25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HAZİRAN 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Japon kredi değerlendirme kuruluşu JCR’ye göre büyüme, ilan edilen politikalarla uyumlu değil 11 Siyaset ekonomiyi bozdu Ekonomi Servisi İlk çeyrekte enflasyonun ekonomiyi oldukça hırpaladığını belirten Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Türkiye Başkanı Orhan Ökmen, enflasyonda beklenen düşüşün yılın ikinci yarısında başlamayacağını ve son çeyreğine kadar uzayabileceğini söyledi. Ökmen, “Özel kesim yatırımlarının azalması ve stokların erimesi, üretici fiyatlarının tüketici fiyatlarına henüz yansımadığını ve enflasyonist etkinin devam edeceğini gösteriyor” dedi. Bi Uluslaşma İnsan toplu yaşayan bir yaratık. Tarih boyunca insan aile, klan, kabile, aşiret, imparatorluk gibi farklı örgütlenme şekilleriyle toplu yaşamış. Ulus, insanlık tarihinde klan, aşiret, kabile, imparatorluk aşamalarından ya da dönemlerinden sonra ulaşılmış bir toplumsal yaşam, toplumsal bir örgütlenme şekli. Bir topluluğu, birlikte yaşayanları ulus yapan unsurlar, öğeler neler? Aynı coğrafi bölgede yaşamak mı? Aynı ırk ya da kavimden gelindiği kanısı mı? Aynı dini inançları paylaşmak mı? Hatta aynı anadili konuşmak mı? Kuşkusuz bu soruların yanıtlarını yetkin biçimde toplumbilimciler, sosyologlar verebilir. Gözlemlendiği kadarı ile ulus olma, aynı coğrafi bölgede yaşama, aynı ırk ya da kavimden gelme kanısı, aynı dini inançları paylaşmak, hatta aynı dili konuşmak değildir. Bir coğrafyada birlikte oturmak, aynı mekânı paylaşmak da ulus olmak için yeterli ve gerekli değildir. İnsanlar niçin zaman içinde değişen örgütlenme şekilleriyle, farklı isimler altında da olsa birlikte yaşıyorlar? Birlikte yaşamanın yararları, beklentileri olmalı. Yararlar, çeşitli tehlikelere karşı korunma, ortak hizmetlerden yararlanma, dayanışma, aidiyet duygusu, düzen içinde yaşama isteği olabilir. Ayrıca toplu yaşayanların ortak değer yargıları, geleceğe ilişkin beklentileri olması, yanı sıra kaygılarının, korkularının da giderilmiş olması gerekir. Köken, dinsel inanç farklılıklarını yapay olarak görmek gerekir. İnsanlık tarihi içinde günümüzün köken, dini inanç farklılıkları ne kadar süreli ve yeni; kaç yüzyıllık geçmişleri var? İnsanlar arasında köken, kavim, din ayrılıklarını doğal değil, yapay olarak algılamak gerekir. Doğru ya da yanlış Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli sorununu, bu coğrafyada yaşayanların uluslaşamamasında görürüm. Ortak değer yargılarının oluşmaması, beklenti farklılıkları, aidiyet bağımlılığının gelişmemiş olması, başlıca eksiklik olarak görülüyor. Türkiye beklentilere, inançlara, kökenlere göre ayrıştırılıyor; bölünme önerileri, projeleri gündeme getiriliyor. Gizli ya da açık bir şekilde topluma ayrışma konusunda telkinler, aşılanmalar, öneriler yapılıyor. Bu coğrafyada ayrışma Bağımsızlık Savaşı’nın başlangıcından bu yana yaşanıyor. Ayrışma, emperyal güçler, ayrışmadan yararlanan politikacılar, din tacirleri tarafından sürekli besleniyor. Benzetme yerinde ise ateş üstüne sürekli benzin dökülerek ayrışma sürecine süreklilik sağlanıyor. Emperyal güçler, bağımsızlık savaşından bu yana bir ulus devleti kurulmasına karşılar, sürekli kışkırtma, hatta sabotajlarla ulus devletin oluşmasını engellemeye çalışıyorlar. Ülke içinde ne yazık ki yandaşlar buluyorlar; halbuki insanlarımızın ortak yararı çağdaş bir ulus anlayışı örgütlenmesi içinde birlikte yaşamak. Günümüzdeki dağınıklığı, ayrışmanın kimlere politik yarar sağladığı, ayrışmadan kimlerin yarar umduğunu artık görmek gerekir. Uluslaşma yalnız telkinle, sözle, temenni ile gerçekleşmez. Ulus devlet örgütlenmesinin sağlayacağı yararlar somut biçimde yaşanmalıdır. Güven içinde yaşam, adalete inanç, toplumsal dayanışma, eğitim başta olmak üzere kamu hizmetlerinden yararlanma, gelir ve servet dağılımında olabildiğince denge, fırsat eşitliği, geleceğe güvenle bakmak bu yararların başında gelir. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ya ayrışma daha da körüklenecek ya da yeniden ulus olma sürecine girilecek. Yineleyeyim ulus devlet ırki, kavmi bir kavram değil, birlikte yaşamak isteğinin, ortak yazgıların oluşmasının, aidiyet duygusunun ortak beklentiler ve kaygıların varlığının ifadesidir. İlan edilen 2014 yılı ekonomi politikalarının siyasetin baskısıyla başarısız kaldığını belirten JCR Eurasia Türkiye Başkanı Ökmen, ‘Özel yatırımlarda düşme, stoklarda erime, üretici fiyatlarının henüz tüketiciye yansımadığını gösteriyor. Enflasyonda düşüşün başlaması yıl sonuna sarkar’ dedi. lindiği gibi Merkez Bankası, yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini öngörüyor. Ökmen, büyümeye ilişkin veriler ve diğer göstergelerin ışığında yaptığı değerlendirmede özetle şunları vurguladı. * Türk ekonomisi 2014’ün ilk çeyreğinde nominal yüzde 14.8, reel yüzde 4.3 olarak gerçekleşti. Her ikisi arasında 3.44 katı fark var. Bu, enflasyon etkisinin yüksekliğini gösteriyor. * Bu etkinin yüksekliği, iç talebin düşürülme ve piyasaların sıkıştırılma yönünde ilan edilen 2014 yılı ekonomik politikalarının “siyasetin baskısıyla başarısız kılındığını” gösteriyor. Kamu talebinin artarak devam etmesi seçimlerle ilgili ve ilan edilen politikalarla uyumlu değil. * Avro bölgesindeki toparlanmanın etkisiyle ihracat ilk çeyrekte reel olarak yüzde 11.4 arttı. Ancak bu da iç ve dış talep bileşeninde kalıcı bir dengelenme an lamına gelmiyor. Yüzde 4.3 reel büyüme, dolar bazında kişi başına gelirin artırılma sorununu çözemedi. Bu da denge sorununun devam ettiğine işaret. * Özel tüketimindeki artışın devamı cari açıkta beklenen daralmanın sağlanamayacağını gösteriyor. * Enflasyonda düşüş görülmeden yapılacak faiz indirimleri dış finansmanda tereddüt getirebilir, faiz indiriminin büyümeye yapması beklenen pozitif katkıyı negatife çevirebilir. Üçüncü çocuğa sıfır vergi Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM’ye sevk edilen Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı’nda, üçüncü çocuk için vergi indirim oranının yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarılarak, 3 çocuklu asgari ücretli için gelir vergi yükünün sıfıra çekilmesinin öngörüldüğünü bildirhayata geçmesini istiyoruz. di. MHP Ankara Hedefimiz Türk banyo Milletvekili Özkültürünü İtalyan tasarımı Yeniçeri’nin can ile bütünleştirerek yurtiçi yazılı soru önerpazarda orta ve üst grup banyo gesini yanıtlasegmentinde 5 yılda yüzde 10 Şimşek, yatıyan pazar payı elde etmek, 2014’te arı desteklerıml ihracatımızı 30 milyon dolara mek ve istihdamı çıkarmak” dedi. Çorum üretim artırmak amacıyüssü kapalı ve açık olmak üzere 2006’dan itibala toplamda 135 bin metrekare ren kurumlar veralandan oluşuyor. Vitrifiye gisi oranının yüzSeramik Üretim Merkezi’nin yıllık de 30’dan yüzde üretim kapasitesi ise 2 milyon adet. 20’ye indirildiğini anımsattı. İtalyan Isvea, Çorum’u üretim üssü yapıyor Ekonomi Servisi Ece Holding tarafından, tüm marka, tasarım, sermaye hakları ve bayi ağıyla birlikte satın alınan İtalyan Isvea markası, Çorum’u ana üretim üssü yapıyor. Isvea’nın yeni dönemde 45 ülkeye gerçekleştireceği ihracatın artık Türkiye merkezli olacağını söyleyen Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, “Türk firmaları yabancı markaları satın alarak yabancılardan daha iyi yönetiyorlar tezi yerleşiyor. Bunun iyi bir örneğinin daha Aras, karbon ayak izini çevreci filo ile azaltıyor Ekonomi Servisi Şirketler arasında yaygınlaşan çevreci uygulamalar yüzde 100 elektrikli araç sayısını 39’a yükselten Aras Kargo’yla devam ediyor. Aras, filoya eklenen 30 yeni araç ile Türkiye’nin en geniş elektrikli ticari araç filosuna ulaştı. 5 milyon TL yatırım maliyeti üstlenen şirket, yakıt maliyetinde ayda yüzde 10 tasarruf edecek, doğa dostu araçlar sayesinde 5 bin 787 ton karbon salımına engel olunacak. Şirketlerin en büyük sorumluluğunun çevreye ve insana dost teknolojileri deneyimleyerek, kendi iş yapış biçimlerini verimlilik üzerine inşa etmeleri olduğunu belirten Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Evrim Aras, “Sektörümüz doğası gereği çevreci değil ne yazık ki. 3 bin 320 aracımızla Türkiye’yi karış karış dolaşıyor, günde 400 bine yakın gönderi taşıyoruz. Doğada önemli miktarda karbon ayak izi bırakıyoruz. Bir günde tüm filomuzu doğa dostu teknolojiyle yenileyemeyiz elbet ama bir yerden başlamamız gerekiyordu” dedi. Rekabet Mey İçki’ye ‘Yine birilerine kaynak aktaracaklar’ AKP’nin taşeron torba tasarısına eklediği bir madde tartışma yarattı. Muhalefet maddenin 17 Aralık süreci ile bağlantılı olduğunu, “birilerine kıyak geçildiğini” vurguladı MUSTAFA ÇAKIR ceza kesti Rekabet Kurulu, Mey İçki’ye rakiplerinin pazardaki faaliyetlerini zorlaştırıcı uygulamalarda bulunduğu gerekçesiyle 41.5 milyon lira ceza verdi. Ekonomi Servisi Rekabet Kurulu, Mey İçki Sanayi ve Ticaret AŞ’yi, rakiplerinin pazardaki faaliyetlerini zorlaştırıcı etki taşıyan uygulamalar ile hâkim durumunu kötüye kullandığı gerekçesiyle 41.5 milyon lira idari para cezasına çarptırdı. Kurumun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Mey İçki’nin rakı pazarında, satış noktaları üzerinde baskı oluşturarak rakip ürünlerin satışına engel olmak, kendi ürünleri lehine münhasırlık uygulamak ve rakiplerin faaliyetini zorlaştırmak suretiyle Rekabet Kanunu’nun ilgili maddelerini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla yürütülen soruşturmanın sonuçlandığı belirtildi. ANKARA Meclis’te AKP’nin önergesi ile “taşeron torba tasarısına” eklenen bir madde tartışma yarattı. Plan ve Bütçe Alt Komisyonu görüşmeleri sırasında kabul edilen önergede özetle, 22.09.2012’den önce ihalesi yapılan ve halen geçici kabulü yapılmamış işlerde kullanılan akaryakıtın fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK’in uygun bir endeksinin kullanılabilmesine olanak tanınıyor. Komisyon üyesi CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, bu düzenlemenin 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sürecinde isimleri gündeme gelen firmalara yönelik “adrese teslim bir düzenleme” olduğunu vurguladı. Çetin, “Birilerini kastediyorlar. Müteahhitlere kaynak aktarıyorlar. Fiyat farkı verecekler” dedi. İlgili madde 5 büyük özelleştirmeyi hedefliyor. Önergede, devirteslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden 5 yıl geçmiş olan özelleştirmelerde yargıdan çıkan iptal kararlarının uygulanmayacağı hüküm altına alınıyor. Hükümet daha önce Seydişehir Eti Alüminyum, Kuşadası ve Çeşme Limanları, SEKA Balıkesir İşletmesi özelleştirmeleri ile TÜPRAŞ’ın hisse satışında verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını uygulamamak için düzenleme yapmış, bunların hepsi yargıdan dönmüştü. Şimdi bu madde ile yargı kararları aşılacak. Hükümet yargı kararlarına karşın bu kurumlardan vazgeçe cek. Çetin, kamu mallarının yargı kararlarına karşın “peşkeş” çekileceğini vurguladı. Taşeron işçilerin toplusözleşmeden yararlanmaları da sözleşmenin taşeron şirketin yetkilendireceği kamu işveren sendikalarından birisi tarafından sonuçlandırılması şartına bağlandı. Bu durumda ücret ve sosyal haklardan kaynaklanacak bedel artışı idare tarafından karşılanacak. Taşeronda şart Koç Üniversitesi 20 yaşında Haber Merkezi Kuruluşunun 20. yılını kutlayan Koç Üniversitesi’nde, lisans ve lisansüstü eğitimini tamamlayan 1342 öğrenci diplomasını aldı. Mezuniyet töreni Rumelifeneri Kampusu’nda gerçekleştirildi. Törende konuşan Koç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Rahmi M. Koç, üniversitenin 20 yılda dünyanın en iyi 300 üniversitesi arasına girdiğini, 50 yaşın altındaki üniversiteler arasında ise ilk 50’de bulunduğunu söyledi. Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan da üniversite giriş sınavında en üst yüzde birlik dilimin içinde yer almalarına rağmen maddi imkânsızlıklar dolayısıyla Türkiye’nin en donanım lı üniversitelerinde eğitim görme imkânından yararlanamayan gençlerin önlerine fırsat kapılarını aralaladıklarını söyledi. Törene katılan Bloomberg’in kurucusu, eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg’e işletme alanında Koç Üniversitesi Şeref Doktorası verildi. Öte yandan Koç Topluluğu’nun 220 milyon dolarlık bir bütçe ile eylül ayında 250 yataklı Tıp Fakültesi Eğitim Hastanesi’ni hizmete açacağı açıklandı. Bir hemşirelik okulu ile onkoloji merkezinin de yer alacağı hastanede öğrenciler de 4. sınıflarına devam edecek. Çalık Enerji: Musul’da personelimiz bulunmuyor Ekonomi Servisi Irak’ın Musul vilayetinde cereyan eden ve Türkiye Başkonsolosluğu mensupları ile Türk şoförlerinin zorla alıkonulmalarıyla ilgili gelişmeleri üzüntü ve heyecanla takip ettiklerini belirten Çalık Enerji, Irak’ın Musul bölgesinde hiçbir çalışanlarının bulunmadığını açıkladı. “Çalık Holding’e bağlı Çalık Enerji şirketimizin çalışanlarının Irak’ta çatışmaların yaşandığı bölgede bulunduğuna dair haberler gerçeği yansıtmıyor” denen açıklamada, Çalık Enerji’nin Irak Nainawa da inşa ettiği 750 MW Nainawa elektrik santralı Çalık Enerji tarafından Nisan 2014 tarihinde Irak Enerji Bakanlığı’na teslim edilmesinin ardından tüm Çalık Enerji çalışanları aynı tarihte tesisten ayrıldığı, şu anda santral içerisinde Çalık Enerji’ye ait herhangi bir tesis ve herhangi bir çalışan bulunmadığı belirtildi. Rahmi Koç ve Rektör Umran İnan, bu sene okulu birincilikle tamamlayan yürüme engelli Ekin Seçinti’yi yalnız bırakmayan ailesinin mutluluğunu paylaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle