22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2013 PAZAR Birgül Ayman Güler, ‘Türkiye’nin sorunlarını kimlik yaklaşımıyla çözemezsiniz’ dedi Öğrenci Sevgili, 28 Ocak Pazartesi akşamı, yaşamımın kalan süresinde unutmayacağım anlar yaşadım. Avusturya Liseliler Vakfı üyesi öğrencileri, Mesut Ilgım’ın önderliğinde, öğretmenleri, annem Rahşan Işılay’ı andılar. Bu tür organizasyonlar “post mortem” (ölüm sonrası) yazıları andırır ve hep, şu “keşke”yi barındırır: Keşke o da bunu görebilseydi. Zaten bütün ölümler bir sürü nafile “keşke” getirir beraberinde. Bu keşkelerin olmaması için, yapılmak, yazılmak isteneni mümkün olduğunca ertelememek gerek. Hiç unutmuyorum; 10 yıldan fazla oluyor, annemin doğum günü için birkaç yakın arkadaşı ve benim de dostum olan, bazı öğrencilerinin katılımıyla Boğaz’da motorda akşam yemekli bir parti verecektim. O sıralarda 83 yaşına girmesine az kalmıştı, ben 85’te yapacaktım kutlamayı. Niyetimi açıkladığım bir dostum, itiraz etmişti: Deli misin, hiç bekleme, hemen bu yıl yap! Bu yaşta hiçbir şey ertelenmez. Haklıydı. Partiyi 83. yaşında yaptık, çok da güzel bir gün oldu. ??? Annemin, son yıllarında ve hastalığı sırasında, öğretmenlik yaşamından ayrılmasının üstünden 30 yıldan fazla geçmiş olmasına karşın, öğrencilerinin gösterdiği sıcak ilgi, beni çok şaşırttı. Sevildiğini biliyordum da bu kadarını tahmin etmiyordum. Anma gecesinin içtenliği, sıcaklığı ve düzeyi, hem annem dolayısıyla sık sık gittiğim, öğretmenlerini, idarecilerini tanıdığım Avusturya Lisesi’ndeki kalite ve dayanışma düzeyinin yüksekliğini gözler önüne seriyordu. Zaten sayıları az olmayan o okullu yakın arkadaşlarım dolayısıyla, yetişen öğrencinin yüksek düzeyini biliyordum, ama o gece kurumun sağlamlığını somut olarak gördüm. Okulları kurum haline sokan, yalnızca öğretimin niteliği değil, onun ne kadar eğitim olabildiği, yani yaşamın tümünü kucaklayabildiğidir. Bunun yanında, okulun gelenekleri, öğretmenleri de, kurumlaşmanın etkenleri arasında yer alır. Tabii bu arada asıl öğeyi unutmamak gerek. O öyle bir öğedir ki, yokluğu halinde ne okul olabilir, ne de öğretmen. Tahmin ettiğin gibi Sevgili, öğrencidir o. Nasıl ki aktörsüz, yalnız aktörle tiyatro olmuyor, illa oyuncuseyirci beraberliği gerekiyorsa, okul da öyle, onun için de öğretmenöğrenci kombinasyonu şart. Evet, öğretmen kutsal ama onun olması için öğrencinin varlığı zorunlu. ??? İlk bakışta eğitim sürecinin son halkası olan öğrenci, edilgen gibi görünür. Ama hiç de öyle değildir. Öğrencinin çabası olmaz, o verileni almaz veya alamaz ise süreç işlemez. Tabii her verileni düşünmeden, tartışmadan, kendi süzgecinden geçirmeden, özümsemeden olduğu gibi alan öğrenci de sürecin amacına hizmet etmez. Öğrenci, öğretmenin meyvesi, ama bu meyvenin iyi bir ürün olması, yalnız ağacın kalitesine bağlı değil. Başka etkenler de var; çevre, o yetişme sürecinin kendine özgü koşulları vb.. Görüyorsun, öğretmen kutsal. Ama öğretmenin varlığı, başarısı da öğrencisine bağlı. Söz konusu olan birbirinin karşıtı gibi görünen, ama birbirinin tamamlayıcısı iki öğe. Hem öğrenci potansiyel, kimi zaman da muhtemel bir öğretmendir. O gece, Rahşan Hanım’ı anan öğrenciler bana, öğrencinin de öğretmen gibi kutsal bir kavram olduğunu anlattılar. Bu arada ben onları, biraz da kıskanarak, yabancı gibi izliyordum. Çünkü ben Rahşan Hanım’ın öğrencisi değildim ki. Teselli babında kendi kendime mırıldandım: Olsun, benim de Necdet Hocam (Kut) var. ‘Kolaya kaçmadım’ TÜREY KÖSE ANKARA CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler “Türk ulusu ile Kürt milliyetini eşit gördüremezsiniz” sözlerinin arkasında dururken “Kürt sorunu artık bir Türk sorunudur, anayasadan ‘Türk’ sözünü kaldıracağız, diyorlar. Türk ulusu siyasi birliğine açıktan saldırı var. Sinsi operasyonu halkıma duyurdum” dedi. Güler, gençliğinde İlerici Gençler Derneği (İGD) üyesi, sonra Mümtaz Soysal liderliğindeki Bağımsız Cumhuriyet Partisi’nde yönetici ve son seçimlerde de CHP İzmir milletvekili oldu. CHP içinde “ulusalcı” kanadın önde gelen isimlerinden Güler, tartışma yaratan sözleri ve sonrasında yaşananlarla ilgili sorularımıza şu ya nıtları verdi: “Türk ulusu” kavramının etnik bir aidiyet içermediğini söylüyorsunuz. Peki, “Eşit gördüremezsiniz” ifadesi fazla dışlayıcı, militan bir ifade değil mi? Onun öncesindeki cümleye bakın. Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik diye yutturamazsınız. Bunu yapamayacağınız gibi, Türk ulusu kavramından vazgeçiremezsiniz. Eğer bir seçim meydanında konuşsaydım başka türlü konuşurdum. TBMM kürsüsü siyasetin ve iktisadın en yoğunlaşmış “Türk ulusu ile Kürt milliyetini eşit gördüremezsiniz” sözlerinin arkasında duran Birgül Ayman Güler, “Türk ulusu siyasi birlikteliğine açıktan bir saldırı var” dedi. Sözlerinin Kürtlüğü inkâr anlamına gelmediğini belirten Güler, CHP içindeki tartışmalara ilişkin olarak da ‘’Hepimiz tıpatıp aynı şeyleri söylemek zorunda değiliz ama sorun partinin omurgası tartışıldığında ortaya çıkar. CHP’li olmayanlar var, gibi yorumlar bana çok anlamlı gelmiyor’’ diye konuştu. ifadelerinin dile getirildiği kürsü. Orada yarı akademik konuşmanın hiçbir sakıncası yok. Türkiye’de yaşadığımız devasa sorunları kimlik yaklaşımıyla çözemezsiniz. O yüzden benim işimi çok kolaylaştırabilirdi; Türk üst kimliktir hep Başbakan diyor Kürt şu bu da alt kimliktir, o kolay yolu seçebilirdim. Ama o kolay, memleketi içinden çıkılması zor sorunlara sürükler. Kolay anlasınlar beni diye bu daha temel olan gereklilikten vazgeçmedim. Konuşmama çok destek aldım. Sinsi yürüyen bir si yasi operasyon var, onu halkıma duyurdum. “Türk adını taşıyan bir etnik grup göremezsiniz. Kürt dediğiniz zaman bunun karşılığı Türk değil, Türkmen olabilir” diyorsunuz. Yusuf Halaçoğlu da, “Türkiye’de Kürtler Türkmen kökenli” dediğinde tartışmalar olmuştu. Bu sözleriniz üzerine “Bu yaklaşım, ‘kart kurt’ tezine kadar gider” yorumları yapılıyor... Gitmez. Ben, Kürt milliyeti, diyorum, demek ki bir Kürt mil Sarıgül: Türkiye’nin büyük buluşmaya ihtiyacı var nen “Geleneksel Kar Festivali”ne katılmak üzere Trabzon’a geldi. Havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sarıgül, “Türkiye’nin büyük bir buluşmaya ihtiyacı var. Türkiye Değişim Hareketi’nin bir tek amacı vardır; büyük bir demokratik buluşmayı sağlamak ve iktidar olmak” dedi. Sarıgül şöyle devam etti: “Türkiye Değişim Hareketi’ne bir çağrı yapılırsa onun kararını ben veremem. Onun kararını bu harekete gönül veren milyonlarca vatandaşımız verir. Türkiye Değişim Hareketi, AK Parti’lileri de MHP’lileri de CHP’lileri de DSP’lileri de BDP’lileri de herkesi kapsayan çok büyük bir kucaklaşmadır.” (Fotoğraf: AAMUHİTTİN SANDIKÇI) işli Belediye Başkanı Ş Mustafa Sarıgül, RizeÇamlıhemşin’de düzenle Kılıçdaroğlu, partinin önceki liderleri Baykal, Çetin ve Öymen’le buluşacak CHP’de beyin fırtınası AYŞE SAYIN 4+4+4 Allah buyruğu oldu SİNAN TARTANĞLU ANKARA CHP’ye “emek verenler”le İstanbul’da buluşarak madalya veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde de bir ilke imza atarak, CHP’nin yaşayan genel başkanları ile buluşmaya hazırlanıyor. Son dönemde parti içindeki İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in “Türk milletiKürt milliyeti” açıklamaları ve Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Rumlara etnik temizlik yapıldığı” yönündeki sözleri nedeniyle, “ideolojik ayrışma” tartışmaları nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiren CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi “birliğin” sağlanması ve partinin iktidara taşınmasına dönük politikalar konusunda kendisinden önceki genel başkanlarla bir toplantı yapmayı planlıyor. CHP lideri, bu kapsamda halen Antalya milletvekili olan Deniz Baykal ile partinin yaşayan önceki genel başkanları Altan Öymen ve Hikmet Çetin’e davet gönderecek. CHP liderinin özellikle AKP hükümetine karşı CHP’nin “iktidar”a taşınmasına dönük politikalar konusunda görüş alışverişinde bulunacağı belirtilirken, parti politikaları konusunda da görüş ve önerilerini almayı planladığı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu’nun Portekiz’de yapılacak Sosyalist Enternasyonal toplantısından dönüşünde daveti gerçekleştirebileceği belirtiliyor. liyeti var. Yani, kart kurta kadar nasıl gidebilir benim söylediğim? Kimlik yaklaşımı seni bir tek kimliğe odaklarken ben şuna davet ediyorum ki, bir kimlik diğer kimlikle hangi ilişki içinde ve bu kimliklerin oluşturduğu siyasi yapı ne? Kimlik diye baktığınızda bunu göremeyeceğiniz için bu çıkmaz yollara girersiniz. Ne kart kurtu, ne inkârı? Kimlikçilerin ve AKP ve BDP’nin reddettiği bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Bütün bu milliyetler, etnik gruplar bir siyasal birlik oluşturmuşlardır ve bu birlik “Türk ulusu” adı altında toplanan birliktir. Türk, bir etnik gruba denk düşmez. Bana bir etnik grup gösterin ki adı Türk olsun. Türkmendir, yörüktür, tahtacıdır... Ama Türk dediğimiz kavram bu etnik grupların bin yıllık tarihlerinden buradaki uluslaşma sürecine armağan ettikleri bir kültürden ibarettir. Bunun içinde Ermeni kökenli Türkler vardır. Çok şey öğrendiğim dilcilerden Agop Dilaçar’ı, Nubar Terziyan’ı örnek göstereyim. Türktürler, Ermeni kökenlidirler. CHP’nin seçimler öncesinde açıklanan anayasa vizyonu metninde de “Türkiye Cumhuriyeti halkı” ifadesi yer alıyordu... O resmi bir belge değildir. Sonuca vardırılmamış bir tartışma metnidir. Hüseyin Aygün’ün PKK’lilerin yakınlarına taziyeye gitmesinden rahatsız oldunuz mu? Taziyeye gitmesinden rahatsız olmadım. Benim de Bergama’da çocukluğumdan tanıdığım birinin yollarımız ayrıldıktan yıllar sonra başına böyle bir şey gelmişse gidip onun yakınlarını ziyaret ederdim. Ama bunu fotoğraflayıp tweet atmazdım. Tweet atmak, yayımlamak demek. İşte o anda insani ziyaret siyasi faaliyete döndü. Bu nedenle yapılan şeyin yanlış olduğunu düşündüm. Rum etnik temizliği sözlerine gelince, orada omurga bakımından problem görüyorum. Çünkü Türk ulusunu yaratan ulusal kuruluş savaşını etnik temizlikçilikle suçlamak böyle düşünen bir siyasetçiyle aynı omurgayı paylaşmak mümkün değil. Partide CHP’li olmayanlar var, benzeri yorumlar yapılıyor. Tartışmalar ideolojik ayrışmaya doğru mu gidiyor? CHP’nin seçim stratejisi çok geniş kesimleri CHP çatısı altında birleştirmekti. O yüzden de çok farklı kesimlerden temsil niteliği olan insanlar partiye davet edildi. Tıpatıp aynı şeyleri söylemek zorunda değiliz ama sorun partinin omurgası tartışıldığında ortaya çıkar. CHP’li olmayanlar var, gibi yorumlar bana çok anlamlı gelmiyor. Daha önce başka yerlerde mücadele etmiş olanlar şimdi CHP’ye girmişlerse artık CHP’lidirler. Halkevleri’nin sistemin uygulanmaya başladığı günden bu yana yapılan araştırmalar ışığında hazırladığı son eğitim raporu, sorunların giderilmediğini aksine büyüdüğünü ortaya koydu ANKARA Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi tarafından 4+4+4 sisteminin uygulanmaya başlandığı ilk günden bu yana yapılan araştırmalar ışığında hazırladığı son 4+4+4 raporu, eğitim sistemindeki sorunların büyüdüğünü ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın kılık kıyafet yönetmeliğinin gözden geçirileceği yönündeki açıklamaları tartışılırken Halkevleri raporunda, “Öğrencilerin yüzde 78’inin, velilerin ise yüzde 92’sinin kılık kıyafet düzenlemesini yanlış bulduğu” ortaya konuldu. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e sunulan raporda, yeni Bakan Avcı’dan çözüm bekleyen sorunlar sıralandı. Raporda dikkati çeken noktalar şöyle: Alevi misin, ateist mi?: Mescit açma girişimleri hızla devam ediyor. Öğrenciler öğretmenler tarafından namaz kılmaya açıktan teşvik ediliyor. Din kültürü ve din derslerine giren öğretmenlerin ayrımcı söylemlerinde tehlikeli bir artış gözlemleniyor. Bir okulda din öğretmeni “Sure okumayı bilmezseniz, yılbaşı kutlarsınız” derken başka bir okulda “Kâfir değilseniz, kutlamazsınız yılbaşını” demiştir. Bir okulda din öğretmeni, öğrencilere cami maketi yaptırmasını eleştiren veliye “Alevi misin? Ateist misin” diye yardımcısı 4+4+4 uygulamalarını, öğretmen olmayanların din dersi vermesini “Allah’ın buyruğunu yerine getiriyorum” sözleriyle savunuyor. Öğrencilerin yüzde 18’i okullarda dini ayrımcılığa uğradığını söylüyor. Temizliği veliler yapıyor: Okulların yüzde 80’inde yeterli temizlik görevmeme tehdidi birçok okulda görülen sıradan uygulamalardan. Küçükçekmece Anadolu Lisesi’nde para vermeyen öğrencilerin notları düşürülüyor. Esenyurt Ali Kul Çok Programlı Lisesi’nde ise para vermeyen öğrenciler sınıfta bırakılmakla tehdit ediliyor. Okul aile birlikleri başta temizlik giderleri ve hizmetlilerin giderleri olmak üzere hemen hemen bütün giderleri karşılamakla yükümlü kılınıyor. Şişli Hüseyin Avni Kurşun İlkokulu ve Ortaokulu’nda temizlik görevlilerinin maaşını öğrenci velilerinden aidat olarak toplanıyor. İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü Bekir Servet Bakırcı, Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi ilçede bulunan okullarda personel eksikliği, hijyen, kalabalık sınıflar, zorunlu aidat toplanması gibi sorunları dile getirince, “Sigara alacak para bulan insanların eğitime verecek para bulmak zorunda oldukları aksi takdirde çocukların hijyen dışı koşullarda okumak zorunda kalacakları” yanıtını veriyor. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin son 4+4+4 raporuna göre, öğrencilerin yüzde 18’i dini ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ediyor, okulların yüzde 73’ünde müdür ya da müdür yardımcılarından bir tanesi din kültürü öğretmeni, öğrencilere cami maketi yaptırdığı için eleştirilen din öğretmeni velilere “Kâfir misiniz, Alevi misiniz” sorusunu soruyor. Allah’ın buyruğu 4+4+4: Okulların hakaret ediyor. yüzde 73’ünde ya müdür ya da yardımcılarından bir tanesi din kültürü öğretmeni. Bir okulda müdür yardımcısı cumaya gitmediği için baskıya maruz kalıyor ve istifa ediyor. Bir okulda müdür ve müdür lisi yoktur. Bazı okullarda her sınıf kendi temizliğinden sorumlu tutuluyor. Birçok okulda veliler temizlik yapıyor. Temizlik malzemeleri yetersiz. ra toplama uygulamaları artıyor. Karne ver Okulların yüzde 99’unda para toplanıyor: Okulların yüzde 99’unda pa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle