27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr İsrail Dışişleri, Katar yönetiminin Meşal’i Türkiye’ye sınır dışı etme kararı aldığını öne sürdü. Hamas şiddetle yalanlıyor Meşal Türkiye’ye mi kalacak Dış Haberler Servisi İsrail hükümeti, Katar’da sürgün yaşayan Hamas lideri Halid Meşal’in Türkiye’ye sınır dışı edildiğini öne sürdü. İsrail, Ankara’ya Hamas liderini kabul etmeme çağrısında bulundu. Hamas kaynakları ise olayı “temelsiz” diyerek yalanlıyor. Katar, kısa süre önce Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) içinde Suudi Arabistan’ın başını çektiği tecritle karşı karşıya kalınca Mısır’daki Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketinin sürgündeki unsurları nı ülkeden çıkartmak zorunda kalmıştı. İsrail Dışişleri ise dün İhvan’ın Filistin kolu olan Hamas’a yönelik de aynı kararın alındığını öne sürdü. İsrail Dışişleri sözcüsü Emmanuel Nahshon, “Katar’ın Meşal’i Türkiye’ye sınır dışı etme kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Türk hükümetinden de aynı şekilde sorumlu davranmasını bekliyoruz” dedi. İsrail’in Katar’da bir diplomatik ofisi bulunurken, sözcü, Doha’nın kararının “İsrail’in ağır diplomatik baskısının ardından alındığını” ekledi. Doha’nın Hamas’ın merkezini başka bir ülkeye taşınmasını da istendiği iddia edildi. Bu açıklamaya Hamas’tan öfke li yalanlamalar geldi. ‘Türkiye sorumlu davransın’ Hamas sözcüsü İzzet el Rishq, “Kardeş Halid Meşal’in Doha’yı terk etmesinin hakikatle alakası yoktur. Hepimiz Doha’dayız” dedi. Doha’daki Hamas sözcüsü Husüman Badran ile Gazze’deki yetkili Salih Berdawil, haberin yanlış olduğunu söyledi. Türkiye Dışişleri ise “Katar’ın Meşal’i Türkiye’ye gönderme kararı veya planlarıyla ilgili bilgilerinin bulunmadığını” aktardı. Ancak Filistin’in Ma’an haber ajansı, Meşal’in iki hafta önce Türkiye’yi ziyaret ederek Konya’da AKP il kongresinde “Güçlü Türkiye, Müslümanlar için güç kaynağıdır” mesajı verdiği ziyareti hatırlatarak Hamas siyasi bürosunun taşınması olasığını görüştüğünü savundu. Hamas’ın yalanlamasının sorulduğu bir İsrailli yetkili ise İsrail hükümetinin sınır dışı kararına dair “resmi kanallardan ciddi ve güvenilir enformasyon aldığını” söyledi. Ancak Katar’ın doğrudan kendilerini bilgilendirip bilgilendirmediğine dair yorum yapmadı. Katar’dan ise Dışişleri: Bilgimiz yok dün akşam itibarıyla bir yorum çıkmadı. Hamas’ın Suriye çatışmasında Sünni eksende yer almasının ardından 58 yaşındaki Meşal, 2012 başlarında yıllarca yaşadığı Şam’ı terk edip örgütün merkezini Doha’ya taşınmıştı. Ancak Suriye çatışmasında İhvan’ın başarısızlığının ardından Mısır’da 2013 yazında hareketin devrilmesiyle başlayan süreçte işler değişmişti. Türkiye ile birlikte sürgünlere sığınma sağlayan Katar, KİK içinde Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin “içişlerine karışma” eleştirilerine uğradı. Katar üç ülkenin elçilerini geçen yıl 8 ay boyunca Doha’dan çekerek diplomatik tecride başvurmaları üzerine çark etti. KİK içinde varılan uzlaşmayla Doha, Mısır İhvan’ı üyelerini sınır dışı ederken, bunlardan bir kısmının Türkiye’ye geldiği biliniyor. Doha, Mısır’daki El Sisi yönetimiyle yeniden yakınlaşmaya çalışırken El Cezire’nin Mısır’a yayın yapan kanalını da kapattı. Hamas ise son dönemde Suriye ve İran ile yeniden yakınlaşma çabasında. KİK çark ettirmişti Suriye McCain’i BM’ye şikâyet etti n Suriye aralarında ABD’li Cumhuriyetçi Senatör John McCain, eski diplomat David Galbraith, eski Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in de yer aldığı yabancı siyasetçi, diplomat, gazetecilerin birçok kez vizesiz ülkeye girmesiyle ilgili BM’ye şikâyet mektubu gönderdi. Suriye’nin BM Temsilcisi Beşşar Caferi, 30 Aralık’ta Genel Sekreter Ban Kimun ve Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta, ulusal egemenlik ihlaline karşı acil önlemler alınmasını ve söz konusu ülkelere baskı yapılmasını talep etti. McCain, 2013’te Türkiye’den Suriye’ye girip muhaliflerle görüşmüştü. Mektupta McCain’in Suriye’de BM’nin “terör örgütü” ilen ettiği Nusra liderleriyle görüştüğü, Kuveytli siyasi Velid el Tabtaba’nin isyancılara para ve silah verdiği sıralandı. Yabancı düşmanlığını karanlığa gömdüler PEGIDA Dresden’de 18 bin kişi toplasa da, Almanya çapında 40 bine yakın kişi Müslümanlarla dayanışmak için sokaklara döküldü. Köln Katedrali, Brandenburg Kapısı PEGIDA’ya karşı ışıklarını kapattı Dış Haberler Servisi Avrupa’nın en çok göçmen alan ülkesi Almanya, yükselişe geçen İslam karşıtı hareket ile buna karşı seferber olanlar arasında hararetli gövde gösterilerine sahne oluyor. “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar”, kısaca PEGIDA hareketi Ekim 2014’den beri gösteri düzenlediği Dresden kentinde önceki gün 18 binlik rekor katılımcı topladı, ama diğer kentlerde Müslümanlarla dayanışanlar ağır bastı. Geceye Türkiye kökenlilerin yoğun yaşadığı Köln kentinde Alman Gotiği’nin başyapıtı katedralin ışıklarını söndürerek PEGIDA’yı karanlıkta bırakması damga vurdu. n Rusya’da kardeşi hapse atılan kendi de ev hapsinde tutulan muhalif lider Aleksey Navalni, Devlet Başkanı Vladimir Putin’e isyan çağrısı sonrası elektronik kelepçelerini çıkardı. Makasla keserken epey yorulduğunu söyleyerek çıkardığı kelepçenin fotoğrafını yayımlayan Navalni, aralıkta yolsuzluktan mahkum edilmesinin yasadışı bir karar, şubattan beri ev hapsinde tutulmasının da “yasadışı gözaltı” olduğunu söyledi. Rus yasalarının sadece zanlı ya da sanıklara ev hapsi verdiğini, mahkum edildikten sonra ev hapsinde kalmaya devam eden tek kişinin kendisi olduğunu anlatan Navalni, ülkeyi terk etme niyetinin olmadığını belirtti. Navalni’ye kelepçe dayanmıyor ild kampanyasına eski başbakanlardan destek Dresden’de PEGIDA karşıtı gösteriye 3 bin kişi katılırken, Opera Evi ve Volkswagen fabrikası ışıklarını kapatarak PEGIDA’yı protesto etti. Köln’de “Döner yerine patates yeğdir” gibi afişlerle PEGIDA için toplanan birkaç yüz kişinin yürüyüşüne 5 bin kişi set çekerken Almanya’nın en turist çeken tarihi eseri olan Köln Katedrali 18.3020.00 arası ışıklarını kapattı. Protestan Antoniter Kilisesi, belediye meclisi ve çikolata müzesinin de ışıklarını söndürmesiyle kent merkezi karanlığa gömüldü. Berlin’de “Almanlar Nazilere karşı”, “Yabancı düşmanlığı insanlığa aykırı”, “Ülkemiz için utanç kaynağı” sloganları atan 5 bin kişi Adalet Bakanı Heiko Maas’ın katılımıyla PEGIDA B Berlin’de PEGIDA’yı engelleyen eylemciler manidar desenli şemsiyeler açtı. Dresden’de PEGIDA yürüyüşçüleri ise karanlığa karşı cep telefonlarının ışığını kullandı. (REUTERS) yürüyüşüne engel olurken, Brandenburg Kapısı’nda ışıklar söndü. Müslümanlarla dayanışmak için Münster’de 10, Stuttgart’ta 8, Hamburg’da 4, Marburg’da 3 bin kişi sokağa döküldü. Başbakan Angela Merkel’in yeni yıl konuşmasında yabancı düşmanı gösterilere katılınmaması çağrısı sonrası, Bild gazetesi başsayfadan “PEGIDA’ya hayır” kampanyası başlattı Kampanyaya katılan 50 ünlü arasında yer alan eski başbakanlar Helmut Schmidt ve Gerhard Schröder PEGIDA’ya başkaldırı çağrısı yaptı. Milli takım menajeri Oliver Bier hoff “göçmen kökenli futbolcularla dünya şampiyonu” olduklarını hatırlattı. Yılda 450 bin göçmen alan Almanya’da, PEGIDA’ya sarışın sözcü yüzde 30 “İslam çok etkinleşti, PEGIDA haklı” görüşünde. Dresden’de PEGIDA’nın “sarışın güzeli” sözcüsü haline gelen Kathrin Örtel, Merkel’e “Almanya’da yine siyasi baskı başladı. Göçmen ve mülteci politikalarına haklı eleştiriler getiriyoruz diye bütün ana akım bize ırkçı, Nazi diyerek hakaret ediyor” tep kisini gösterdi. Ö Z L Ü Y O R U Z... T.C. MENDERES İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan İzmir ili, Menderes ilçesi, Görece Mahallesi, 103 ada 1 parsel 82/36400 arsa paylı 11 bağımsız bölüm mesken vasıflı taşınmaz, Menderes İcra Müdürlüğü, Menderes, İzmir adresinde aşağıda yazılı gün ve saatlerde ve belirtilen şartlarda satılarak paraya çevrilecektir. Taşınmazın önemli özellikleri: Söz konusu taşınmaz İzmir ili, Menderes ilçesi, Görece, Hürriyet Mahallesi, Koca Sinan Sokağı, Nilüfer Apartmanı N: 20 D: 11 açık adresindedir. Taşınmaz altı katlı bir apartman binasının ikinci katında yer almaktadır. Giriş kapısı Amerikan panel kapı, dış cephe doğramaları plastik doğramadan yapılmıştır. Mesken salon, mutfak, iki oda, banyo ve WC’den ibarettir. Daire faydalı net alanı 64,00 m2’dir. Ulaşım imkânı kolay olup belediyenin tüm hizmetlerinden yararlanmaktadır. KIYMETİ: Taşınmaza bilirkişi tarafından 75.000,00 TL değer takdir edilmiştir. 1. Satış Günü: 24/02/2015 günü 11.30 11.40 arası 2. Satış Günü: 24/03/2015 günü 11.30 11.40 arası Satış şartları: 1 İhale açık anırma suretiyle yapılacaktır. Birinci arttırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok anırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, %1 oranında KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/1147 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 23/12/2014 2014/1147 TLMT. 5 YIL ÖNCE BUGÜN; BİZİ, SENSİZ VE SESSİZ BIRAKIP GİTTİĞİNDEN BU YANA, HER ANIMIZ; SENİNLE VE HATIRALARINLA DOLU GEÇİYOR. ÖZLÜYOR, ARIYOR VE SENİ HER ZAMAN YANIMIZDA HİSSEDİYORUZ. NURLAR İÇİNDE YAT. MEKANIN CENNET OLSUN... AYSEL YILHAN EşiN vE KIZIN: EROL ÖZLEm “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 2370) Ülkelerin uluslararası planda “görünümlerini” son tahlilde liderlikleri belirler. “Görünüm” mevzu bahis olduğunda, dünyanın en modern, en liberal değerlerle yaşayan toplumu olsanız neye yarar! Misal milyonlarca kişi bir araya gelseniz, “bir George W. Bush etmezsiniz”. 300 küsur milyon Amerikalı çaresiz 21. yüzyılın ilk sekiz yılında memleketlerini yönetmiş Bush ile anılacaklar. Yarısı sandığa gitmemiş, gidenlerin yarısı oy vermiş olsa da “demokrasinin bu talihsizliğini”, “güçlü kurumsal sistemleriyle” aşabilir olmakla övünebilirler neyse ki… Ama görüntüyü kurtarmaya yetmez. HHH Bush örneği verdik, lakin görüntü meselesi dediğimizde bizim diyarlar “pespaye liderliklerden” geçilmez. İktidar, para ve mevki/makam hırslarının icabı olarak toplumlarına mütemadiyen yalan söyleyen, dini ve geleneksel değerleri kötüye kullanan, halkının “eğitimi düşük” kesimini kendi bekası bilen popülist liderler, maalesef Ortadoğu görünümünün olmazsa olmazları... Son dönemde ilginç ve bir o kadar da imrenilecek bir istisna var hemen doğumuzda, “molla rejimi” addedilen İran’da: Popülist/şovenist Mahmud Ahmedinejad’ın 2009’da “çaldığı” sandığa gömülmüş İranlıların “sessiz çoğunluğunun” iradesi ve devlet aklının teşvikiyle Haziran 2013’te seçilen Hasan Ruhani. HHH İran’ın “teokrasiye dayalı” sistemini beğenmiyor olabiliriz. Ama İranlılar “lümpenlikle” değil “akil insan” niteliğini taşıyan bir lidere sahip olmakla ne kadar övünse yeridir. İşbaşına geldiğinden beri Ahmedinejad’ın “sadaka ekonomisiyle” yeni nesillerin geleceklerini har vurup harman savunmayı siyaset zanneden berbat popülist söylemi, yerini; akıl, rasyonellik ve itidale bıraktı. Henüz başarılı olmasa da tuttuğu yol ve üslubu pespayelikten yorgun düşmüş sıradan İranlılar için umut verici. Ruhani’nin ülkenin uluslararası görünümünü parlatması, pek çok kesimden İranlı için “gurur kaynağı” haline gelmesi boşuna değil. HHH Toplumuna yol gösteren eğitimi sağlam bir liderin hali bir başka oluyor. Anadili Farsçanın dışında İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Arapça bilen din âlimi Ruhani, Tahran Üniversitesi mezunu, İskoçya Glasgow Caledonia Üniversitesi’nden master derecesi var. İslam Devrimi’nin “içinden gelme”. Humeyni’ye Paris’te eşlik eden kadrolardan. 1990’larda ulusal güvenlik danışmanlığı yürütmüş. Ruhani doğrudan “reformcu” diye anılan Yeşil Hareket’ten filan değil. Ama reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde nükleer programı Batı ile müzakere eden isim. HHH İran lideri göreve gelir gelmez İran’ı değiştirmek için kolları sıvadı. Kilit mesele nükleer program nedeniyle maruz kalınan tecritti. Ruhani 1.5 yıl boyunca İran’ın nükleer haklarından taviz vermemek gayretiyle Batı ile nükleer müzakereleri yürüttü. Amerika ile “Kapatılması zor kronik yaralar vardır, fakat iyi niyetle ve karşılıklı saygıyla güç olsa da imkânsız değildir” diye nitelediği ilişkileri tamire girişti. Elbette ortalık güllük gülistanlık değil ve olmayacak. Lakin Irak’taki gelişmeler ve IŞİD tehdidinin de etkisiyle bugün bile bir “entente” sağlanmış durumda. 2015 İran’ın yılı olacak. Bir aksi durum olmazsa haziran sonunda nükleer anlaşma görürsek şaşırmamalı. HHH Ruhani’nin hedefi açık. İran’ı; Ahmedinejad’ın tutum ve söylemleriyle bilenen haksız yaptırım rejimi ile içine düştüğü, kötü yönetim ve yolsuzluklara bulanmış ve son dönemde petrol fiyatlarının düşmesiyle son darbeyi alan ekonomisini düze çıkarmak. İran liderinde yalan yok, kıvırma, manipülasyon yok. İran’ın tedavi etmesi kolay olmayan hakikatlerini dile getirme cesareti ise takdire şayan. Bu açıdan pazar günü Tahran’daki ekonomi konferansındaki çıkışı dikkate değerdi. HHH İran’ın sürdürülebilir bir kalkınma için tecritten çıkarılması, dünyada hak ettiği yeri alması gerektiğini söyledi Ruhani. “Siyasi hayatımız tecrit halindeyken sürdürülebilir bir büyüme sağlayamayacağımızı göstermiştir” diyerek İran’ı zora sokan dış politikanın değişmesi gerektiğini dile getirdi. Ekonomide kötü yönetim ve yolsuzluklara bulanmış hükümet tekelinin kırılması ve şeffaflaşma ihtiyacına dikkat çekti. İran için “Yabancı bir yatırımcı İran’a gelirse bağımsızlığımız tehlike altına gireceğiniz söylediğimiz zamanlar geçti” diyecek kadar ileri gitti. Olası nükleer anlaşmayı halka “İdeallerimiz zenginleştirme santrifüjlerimize bağlı değil. Bu yürek ve irade meselesi” vurgusuyla izaha çalıştı. Ve en mühimi meclis, yargı ve güvenlik yapılanmasındaki aşırı muhafazakâr lobiye dokundurmasıydı. Nükleer anlaşma olursa bu lobiye takılacağından hareketle böylesine önemli bir meselenin halka referandumla sorulması önerisini ilk kez dile getirerek herkesi şaşırttı. HHH Ruhani’nin elbette sihirli değneği yok. İç siyasette meclis, yargı ve güvenlik gruplarının çıkarlarına odaklanmış muhafazakâr yapıyı kırıp beklenen açılımı gerçekleştiremediği aşikâr. Yeşil Hareket’in liderleri hâlâ ev hapsinde, basına ve ifade özgürlüğüne kısıtlamalar, internet ve sosyal medyaya sansür eksik değil, idam cezaları yerli yerinde. Reformcu bakan tercihleri mecliste direnişle karşılanıyor. Ama bütün bunlar için önce nükleer anlaşmayı kotarması gerektiğini iyi biliyor. Gerçekleşsin yahut gerçekleşmesin. İranlılar, bir din âlimi ve aydının nezdinde kaba saba, aşırılıkçı ve kutuplaştırıcı değil, itidalli bir dönüşüm mücadelesi neymiş, âleme cihana gösteriyor. Acem Şansı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle