutoğlu önce kendisi uymadı ki! Daha Dışişleri Bakanı olduğu gün, devlete ait sayısız boş lojman varken aylığı 28 bin dolardan devlete “özel konut” kiralattı. Başbakan olduktan sonra neleri değiştirdiğini bilme imkânımız yok. Çünkü bu iktidarın “ödenek”leri dahil her şeyi “örtülü!” Pardon sadece saç biçimini değiştirdiğini görüyoruz. “Y erkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır” diyen Andy Warhol, hayatta olsa ve Türkiye’de yaşasaydı bu sözünü “Bir gün herkes terörist olacaktır”a çevirirdi. Hatta AKP iktidarının kurmak istediği rejimi tam olarak algılasa, ünlü sözünü şöyle zenginleştirirdi: “Bir gün herkes ya terörist olacak ya da Cumhurbaşkanı’na hakaret edecek.” Bu tezin nedeni çok ve her geçen gün daha da artıyor. Birkaçını sıralayalım. Tarih 13 Ekim. Şanlıurfa Bozova ilçesinde Jandarma YDGH operasyonu yaptı ve 10 kişiyi gözaltına aldı. Savcılığa sevk edilen 10 kişi haklarında delil olmadığı için “terör” suçundan serbest bırakıldı. Ama onlar gözaltındayken polis hepsinin Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarını kontrol etti. Aranan delil bulundu. 3 kişinin hesabındaki paylaşımlar “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçuna uygundu ve tutuklandılar. 10 gün sonra bu kez Ceylanpınar’da ev baskını yapıldı. 5 kişi PKK üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Savcılık delil olmadığı için onları da serbest bıraktı. Sosyal medya dedektifi emniyet güçleri olayın peşini bırakmadı. Mutlaka bir suç bulunmalıydı. 5 kişiden 3’ünün hesaplarındaki “detaylı” incelemede aranan suç bulundu; Cumhurbaşkanı’na hakaret... Geçtiğimiz hafta Van’da bu kez bir gazeteci “yalan habar yazmak” suçlamasıyla, üç gazeteci de bu uygulamaya karşı çıktığı için gözaltına alındı. Bilinen yöntem devreye girdi, gazetecilerin sosyal medya hesapları incelendi. DİHA muhabiri İdris Yılmaz’ın Facebook hesabındaki bir karikatür “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasına uygundu. JİNHA muhabiri Vildan Atmaca ise tam bir yıl önce YPJ’li Arin Mirkan ile IŞİD’in öldürdüğü Deniz Fırat’ın fotoğraflarını paylaşmıştı; yani “örgüt propagandası”. İkisi de tutuklandı. Hadi basından devam edelim. Hürriyet gazetesi ve Zaman gazetesi hakkında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemediği bir sözü çarpıtarak algı operasyonu yapıldığı” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Ama soruşturmayı basın savcılığı yerine Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu başlattı. Nokta dergisinin Erdoğan’ın şehit cenazesi önünde selfie çektirirken gösteren fotomontaj kapağı nedeniyle Emniyet, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan toplatma talep etti. Nöbetçi olmayan yetkisiz savcı, bu suçun toplatmaya gerekçe olamayacağını biliyordu, emniyetten gelen talep yazısının üzerine el yazısıyla “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu ekledi ve dergiyi toplattı. Başka bir kapak nedeniyle de derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Çapan da “halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik” suçlamasıyla tutuklandı. Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “muğlak” ifadesi nedeniyle uluslararası kurum ve kuruluşlarda bile kaygı uyandıran “terör” tanımı nedeniyle yapılan herhangi bir haber bile tutuklanma nedeni sayılabilir. Öyle ki avukat Fikret İlkiz’in dediği gibi “Terör konusunda görüş bildiren bir bilim insanının savunduğu bir fikir; eğer terör örgütü tarafından da aynı fikir savunuluyorsa uygulamada sorun yaratabilir. Böylece ‘terör örgütünün propagandası’ ya da ‘terör örgütünün amacını’ savunmak şeklinde değerlendirilebilir.” Madalyonu ters çevirelim ve devam edelim. Antalya Alanya’da iki ay önce “PKK protestosu” gerekçesiyle yüzlerce kişi tarafından dürümcü dükkânı yağmalanarak ateşe verilen Adıyamanlı Hüseyin Sertaç Kılınç zararlarının karşılanması için kaymakamlığa başvurdu. Kaymakamlık, “yaşananlar terör sayılmaz” diyerek başvuruyu reddetti. Yani dizi film senaryosundan terör çıkıyor ama Kürt birine ait dükkânın yağmalanması terör sayılmıyor. Artık öyle bir rejimde yaşıyoruz ki herkes bir gün terörist olabilir ya da Cumhurbaşkanı’na hakaret edebilir. Buyrun “yeni Türkiye”nin “ileri demokrasi”sine... 19 KASIM 2015 SAYI: 32915 Bir gün herkes terörist olacak! Ciddiyetten tasarruf eden başbakan HHH Vekillere verdiği öğüt ise tamamen mugalata! Vekiller hele de iktidar vekilleri arabaev ve yaşam tarzını değiştirmezlerse aldıkları onca maaşı nereye harcayacaklar. Davutoğlu acaba, “paraları çarçur etmeyin arsayadövize mi yatırın” mı diyor? Ankara gazetecileri özellikle de parlamento muhabirleri çok iyi bilirler ki, milletvekilliği hava demektir. Hava ise yeni bir dil öğrenerek, felsefe kurslarına devam ederek atılamaz. Seçmenden vakit olmaz. Hava atmanın en kestirme yolu bindiği araçtır. Giydiği lacivert takım elbisedir. Taktığı altın rozettir. Çevresine topladığı partililerle Meclis lokantasında yemek yemektir. Bir de elbette prostat ameliyatından yeni çıkmış gibi yaylanarak yürümektir. Bu elbette en çok iktidar milletvekileri için söz konusudur. Aynı marka, aynı model arabaya binecekse... Ve yeni bir yürüyüş üslubuna yatay geçiş yapmayacaksa vekilliğin ne anlamı olabilir ki? “H meslek büyükleri”mizin en müstesnasıydı. [email protected] Yaşam üslubunu mesleğine yansıtmayı başarmış www.ahmettan.com bir gazeteci idi. 87 yılık yaşamının bir bölümüne paydaş olmuş oyun yazarı ve gazeteci Refik Erduran, eski eşinin sırrını, dün şöyle açıklıyordu. “Gücünün kaynağı neşesiydi, sahte olmayan açıklığıydı ve sevecenliği idi!” Neşe, açıklık ve sevecenlik gazetecilik mesleğinde başarıyı hazırlıyor, hatta Leyla Hanım örneğinde garantiliyordu. Ama “siyaset mesleği”nde bu üç özelliğin de esamisi okunmuyor. Örnek isterseniz, başta iktidar olmak üzere muhalefetin önde gelen şahsiyetlerine bir göz atın yeter! Cemal Süreya, 59 yaşında hayata veda etmişti. “Her ölüm erkendir!” derken elbette kendi ölümünü kastettiğinin fakında değildir. Ama Leyla Umar’ın, Fidel Castro’dan önce ölmesi yine de ve sahiden biraz erken oldu. Roma hukuku Leyla Umar’ın sırrı... Bu yıl sonsuzluğa uğurladığımız, “Seksen küsurluk [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY ünya, G20 başkanlarını uyarma ve doğru yola getirmedeki becerimize hayran ama ortalık giderek karışıyor, ekonomide ziller çalıyor, demokrasi kalmadı, Güneydoğu rezalet, basına saldırılar, her konuda güven çoktan buharlaştı. Bütün bunlara çare olarak “Başkanlık Sistemi” öneriliyor. Bunu her derde çözüm gösteren de var, diktatörlüğe götürecek yol olarak tanımlayan da... Bizce bu konu üstünde biraz düşünülmeli: Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre gibi ülkelerde yürürlükte olan özel hukuk kurallarının büyük bir bölümü Roma hukuku temellerine dayanır. İsviçre Borçlar ve Medeni Kanunu, İtalyan Ceza Kanunu, Alman Ticaret Kanunu vb. yasalarımızın kaynakları olmuşlardır ve bu ülkelerin kanunlarını benimseyerek Roma hukukuna dayanan Kıta Avrupası hukuk sistemi içine girmişizdir. Cumhuriyet kurulurken esinlendiğimiz Roma hukukuna dayalı Avrupa yasaları böyle sınırlı olmasaydı ve diğer bazı Roma usül ve yasalarını da benimsemiş olsaydık bugün içinde kulaç atmaya çalıştığımız girdaplarla cebelleşeceğimize bitmez, tükenmez bir mutluluk denizinde balık tutar, sörf yapar dururduk. Roma Cumhuriyeti Anayasası incelenirse görülür ki “diktatör” orada aslında karşılaşılan önemli ve can alıcı sorunları çözmesi için praetorlardan birine demokratik yollardan verilen bir sıfattır. Roma Cumhuriyeti’nin birçok sorununu gidermiş olan bu demokratik yöntem dururken biz “Başkan mı olsun? Diktatör mü olur” gibi gereksiz tartışmalarla zaman yitirmekteyiz. Oysa cesaretle davranmalı ve hukuk sistemlerinin bu ana kaynağını doğru yorumlayıp “Niye başkan olsun, diktatör olması daha iyidir!” diyebilmeliyiz. Bunu yaparken de önemli bir ayrıntı asla gözden kaçırılmamalıdır: Roma hukukunda tek tip diktatör yoktur. Diktatörler, kendilerinden hangi sorunun çözülmesi istendiğine göre adlandırılırlar. Örneğin, 4 Comitiorum habendorum causa: Seçim yapmakla yükümlü diktatör. 4 Sedintionis sedandae: İsyan bastırmayla görevli diktatör. 4 Dictator legibus faciendis et rei publicae: Yasa yapmak için görevlendirilmiş diktatör. vb. Bu hayırlı yolu tuttuğumuzda bize özgü bazı sorunlarımızın bulunduğunu anımsamalı ve bunlarla uğraşacak diktatör tanımlamalarını belirlemeliyiz: 4 Dictator perperit liberas: Çok çocuk doğurtma diktatörü. 4 Quintius Cincinnatus dictator est qui nesciat opportunorum ad equitandum: At binmesini bilmeyen diktatör. 4 Dictator qui negabant dictatoren: Ben diktatör değilim diyen diktatör. 4 Qui non scit aliquid dictator: Bilmediği hiçbir şey bulunmayan (Not: Maşallahın Latincesi yoktur) diktatör. Bu konuda anlatacaklarımız bitmemiştir. Gelecek yazılarımızda Roma diktatörlerinin eninde sonunda başlarına gelmiş olan çok çeşitli felaketleri de anlatacağız. D İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Dernek ve vakıflar için vergi tehlikesi! kabul edilecektir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesine göre, 31 Aralık 2015 tarihine kadar, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar için iktisadi işletme oluşmamış sayılır. Yani, bu düzenleme ile dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş; Taşınmaz kira gelirlerinden, Menkul kıymet alım satım gelirlerinden, Menkul kıymetlerin elde tutulması ile itfasından elde edilen gelirlerden, ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 31 Aralık 2015 tarihine kadar kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir. Söz konusu vergi kesintileri dernek veya vakıflar açısından nihai vergileme niteliğinde olacaktır. Can Dündar Geçici 2. madde Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya likesi ortadan kaldırılmış olur. Atılabilecek bir diğer adım ise, vakıf veya derneklerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ya da atıl fonlarını değerlendirmelerinin iktisadi işletme oluşturmayacağı yönünde bir idari düzen leme ile konuya açıklık getirmektir. Bir dernek veya vakfın bu faaliyetlerde bulunması yukarıda açıklanan iktisadi işletme oluşum şartlarını sağlamaz. Konuyu bir tebliğ ile açıklamak bu sorunu ortadan kaldıracaktır. Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.18 05.01 05.23 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.48 11 .56 14.27 06.30 11 .41 14.14 06.50 12.04 14.41 Akşam 16.52 16.39 17.06 Yatsı 18.15 18.01 18.25 ernek ve vakıflar aslında vergi mükellefi değillerdir. Bu kuruluşlar gelir vergisinin de kurumlar vergisinin de mükellefi olmazlar. Ancak iktisadi işletmenin oluşmasıyla kurumlar vergisi mükellefi olacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesi dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında saymıştır. İktisadi işletmelerin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alımsatımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı D SOSYAL GÜVENLİK Asgari ücrete ince ayar! KESİNTİLER TOPLAMI 469.19 AGİ HARİÇ ASGARİ ÜCRETTEN KESİNTİLER TOPLAMI 379.08 NET ELE GEÇEN TUTAR 1.176.58 AGİ DAHİL NET TUTAR 1.300.01 İŞVEREN SGK PAYI  337.38 İŞVEREN İŞSİZLİK SİGORTASI (%2) 32.92 İŞVERENE MALİYET (%5 SGK PRİM İNDİRİMİ KULLANILMIŞTIR) 1.933.78 eçim süresince siyasi partiler tarafından en fazla kullanılan koS nulardan birisi olan asgari ücrette sona gelindi. Asgari ücrette gözler, iktidar partisine çevrildi. Ak Parti seçim beyannamesinde yer alan 1.300 TL’lik asgari ücret artışının olup olmayacağı veya ne şekilde yapılacağı merakla bekleniyor. Halen brüt 1.273,50 TL ve net 1.000,50 TL olan asgari ücret, aralık ayında toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda 1.1.2016’dan itibaren yeniden belirlenmeyi bekliyor. Mevcut kesintilere göre değerlendirildiğinde 2016 yılında Asgari ücretin net 1.300 TL olmasıyla hesaplamalar ve bordro maliyetleri yaklaşık olarak aşağıdaki gibi olacaktır: AYLIK ASGARİ ÜCRET 1.645.77 İŞÇİ İŞSİZLİK SİGORTASI (%1) 16.46 İŞÇİ SSK PAYI (%14) 230.41 GELİR VERGİSİ MATRAHI 1.398.90 ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (BEKÂRÇOCUKSUZ) 123.43 GELİR VERGİSİ TUTARI  209.84 AGİ HARİÇ GELİR VERGİSİ TUTARI 119.73 DAMGA VERGİSİ TUTARI  12.49 ASGARİ ÜCRETTEN 31 Aralık sonrası Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesinin süresi 31 Aralık 2015 itibarıyla dolmaktadır. O halde atılabilecek iki adım vardır: Öncelikle geçici 2. maddenin süresi uzatılabilir ya da bu hüküm kalıcı hale getirilebilir. Böylece, vakıf ve dernekler için vergi teh Görüldüğü gibi, işçinin eline 1.300 TL geçerken, devlete ödenen vergi ve sigorta primleri de yaklaşık 633 TL olmaktadır. Bu da gösteriyor ki, işçilik ücretlerinin yükü inanılmaz yüksek düzeydedir. İşverenlerin rekabet edebilmesi ve yeni yatırımlara, yeni istihdamlara karar verebilmesi için işçilik maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ücretlilerin vergi dilim sayıları artırılması ve tutarların yükseltilmesi gereklidir. Yine SGK primi işçi payında yüzde 3 indirim yapılmalıdır. Ücretlerden alınan damga vergisinin kaldırılarak işçilik maliyetleri düşürülmelidir. İşçilik Maliyetleri C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle