19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Birikimler yüzde 23 düştü Yüksek gelir için üstünlüğü şart Ekonomi Servisi Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye’nin iş yapma ortamı, kamu maliyesi yönetimi, altyapının düzenlenmesi, imar planları, fikri mülkiyet hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda henüz yüksek gelir grubundaki bir ülke olmak için gereken kurumsal oluşumları tam olarak yerine getirmediğine işaret etti. Raiser, Dünya Bankası’nın hazırladığı “Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Raporu”nun tanıtım toplantısında, Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşma endişesi taşıdığını da belirterek, çalışan nüfusun ekonomiye katılımının artırılmasının önemine dikkati çekti. Bankacılık sektörünün geçmişte Türkiye’nin yumuşak karnı olduğunu belirten Raiser, bugün ise mali istikrarın ve verimli özel sektör büyümesinin temel kaynağı hale geldiğini vurguladı. hukukun yurttaş borçla geçiniyor u ING Bank’ın ‘Avrupa’da Tasarruf ve Borç Araştırması’na göre, tasarrufu olmayan tüketicilerin oranının 2014’te yüzde 44’e ulaştığı Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında kişisel tasarruflar liginde sondan ikinci sırada yer alıyor. Ekonomi Servisi Türkiye’de bireyler, nakite sıkışınca akrabalarından borç istemek yerine, başta kredi kartı olmak üzere banka kaynaklarını tercih ediyor. ING Uluslararası Araştırmalar tarafından her yıl 13 Avrupa ülkesinde 13 bin tüketiciyi kapsayarak gerçekleştirilen “Avrupa’da Tasarruf ve Borç Araştırması” tamamlandı. Araştırmada Türkiye ile ilgili şu tespitlere yer verildi: l Son bir yılda Avrupa’da tasarrufu bulunmayanların oranı yüzde 35’ten yüzde 38’e yükseldi. Türkiye’de ise tasarruf sahibi olmayanların oranında bir yıl öncekine göre yüzde 4’lük artış görülüyor. Tasarrufu bulunmayan tüketicilerin oranının 2014’te yüzde 44’e ulaştığı Türkiye, kişisel tasarruflar liginde sondan ikinci sırada yer alıyor. l Yıllık Gayri Safi Milli Hasıla değişim oranına göre tasarrufların azaldığı ülkeler sıralamasında Türkiara zirvesinde bulunuyor. Avrupa’da tüketicilerin yüzde 27’si, Türkiye’de yüzde 30’u borç alırken uygulanan faizi bilmediklerini belirtiyor. l Türk tüketicilerin yüzde 31’i tasarruf miktarından memnun olduğunu söylüyor. Ancak buna rağmen, Türkiye’de toplam nüfusa kıyasla tasarrufu olmayan geniş bir kesim bulunuyor. Türkiye tüm ülkeler arasında, tasarruflarını düzenli artıramayanlar listesinde yüzde 62 ile en yüksek orana sahip ülke konumunda yer alıyor. l Türkiye’de tüketicilerin yüzde 84’ü aileden ya da arkadaşlardan borç istemenin, bankadan borç almaktan daha zor geldiğini söylüyor. Türkiye bu oranla araştırma yapılan Avrupa ülkeleri arasında ise 1. sırada yer alıyor. l Avrupa genelinde tüketicilerin yüzde 17’si, Türkiye’de ise yüzde 28’i eşlerine söylemedikleri bir hesapları bulunduğunu beyan ediyor. l Türkiye, Fransa’nın ardından “eşlerin birbirinden parasal konularda sır saklamasının normal karşılandığı” görüşünün en çok kabul gördüğü ikinci ülke oldu. Türkiye’de gizli harcama yapanların oranı borcu olan hanelerde yüzde 27, borcu bulunmayan hanelerde ise yüzde 22 düzeyinde yer alıyor. Magna Carta’nın 800. Yılı Üniversitede dönem sonu, öğrencilerimle “iktisadi büyümenin kaynakları” konusunu tartışıyoruz. Can alıcı soru: “Sanayi devrimi niye İngiltere’de; ve niye 18. yüzyılın son çeyreğinde gerçekleşti?” Ya da belki soruyu başka bir açıdan sormalıyız: “Sanayi devrimi, astronomi ve matematikte kaydettikleri büyük ilerlemelere karşın niye Arap yarımadasında gerçekleşmedi?” Gene aynı bağlamda: “Çinliler, barut, el arabası ve su buharı gibi önemli endüstriyel buluşlara karşın, niçin sanayi devrimine öncülük edemediler?” Bu soruların tek bir yanıtı yok kuşkusuz. İnsanlık tarihinin zenginliği ve ülkelerin sanayileşme yolundaki farklı deneyimleri, büyümenin kaynakları üzerine zengin bir menü sunuyor. Bunun da ötesinde, iktisadi büyüme kavramı kuramsal olarak iktisat biliminin en zor ve en açıklanamamış öğelerini barındırmakta. Ancak, farklı deneyimleri bir araya getiren ortak bazı özellikleri belirlemek gene de olası; bu yazımızda da bunlara değineceğiz. Söz konusu öğelerden ilki, “toprak rantlarını sanayi yatırımlarına dönüştürebilen bir burjuva sınıfının oluşmasının önünü açabilen; ve sömürgeci/emperyal zihniyete sahip bir devlet aygıtının oluşması” olarak anılabilir. Sömürgeler ile yürütülen ticaretin güven altında gelişebilmesi için İngiliz donanmasının ticaret filolarına kılavuzluk etmesi; ve sömürgeler ile olan ticaretin sadece İngiliz bandıralı gemiler aracılığıyla sürdürülmesine dayalı korumacılık ilkeleri gene İngiliz devlet siyasetinin ayrılmaz unsurları olarak göze çarpmaktaydı. Bunun yanında “paranın ekonomik faaliyetleri yönlendirmesi” de sayılabilir elbette. Ne de olsa konumuz “ekonomi”. Genişleyen iç pazar ile birlikte artan sınai üretimin ve ticaretin sürdürülmesinde para arzının yönlendirilmesi ve denetlenmesi son derece önemliydi. İngiltere Merkez Bankası (Bank of England) 1694’te bu görevi üstlenmiş ve dünyanın ikinci merkez bankası (İsveç’ten sonra) olma ayrıcalığını elde etmişti. Sanayi devriminde yaratılan değerlerin para sermayesine dönüştürülmesi ve yeniden yatırıma yönlendirilmesinde para piyasasının ve para otoritesinin önemi yadsınamayacaktı. Ancak bütün bunların yanında çok daha önemli bir kavram, İngiltere’de daha 1215’te Magna Carta Sözleşmesi sayesinde gerçekleştirilmiş idi: Hukukun üstünlüğü. Büyük Özgürlükler Sözleşmesi diye de anılan Magna Carta, bundan tam 800 yıl önce 1215’te, İngiltere’de büyük toprak sahiplerinin rastgele vergi alınmasını engelleyerek ve Kral’ın (Yolsuz Kral John) yetkilerini kısıtlayan bir dizi hukuki ve sosyal özgürlük ilkesini tanıyarak kapitalist sermaye birikiminin de temellerini atmıştı. Magna Carta’nın 39. maddesinde yer alan; “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır”(*) hükmü, vatandaşların hakları ve özgürlükleri açısından çok önemli kurallar getirmiş olup, hukukun üstünlüğü ilkesinin birçok ülkede yerleşmesine neden olmuştu. “Adalet satılamaz, geciktirilemez; hiçbir özgür yurttaş, ondan yoksun bırakılamaz” ilkesi, Magna Carta Sözleşmesi’nin en önemli şiarlarından birisi olarak, “hukukun üstünlüğü” ve “hukukta ayrılıklar” ilkelerini yasal güvenceye bağlamaktaydı. Hukukun üstünlüğü ilkesi 800 yıl boyunca insanlık tarihinin en önemli mücadele alanlarından birisi olarak günümüze kadar geldi. Yukarıdaki sorularımıza dönersek, sanayi devrimi sizce neden kıtalar aşan Müslüman denizcilerin coğrafyasında değil de, emperyal İngiltere topraklarında gerçekleştirilmiş olabilir? (*) Daha ayrıntılı bilgi için, www.biyografi. info/bilgi/magnacarta Zenginlerin bilgisi internete sızdı Ekonomi Servisi Morgan Stanley, çalışanlarından birinin 900 süper zengine ait kişisel bilgileri çalarak internete sızdırdığını açıkladı. Cnbce’nin haberine göre, Morgan Stanley’de hesabı bulunan yüzlerce zenginin kişisel bilgileri internette ifşa edildi. Morgan Stanley, çalışanlarından birinin varlık yönetimi birimi müşterisi olan 900 süper zengine ait kişisel bilgileri çalarak internete sızdırdığını açıkladı. Söz konusu çalışanı işten kovup yasal işlem başlattığını açıklayan Morgan Stanley, olayın ne zaman gerçekleştiğine ilişkin bilgi vermedi. u Merkez, hedefi yüzde 63.4 aşan enflasyonu bu düzeylerde tutan ürünler arasında ‘ekmek, et, kahveçay’ı da ekledi. Enflasyonu çay ve kahve artırmış Ekonomi Servisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Aralık Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu’nda, aralıkta tüketici fiyatlarının yüzde 0.44 azaldığı hatırlatılarak bu dönemde enflasyondaki düşüşün, enerji grubunda daha güçlü olmak üzere alt gruplar geneline yayıldığı ifade edildi. Raporda, “Enflasyon görünümündeki iyileşme ekmek ve tahıllara ek olarak et ve süt ürünlerinden kaynaklanırken kahveçay ve konserve işlenmiş sebze fiyatlarında yüksek oranlı artışlar devam etti. Aralık ayında işlenmiş gıda fiyatlarında gözlenen kısmi iyileşmeye rağmen et ürünleri, kahveçay başta olmak üzere alt gruplar genelinde yıllık enflasyon yüksek düzeylerde seyretmeye devam etti” denildi. Merkez Bankası raporunda, akaryakıt fiyatlarındaki düşüş ye, yüzde 23 tasarruf kaybıyla listenin ilk sırasında geliyor. Türkiye’de genel ekonomik gidişatın kişisel finansal yönetimlerini olumsuz etkilediğini belirtenlerin oranı bir yıl ön cesine kıyasla 8 puan artış göstererek yüzde 31’den yüzde 39’a çıktı. l Kişisel borçlar haritasında Türkiye’deki tüketiciler yüzde 53’lük kredi kartı borç oranıyla Avrupa’nın açık lerin ilgili hizmet gruplarına olumlu yansıdığı belirtilerek ocak ayında da enflasyonda düşüşün süreceği savunuldu. Öte yandan mutfakta geçen yılın zam şampiyonu kuru kayısı oldu. Kuru kayısının fiyatı 2014’te yüzde 113 arttı. Aynı dönemde fındıkta yüzde 94, ayvada yüzde 54, antepfıstığında yüzde 43, mercimekte yüzde 42 fiyat artışı gerçekleşti. Türkiye şirket birleşmelerinde Ekonomi Servisi Deloitte Türkiye’nin ‘2014 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na göre, yaklaşan genel seçimler, aşağı yönlü revize edilen büyüme tahminleri ve gelişmekte olan piyasalardaki kırılganlıklar gibi birtakım olumsuz sinyaller, 2015’in Türkiye’de birleşme ve satın almalar açısından zorlu bir dönem olacağına işaret ediyor. Rapora göre yatırımcılar Türkiye’de 2014’te yaklaşık 21 milyar dolarlık 236 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirdi. Özelleştirmelerin işlem hacmine katkısı yüzde 41 ile tarihsel olarak en yük 5.1 milyon kişi BES’lendi Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) katılımcı sayısının 2013 başından bu yana 2 milyon kişi artışla 5.1 milyon kişiye yükseldiğini açıkladı. Katılımcı sayısında 2013 başından bu yana artış yaklaşık yüzde 65 oldu. Sisteme giren 5 milyonuncu katılımcının tanıtımı töreninde konuşan Babacan, BES’te 2023’te 12 milyon katılımcıya ulaşma hedefi olduğunu hatırlatarak, şu anki sayının yeterli olmadığını vurguladı. Babacan, potansiyel ve genç nüfusla Türkiye’nin, BES’in çok daha yaygınlaşmasına müsait olduğuna dikkat çekti. Babacan, bireyler için işverenleri tarafından yapılan BES’lerin ise toplam içinde yüzde 6’lar seviyesinde olduğunu aktardı. Yurtiçi tasarruf oranlarının düşük oluşunun ekonomide kırılganlıklar yarattığını belirten Babacan, tasarrufların 2014’te yüzde 1.5 arttığını belirterek “Tasarruf oranları ne kadar düşükse, cari açık o kadar yüksektir. Ekonominin, yatırım, üretim ve büyüme için uzun vadeli kaynaklara ihtiyacı var. İşte BES, buna da katkı veriyor” dedi. soruma ise “İnsan kaynağı” diye yanıt vermişti. “Dürüst ve doğru çalışacak insan bulmak en zoru” ve eklemişti “diğer gelişmekte olan ülkeler gibi Bangladeş’te de en önemli iki açmazdan biri yoksulluk diğeri ise yolsuzluk.” deş Kırsal Kalkınma Kurulu (BRAC), Sir Abed, bu sorunu BRAC bün125 bin çalışanı, mikrokredi veren bir yesinde bir iç denetim birimi kurarak bankası, bir üniversitesi ve 42 bin laik çözdüklerini vurgulamıştı: “480 kişi eğitim veren okulu ile bugün dünyaçalışıyor bu denetim biriminde, tüm nın en büyük sivil toplum kuruluşu. defterler, hesaplar en küçük detaya Bangladeş başta olmak üzere 10 kadar gözden geçiriliyor. En küçük ülkede yaklaşık 140 milyon insana bir soru işaretinin ve açığın titizlikle ulaşan, kırsal kesimdeki yoksul insan üstüne gidiliyor...” ların eğitilmesiyle yaşam kalitelerini BRAC, mikrofinans imkânını hafiyileştirmeye yönelik yaşam boyu sü talık olarak sunuyor. İşsizliğe çözüm recek kampanyayı başlatan Sir Abed olabilmesi adına tarım sektörüne yaptığı çalışmalardan ötürü Fortune yönelen BRAC Vakfı, yüksek kaliteli Dergisi’nin 2014’te yayımladığı düntohum üretiyor, bunları farklı ülkeleryaya yön veren 50 lider arasında da deki fabrikalarda destekleyip, gıda da yer alıyor. Yılda 1.7 milyar dolarlık bir üretiyor... fonu yöneterek yoksulların, dezavantajlı kesimlerin derdine umut oluyor. RAC ne yapıyor? Eğitim, kamu sağlığı, micro kredi, l Çoğunluğu kadın olan 5 milyon istihdam yaratacak alanlar... BRAC insana mikro kredi veriyor. özellikle yoksulluğun yoğun olduğu l Bangladeş’in yanı sıra Pakistan, kesimlerde sürdürülebilir iş modelleri Sri Lanka, Sierra Leone, Uganda, geliştiriyor. Kafasında sürekli yeni Liberya, Tanzanya ve Myanmar’da da projeler üretiyor. faaliyet gösteriyor. “Parayı bulmak kesinlikle sorun l Kurduğu 2 bin 300 sağlık merdeğil” diye anlatmıştı enerji dolu 78 kezinde hizmet veren 97 bin gönüllü yaşındaki bu “genç” insan: “Fon yaratabiliyoruz, bağış toplayabiliyoruz. sayesinde 30 milyon Bangladeşliye sağlık hizmeti sunuyor. Çünkü bu işe gönlümü, malımı ve l Tam ve yarım gün kadrolu 35 paramı vererek soyunduğumu gördüler. Evimi sattım, çalıştığım çokuluslu bin öğretmenle 70 bin köyde eğitim veriyor. şirketten ayrıldım...” Bu devasa yapıyı yönetirken karşıl Vakfın kurduğu Brac laştığı en büyük sorunun ne olduğu Üniversitesi’nde 2 bin öğrenci okuyor. zorlu döneme girdi sek seviyede gerçekleşti. Yerli ve yabancı yatırımcılar işlem hacminin sırasıyla yüzde 62 ve yüzde 38’ini oluşturdu. Yabancı yatırımcıların işlem hacmi 2013’e göre yüzde 54 artış gösterdi. Özelleştirmeler toplam işlem hacminin yüzde 41’ini oluşturarak tüm zamanların en yüksek payına ulaşırken, 12 işlem ile 8.6 milyar dolar büyüklük yaratan özelleştirmeler toplam işlem hacminin yüzde 41’ine tekabül etti. Geçen yılın en büyük işlemi olan Milli Piyango özelleştirmesi tek başına işlem hacminin yüzde 13’ünü oluşturdu. KISA... KISA... * Çalık Holding ve Aktif Bank Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Aktif Bank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir’in dün itibari ile görevinden ayrıldığını açıkladı. Aktif Bank’a yeni genel müdür olarak kısa zaman önce Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge’nin getirileceği iddia ediliyor. * Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Türkiye’de bu yıl ilk kez üretilen beyaz çayın kilogramının bin 250 dolardan alıcı bulduğunu, tüketicilerin ÇAYKUR’un ürettiği beyaz çayı piyasaya sürmesini beklediğini söyledi. * Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin Kasım 2014 sonuçlarına göre, ciro endeksi Kasım 2014 döneminde, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 17.1 artarak 171 puana çıktı. * THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, petroldeki düşüşün yansımasının yaz aylarında daha belirgin olacağına dikkat çekerek, “Gelecek dönem bilet fiyatları düşecek” dedi. Bangladeş’in BRAC’ı Türkiye’de Model Olabilir mi? 2014’ü, insana ve doğaya yönelik durmak bilmeyen şiddet, 3Y, yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar üçgenine hapsolan yaşamlar, artık bir var oluş biçimi haline gelen rant ile kapattık ve haliyle aynı şekilde 2015’ten gün almaya başladık. İlk madencimiz daha yeni yılın ilk günlerinde sizlere ömür; ilk haftada eşi tarafından öldürülen kadın sayısı istatistiksel olarak elimizde değil ama her gün en az bir cinayet işlendiğine bahse girebiliriz. İşten atılan babasının gözyaşlarını silen minik Tuana’nın fotoğrafı yeni yılla birlikte işten çıkarılan işçilerin, emekçilerin sembolü oldu... 24 yaşındaki LGBT’li birey Eylül Cansın’ın kendini Boğaz Köprüsü’nden atmadan önce çektiği videodaki “çalışamadım, yapamadım; çünkü insanlar bana izin vermediler” sözleri bu ülkenin sürekli halının altına süpürülen bir yarasını daha gözler önüne serdi... Bunların hiçbiri ülkeyi yönetenlerin umurunda olmadığı ve olmayacağı için tablo aynen devam... Çünkü “insan”ı bir birey, ülkesinin bir zenginliği olarak görmüyor. Kalkınma politikasını “insan odaklı” kurgulamıyor. AKP iktidarı için “insan” sadece “oy”. Kendi hedeflerine ulaşması için yalnızca bir araç... Dünyanın en büyük yoksullukla mücadele örgütü olan Bangladeş Kırsal Kalkınma Kurulu’nun (BRAC) kurucusu Sir Fazle Abed, geçen ay Türkiye’ye gelmişti. Bir işbirliği anlaşması yaptıkları Kadir Has Üniversitesi’nde buluşup sohbet ettiğimiz Abed, kalkınmanın 2 önemli anahtarına dikkat çekmişti: Laik eğitim ve güçlü sivil toplum. Türkiye ne yazık ki her ikisinden de hızla uzaklaşan bir ülke. Abed’e göre sivil toplum sorunu yalnız Türkiye’nin değil İslam dünyasının asıl sorunlardan biri. Bunu “Sivil toplumu güçlü değil. Çünkü güçlü olması istenmiyor: Demokrasileri cılız, otoriter rejimlerde, eleştiriye tahammülü olmayan liderler sivil toplumu dar alanlara hapsederler” sözleriyle anlatmıştı. Abey’e göre yoksullukla mücadelede para yardımı yaparak kalkınmak mümkün değil. Balık tutmayı öğretmeden bu iş olmaz. Sir Fazle Hasan Abed ilginç bir kişilik. Shell Oil şirketinde yönetici olarak çalışırken ayrılıp ülkesinin bağımsızlık mücadelesine katılan, sonra da kendisini toplum hizmetine adayan bir isim. Eğitim alanının “Nobel Ödülü” sayılan WISE ödülünün de ilk sahibi olmuş. 1972 yılında kurduğu Bangla ‘Bankalar dolar diyetinde’ Ekonomi Servisi Merkez Bankası’nın bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden yükümlülüklerinin zorunlu karşılık oranlarını artırması, Wall Street Journal gazetesi tarafından “Türk bankalar, dolar diyetine sokuldu”, “Merkez Bankası kurabiye kavanozunu geri çekmeye çalışıyor” şeklinde yorumlandı. Haberde, Türk bankaların kısa vadeli yabancı para fonlamalarının 2009’dan ekime kadar geçen süre içinde 25 milyar dolardan 98 milyar dolara çıkarttıklarına dikkat çekildi. B Yoksulluk sınırı 3 bin 192 TL Ekonomi Servisi Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası’nın (BemBirSen) yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, aralık ayında açlık rakamları kasıma göre 8 TL artarak bin 212 TL’ye, yoksulluk rakamları ise 9 TL artarak 3 bin 192 TL yükseldi. Araştırmaya göre, aylık en yüksek artış yüzde 0.79 ile çeşitli mal ve hizmetler grubunda oldu. Lokanta ve otellerde yüzde 0.51, konutta yüzde 0.13, sağlıkta yüzde 0.13, ev eşyasında yüzde 0.12 artış gerçekleşti. Aylık en fazla düşüş gösteren grup yüzde 3.71 ile giyim ve ayakkabı oldu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle