21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Geçen hafta yükselen tansiyon ve kurda ortaya çıkan değer kaybının “siyasi belirsizlik” ile ilişkisini kimse saklamıyor. Bugün cevabı aranan en önemli soru ise Noel tatili dolayısıyla netleşemeyen “piyasa fotoğrafı”nın, önümüzdeki dönem nasıl şekilleneceği... Fakat bu temel soruya yanıt aramadan önce, “yabancı”nın dalgalanma zamanlarında, parayı getirip getirmeme kriterini hatırlamakta fayda var: Çalkantı dönemsel midir, yoksa kalıcı etkiler doğurabilecek siyasi bir nitelik mi taşıyor? Siyasete girmeden önce, Avrupa’da yıllarca fon yöneticiliği yapmış Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bu gerçeği çok iyi bildiğinden olacak; hafta sonu yoğun bir Twitter mesaisi yaptı. Önce Türkçe, ardından İngilizce attığı bir dizi tweet, yan yana getirildiğinde önemli mesajlar içeren bir basın açıklaması hacmine ulaşıyordu: Genel olarak makroekonomik temeller sağlam. Kurdaki hareket, cari açıkta bir düzeltme getirecek. Zayıf talep, enflasyon artışını sınırlar. 2008 ve sonrası dönemde olduğu gibi felaket tellallarını hayal kırıklığına uğratacağız. Maliye politikasında manevra alanımız var. Büyüme bir miktar yavaşlasa da mart sonrasında toparlanır. Durun, ekonominin ‘İstiklal Savaşı’na ihtiyacı yok! Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu Ekonomiye Nasıl yansır? Milletimizin güçlü desteği devam ediyor. Bu, en belirleyici faktör olacaktır. Karşı karşıya olduğumuz sıkıntılar büyük ölçüde piyasalarda fiyatlanmıştır. Ortalık yatışınca toparlanma çok hızlı olacaktır. Talep zayıflayacak. Firmaların fiyat artırma gücü çok sınırlı olacak. Dolaysıyla kurdan enflasyona geçişkenlik düşük kalacak. alanı bulunduğu” tespitleri de doğru. Ancak Şimşek’in bu mesajlarda hiç dikkate almadığı, belki de Başbakan’dan çekindiği içinvurgulamaktan özellikle kaçındığı birkaç önemli unsur var: “Söylem” bunların başında geliyor. Hangi yabancı, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun; bizzat o ülkenin Başbakanı tarafından, “İstiklal Savaşı” “devlet içine sızmış çeteler” “paralel devlet” diye nitelendiği bir piyasada uzun süre kalır? Ya da şöyle soralım: BIST’te portföy yöneten küresel bir yatırımcı, diyelim ki Alpler’de kayak yaparken bu Görmek İstemediği Şimşek’in Maliye Bakanı’nın, Twitter aracılığıyla da olsa, “endişeli aktörleri” yatıştırma hedefi, şüphesiz doğal. Yanı sıra, “makroekonomik temellerin sağlamlığı”, “maliye politikasında manevra sözleri duyduğunda, “Çete de olsa, paralel devlet de olsa, yeni bir İstiklal Savaşı başlasa da ben portföyümü dünyada Türkiye’den başka bir yere taşımam vallahi” mi der? Yoksa o klişe tabirle “daha güvenli limanlar” mı arar? Şimşek “içte ve dıştaki büyük meydan okumalara karşın sıkıntıların fiyatlandığını” söylese de fiyatlayanın ne zamana kadar aynı noktada duracağına dair bir not yok. Mesela, Başbakan’ın rüşvet soruşturması yürüten savcıyı, ta Manisalardan “Seninle işimiz var” diye korkutmasının, piyasalarda bir karşılığının olmayacağı mı düşünülüyor? 2001 krizini; öncesi ve sonrasıyla, gecegündüz izlemiş bir gazeteci olarak not düşeyim ki, böyle düşünen herkes yanılır. Doğru; 2001 krizinin temel sebepleri olan zayıf bankacılık sektörü ve kamu borç stoku sorunu, bugün yok. Ama cari açık Milli Gelir’in yüzde 7.5’i düzeyinde. Özel sektörün döviz yükümlülüğü açığı ise 164 milyar dolar. Bu iki veri bile tek başına siyasi söylemin, neden yumuşatılması gerektiğini ortaya koyuyor. Tecrübeyle sabit, tekrarına hiç ihtiyacımız yok: Siyasi söylemin, ekonominin kırılgan zamanlarında tehlikeli bir silaha dönüşmesi an meselesidir. 2014’te balon patlayacak 2013 kayıp yıl: CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Ekonomi Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a göre ekonomide 2013 tamamen kayıp bir yıl olurken, AKP’nin dünyada eşi görülmemiş yolsuzluklarının belgelenmesi ile siyaset cephesinde ortaya çıkan kaos nedeniyle 2014’te ülkeyi nelerin beklediği tamamen belirsiz. Oran’ın 2013 ekonomisini analiz ettiği, 2014 tahminlerinde bulunduğu değerlendirmeleri şöyle: Oran’a göre AKP’nin 2013 ekonomi karnesi kırıklarla dolu. 2013 ekonomide kayıp yıl olurken 2014’te belirsizlikler var. da milli gelirin yüzde 8’ini buluyor, enflasyonda hedef ciddi biçimde aşılıyor. İşsizlikte yine bir arpa boyu düzelme sağlanamadı. hızla artması olacak. 4 Hükümet yolsuzluğa bulaşmıştır. Hırsızlık artık ortadadır. Denetlenmeyi kabul etmeyen, Sayıştay denetiminden kaçırılarak bütçesini kendi kendine onaylayan bir hükümet vardır. 4 Sosyal devlet desteği yerine sadaka politikaları uygulandı. AKP, kamu rantını yandaşlara dağıttı ve kendi zengin sınıfını yarattı. Alt tabaka daha da yoksullaştı. Hedefler şaşıyor: Dış ticaret açığı alarm veriyor, cari açık Faturayı yurttaş ödeyecek 4 Türkiye’nin kronik sorunlarının başında gelen işsizlik, 2013’te de genel olarak yüksek düzeyini korudu. AKP, 10 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’ye çok hızlı bir ekonomik büyüme ve kalkınma yaşattığı yalanına karşılık, işsizliği azaltma konusunda bir arpa boyu bile yol alamadı, aksine işsizlik daha da büyüdü. TÜİK’e göre eylül döneminde Türkiye’de 2 milyon 831 bin işsiz var. Umudu olmadığından için iş arama kanallarından birini kullanmadığı için sayıya dahil edilmeyen 2 milyona yakın işsiz de dahil edildiğinde geniş tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 826 4 Kâğıt üzerindeki hedefler bir yana, Fed’in parasal sıkılaştırma operasyonuna fiilen başlayacak olması nedeniyle 2014, AKP’nin on bir yılda şişirdiği ekonomi balonunun patlama yılı olmaya aday. 4 Parasal sıkılaştırmanın, borçla tüketen, borç parayla ödünç refah yaşayan Türkiye için birincil etkisi, TL’nin ABD doları ve diğer belli başlı gelişmiş ülke paraları karşısında hızla değer yitirmesi ve borçlanma faizlerinin Umut Oran bin kişiye, oranı da yüzde 16.6’ya ulaşıyor. 4 Türkiye siyaseti yolsuzluk operasyonlarıyla sarsılırken, yabancı piyasaların işleme başlayacağı, parasal sıkılaştırmanın fiilen devreye gireceği yılbaşından sonra, ekonomide yaşanacak bir kasırga sürpriz olmayacak. Bunun faturasını vatandaş ödeyecek. 4 Yeni yılda yeni bir hükümete ve yeni bir ekonomi politikasına ihtiyaç vardır. 2014’te ekonomide ülkeyi bekleyen felakete karşı acil önlemler alınmalı. Başbakan, ilgili bakanlar ve yolsuzluğa bulaşmış tüm kişiler, talan ve soygunların hesabını vermeli. Kutuplaşma artıyor Umut Oran: AKP’nin uyguladığı ekonomik politikalar ülkede gelir uçurumunu ve ekonomik alanda kutuplaşmayı artırdı. Sosyal devlet desteği yerine sadaka politikaları uygulandı. Kamu rantını yandaşlara dağıtan AKP, bir yandan kendi zengin sınıfını yaratırken, piramidin en altını oluşturan alt tabaka giderek daha da yoksullaştı ve sayıca hızla büyüdü. Geniş halk kitleleri giderek yoksullaşmasına rağmen, borçla tüketim sayesin de sanal ve geçici bir refah dönemi yaşadı. AKP döneminde sıcak para, yabancı sermaye ve kredi olarak gelen yoğun dış kaynak daha çok ithalata bağımlı üretime ve ithal tüketim malına akarken, tüketici kredileri ve kredi kartları pompalanarak iç talep yaratıldı. Bu yolla çarkın dönmesini sağlayan dar gelirli geniş halk kitleleri, AKP dönemine damgasının vuran ekonomide kâğıt üzerindeki büyümenin ana unsuru oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle