06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Her ‘Torba’dan Vergi Çıkıyor! “Ağızdan çıkan bir söz artık gizli kalmaz herkes onu duyar” anlamında “Laf torbaya girmez” diye güzel bir atasözümüz var. Oysa görüyoruz ki, son dönemde meşhur torbaların içine, lafın çok ötesinde, özellikle de vergiyle ilgili çok fazla şey girmeye başladı. 17 Aralık sürecinden sonra hızlanan torba yasalarla internet kısıtlaması ve HSYK yapısının değiştirilmesi başta olmak üzere, pek çok düzenleme hayata geçti. Ve bunların birçoğunun içine vergi ile ilgili konular atıldı. “Torba”ların içindeki vergisel düzenlemeleri takip etmek çok zorlaştı. “Torba”ların ilki yani 6518 sayılı yasa üzerinde daha önce durmuştuk. Vergi ile düzenlemeler barındıran diğer “torba”lar ise 6519, 6525 ve 6527 sayılı “torba” yasalar. Gelin bunlarla neler yapıldığını kısaca özetleyelim. KDV Kanunu uyarınca, askeri fabrika, tersane ve atölyelerin kuruluş amaçlarına uygun yaptıkları teslim ve hizmetler, KDV’den istisnaydı. İstisnadan yararlanacak kuruluşlara orduevi ve bağlı şubeleri, askeri gazinolar, kışla gazinoları, vardiya yatakhaneleri ile müştemilatı, özel, yerel ve kış eğitim merkezleri, askeri kantinler yanı sıra askeri müzeler de eklendi. Ayrıca bu kuruluşların kiralama hizmetleri de KDV’den istisna edildi. Düzenleme, 22 Şubat 2014’te yürürlüğe girdi. Ayrıca vardiya yatakhaneleri, bunların müştemilatı, özel, yerel ve kış eğitim merkezleri ve askeri müzeler için kurumlar vergisi muafiyeti getirildi. Yine bunlar için emlak vergisi istisnası, mal ve hizmet alımlarında düzenlenecek kâğıtlar için ise damga vergisi istisnası uygulanacak. Anılan yasa ile gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde yapılacak indirimlere yeni bir ilave yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşasında bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü bağış ve yardımların tamamı, beyan edilen gelir ve kurum kazancından indirilebilecek. 27 Şubat’ta yürürlüğe giren yasada, olimpik ve paralimpik spor dallarında yetiştirilmek üzere seçilen 4 bin sporcuya verilecek olan asgari ücretin net tutarını geçmeyen harçlık ödemelerinin damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmamasını sağlayacak düzenleme de yapıldı. Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 76. maddesinin, yürürlük süresi 31 Aralık 2018’e uzatıldı. Böylece, Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkartılmasından doğan kazançlar için uygulanan gelir ve kurumlar vergisinden istisnası bu tarihe çekildi. Ayrıca anılan yasa ile Belediye Gelirleri Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Bununla ilan ve reklam vergisi, biletle girilmesi zorunlu olmayan yerler için eğlence vergisi, işgal harcı, tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcı ve işyeri açma izni harcı tutarlarının, ilgili belediye meclislerinin önerisiyle İçişleri Bakanlığı’nın görüşü ve Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca tespiti de öngörüldü. Sonuç mu! “Azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır” demişler. Yani herkes dersine iyi çalışmalı ve anlamalı! 6527 sayılı yasa 6525 sayılı yasa ‘Gizli Kalanlar’ Aylardır “içerdekiler”den birkaçı serbest bırakıldı! Çoğu bakan çocuğu. Onları neden içeri almışlar, bilmiyoruz. Bu arada bir de milyonluk servetler söz konusu. Ona vermiş, bu almamış, öteki almış diye bir söylenti almış başını gidiyor. Böyle karışık durumlarda işbaşındaki hükümet olaya el koyar. Ama bu konuda hiçbir işlem yok. Bakan çocukları da tutuklanmıştı. Nedense bir süre sonra serbest bırakıldılar. Neydi suçları, kabahatleri, bunu da bilmiyoruz. Bir genç bakan çocuğunun bir suç işlediği akla gelmez. Ama oluyorsa hükümet işe karışmalı, iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı göz önüne sermeli. Ki, bizler de öğrenelim, bizler de o yaşantıların gençlerini iyice tanıyalım. Bir başbakan var, onun da oğlu işin içine karışmış, öyle yazılıp söyleniyor. Başbakan bir laf etmiş geçende “Kendi oğlum olsa da acımam” gibilerden. Demek Başbakan bizlerden çok daha iyi bu para pul sorununu biliyor. Sen ve ben bekliyoruz bir aydınlık çıksa da bütün bu karışıklığı çözse diye. Öyle biri yok. Başbakan başka türlü aldatıcı sözler söylemekte usta. Konuya, soruna kendi üslubuyla şöyle bir değinip başka şeylere geçiyor. Bakan çocukları önce alınıyor, birkaç gün sonra da bırakılıyor. Nedeni, niçini varsa sen ben öğrenemiyoruz. Hep kapılar karşımızda kapalı. Açmaya kalkma, sen de girersin sonra başka yerin kapısından içeri. Kolay oldu bazı niyetler ve isteklerle bir adamı tutup kapatmak. Adamcağızın işin içinden çıkana kadar çektiklerini kimse düşünmüyor. Merakım var benim, o bakan çocukları ne yapmışlar, niye öyle suçlanır gibi oldular? Sonra tertemiz aramıza döndüler. Bir türlü çözemediğim bir sorun da bu... 6519 sayılı yasa SOSYAL GÜVENLİK Sigortasız çalıştırılana 1 yıllık hak geriye yönelik prime esas gün sayılarının veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır. Sosyal Güvenlik Denetmenleri’nin görevleri sırasında tespit ettikleri SGK alacağını doğuran olay ve buna benzer işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılır. Düzenlenen tutanaklar ise aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilir. SORU CEVAP Sigortasız çalışanlar için hak arama yollarından biri Sosyal Güvenlik Kurumu’na sigortasız çalıştırıldığı veya gün/kazançlarının eksik bildirildiği yönünde yakınma dilekçesi verilmesidir. Dilekçe hakkında ise Sosyal Güvenlik Denetmenleri işyerlerinde denetim yapar. Denetmenler fiili tespitlerde çalıştıkları belirlendiği halde, işyeri kayıt ve belgelerinde bu çalışmalara yer verilmeyen veya prime esas kazançlarının kuruma Emekli şartı ne olacak? 1965 doğumluyum, SSK başlangıcım 1984 ve bu tarihten sonra doğan iki çocuğum var. 2700 gün prim ödedim, halen dul ve işsizim. Torba yasa söylentisi prim eksiği affı doğru mu, nasıl emekli olurum? Sevil Haktan İsterseniz 58 yaşında 3 bin 600 gün prim ödeyerek, isterseniz de 5 bin gün prim ödeyerek emekli olabilirsiniz. 2 çocuğunuz için 1440 gün borçlanma hakkınız var. Toplam ödenmiş gün sayınız 4 bin 144 olur. Dul kalan muhtaç kadınlara verilen aylık 250 lira sosyal yardım için kaymakamlığa başvurabilirsiniz. Sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. bildirilmediği veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalılar için işlem yapar. Geriye dönük prim Buna göre sigortalının, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü Perihan ERGUN Üzerinden beş gün geçmesine karşın 8 Mart’ı kadınların haklarını elde edebilmek için giriştikleri eylemlerin başarılı sonucunun tarihe yazıldığı gün olduğundan önemsiyorum.. Şöyle ki; 1857 yılında New York’lu dokuma işçisi olan kadınlar, “Sekiz saatlik işgünü ve eşit işe eşit ücret” sloganlarıyla greve kalktılar. Grev fabrika işgaline ve onlara engel olmaya gelen polisle çatışmaya kadar vardı. Grevciler fabrikaya kapatılıp kilitlendi. Onlar içerdeyken çıkan yangından kaçmalarına da engel olununca 150’ye yakın emekçi kadın yanarak yaşamını yitirdi. Bu acımasızlık kadın derneklerince hiç unutulmadı. 1910’da Kopenhag’da toplanan 11’inci Sosyalist Kadınlar Kongresi’nde başkan Clara Zetkin o kınanası acılı 8 Mart’ın “Emekçi Kadınlar Günü” olmasını önerdi. Bu istem kongrece kabul gördü. 1960’lı yıllara kadar sosyalist kadınların örgütleri 8 Mart’ı geniş kitlelere yayarak kutladılar. Bu tarihte gelişen kadın hareketleri güne sahip çıkarak “1975 Dünya Kadınlar Yılı”nda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan etti. Bu ilandan sonra bizde de kadın haklarını araştırma ve oluşturmayı ilke edinen kadın kuruluşlarınca “8 Mart Emekçi Kadınlar Günü” kabul gördü. HHH Bizdeki genel ve özel olmak üzere kadınlarımızın Cumhuriyetten önce ve sonraki görüntüleri genelde şöyledir. Cumhuriyetin ilanından önce kadın, İslami emirler içinde, özellikle de şeriatın kurallarıyla yaşıyordu. Reform yapmamış tüm toplumlarda olduğu gibi genç kızlığında babasının, evlendiğinde kocasının, daha sonra da oğlunun emirleri yönünde onların isteklerini yerine getirmekle görevliydi. Öncelikli koşul (tesettür) tepeden tırnağa örtünmekti. Okuyup yazması yasaktı. Haremlik kuralları içindeydi. Daha birçok engellemelerle toplumdan soyutlanmış bir yaşantı içindeydi. Osmanlı yönetiminin başı padişahlar Tanzimat’la, Birinci ve İkinci Meşrutiyet’le Batı uygarlıklarına yakınlaştıklarında, bir nebze de olsa kadınlarda da bazı yenilikler kabul görse de bu tüm kadınlar için geçerli değildi. Toplumda aşağı sınıf gözüyle bakılan yoksul ailelerin kadınları eski yasaklar içindeydiler. Kırsal kesimdeki kadınlarımız toprak ürünlerinden, ev işlerinden, çocuklarını dünyaya getirip büyütmekten sorumlu kölelik koşulları içindeydiler. Özetle “Kadının Adı Yoktu.” HHH Cumhuriyetin 29 Ekim 1923’te ilanından sonra Ulu Önderimiz M. Kemal Atatürk Aydınlanmayla çağdaşlığı yönetimde ilke edinmiş olduğundan, kadının kalkınmadaki yerinin önemini de kabul gördürerek onların eğitilip çağdaşlaşmasını önkoşul saymıştı. Bu inançla; 4 Ekim 1926’da yürürlüğe giren Medeni Kanun’la kadını aşağılayan çokeşli evlenmelere son verdirdi. Kadın hukuken kişi olarak tanıtılıp yepyeni haklar ve yükümlülüklerin sahibi kılındı. Ağustos 1928’de, “Toplumsal kalkınma kadın erkek birlikteliğiyle gerçekleştirilebilir. Kadınlarını geri bırakan toplumlar geri kalmaya mahkumdur. Kadınların kamusal yaşamda da yer almaları çok önemlidir” kuralını öne sürdükten sonra; 3 Nisan 1930’da belediye seçimlerinde ve anayasada gereken değişiklikler yapıldıktan sonra da 5 Aralık 1934’te kadınlarımıza seçmeseçilme hakkını veren yasa Meclis’te kabul görünce, hemen Mart 1935’teki genel seçimde her sınıftan 18 kadınımız TBMM’de milletvekili olarak yer aldı. Kadınımıza sayısız haklar sağlayarak ülkemizi çağdaşlık yolunda yarışa sokan Önderimiz Atatürk’ün ilke ve devrimlerini sürdürmesi ve 2. Dünya Savaşı’ndan siyaset ustalığıyla ülkemizi uzak tutarak koruyan İsmet İnönü de devlet başkanlığında kaldığı sürece o ilkelerden hiç sapmadı. O ve ondan sonraki günleri çocukluk yıllarımdan beri görüp yaşadığımdan onlardan sonraki yönetimlerin kusurlarını eleştirsem de şu 12 yıldır iktidarda olan AKP hükümetindeki adeta o dönemi tersine çevirme, geriye döndürme eylemlerini içime sindiremiyor ve kurtarıcı arama yerine tüm yurtseverlerin birleşerek gereğinin yerine getirilmesini öncelikli görev sayıyorum. HHH 10 Mart Pazartesi günü ekranlara yansıyan uydurma davalarla 6 yılı aşan süredir yapay suçlamalarla Silivri zindanında kapalı tutulan Atatürk Cumhuriyetçile rinin dramını ve Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararını, genişçe ele almak için gelecek yazıya bırakıyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ En önem 1 li temsilci 2 si Ahmet Haşim olan 3 edebiyat top 4 luluğu. 2/ İs 5 lamda, hiçbir 6 kuşku duy madan ina 7 nılması ge 8 reken temel 9 inançlar... Zaviye. 3/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Sürüldükten son 1 A N T İ K İ T E ra bir yıl dinlendi 2 L A N A P O L İ rilen tarla... Leyle 3 T A M İ M MA T ğe benzer bir kuş. 4 I Ş I K N A İ 4/ Bir yerde oturH A R E K E ma. 5/ İlkel ben 5 N R A lik... Birbirine ya 6 T E L T İ K S T A N D kın adalar grubu. 7 O D A 6/ Hıristiyan bay 8 P A M U K A K İ ramı... Nazilerin 9 MA Ç R A S T politikasında Germen ırkından kimselere yakıştırılan ad. 7/ Bir göz rengi... Bir nota... Yabancı. 8/ “Yayla çiçeği, ölmez çiçek” gibi adlar da verilen otsu bitki. 9/ Bir şeyin temel öğesi... İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini izlemeye zorlayan sorun. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Divan şairlerinin kendilerini övmek amacıyla yazdıkları şiirlere verilen ad. 2/ Tecrübeli, usta... Yağda kavrulmuş unu suyla pişirerek yapılan yemek. 3/ Yürürlükte olan... Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. 4/ Sevecenlik, acıma... Bizmut elementinin simgesi. 5/ Köpek... Bezekçilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedef. 6/ Üstü kapalı olarak anlatma... Olağanı aşan büyüklüğü olan. 7/ Üzerinde tanıtıcı yazı ya da resimler bulunan levha... Vilayet. 8/ Alkolsüz içecek, meşrubat... Çubuklu çizgileri olan kumaşlar için kullanılan sözcük. 9/ Sahip... Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle