18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 30 NİSAN 2013 SALI Başbakan Erdoğan, ‘Dün lakabı çoban olanlar şimdi İP’in koyunu oldu’ dedi Milli Duygun Yok ki Milli İçkin Olsun!.. Tayyip Bey Yeşilay kongresinde konuşurken buyurdu: Milli içkimiz bira değil ayrandır. Daha sonra da alkol tüketimine karşı savaş açılması gerektiğini söyledi. Açıklama her ne kadar gündem değiştirmeye yönelikse de aynı zamanda yaşam biçimini dayatma saplantısının göstergesi olduğu için yine de tartışılmalı. Tayyip Bey’e baştan şu yanıtı vererek başlayalım: Üstadım “milli”liğiniz yok ki, milli içkiniz olsun. Şimdi de “milli içki”yi “milli”sinden başlayarak tartışmaya koyulalım. Kuvayı Milliyeciler, milli devletlerini kurdukları zaman, Osmanlı döneminde, gelirleri, imparatorluğun alacaklılarının paralarını tahsil için kurdukları Düyunu Umumiye İdaresi’nin tasarrufu altında bulunan tütün ve alkollü içkilerle ilgili olan Reji’yi millileştirdiler; T.C. boyunca kamunun çok önemli gelir kaynaklarından ve tütün üreticisinin en büyük destekçilerinden biri olan Tekel’i “ayrancılar” iktidara gelince özelleştirmeye karar verdiler. ??? Tekel’in özelleştirilmesinin ibret dolu öyküsü için Av. Tülay Özerman’ın Mülkiye Dergisi’nin 262. sayısında yayımlanmış olan “Tekel’in Özelleştirilmesinin Sonuçları” adlı makalesini internetten okumanızı salık veririm. Neyse fazla ayrıntıya girmeden konuyu özetleyeyim. Ayrancılar özelleştirmeye karar verdikleri Tekel’i ÖİB tarafından Alkollü İçkiler Sanayii ve Pazarlama, Tütün Mamulleri Sanayii ve Pazarlama olmak üzere ikiye böldüler. Alkollü içkiler bölümünü 2003’te, 17 fabrikası, depolarında 100 milyon dolarlık hammaddesi ve 35 milyon dolarlık stokuyla birlikte 292 milyon dolara sattılar. Bu satış yapılırken, firmanın istihdam etmekte olduğu 3 bin 631 mavi yakalının tüm kıdem ve ihbar tazminatlarının Tekel’e ait olduğu da karara bağlandı. Alkollü İçkiler Sanayii Pazarlama ve Dağıtım’ı satın alan firma, bunu altı ay sonra 920 milyon dolara bir Amerikan firmasına, o da kısa bir süre sonra 2 milyar 100 milyon dolara bir İngiliz firmasına sattı. Böylece Cumhuriyetin kamuya mal ettiği milli kuruluş olan alkollü içkiler (şarap hariç) üretim pazarlama ve denetimini elinde tutan milli bir kurum kamudan alınarak, özelleştirilme adına yabancılaştırılmış oldu. Kamunun bir gelir kaynağını yabancıya peşkeş çekenlerin milli değerlerinin olmadığını söylerken bunu kastediyorduk. Milli değerler kamunun zenginliklerini yabancıya peşkeş çekmemek demek. İş vatan millet Sakarya edebiyatı olsa, onu peşkeşçiler yapıyorlar zaten... ??? İşin toplum sağlığı ile ilgili yönüne gelince: Önce belirteyim ki, içki tüketimi medeniyet ve modernite demek değildir illa. Bütün alkol karşıtları gerici olmadığı gibi, bütün sosyal içiciler de ilerici değillerdir. Toplumun sağlığı için alkol bağımlığı ile mücadele devlete düşen bir görevdir. Nitekim sekiz aylık başbakanlığında (19541955) yaptıklarıyla, ülkesinin tarihine geçen ilerici Pierre Mendes France (19071982) iktidarı sırasında alkol bağımlığına karşı açtığı savaş ile de bilinir ve toplum sağlığı ile toplumsal esriklikle mücadele konusunda çıkardığı kanun ve yönetmelikler ülkesinde hâlâ geçerlidir. Tarihimizde de savaş döneminde yürürlükte olmuş olan (ama hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamadı) Meni Müskirat Kanunu, Gazi olarak anılan 1. TBMM’nin eseridir. Ancak bunlar, alkol tüketiminin toplumsal bir sorun haline geldiği ülkeler ve dönemler ile sınırlı, eğitici, caydırıcı, düzenleyici önlemlerdir. Kişi başına alkol tüketiminde 1.4 litre ile 193 ülke arasında 143’üncü sırada olan Türkiye’de ise toplumsal tehlike söz konusu değildir. Dilerseniz şöyle rastgele seçilmiş bir liste içinde bazı ülkelerdeki alkol tüketim miktarlarına bakalım. Türkiye 1.4 litre. Özbekistan 1.5, Finlandiya 9.3, Yunanistan 9, Avusturya 11.4, Bosna Hersek 9.1. İtalya 8.0, İspanya 11.7, İngiltere 11.8, ABD 8.6, Afganistan 0. Görülüyor ki, Türkiye’de toplumsal bir tehlike olmadığı için ülkenin gerçek gündeminde alkol bağımlılığıyla mücadele gibi bir sorun da yok. Ülkenin sorunu alkol bağımlılığı değil, ayran budalası gibi, kendi yaşam tarzını karşısındakine dayatma tutkusudur. Şimdi de Demirel’e çattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile CHP ve MHP’ye çok sert suçlamalar yöneltti. Erdoğan, “Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi’nin (İP) koyunu oldu. Güya ulusalcı CHP piyonu, güya ulusalcı MHP yedeği oldu” dedi. Erdoğan, partisinin Kızılcahamam Asya Termal Oteli’nde düzenlenen il ve ilçe başkanları toplantısındaki konuşmasında şunları söyledi: Teşkilata Bahçeli belgeleri: Bahçeli sıkılmadan, “Gönder beni Yüce Divan’a” diye meydan okuyor. Yüce Divan seni kabul eder mi etmez mi bilmiyorum. Olur ya zamanaşımına girdi, girmekritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek. Yıl ortasında, anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halk oylaması da gündeme gelebilecek. Teşkilat olarak bizi çok yoğun bir mesai bekliyor. AKP kurulduğu günden beri gireceği en kritik seçimlere hazırlanıyor. En kritik yıl Öncelikle 2014 yılı, Türkiye için di. Bunlardan istifade etme yoluna da gidebilir. Böyle şeyler de var. Durmadan meydan okuyor, kendine göre. Fakat ben, milletin hafıza kayıtlarına girsin diye şu anda arkadaşlarıma dedim ki; “Bütün hazırlıkları getirin, bunları açıklayacağız ve teşkilatım olarak sizlere göndereceğimiz belgeleri sizler halkımıza anlatacaksınız”. Bunların kirli yüzlerini görsünler. Lakabı çoban olanlar: CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi’nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar, şimdi İşçi Partisi’nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İP’in piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İP’in yedeği haline geldi. Bir avuç sözde MHP’li: Bir avuç çapulcunun, akil insanlar heyetine karşı gerçekleştirdiği eylemleri, İP ile bir avuç sözde MHP’linin yan yana yaptığını benim milletim de MHP’ye gönül vermiş kardeşim de görüyor. İP’in şu anda Silivri’deki lideri, 1990’lı yıllarda Bekaa Vadisi’ne gitti, terör örgütü liderleriyle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. MHP, CHP, İP, ortak eylemlerinde bir zahmet o fotoğrafları da kullansınlar da kimin ne olduğunu millet daha iyi görsün. Türk milletinin içinde bütün etnik unsurlar var: Biz yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Biz ne MHP’nin anladığı manada Türk milleti kavramını anlarız, ne bir başkasının anladığı kavramda. Bizim Türk milleti kavramı anlayışımızın içerisinde Türkiye’de ne kadar etnik unsur varsa onların hepsi bu kavramın içindedir. Bizim yeni anayasa önerimizde de bu zaten yerini ayrıca alıyor. Başkanlık tarihimizde var: Bunu geçmişte Turgut Bey söyledi, Sayın Demirel söyledi. Onlar da söylediler. Kaldı ki bu bize yabancı bir anlayış da değil. Çünkü bizim ecdadımız tarihe baktığımız zaman, bunun benzerini Osmanlı yaşamış. Olmazsa partili cumhurbaşkanı: Partili cumhurbaşkanı dedik, onu bile farklı yerlere çektiler. Fransa, şu anda bunu uyguluyor. Aynı şekilde, Amerika’daki başkanlık sistemi de partilidir, onu uyguluyor. Almanya şansölye diyor ama orada yetki cumhurbaşkanından çok şansölyededir. O da onu bu şekilde alıp götürüyor. Başkanlık sisteminde başkan bir kral değildir. Ama bizdeki bazı cahiller, başkanı bir kral olarak takdim etme cüretine girerek yalan söylüyorlar. BAHÇELİ’DEN CEVAP ‘Erdoğan dengesini kaybetti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “MHP İşçi Partisi’nin (İP) yedeği haline geldi” açıklamasına cevap hızlı geldi Gölbaşı’nda bir alışveriş merkezinin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, şöyle konuştu: “Sayın Başbakanımız, son aylarda özellikle de bu çözüm sürecine girildiği günden itibaren dengesini kaybetmiş, ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelmiştir. Şimdi Abdullah Öcalan’ı siyaseten öne çıkarmıştır. Silivri’de tutuklu bulunan bir başka siyasi parti genel başkanının tutukluluğunu ortadan kaldıracağı yerde, onun etrafında muhalefeti toplamanın da mantıki hiçbir izahı yoktur. Bu İşçi Partisi hayranlığı nereden başladı? Öcalan’dan sonra Perinçek hayranlığına mı düştü, onu bilemiyoruz tabii.” Erdoğan’ın akil insanlar heyetine karşı yapılan saldırıların sorumlusunun bir avuç MHP’li olduğuna ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine Bahçeli, “Devletin tüm imkânları kendisinde. Halkın tepkisini saptırmasın” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in çözüm komisyonu ile ilgili yazısının ulaşıp ulaşmadığı sorusunu yanıtlayan Bahçeli, “Gelse de nezaketen gönderilmiş bir yazıdır. İmralı canisinin önermiş olduğu bir komisyonu veyahut bir başka adıyla hakikatler komisyonuna MHP’nin katılması mümkün değildir” dedi. METROPOLL ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI SENCAR: ‘Halktan Öcalan’la görüşmeye onay yok’ BAHADIR SELİM DİLEK ‘Başbakan kimin güdümüne girdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, kuruluş yıldönümü nedeniyle Parlamento Muhabirleri Derneği’ni ziyaret ederek kutladı. İnce, partisini İşçi Partisi’nin güdümüne girmekle suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Biz PKK’nin taşeronu da eylemcisi de değiliz, PKK’nin taleplerini yerine getiren bir parti de değiliz. Başbakan kimin güdümüne girdi, ona baksın önce” yanıtını verdi. ? GAZİANTEP (Cumhuriyet) Şanlıurfa’nın Halfeti Belediye Başkanı Mahmut Özdemir, çözüm süreci içerisinde olmadığı iddiasıyla CHP’den istifa ettiğini açıkladı. Bugünkü grup toplantısında BDP’ye katılacağını ifade eden Özdemir, “CHP’nin Kürt sorunu gibi konularda sosyal demokratların lokomotif olması gerekiyordu ama yapmadı. Bizim gibi düşünenlerin siyaset yapma kanallarının tıkandığı ve farklı kafaların hâkim olduğu CHP’den istifa ediyorum” dedi. CHP’li başkan BDP’ye geçiyor ? İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, gazetecilerin PKK’nin 8 Mayıs’tan itibaren çekilme kararı ve çözüm süreci tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine “Mayın tarlasına çiçek ekebilir misiniz? Çiçek ekerseniz biçebilir misiniz?” yanıtını verirken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 16 maddelik “demokrasi paketi”nin yaşama geçirilmesini istedi. Tekin, “Her şeyin yasaklandığı yerde barış cümleleriyle milleti ayranla uyutmaya çalışacaksınız. Bu millet öyle ayranla mayranla uyumaz” dedi. Tekin: Millet ayranla uyumaz ANKARA İmralı sürecine halkın çoğunluğunun destek olduğu yönünde AKP hükümetinden açıklamalara karşın Metropoll Araştırma Merkezi’nin 26 Nisan tarihleri arasında yaptığı çalışma, Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmelere halkın desteğinin olmadığını ortaya çıkardı. Metropoll’ün araştırması halkın yüzde 81’inin Öcalan’a güvenmediğini, yüzde 69’unun PKK’nin silah bırakacağına inanmadığını, yüzde 51’nin ise hükümetin PKK ile görüşmesini onaylamadığını gösterdi. Araştırma, AKP’nin BDP ile ittifakına karşı sadece yüzde 28’lik bir destek olduğunu ortaya koydu. Metropoll Araştırma’nın başkanı Özer Sencar, araştırmaya ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Sencar, “Bu araştırmanın amacı sadece bir resim çekmektir, süreci etkilemek değildir. Bu nedenle, raporu kamuoyu ile paylaşmamanın uygun olacağını düşündük” dedi. Araştırmada iki soru yöneltildiğini dile getiren Sencar, “PKK ile sorunun çözülmesi için aşağıdaki yöntemlerden hangisini tercih edersiniz diyoruz. Bir, PKK ile siyasi görüşmeler yapmak. İki, PKK ile silahlı mücadeleye devam etmek. Bu anketimizin ilk sorusu. Yani diğer sorulara girmeden önce bunu soruyoruz. Halkın yüzde 66’sı PKK ile siyasi görüşmelerin devam etmesinden yana. Yani yöntem olarak silahlı mücadeleyi değil, siyasi görüşmeleri tercih ediyor halk ama arkasından sorduğumuz soru, Abdullah Öcalan’la görüşmeyi de kapsayan yeni görüşme sürecini onaylıyor musunuz dediğiniz zaman, burada Abdullah Öcalan faktörü giriyor devreye. Bu sefer de onaylayanlar yüzde 37” bilgisini verdi. Sencar, Öcalan’la görüşmeyi onaylamayanların yüzde 51 olduğuna işaret ederek “Yani halk genel olarak görüşmelerle bu iş çözülsün diyor, silahlı mücadele dursun diyor, bugün hükümetin uyguladığı yöntemi Öcalan’la görüşmelerin sürdürülmesi ile olan bu yöntemi onaylamıyor. Halk görüşmelerle sürecin devam etmesini büyük oranda destekliyor, yüzde 67. Bu işi görüşmelerle çözün diyor halk. Ama şu anda hükümetin sürdürdüğü yöntemi onaylamıyor. Nedir yöntem, MİT kanalıyla Öcalan ile görüşüyor, ondan sonra Kandil ile görüşüyor, Avrupa ile görüşüyor, şu anda uygulanan yöntem konusunda halkın tereddütleri endişeleri var” dedi. KARAYILAN: Fotoğraf: EMRE DÖKER Bahçeli daha ne istiyor? ‘T.C’yi avukatlar astı! İzmir’de Karşıyaka Adalet Sarayı’ndan “T.C.” yazısının kaldırılması, İzmir Barosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun eylemiyle protesto edildi. Eylemde, sembolik “T.C.” yazısı, adalet sarayının tabelasına asıldı. Avukatlar, Karşıyaka Başsavcılığı’yla görüşerek, tabelanın ve fotoğrafların yerlerine tekrar konulması için dilekçe verdi. CHP ve İşçi Partisi’nin de destek verdiği eylemde görüntü alan sivil polislere de gruptakiler, “Badem bıyıklılar. Bizi fişleyemezsiniz. Biz düşündüğünüzden daha fazlayız” diyerek tepki gösterdi. Cumhuriyet Avukatlar Grubu Yürütme Kurulu Başkanı İrfan Koçana, T.C. tabelalarının kaldırılmasının tesadüf olmadığını, bu durumu genel uygulamadan anladıklarını söyledi. Açıklamanın ardından Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, T.C. yazısını adalet sarayının tabelasına astı. Halkın Öcalan’ın muhatap alınmasını yüzde 68 oranında onaylamadığını da dile getiren Sencar, “Öcalan’a güvenmediğini söylüyor, halkın Öcalan’a güveni yüzde 10 seviyesinde. Bu işin sonucunda silah bırakılacağına ve terörün biteceğine inananlar yüzde ise 28. Dolayısıyla bu yöntemi, başarılı kılmak ve halkın desteğini artırmak için bir süre önceden, Öcalan ve PKK ile ilgili sert söylemleri terk etmesi gerekirdi” görüşünü dile getirdi. Üç ay öncesine kadar hükümetin, muhalefet ile birlikte, Öcalan’a en sert eleştirilerde bulunduklarını anımsatan Sencar, “İşte çocuk katili, eli kanlı katil vs. vs. diyorlardı. Hatta AKP, birkaç PKK militanı ile ba zı BDP milletvekillerinin kucaklaşması sebebiyle 8 tane milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması girişiminde bulundu. Böyle bir zamanda süreç gündeme geldi. Bu kadar sert bir söylemden sonra aniden Öcalan ile görüşülmeye başlanması, kamuoyunda yerleşik PKK ve Öcalan düşmanlığını körükledi. Yapılan iş Öcalan ile bire bir görüşme olduğu için, Öcalan’a yönelik bilgi, köklü olumsuz düşmanca duyguların, düşmanlıkları yönteme tepki konmasına sebep oluyor” dedi. Sencar, “26 Nisan’da alan çalışması yapıldı, neredeyse 20 gün önce. 20 günden bu yana halkın görüşlerinde ne gibi değişiklik oldu onu bilemiyorum” dedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan, merkezi Diyarbakır’da uydu üzerinden yayın yapan Dicle TV’ye konuştu. Sürecin ikinci aşamasında yeni yasaların hazırlanması gerektiğini bildiren Karayılan, yeni yasalarda demokratik bir Türkiye olması ve Kürtlerin inkârının kalkmasını istediklerini vurguladı. Karayılan, PKK’nin silahlı unsurlarının Irak Kürt Federal Bölgesi’ne geleceğini fakat halkın arasına yerleşmeyeceğini ifade ederek Federal Kürt Bölgesi Yönetimi’nden de destek olmaları gerektiğini söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece ilişkin tavrını eleştiren Karayılan,“MHP ve ülkücüler bazı merkezi kanallarda diyorlar ki, PKK çekilirse Kuzey Irak’a yerleşecek. Elinde silah var, bu da bizim için tehdittir. Bunu engellemek için yeni bir yasanın çıkarılması gerektiğini söylüyorlar. Yani böyle bir söylem tam da faşizan bir söylemdir. Yani biz Türkiye sınırları dışına çıkmışız sen daha ne istiyorsun? Yok illaki Kürt hareketi teslim olacak, silahsız olacak, hazır olsun ki ben ne istersem, onu yapacak; bu yok artık, bu bitti” dedi. Süreçten kim geri adım atarsa kaybedenin de o olacağını belirterek, “Biz öyle zayıf, güçsüz bir dönemde değiliz ki, güçlü bir dönemdeyiz ve biz siyasi çözüm ilerlesin diyalog zemini oluşturulsun, Öcalan’ın ilerlettiği diyalog zemini sonuç alıyor diye silahlı güçlerimizi geri çekiyoruz” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle