Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  26	EYLÜL	2013	PERŞEMBE  18	  DIŞ	HABERLER	dishab@cumhuriyet.com.tr  Suriye’de aralarında ÖSO üyelerinin de bulunduğu 13 grup, SUK’u tanımadıklarını duyurdu  Muhalefet şeriatta birleşti Bu savaş bir harika! Dış Haberler Servisi Savaşın her geçen gün halkı daha da yokluğa sürüklediği Suriye’de silah tüccarlarının ise “yüzü gülüyor”. BM başta olmak üzere kimi uluslararası arenadan Suriye’de siyasi çözüme öncelik verilmesi, tarafların silahlandırılmaması çağrılarına karşın bu ülkeye Türkiye üzerinden de olmak üzere silah akışının önü kesilemiyor. AFP ajansına konuşan Suriye’nin Halep kentinden bir silah satıcısının “Savaş harika bir iş” sözleri, 100 bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiği, yüz binlerin evlerini terk etmek zorunda kaldığı ülkede çatışmanın kimlerin cebine kâr olarak girdiğini de gözler önüne seriyor. AFP’nin haberine göre, Halep’te silah satıcılığı yapan Ebu Muhammed’in dükkânında Kalaşnikoflardan, el bombalarına, mühimmata, kılıçlara kadar birçok savaş, çatışma ürünü mevcut. Özgür Suriye Ordusu saflarında yaklaşık 9 ay çatışmalara katılan, bacağından yaralanan 39 yaşındaki Ebu Muhammed sonrasında muhaliflerin etkin olduğu Fardos bölgesine yakın bir yerde silah dükkânı açmaya karar vermiş. Ebu Muhammed, muhaliflere yardım etmek istediğini çünkü onların silah ve cephanelerinin olmadığını söylüyor. Sektörün kazançlı olduğuna işaret ederek günde yaklaşık 50 bin Suriye poundu yani 370 dolar kazanabildiğini de anlatıyor. Tezgâh üzerine el bombalarını seren Muhammed elde ettiği kârdan memnuniyetini şu sözlerle dile getiriyor: “Savaş harika bir iş.” Silahların Irak ve Rus yapımı olduğunu, fiyatlarının 1500 ile 2000 dolar arasında değiştiğini söyleyen Ebu Muhammed’in yine muhalifler safında savaşan 20 yaşındaki oğlu, dükkândaki ürünler arasında ayrıca askeri üniformalar, botlar, gaz maskeleri, telsiz bulunduğunu, bu malzemelerin çoğunun Türkiye’den geldiğini belirtiyor. Müşteri trafiği yoğun. Dükkâna gelenlerden biri yaklaşık 150 mermi için 111 dolar ödüyor. Dükkâna torunuyla gelen 65 yaşındaki bir müşteri çatışma ortamına dikkat çekerek “Buraya ailemi korumak için silah almaya geldim” diyor. Dış Haberler Servisi Suriye’de 13 muhalif grup ana muhalefet bloku Suriye Ulusal Konseyi’ni (SUK) tanımadıklarını duyurarak, şeriat istediklerini ilan etti. Aralarında Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) unsurlar, Halep şehrinde güçlü olan Liva el Tevhid ve El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nin bulunduğu gruplar, SUK da dahil olmak üzere “yabancı” merkezli herhangi bir yapılanmayı tanımadıklarını açıkladı. Radikal İslamcı ancak cihatçı olmayan Ahrar el Şam ve ÖSO üyesi 19. Tümen de açıklamaya imza koyan örgütler arasında. Ortak bildiride, “SUK ve Ahmed Tomeh liderliğinde kurulması öngörülen hükümet bizi temsil etmez” denildikten sonra, ülkedeki tüm silahlı ve sivil gruplara şeriat temelinde birleşmeleri çağrısı yapılarak şeriatın yasamanın tek kaynağı olması istendi. Bildiride, muhalif grupların, “İslam ulusunun” çıkarlarını grup çıkarlarının üstünde tutmaları için de çağrı yapıldı. El Nusra Cephesi, Birleş(AP) BM	kimyasal	silah	denetçileri,	kimyasal	silah	kullanıldığına	ilişkin		suçlamaları	araştırmak	 üzere	 dün	 yeniden	 Suriye’ye	 gitti.	 Müfettişler,	 iddiaları	 araştırmak	 üzere	 19	 Ağustos’ta	Suriye’ye	gitmiş	ancak	araştırmaları	21	Ağustos’ta	yaklaşık	bin	kişinin	öldüğü	 kimyasal	saldırı	ile	bölünmüş,	denetçiler	daha	sonra	saldırıyla	ilgili	bir	rapor	hazırlamışlardı.	Rusya	ise	Akdeniz’deki	donanma	gücünü	artırmaya	devam	ediyor.	 Rus	donanmasına	ait	iki	gemi	daha	dün	Çanakkale	Boğazı’ndan	geçti.  MÜFETTİŞLER SURİYE’YE DÖNDÜ  İran	New	York’ta	 ‘10’	Galip! İran “nükleer kartından” vazgeçmiyor… Cumhurbaşkanı Ruhani’nin kendi sözleriyle Tahran; “ülkenin barışçıl nükleer programı hakkında (sadece!) makul endişeleri ortadan kaldırmayı” kabul ediyor ve bu amaçla, “şeffaflık dahilinde görüşmelere” hazır olduğunu ilan ediyor. “Suriye” başta olmak üzere; görüşmelere, önem verdiği tüm diğer dosyaların da dahil edilmesini istiyor. BM’nin yıllık açılış toplantısı için günlerdir New York’ta “süperstar” gibi beklenen İran Devlet Başkanı Ruhani’nin konuşmasının en kestirme özeti bu. Başka deyişle bizzat kendi ifadesiyle “bölgesel güç” diye tanımladığı “İran İslam Cumhuriyeti”nin diplomasi masasına oturtulması karşılığında Ruhani, nükleer programı barışçı amaçlarla sınırlamayı kabul ediyor. Ama bunun karşılığında Suriye müzakerelerine de dahil edilmek istiyor! İran, “nükleer kartını” kısaca diplomasi masasında yer edinmek için kullanıyor! BM açılışı öncesinde İran Devlet Başkanı’nın medyatik bir diplomasi hamlesiyle “Washington Post”a yazdığı makalede atıfta bulunduğu “yapıcı angajman / taahhüt”, bu formül üzerine kurulu...  miş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından geçen mayıs ayında kara listeye alınmış, ABD Dışişleri Bakanlığı da aynı örgütü geçen yıl terör örgütü ilan etmişti. Ortak açıklamanın, Suriye’de muhalif gruplar arasında anlaşmazlık ve çatışmaların arttığı bir dönemde yapılmasına dikkat çekiliyor. Suriye’de son zamanlarda El Kaide bağlantılı Irak ve Levant İslam Devleti (ISIL) örgütüne bağlı militanlarla ÖSO’ya bağlı savaşçılar arasında özellikle Türkiye sınırı yakınındaki bölgelerde çatışmalar yaşanıyor.  ABD’nin terör örgütü ilan ettiği ISIL, geçen hafta Halep’teki Bab el Selam bölgesinde iki muhalif gruba karşı savaş açtığını duyurmuş, geçen pazar günü Türkiye sınırına yakın Hazano kentinde meydana gelen çatışmalarda örgütün onlarca militanı ölmüştü. Halep yakınlarındaki Azaz bölgesinde de, ISIL ile Kuzey Fırtınası örgütü arasında çatışmalar yaşanmış ve geçen hafta ateşkes anlaşmasına varılmıştı. ISIL ile El Nusra Cephesi arasında da geçen cumartesi günü Haseke vilayetinde çıkan çatışmalarda 2 kişi hayatını kaybetmişti.  AP)  Ruhani soykırımı kınadı M’deki konuşmasının B ardından CNN’in ton”u	 memnuniyetle	 karşıladığını	 belirtti	ancak	İran’ın	nükleer	programı	konusunda	“köklü	önlemlerin”	 alınması	gerektiğini	vurguladı.	 Ruhani’nin	Yahudi	soykırıma	ilişkin	 sözlerini	ikna	edici	bulmayan	İsrail	 Başbakanı	Binyamin	Netanyahu	ise	 İran	Cumhurbaşkanı’nın	konuşmasını	“alaycı”	ve	“bütünüyle	ikiyüzlü”	 olarak	değerlendirerek	“tam	da	beklediğimiz	gibiydi”	dedi.	İsrail	Maliye	 Bakanı	Yair	Lapid,	Netanyahu’nun	 İsrail	delegasyonunun	Ruhani’nin	konuşmasını	boykot	etme	tavrının	“yanlış”	 olduğunu	belirterek	eleştirdi. ABD	yönetiminden	üst	düzey	bir	yetkili	 ise	ABD	Başkanı	Barack	Obama	ve	 İran	Cumhurbaşkanı	Hasan	Ruhani’nin	 68.	 Dönem	 BM	 Genel	 Kurulu’ndaki	 konuşmalarında	iki	ülke	ilişkilerinin	 güçlendirilmesi	ve	nükleer	görüşmelerin	 yeniden	başlatılması	yönünde	güçlü	 mesajlar	vermelerine	rağmen,	iki	lider	 arasında	basit	bir	el	sıkışmanın	bile	 ayarlanamaması,	derin	geçmişe	dayanan	karşılıklı	güvensizliğin	aşılmasının	 ne	denli	bir	zorlu	bir	süreç	olduğunu	 gözler	önüne	serdi	yorumunu	yaptı.	  ‘ABD Musaddık darbesini itiraf ediyor’ Obama da buna karşın gene BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada; “kitle imha silahları ve nükleer silah yapımı / kullanımına göz yummayacağını” yineliyor. Bu “kırmızı çizgi” ötesinde… “İran’ın barışçıl amaçlar için nükleer enerjiye erişmek hakkını” teslim ediyor! Bir ABD Başkanı tarafından ilk kez bu taahhüt dünya liderleri önünde açıkça telaffuz ediliyor. Obama ilaveten, Tahran’ın önem atfettiği konulardan biri olarak “rejim değişikliği gözetmedikleri” taahhüdünü veriyor. “Tehran Times” (TT) gazetesinin ABD Başkanı’nın konuşmasından çıkardığı önemli başlıklar, nitekim hep bu bölümler... TT, New York’taki diplomasi gösterisi için “Obama, İran’ın nükleer enerji hakkına saygı duyduğunu söylüyor; CIA’nın 1953 (Musaddık) darbesindeki rolünü itiraf ediyor” başlığını kullanıyor. Rejim yanlısı / muhalifi.. hangi kesimden olursa olsun, İranlıların asla unutmadığı ve ülkenin başına gelen “tüm badirelerin anası” olarak gördükleri, Musaddık’ın alaşağı edilmesi olayına bir ABD Başkanı’nın böyle uluorta değinmesi, bir ilk. Obama konuşmasında “günah çıkardığı” ve İranlı muhataplarına çiçek attığı bir bölümde; “ABD ve İran 1979 İran Devrimi’nden bu yana ayrı düştü. Bu güvensizliğin derin kökleri var. İranlılar ABD’nin içişlerine karışma tarihinden uzun süre şikâyet ettiler ve soğuk savaşta (CIA’nın!) İran hükümetini devirmesinden yakındılar!” diyor. Başkan’ın bu itirafı, Ruhani için şüphesiz önemli bir diplomatik zafer. Diğer bir “manevi zafer”, ABD Başkanı’nın; “karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygı temelinde” sorunların çözümüne yaklaşım için verdiği söz… Bu söz de İran’ın gene “saygı gösterilen partner” olmak talebine tekabül ediyor. Ardı sıra yapılan ve birbirini tamamlayan, birbirlerine cevap mahiyeti taşıyan bu karşılıklı konuşmalarda, tarafların kullandıkları “ton” geçmişe göre çok farklı. Obama, Tahran’ın “gönlünü okşamak için” her imkânı kullanırken Ahmedinejad saldırganlığından uzak bir tarz benimseyen Ruhani de ABD’li muhataplarını “İran’ın bir tehdit olmadığına” ikna etmeye çalışıyor; “İran, problem yaratan değil, problem çözen ülkedir!” diyor. “Barışın savaşa, hoşgörünün şiddete, ilerlemenin kan dökmeye, adaletin ayrımcılığa, refahın sefalete, özgürlüğün despotizme galip geldiği yeni bir ufuk açabilmeliyiz” diyen Ruhani, “Şehname”nin yazarı efsanevi İranlı şair Firdevsi’den yaptığı şu alıntıyla konuşmasını sonlandırıyor: “Baharı getirmek için, kışı kovmalısın!” Konuya ilgi duyan tüm okurlara, Hasan Ruhani’nin konuşmasının tam metnini internetten indirip okumalarını öneririm… Ustalıkla, üst düzey bir kültür ve diplomasi zekâsıyla kaleme alınan bir belge bu. Büyük olasılıkla “çok yetkin bir dışişleri bakanı” olarak tanımlanan Cevat Zarif’in kaleminden çıkmış… New York çıkarmasına Ahmedinejad sonrası İran’ın “barışçı ve yeni yüzünü tanıtmak”, “ilkel molla” etiketinden kurtulmak için çıkan; İran’ı dünyaya yeniden “barış yanlısı, sofistike ve kültürlü” bir ülke olarak sunmak misyonuyla yola koyulan RuhaniZarif ikilisi; ilk adımda önemli mesafe kaydetti. Uzun yıllar Tahran’da yaşayan bir diplomat dostum; bu stratejik diplomasi atağını “İran’ın dünya sahnesine yeniden dönüşü” olarak tanımlıyor. Ancak heyhat bu dönüşün, “Türkiye’yi arka plana ittiğini” söylüyor: “Varsa yoksa İran konuşuluyor. Türkiye’ye dair tek kelam eden yok!” diyor. İran haliyle henüz uzun bir yolun başında. BM koridorlarında arzu edilen ObamaRuhani el sıkışması da daha gerçekleşmedi. Üstelik yolu mayınlamaya hazır çok aktör var: ABD Kongresi, İsrail lobisi, Suudi Arabistan, İran’ın bizzat “açılım karşıtı” şahinleri… Ama ilk kez, yıllardır bölgede süren gerilimi düşürebilecek bir “bahar” vaadi var. Tabii eğer Firdevsi’nin dediği gibi “kış kovalanabilirse”…  ‘Türkiye’den	geliyor’  Dış	Haberler	Servisi		İran	Cumhurbaşkanı	Hasan	Ruhani,	ülkesine	 yönelik	yaptırımların	“şiddet	içerdiğini”	belirterek	nükleer	programları	 konusunda	sonuç	almaya	yönelik	 ve	bir	takvim	çerçevesinde	ilgili	 taraflarla	müzakerelere	başlamaya	 hazır	olduklarını	söyledi.	BM’nin	New	 York’ta	düzenlenen	genel	kurulunda	konuşan	İran	Cumhurbaşkanı,	 Suriye’nin	kimyasal	silah	kullanımını	 yasaklayan	sözleşmeye	taraf	olmasını	da	memnuniyetle	karşıladıklarını	 kaydederek	söz	konusu	silahların	 kullanılmasını	kınadı. İran’ın	dünya	için	de,	bölge	için	de	 herhangi	bir	tehlike	oluşturmadığını	 kaydederek	ülkesinin,	istikrarsızlıklarla	dolu	bir	bölgede	“istikrar	noktası”	 olduğunu	 vurgulayan	 Ruhani,	 ABD	 Başkanı	Barack	Obama’nın	ABD’deki	 savaş	yanlısı	baskıcı	gruplar	tarafından	 kışkırtılmamasını	ümit	ettiğini	söyledi.	 Ruhani,	nükleer	silahların	İran’ın	cephaneliğinde	yeri	olmadığını	belirterek	 “Nükleer	silahlar	ve	kitle	imha	silahları	 İran’ın	savunma	doktrininde	yer	almamaktadır”	şeklinde	konuştu.	 Ruhani,	BM	Genel	Kurulu’nda	yaptığı	 konuşmanın	ardından	CNN’de	katıldı  sorularını yanıtlayan İran Cumhurbaşkanı, söyleşide de ılımlı mesajlar vermeye devam etti. (AP)  Netanyahu	ikna	olmadı  ‘Soykırım	insanlık	suçu’  ğı	bir	programda	da,	selefi	Mahmud	 Ahmedinejad’ın	aksine,	Yahudi	Soykırımını	insanlığa	karşı	işlenmiş	suçlar	 arasında	saydı.	Nazilerin	Yahudilere	 yaptığı	dahil	tarih	boyunca	insanlığa	 karşı	işlenmiş	tüm	suçların	kınanması	 gerektiğini	vurgulayan	Ruhani,	“Bir	can	 almak,	Yahudi,	Hıristiyan	ya	da	Müslüman	olsun,	birinin	hayatına	kastetmek,	 bizim	için	aynıdır”	dedi.	İran	lideri,	bu	 tip	bir	suçun	başkalarının	topraklarını	 gasp	ya	da	işgal	etmeyi	meşrulaştırmayacağını	da	vurgulayarak	İsrail’in	 Filistin	işgaline	atıfta	bulundu.	ABD	 Başkanı	Barack	Obama,	bu	konuşmadan	önce	Ruhani’nin	ılımlı	söylemini	 cesaret	verici	bulduğunu	söylerken	 Almanya	Dışişleri	Bakanı	Guido	Westerwelle	de	Tahran’dan	gelen	“yeni	  El	sıkışmak	zor  CLINTON, ELİF’İN YAŞAMINI ANLATIRKEN GÖZYAŞLARINI ZOR TUTTU  Bebeğinin adı Sevgi olacaktı Haber Merkezi  Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Kenya’daki kanlı saldırıda yaşamını yitiren doktor Elif Yavuz için kendi vakfı olan Clinton Global İnisyatif’te bir tören düzenledi. Törende Elif Yavuz’un hikâyesini anlatırken gözyaşlarını zor tutan Clinton “Yaşamını diğer insanlara adamıştı” dedi. Clinton, genç kadının AIDS ve sıtma ilaçları temin etmek için Afrika’da bulunduğunun altını çizerek, Elif Yavuz’un asıl görev yerinin Tanzanya olduğunu, birkaç hafta önce de kendisiyle Darüsselam’da görüştüğünü anlattı. Elif Yavuz’un doğumu yaklaştığı için eşiyle birlikte Kenya’ya gittiğini kaydeden Clinton, “Elif yaşamını diğer insanlara yardım için adamış bir kişiydi” diyerek şöyle konuştu: “Bu güzel kadın, bana geldiğinde hamileliğinin son evresindeydi. Doğum yapmak için en güvenli yerin Nairobi olduğunu düşünüyordu. Doğuma en fazla 2 hafta vardı. O, eşi, doğmamış bebekleri alışveriş merkezi baskınında hayatlarını kaybetti. Şu anda biraz sarsılmış durumdayım. Çünkü az önce annesi ile konuştum. Babası hayatta değil” dedi. Clinton, “Elif’in annesi doğacak bebek için Swahili dilinde ‘Sevgi’ ya da ‘Yaşam’ anlamına gelen bir isim aradıklarını söyledi” dedi. Sesi sık sık titreyen Clinton, “Bu parlak genç anne, hayatını insanlığa hizmete adadı. Kamu sağlığı alanında eğitim gördü, hizmet verdi. Eşi ilk insanlarda aileyi araştırıyordu. Hayatının önemli bir bölümünü bu vakfa atfettiği için bu genç kadına şükran borçluyum” diye konuştu. Clinton, Elif’in hayranlık uyandıran bir kişi olduğunu kaydederek, “Sizden bu kaybettiğimiz harika genç kadını, geçmişi inceleyerek günümüzü anlamamıza yardımcı olan mimar eşini ve henüz gözünü açma fırsatı bulamamış bebeği unutmamanızı istiyorum. Bir hiç yüzünden burada değilsiniz. Onları öldürenlerin haklı olduğunu düşünüyorsanız vakit kaybediyoruz. Bizim haklı olduğumuzu düşünüyorsanız, o halde hayatımızın her gününü, saldırganları lanetleyerek geçirelim” dedi.  ‘İran tehdit değildir’  Parlamentoda dudak dudağa... İtalya’da	eşcinsel	ayrımcılığına	karşı	yasa	görüşmesi	yapılırken	Beş	Yıldız	Hareketi	politikacıları	şimdiye	kadar	eşine	rastlanmayan	bir	protesto	eylemi	gerçekleştirdi.	Vekiller	parlamentoda	protesto	amacıyla	birden	ayağa	kalkıp	hemcinsleriyle	öpüşmeye	başladı.	Vekillerin	bir	kısmı	ise	eşcinsellere	destek	pankartı	açtı.	Protesto	nedeniyle	görüşme	yarıda	kesildi.  Karslıoğlu: Bundestag’ta yeni realite var DUYGU GÜVENÇ  KENYA YASTA K enya’nın	başkenti	Nairobi’de	Eşşebab’ın	kanlı	 AVM	baskını	dün	sona	ererken	61’i	sivil,	6’sı	 güvenlik	görevlisi,	5’i	saldırgan	olmak	üzere	72	 kişinin	öldüğü	bildirildi.		240	kişinin	de	yaralandığı	 duyurulan	kanlı	saldırının	ardından	dün	itibarıyla	 ülkede	üç	günlük	ulusal	yas	ilan	edildi.	(AP)  ANKARA  Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Almanya’daki seçimlerde 11 Türk’ün milletvekili seçilerek Alman Meclisi Bundestag’a girmesini, “Yeni realite var” sözleriyle değerlendirdi. Büyükelçi Karslıoğlu, “Bu durumda, Cem Özdemir ile Yeşiller Partisi’nden başlayan Türk kökenli Alman politikacılar gerçeğine, mevcut haliyle tüm politik spektrumdan Türk kökenli milletvekillerinin bulunması realitesi yaşanmış oluyor şimdiki Bundestag’da. Umarım hem Almanya, hem Türkiye, hem de böl  gemiz için hayırlı olur” dedi. Karslıoğlu, seçimlerde iktidardaki Alman Hıristiyan Birliği’nden (CDU) de Türk kökenli bir milletvekilinin seçilmesinin önemine işaret etti. Karslıoğlu, “11 Türk kökenli milletvekili seçilmesi tabii gurur verici. Birisi hatta Batı Trakya kökenli Yunanistan göçmeni Alman vatandaşı Cemile Yusuf üstelik CDU partisinden” yorumunu yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan da Almanya’daki seçimlerin galibi olan Şansölye Angela Merkel’e kutlama mektubu ile gönderdi. Erdoğan, Türkiye’nin Almanya ile yeni dönemde ilişkilerini geliştirme arzusunu vurguladı.  Kış	kovalanabilirse…   
            
    
