23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Kış gelmeden mutfaklara ateş düştü. Sebzenin fiyatı yüzde 20 artarken kışın fiyatlar zirve yapacak File yüzde 40 zamlanacak T B Umut Oran Dilden Kültüre Siyasal İslam, beyinlerin yalnızca dışını kapatmıyor, dil ve kültür yoluyla içini de sarıp sarmalıyor. Dil yoluyla kültürlenme, kullanılan Arapça sözcüklerle sınırlı kalmıyor; o sözcüklerin İslam tarihindeki yerleriyle birlikte düşünülmesi ve özümsenmesi isteniyor. Dicle kıyısındaki koyunkurt imgeleminden muhalefetin AKP yağmacılığını Uhud Savaşı’nın mızraklılarının davranışına benzeterek eleştirmesine dek örnekler her gün çoğalıyor. Siyasal İslamın kültür yüklü sözcük bombardımanı yoğunlaşıyor ve giderek diğer düşüncelere yer bırakmayacak biçimde egemen oluyor! HHH Yıllardır süregelen siyasal İslam ile kültürlenme, özellikle son bir yılda kullanıma giren kimi sözcük örneklerinin de kanıtladığı gibi iyice tırmanıyor. Örneğin ensar sözcüğü, Suriye ve Irak’tan ülkemize göç etmek zorunda kalanların ensar anlayışıyla misafir edildiğini anlatmak için Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisi tarafından özellikle kullanılıyor. Ensar, yardım eden demek. Ancak bu öyle sıradan bir yardım değil, Mekke’den Medine’ye göçü sırasında Hz. Muhammed’e yardım edenleri anlatıyor. Başbakan göçmenlere bize ensar olmayı bahşettiniz diye nutuk atıyor; bunlar halkın vergileriyle ensar oluyor! Fıtrat; yaradılış, tabiat, mizaç anlamına geliyor. Son Soma ve Ermenek örneklerinde görüldüğü gibi sırasıyla 301 ve 18 insanın ölümünden, ülkeyi yönetenlerini, madenlerin sahiplerini ve işletmecilerini, yani sorumluları sorumluluktan kurtarmak istiyorsanız olayın fıtratında var diyorsunuz. Fıtratı bir de kader ile birleştirdiniz mi, artık rahatsınız; yasal yaptırımlardan ve toplumsal tepkilerden sizi koruyan kalkanların sayısı ikiye katlanıyor. Şirket de sorumluluğu kolayca doğal afete atıyor. Cumhurbaşkanı’nın geniş kitlelere konuşurken kullandığı musafaha sözcüğünün dilimizdeki karşılığı el sıkışmak, tokalaşmak. Anadolu kültürünün bu geleneksel davranış biçiminin adı, dinsel bir çağrışım amacıyla, artık o güzelim Türkçemizle değil, Arapça olacaktır. Ancak kadınların erkeklerle el sıkışması konusunda kuram ve uygulama birliği yok. Bu konuya çabucak açıklık getirilmeli! Yoksa halkın yarısının eli havada kalır! Selam sözcüğü Arapçada barış anlamına gelir. Günlük yaşamda çok kullandığımız bu sözcüğe Başbakan Davutoğlu yeni anlamlar yüklüyor; ülkenin yaşamakta olduğu iç savaş ortamını andıran durumdan kurtulması için bir girişim başlatıyorum; tanıdık, tanımadık herkes birbirine selam versin diyor; barış sözcüğünü ağzına alamıyor. Oysa İbranicede barış anlamına gelen şalom ile büyük bir olasılıkla akraba olan selam, aynı zamanda Allah’ın adlarından biri. Var olan ateş ortamında Başbakan, herkes birbirine selam verirse toplumsal barışa ulaşılacağı rüyasını görüyor. Takva; sözcük anlamıyla Allah korkusu, toplumsal ilişkilerde giderek artan oranda belirleyici oluyor. Spordan hukuka her konuda Allah korkusu çözümün sığınağı yapılıyor. Futbol takımının yöneticisi ya da oyuncusu, hakemlere; adalete sığınan yurttaş da hâkimlere “Allah için doğru karar verin” diye yalvar yakar oluyor. Böyle olunca futbol kuralları da, hukuk da buharlaşıyor! Tekfir etmek, birilerini kâfir ilan etmek demektir. Sözcüğün tarihsel temeli İslamın kollarından biri olan Haricilerin Hz. Ali’yi tekfir ilan edip katletmelerine dayanıyormuş. Buradan tekfir edilene kesilecek ceza bellidir. Tekfir, geçmişin komünist damgasının yerini alıyor. Kaçınılmaz olarak, kendinize ve çevrenize tekfir edilmekten Allah korusun diyorsunuz! Bunda ne var diye sorduğunuzda ve bu soru toplumsallaştığında da özgür düşünme yeteneğiniz korku tünelinin derinliklerinde kayboluyor. HHH Bugün 10 Kasım. Mustafa Kemal Atatürk’ün dil ve kültür konusunda onca özlü sözlerinden birinin altını çizelim: … Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır. (1930) ZD Genel Başkanı Yetkin: Gıda enflasyonu, en az rekolte düşüşleri ve tarım ürünleri girdilerinin yarattığı maliyet artışları kadar üretici ile tüketici arasında yer alan aracıların aşırı yüksek kâr marjlarından da kaynaklanıyor. üretim miktarının, bu yıl önceki yıla göre yüzde 6.2 azalarak 17.1 milyon ton olarak tahmin edildiğini kaydetti. Sektördeki sorunların yalnızca kuraklıktan ve diğer afetlerden kaynaklanmadığını vurgulayan Yetkin, gıda enflasyonunun, en az rekolte düşüşleri ve tarım ürünleri girdilerinin yarattığı maliyet artışları kadar üretici ile tüketici arasında yer alan aracıların aşırı yüksek kâr marjlarından da kaynaklandığına dikkati çekti. Yetkin “Meyvesebze üretiminde bir sorun yoktur, ancak sistemden kaynaklanan aracı ve tefeciler, haksız kazanç sağlayanlar sayesinde ürünler artsa da artmasa da ürünlere zam geliyor” dedi. Yetkin, spekülatif kârlara karşı üretici ve tüketicinin çıkarlarının ortak olduğunu ve bu duruma karşı mutlaka önlem alınması gerektiğini vurguladı. M Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre son 7 aydır gıda fiyatları aralıksız düşüyor. Türkiye’de ise fiyatlar zirveye koşuyor. Türkİş’in belirlemelerine göre ekim ayında mutfak harcamasındaki artış yüzde 1.30’u bulurken 12 aylık artış yüzde 13.26’ya çıktı. Bütçeden faiz lobisine 54 Ekonomi Servisi CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, “AKP’nin ekonomideki her başarısızlığının sebebi gösterdiği faiz lobisine 2015’te devlet kasasından günde ortalama 148 milyon TL aktarılacak. 2015 bütçesine faize yıllık 54 milyar TL ödenek konulurken işsize iş, ekonomiye katma değer yaratacak olan kamu yatırımlarına ayrılan ödenek 47.8 milyar TL’de kaldı” dedi. Oran, 2015’te faiz ödeneğinin 4 milyar TL artırılırken, yatırım ödeneğinin 8 milyar TL kısıldığına dikkat çekerek “AKP iktidarı, sürekli yakındığı ‘faiz lobisi’ni ihya etti; bu kesime 12 yılda iç ve dış borç faizi olarak 600 milyar TL aktarıldı. Toplam büyüklüğü 473 milyar TL olan 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin yüzde 11.4’i faiz ödeneği olarak ayrıldı” açıklamasını yaptı. milyar TL ödenek Ekonomi Servisi Yurttaşı zorlu bir kış bekliyor. Şimdiden mutfağın olmazsa olmazı sebze fiyatları tavan yaptı. Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, “Kışlık sebze ve meyve fiyatlarında içinde bulunduğumuz dönem itibarıyla geçen yıla göre yüzde 20 civarında bir artış söz konusudur. Bu artışın kış aylarında yüzde 40’a kadar çıkması beklenmektedir” dedi. Sebze ve meyve üretimindeki düşüşün gıda fiyatları üzerindeki olumsuz etkisinin genel kabul gördüğünü ifade eden Yetkin, ancak gıda fiyatlarında yüksek aracı kârlarının da önemli rol oynadığını dile getirdi. Yetkin, meyve ürünle rinin Nadasa ayırmak büyük kayıp Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de nadasa çok büyük tarım alanları ayrıldığını, bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu belirtti. Bayraktar, “Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul’un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değil. 20002013 döneminde yüzde 14.1 azalmayla nadasa bırakılan alanlar, 4.83 milyon hektardan 4.15 milyon hektara inse de hâlâ çok büyük. Ülkemizde nadasa ayrılan alan meyve, sebze ve süs bitkilerine ayrılan toplam alanı geçiyor” dedi. İbrahim Yetkin Beyaz et bile yiyemiyoruz Et tüketiminde yıllık kişi başı 32.42 kg. ile AB’nin oldukça gerisinde kalan Türkiye, piliç eti tüketiminde de 19.4 kg. ile son sıralarda. Ekonomi Servisi Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği’ne (BESDBİR) göre Türkiye’de piliç eti üretimi 2013’te 1990’a göre 11, 2000 yılına göre 2.7 kat artarak 1.275.000 tona ulaştı. Ancak Türkiye piliç eti tüketiminde çok gerilerde. 2012’de ABD’de 43.2 kg, Brezilya’da 42.7 kg. olan birey başına tüketim Türkiye’de 19.4 kg. BESDBİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sait Koca “Hedefimiz Türkiye piliç eti tüketimini 2025’te 25.6 kilograma çıkarmak. Kişi başı piliç eti tüketimini 2 katına çıkarmak mümkün; bunun için devlet desteği önemli” dedi. Şişecam’ın cirosu 5 milyar TL’ye çıktı Ekonomi Servisi Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı OcakEylül dönemine ilişkin net satışları yüzde 19.3 artışla 5 milyar TL’yi aşarken, net kârı ise 425 milyon TL oldu. Topluluk, aynı dönemde yaklaşık 900 milyon TL’lik yatırım harcaması gerçekleştirdi. Satış gelirlerini geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19.3 oranında artıran Şişecam’ın, bu dönemdeki net kârı da 425 milyon TL’ye ulaştı. Topluluk, 2014 Eylül sonu itibarıyla yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşlarında toplam 2.9 milyon ton cam, 1.6 milyon ton soda ve 3 milyon ton endüstriyel hammadde üretimi gerçekleştirdi. Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, topluluk olarak yılın ilk 9 aylık döneminde yaklaşık 900 milyon TL yatırım harcaması ve 630 milyon dolar ihracat yaptıklarını söyledi. 16.3 milyar lira yapılandırıldı Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını da içeren ‘torba yasa’nın ilk sonuçlarını açıkladı. 7 Kasım itibarıyla toplam 1 milyon 665 bin kişinin başvuruda bulunduğunu ve 16.3 milyar liralık alacağın yapılandırıldığını belirten Şimşek, “Vatandaşlarımız, başvuru süresinin 1 Aralık’ta dolduğunu unutmasın ve işlerini son günlere bırakmasın” uyarısı da yaptı. Devletin alacağının baki olduğunu savunan Şimşek, “Kimsenin, ‘bir daha af gelir, o zaman öderiz’ gibi bir yaklaşım içinde olmaması lazım. Borçlu vatandaşlarımıza ulaşmak için yaklaşık 5 milyon mektup gönderildi. Özellikle öğrenim kredisi, tapu harcı, yargı harcı gibi süreksiz mükellefiyetlerden kaynaklanan borcu olanlardan başlamak üzere 2.5 milyon vatandaşımıza SMS’ler de bu hafta gönderilecek” dedi. Ekonomi Servisi İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Rıdvan Mertöz, sac ithalatına ek vergi ve fon getirilmek istenmesine ilişkin, “Sac üreticisi firmalarımız kısa vadede kazançlı olsalar da uzun vadede onların da kaybı olacak. Yetkililer, ilave vergiler ve fonlar uygulanmadan ilgili sektör örgütleri ve birliklerle istişare içinde olmalı” dedi. Mertöz, yerli sanayiyi korumak amacıyla Çelik Levha (sac) ithalatında getirilmek istenen fon ve ek vergilerin, bu ürünü hammadde olarak kullanan sektörlerde endişe yarattığını savundu. İthalatın zorlaştırılmasının çelik sektörünü sevindireceğini, ancak 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmakta en büyük payı alacak birçok sektöre zarar vereceğini aktardı. Sac ithalatına ek vergiye tepki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle