04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Vingas, yeni yönetmeliğin 15 aydır hazırlanamamasına tepki olarak Vakıflar Meclisi’nden istifa etti AKP seçimi engelliyor FIRAT KOZOK Perinçek meydanlara indi İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergenekon davasından 6 yıl tutukluluğunun ardından ilk mitingini Kadıköy’de gerçekleştirdi. “Birlik ve Dirlik Mitingi”nde İskele Meydanı’nı dolduran partililer Perinçek alana girerken “Öncü cesur Doğu Perinçek” slogan attı. Perinçek, 1 saat süren konuşmasına başlarken “Kasetlerle yönetilen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Obama’nın beyzbol sopasıyla yönetilmektedir. Bu en büyük acımız, en büyük utancımız, bu utanca katlanacak mıyız? Türkiye’yi kasetlerle beyzbol sopalarıyla yönetenleri yıkacak mıyız” diye sordu. Twitter yasağına karşı tweet atmaya çağıran Perinçek “Tweet’ler sestir. Hiç ses yasaklanabilir mi? İnsan sesi yasaklanabilir mi? Devrim sesi, Cumhuriyet’in sesi, Mustafa Kemal’in sesi, sizin sesiniz yasaklanabilir mi? Yasaklanamaz. Yasaklayamayacaklar, bu milletin birbirine seslenmesine birbiriyle konuşmasına zincir vuramayacaklar” dedi. Perinçek şöyle devam etti: “Buradan BOP eşbaşkanı yıkılmakta olan Tayyip Erdoğan’a bir ses atacağız ve Abdullah Gül’e de. Ve ta Pensilvanya’ya giden bir ses yollayacağız Fethullah Gülen’e de. ‘Saltanatını yıkacağız’ diye ses atacağız.” Doğu Perinçek “Gladyo devletini, mafyatarikat devletini büyüttüler. Polisi, yargıyı, gladyonun karargâhı haline getirdiler. Gladyonun kökünü kazıyacağız” diye konuştu. ANKARA Vakıflar Ge nel Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sürdüren Vakıflar Meclisi’nde azınlık cemaatlerine ait vakıfların temsilcisi olarak görev yapan Laki Vingas, azınlık vakıflarının seçim yönetmeliğinin 15 aydan bu yana askıya alınmış olması ve yenisinin hazırlanmamasına tepki göstererek üyelikten istifa etti. Genel müdürlüğün, yakın ilişki içerisinde olduğu mevcut vakıf yönetimlerinin değişmemesi için konuyu ağırdan aldığı yorumları yapılıyor. Cemaat vakıflarının gayrimenkullerine yatırım olanağı tanınmasının ardından başlayan tartışmaların yargıya taşınması üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü, azınlık vakıflarının seçimlerle ilgili tüm hükümlerini iptal etmişti. Vakıflar Meclisi’nde alınan ortak kararla genel müdürlük, cemaat vakıfları ile birlikte yeni bir yönetmelik hazırlayacaktı. Ancak aradan 15 ay geçmesine karşın yönetmelik çıkartılamadı. Yani bu süre boyunca vakıflar yöneticilerini seçemedi. Rum cemaatinin önemli isim lerden Vingas da, aralarında Rum, Ermeni, Ermeni Katolik, Süryani Bulgar ve Gürcü Ortodoks gibi 166 azınlık cemaati vakfının temsilcisi olarak iki dönemdir meclis üyesi olarak görev yapıyordu. Ancak yenisi hazırlanmak üzere iptal edilen meclis seçim yönetmeliğinin, aylar geçmesine rağmen hazırlanamaması Vingas’ı istifaya götürdü. eçici yönetimler işbaşında Vingas, Vakıflar Genel Müdürü ve Vakıflar Meclisi Başkanı Adnan Ertem’e yazdığı istifa mektubunda yıllardan beri sorunlarla boğuşan ve var olma mücadelesi veren vakıfların seçmen iradesini yansıtmayan, geçici yönetimlerle temsil edilmeye mahkum edildiğini vurgulayarak, “Süreli seçimle göreve gelen yönetimlerin, süre dolmuş olmasına rağmen, yönetim yetkisini kullanması, vakıfların özgür, demokratik ve şeffaf olarak yönetilmesini engellemektedir. Bu durum, toplumların istikrarlı şekilde, gerçek iradelerini ortaya koymasını önlemektedir” dedi. Yeşilköy Ermeni Okulu Yö G neticisi Garo Paylan, cemaat ve azınlık vakıflarının 1850’li yıllarda kendi iç yönetmelikleriyle seçim yaptıklarını Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında bu durumun sürdüğünü ancak, daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün düzenlemelerinin rehber olduğunu söyledi. Ancak tek taraflı seçimler nedeniyle 50 yıl boyunca değişmeyen yönetimlerin ortaya çıktığını belirten Paylan, konunun yargıya taşınmasının ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de yönetmeliği askıya aldığını ifade etti. Buna rağmen yeni bir düzenlemenin yaşama geçirilemediğini ifade eden Paylan, “Sanıyorum, bağımsız bir yapı oluşturmanın, ayrı bir merkezi yapıyı doğuracağı yönünde bir çekince var. Bana göre ikinci gerekçe de şu; 4050 yıldır süren yönetimler var ve bunlar toplumlarına hesap vermiyorlar. Bunların iktidarlarla da yakın görüntüler verme gibi durumları var. Çöreklenmiş yapıların kazanamayacaklarını bildikleri için mevcut iktidarla dirsek temasını korumak istiyorlar.” Yasakları Yasaklamak İyi bir şeydir aslında, özgürlüklerin kapısını açabilir. Seçim kampanyası boyunca “anarşist” bir tutum izleyen Başbakan en son Yüksek Seçim Kurulu’nun bir yasağına “Biz de onun yasağını yasaklarız” diye kafa tutunca sevindim. Sevinince gülüyor insan, güldüm ben de. Gerçi Başbakan, YSK’nin yasağını yasaklayamadı, etrafından dolanmayı seçti ama olsun. Yine de devletin seçim zamanlarındaki en büyük otoritesine karşı çıkması önemli bir şey değil mi? Sevincimin, Twitter’a konulan yasakla yarıda kaldığını falan söylemeyeceğim. Tam tersine gülümsemelerin kahkahaya dönüştüğünü herkes biliyor. Başbakan’ın “yasağı yasaklarız” ilkesini tutarlılıkla izleyen milyonlarca “Twitterati” de bu kez Başbakan’a kafa tuttular ve yasak masak dinlemediler. Bu işler böyledir. HHH Peki, ama neden böyledir. İktidar, devlet, hükümet, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, Meclis başkanı, bürokrat, hâkim, savcı yani kısacası devlet erkinin bu güçlü makamları nasıl oluyor da birbirine girebiliyor, devlet nasıl oluyor da sözünü dinletemiyor? Kitaba baktım, yazıyormuş meğer... İşin aslı ekonominin ve siyasetin sıkı ilişkisinde ve ama işlerin sıkıştığı zamanlarda pek de birbirini dinlemeyen öznelerinde yatıyormuş. Böyle zamanlarda en genel kuralların ışığında somut olaylara, gelişmelere bakarken anlamaya çalıştığımız durumların, olguların gereksindiği tüm araçlara başvurmak doğru analizin de vazgeçilmez koşuluymuş. Öyle ki, birbirine giren devlet araçlarının, aparatlarının cisimleştiği “devlet adamlarının” kişisel durumlarına, psikolojilerine bile bakmakta yarar varmış. Öyle yapmaya niyetlendim ben de. HHH Hangi akıl, yaşadığımız çağda Twitter’ı yasaklamaya kalkar? Hangi akıl, bağlı bulunduğu sistemin ağababalarına “Başlarım sizin baskınızdan, insan haklarınızdan” diyebilir? Hani yok, “Bu sistem bize uygun değil, biz bu sistemi terk ediyor, daha insanca bir düzen için harekete geçiyoruz” dersin, biz de “İşte budur” der takılırız peşine; öyle bir şey de yok. Tam tersine hep hizadan çıkınca hizaya sokulmanın sıkıntılarını görüyoruz “devlet adamlarımızın” yüzünde. İşte “yüzünde” deyince aklıma doğru dürüst bir analizin yalnızca ekonomi politik ilişkilerinde ekonominin başatlığının her şeyi anlamaya yetmeyeceği geldi. Bu vazgeçilmez çıkış noktasının yanı sıra, zaman zaman ya da sık sık başka altüst oluşlara da dikkat etmek gerekeceğini, darbeci Louis Bonaparte’ın psikolojisine bile değinen Marx’ın 18 Brumaire’de yaptığı gibi yapmanın en doğrusu olacağını okumamış mıydım ben? Okumuştum. Öyleyse neden şaşırıyorum ki? HHH Devlet adamları da etten kemikten insanlar ve sık sık sinirleri bozuluyor. Kimisinin yüzüne beşuş bir gülümseme yerleşiyor, “Ben çalışmaya karşıyım” diyen “mandıra filozofu” gibi gülümsetiyor bizi; ama bir de ona sor bakalım ne fırtınalar esiyor ruhunun derinliklerinde. Ya da öteki, hani şu en güçlü olan, beni sık sık dil devrimine ihanet etmekle suçlayan dostlarım affetsinler, daha uygun bir sözcük bulamadım, “takallüs” etmiş bir çehreyle karşımıza geçerek bizi dövecek gibi konuşan; besbelli ki son olaylar iyice yıprattı onu. Ama ben onun son sözlerini ve eylemini beğendim açıkçası. “Yasakları yasaklamak” iyi fikirdir. Yasaklamaya gücün yoksa dinlemezsin olur biter. Bizim Twitterati de öyle yaptı zaten. Yeni Hyundai Elantra. Gençliğine geri dönemezsin ama onu tekrar hissedebilirsin. 1.6 DİZEL MOTOR SEÇENEĞİYLE... Anneanne toprağa verildi n İstanbul Haber Servisi Sirkeci’de arabalı vapurdan denize düşen araçta ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren 65 yaşındaki Şaziye Güleren’in cenazesi dün Büyük Halkalı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Hacı Ömer Çetinsaya Camisi’nde yapılan cenaze töreninde Güleren’in kazada hafif yaralanarak kurtulan kızı Ebru Güleren Y., eşi Aydın Y., ailesi ve yakınları hazır bulundu. Ebru Güleren Y., gözyaşlarına boğulurken yakınları ve sanatçı arkadaşları destek olmaya çalıştı. Kazada yaşamını yitiren 5 yaşındaki kız çocuğunun babası Aydın Y. “Kazada sorumlu olanların serbest bırakılması gerek ailemi tahmin ediyorum ki bütün toplumu yaralamıştır” dedi. İnternet bağlantılı, navigasyonlu ses sistemi Nöbette cinayet: 1 asker öldü 3 farklı sürüş modu sunan FLEX STEER™ Yeni hyundai.com.tr facebook.com/hyundaiturkiye 59.990 TL’den başlayan fiyatlarla. il e S Ü R Ü Ş n TEKİRDAĞ (DHA) Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde bulunan 5. Kolordu Komutanlığı’na bağlı Hava Savunma Taburu’nda nöbette tartışan askerlerden Aras E. arkadaşı Hazni Gezer’i göğsünden ve kalbinden bıçakladı. Ağır yaralanan Gezer, ambulansla kaldırıldığı Çorlu Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Arkadaşını bıçakla öldüren Aras E., gözaltına alındı. Şehit unvanı kaldırıldı n ADANA (Cumhuriyet) Hatay’ın İskenderun ilçesinde 1996’da ekip otomobiliyle yaptığı trafik kazasında yaşamını yitiren polis memuru 34 yaşındaki Bülent Güdükboy’un ailesi 18 yıl sonra gelen “şehit” unvanının kaldırıldığına ilişkin mahkeme kararıyla şoke oldu. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, anne ve baba için verilen toplam 3 bin liralık şehitlik tazminatının “yasal faizi” ile birlikte geri ödenmesine karar verdi. Şehidin 57 yaşındaki annesi Emine Güdükboy karara tepki gösterdi.” LED entegreli sürüş farları AI HY UND twitter.com/hyundaiturkiye K E Y Fİ Hyundai Elantra’nın ortalama yakıt tüketimi 4,97,1 lt/100 km ve CO2 emisyonu 128165 g/km arasında değişmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle