15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER CHP 17 ilçede eğilim, 9 ilçede ise eğilim ve anketle adaylarını belirleyecek CHP’de 1989 rüzgârı ALİ AÇAR Büyük Kapışmanın Anatomisi Başbakan – F. Gülen çatışması, bu köşeyi izleyenler bilir, benim açımdan bir yıl önce yazılmış, yorumlanmış, analizleri yapılmış ve bitirilmiş bir konuydu! Dershane, bu çatışmanın sadece geçmiş analizleri tamamen doğrulayan boyutu! (Kendime minik bir pay çıkarmamı hoş görün!) Bugün yazanlar diyorlardı ki, bizimkiler dahil, “öyle bir çatışma yok, küçük anlaşmazlıklar olabilir, ama etle tırnak gibi iç içe geçmiş bir iktidar var karşımızda...” falan filan.. Şu kadar diyeyim: Siyasi analiz, bilimsel bir yöntem, bakış gerektirir! Anlaşmazlığın ve kıran kırana savaşın geldiği boyuta bakın.. Fethullah Gülen peş peşe veryansın ediyor: “Bize cennetin kapısını kapatmak bile isterler, Firavun sizin karşınızdaysa doğru yoldasınız”, “Öyle rahatsızlıklardır ki tımarhanelerde bile tedavisi kabil değildir”. Zaman gazetesi dershaneler konusunu cennet cehennem açısından da ele alan başlıklara sarılmış.. Gülüyorum.. HHH O dedi, bu dedi.. Hoş da, bunlar tuzu biberi.. Aslına dönelim olayın.. Temel ve can alıcı soru şudur: Birbirlerine destek verip iktidarda olmanın nimetlerini paylaşacaklarına, neden anlaşamayıp her ikisinin zararına olacak bir pozisyon aldılar? Bazı yazarlar, buna benzer soruları “yahu her ikiniz de kaybediyorsunuz, aptal mısınız?” anlamına gelecek tarz ve içerikte soruyorlar.. Yukarıdaki sorunun yanıtına kısa kısa girelim: HHH 1) F. Gülen hareketi ve AKP, iki farklı gövdedir. AKP, 12 yıl kadar önce klasik bir parti olarak kuruldu. Gülen hareketini bazıları hâlâ “hizmet hareketi” sansa da, özünde siyasi bir harekettir ve 1970’lerden beri örgütlene örgütlene bugünkü düzeyine ulaştı... Birbirlerinin içinde eriyip yokolacak bir durum yok!.. 2) Her ikisinin de, din olgusunu kullanmasına bakılarak, aynı “hedef ve amaç” taşıdığı sanılıyor! Siyasi İslam’ın ne olduğunu anlamak için İslam dünyasına bakın! 3) AKP siyasi parti olarak ve kendisine bir muhafazakâr demokrat giysisi uydurarak, dini kullanan bir resmi parti! İkincisi ise, örgütlenmesini tamamen din temelinde, yarı gizli yarı açık, geniş hücre tipinde, gençlere burs dershane, yurt, okul yardımlarıyla ve dini ideolojik kazanmayla gerçekleştirdi. 4) Şüphesiz AKP iktidara gelerek tüm devlet aygıtını ve bunun dışında tüm ticari sosyal hayatı denetleyerek ve yöneterek, amacına doğru ilerliyor. 5) Gülen hareketi de devlette örgütlenmeyi (polis, idari yönetim, ordu, şüphesiz ki bakanlıklar vb.) başından beri hedef koydu. Peki neden devlet?! HHH 6) Çünkü devlet en büyük güçtür! Bütün ekonomik hayat bile oraya bağlı! Eğitim, valilikler.. Toplumun kılcal damarlarına kadar girmediği yerdelik yoktur.. Polis, istihbarat güç demektir. Yargı/hukuk en büyük güçlerden biridir.. Bunları yönlendirmeyi becermeye başladığınızda, önemli bir iktidar odağısınız! Kontrol ettiğiniz devlet aygıtını, dikine ve yatay gelişmeniz için kullanırsınız.. Hem de nemasını yersiniz. 7) Toplumu etkilemek, güdülemek için medya örgütlenmesine büyük paralar harcıyor her iki taraf.. Bugün cemaat ile AKP/Erdoğan medyasının alabildiğine ve birbirini yok edercesine bir kapışmasını izliyorsunuz. Bu gazetelere televizyonlara kalemlere bu kadar para boşuna mı akıtıldı.. Şimdi cephelerden savaş zamanı! Birileri bunu gazetecilik sanıyor. Uzan’ın gazeteciliğidir bu! Her iki tarafın medyası, aslında, kendi dışındakilere gerektiğinde doğrulttukları bir makineli tüfek! Bazen bir balistik top! Veya İnsansız Hava Aracı! HHH 8) 2003, iktidar ittifakı idi. AKP bütün cemaatlerin desteğini almıştı! Tabii bunlar arasında siyasi hedefi, hacmi, büyüklüğü bakımından en önemlisi Gülencilerdi.. 9) Neden parçalandılar, sorusuna gelelim: Çünkü her ikisi de iktadara tırmanmanın doruklarına dayandılar.. Dorukta iki büyük güç, iki büyük odak, iki büyük hırs oturamaz. Çatışma, işte doruğa ulaşılınca başladı.. Orada birbirlerini gördüler, RTE baktı ki Gülen yanında aynı koltukta oturuyor! 10) RTE bir şeyi geç gördü: Kendisi iktidarda ama devletin en önemli aygıtı, polis, isitihbarat, yargı cemaatin denetiminde! Yani RTE, kuşatılmış durumda.. Bunu 2012 MİT darbesinden önce gördü! MİT darbesi ise, Gülencilerin Erdoğan’ı devirme operasyonu idi. RTE’nin yanıtı hemen geldi.. Polisteki istihbarattaki örgütlenmelerini dağıttı, Gülencilerin denetimindeki özel mahkemeleri kapattı ve kendi terör mahkemelerini kurdu.. Fidan’ı verseydi, hemen arkasından kendini de vermiş olacaktı. 11) Ne dedik? Tek başbakanlık, tek egemenlik koltuğu var ve bunu tek kişi doldurur!.. RTE, koltuğuna oturmakta olan müttefikini aşağıya iteleyiverdi.. Allahaşkına bundan daha doğal ne olabilir? Tersi olsaydı, RTE aşağı itiliverilecekti.. 12) Bitmedi, dahası var ve dershanelere döneceğim.. Ve bir de cemaatçilerin “demokrasi” havariliğine ve soracağım.. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’da CHP’li 13 belediye hariç 17 ilçede eğilim yoklaması, 9 ilçede ise eğilim ve anket çalışması ile adaylarını belirleyeceklerini söyledi. 1989 yılı seçim rüzgârının yeniden yaşandığını belirten Salıcı, “Seçimi kazanabileceğimiz yerlerde kadın adaylar ve genç adaylarımız olacak. Gezi ruhuyla birlikte 25 ilçeyi almayı planlıyoruz” dedi. Seçime CHP adayları ile katılacaklarını ve ittifaklara kesinlikle kapalı olduklarını kaydeden Salıcı, “Belediye Başkanlığı ya da Meclis üyeliği üzerinden ittifaklara ve pazarlıklara karşıyız. Bu konuda genel merkezin de, il örgütünün de kararı kesin ve net” diye konuştu. Mart 2014’te gerçekleştirilecek yerel seçimlere yönelik siyasi partilerin aday belirleme süreci hızla devam ederken Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de CHP’ye katılmasıyla parti içinde adaylık süreci kıran kırana geçiyor. İstanbul’la yatıp İstanbul’la kalkan il başkanı Salıcı da zamanının büyük bölümünü İstanbul’u ve ilçelerini kazanma hesaplarıyla geçiriyor. 1 Aralık’ta devlet memurları askere gidecek olan sandık görevlileri dahi tespit edilmiş durumda ve yedekleri hazırlandı. Sosyal medya ve teknolojik çalışmalarımız da hızla sürüyor. Hemşeri örgütlenmesinden sorumlu yardımcımda sürekli hemşeri dernekleri ile irtibat halinde olarak onların taleplerini ve sorunlarını dinleyerek raporlaştırıyor. Uzun bir aradan sonra seçime ilk kez hazır bir biçimde giriyoruz” diye konuştu. CHP’nin uzun bir aradan sonra ilk kez bu yıl planlı ve hazır bir şekilde seçime gireceğini belirten İstanbul İl Başkanı Salıcı, İstihbarat Şefimiz Cengiz Yıldırım’a yerel seçim projelerini anlattı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) nın da istifasından sonra yapılacak aday adaylığı başvurularının ardından partiler adaylarını netleştirecek. CHP’nin uzun bir aradan sonra ilk kez bu yıl planlı ve hazır bir şekilde seçime gireceğini belirten Salıcı, “CHP’li belediyelerin nasıl denetleneceğinden, AKP’li belediyelerin nasıl izleneceğine kadar hepsinin planlamasını yaptık. Bizim hesapla malarımıza göre yüzde 45’in üzerine çıktığımız zaman seçimleri kazanıyoruz. Bunun için de ilk önce seçime yeni katılan seçmen sayısını tespit ettik. Bu yerel seçimlerde İstanbul’da yaşadıkları şehirlerden göç eden ve oy kullanma yaşı gelen 500 bin seçmeni inceliyoruz” dedi. İl başkanı olduğunda partiye üye olan yaklaşık 200 bin ki şiden 10 binin cep telefonunun kendisinde bulunduğunu anlatan Salıcı, “Büyük bir yatırımla 200 binin üzerindeki seçmenden 150 bininin cep telefonlarını sisteme kayıt ettik. İstanbul’daki 32 bin 145 sandığa 2’şer kişi görevlendirdik. İlçe örgütleri tarafından görevlendirilen bu arkadaşlar rasgele aranarak görevini bilip bilmediği soruluyor. Hatta o dönem Sandık güvenliği konusunda da çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Salıcı şöyle devam etti: “Her seçim döneminde gündeme gelen sandık güvenliği ile ilgili önlemlerimiz de sürüyor. İnternet sitemizde eseçmen bölümü var. Orada yurttaşlarımız TC kimlik numaraları girerek kendi evinde ve binasında yaşayan seçmenlerin listesini görüyor. Yine ilk etapta bastırdığımız 500 bin eseçmen bilgilendirme broşürü var. Bunları örgütlerimiz ziyaret ettikleri yerlerde ev ve işyerlerine bırakıyorlar. Yurttaşlarıda katarak biz bu sandık oyunlarını bozmayı planlıyoruz” oya izin verilmeyecek’ ‘Mükerrer MUSTAFA SARIGÜL: önseçimden ‘Gönlüm yana’ ALİ AÇAR Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’de aday belirleme yönteminin açıklanmasının ardından resmi başvurusunu yapacağını söyledi. Çarşamba akşamı İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte seçim işaretini Esenler ve Bağcılar’da vereceklerini belirten Sarıgül, “Allahım bana Kemal Kılıçdaroğlu’nu dara düşürecek bir işi yaptırmasın. Benim gönlüm önseçimden yana” dedi. Geçen günlerde Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinden parti kimliği kartını alarak partiye katılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, dün Şişhane’deki CHP İstanbul İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Dışarıda İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı tarafından karşılanan Sarıgül, gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Dışarıda kurulan platformda yurttaşlara seslenen Sarıgül, aday adaylığını ön seçim yönteminin belirlenmesinden sonra açıklayacağını belirterek çarşamba akşamı Salıcı ile birlikte seçim işaretini vereceklerini söyledi. AKP ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki dershane krizine değinen Mustafa Sarıgül şunları söyledi: “Sanki yurttaşlarımız dershaneye evlatlarını götürmeye ve para ödemeye çok meraklı. Kimseye sormuyor ‘dershaneler neden var’ diye. Dershaneler eğitim yetersizliği yüzünden var. Ülkemizde okulları tam gün yaparsan dershaneler kalkar. Bütün anne babalar çocuklarını nasıl daha iyi bir okula göndereceklerini düşünüyorlar. Okullarda iyi eğitim alınsa çocuklarımızı neden dershanelere gönderelim. Dershaneler büyük bir ihtiyaçtır.” AKP ile Barzani arasındaki Diyarbakır’daki görüşmeyi de eleştiren Sarıgül, “Sen 13 yıldır iktidardın. Ölüyü diriyi bıraktın, seçime 4 ay kala Barzani’yi Türkiye’ye davet ediyorsun. Seçim öncesi Kürt yurttaşlarımızı istismar edecek ayak oyunlarını bırak yutmazlar” dedi. Oğuz Kaan Salıcı da “Biz İstanbul’u aldığımızda fiilen iktidarı aldığımız gündür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan olduğu gündür. 20 yıllık rant iktidarının sonudur. Recep Tayyip Erdoğan Kasımpaşa’dan çıktı, oradan gideceği gündür” diye konuştu. Salıcı ve Sarıgül daha sonra il binasına geçerek bir süre görüştü. Balbay’ın hücresi Frankfurt’ta CHP Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın özgürlüğü için dün Frankfurt’ta gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gazeteci ve yazar katıldı. Kentin en büyük meydanında düzenlenen etkinlikte Balbay’ın kaldığı hücrenin aynısı sergiye açıldı. Alman basınının yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe Balbay’ın eşi Gülşah Balbay da katılırken; Fazıl Say, Genco Erkal, Zeynep Oral, SPD milletvekilleri Oli Niessen ve Turgut Yüksel de katılarak destek mesajları verdi. Tutuklu gazeteciler raporunu hazırlayan CHP Milletvekili Nurettin Demir “Hücrenin bire bir yapılması özgürlük mücadelesi açısından etkileyici. Türkiye’deki faşizan ve diktatoryal yönetimin Avrupa’da duyurulması açısından çok etkili oldu. Umarım Türkiye’nin daha özgür daha demokratik olmasına katkı sağlar” diye konuştu. Balbay’ın hücresi önümüzdeki günlerde Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde sergilenecek. Kadın ve genç adaylar HP’nin yerel seçimlerde 25 ilçeyi alma ve en az yüzde 45 oy alma hedefi olduğunu vurgulayan Oğuz Kaan Salıcı şöyle devam etti: “CHP aralarında Beyoğlu, Başakşehir, Eyüp ve Pendik’in de aralarında olduğu 25 ilçeyi alacaktır. Bu ilçelerin içinde kadın ve 30’lu yaşlarda belediye başkan adayımız olacak. Şu an Şişli ile birlikte mevcut 13 ilçenin içinde kadın adayımız da olabilir. Aydın’da Özlem Çerçioğlu çok iyi projeler ortaya çıkararak uyguladı. Bu modelin benzerlerini İstanbul’da da uygulayacağız. Uzun süre görev yaptıktan sonra meslek körlüğü dediğimiz bir durum oluşuyor. İçerden sorunlar pek fazla gözükmüyor. Bizim yeni kadroları yukarıya taşıyabilmemiz için düzenli olarak bir görev değişimi yapmamız gerekiyor. Bir de aday belirlenirken adayın partiye ne katacağına bakacağız. İlçe Aday belirleme sürecinin hızla sürdüğünü ve 1 Aralık’ta kamu görevinden istifa ederek aday olacaklarında isminin yazılmasıyla 17 ilçede eğilim yoklaması yapılacağını belirten Oğuz Kaan Salıcı, “Örgütün sözünün ön planda olduğu bir aday belirleme sürecinin yürümesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer örgüt kendi görüşünün sürece katıldığını görürse motivasyonu daha da artıyor. CHP’li belediyelerin bulunduğu ilçelerin dışında 17 ilçede üyelerin tamamının oy kullanacağı şekilde teamül yoklaması yapılacak. Burada kayıtlı 81 bin 841 üye oyunu kullanacak. Bu uygulama 1987’den sonraki en katılımcı aday belirleme yöntemidir” dedi. Aralarında Beyoğlu’nun da olduğu 9 ilçede hem teamül yoklaması hem de seçmenler üzerinde anket çalışması yapılacağını kaydeden Salıcı, “Beyoğlu aynı zamanda Gezi olaylarının yer aldığı ilçe. Burada ‘aday belirleme sürecinde geniş kesimi kapsayacak bir aday belirleme süreci yaşanmalı’ diye karar çıktı. ‘Taksim Dayanışması, Beyoğlu esnafının da görüşleri alınsın’ denildi. Hem örgütün hem de örgüt dışındaki geniş kesimlerin düşüncesi alınarak aday belirlenecek. Olabildiğince süreci şeffaf yönetmeye çalışıyoruz. Ancak Gezi ruhu CHP’de yer alacaktır” diye konuştu. yoklaması’ ‘17 ilçede eğilim C ‘Ayak oyunlarını bırak’ deki partinin oyu ile seçilecekse neden ben o adayla yarışayım. Partiye katkısı ne olacak ben ona bakarım. Çünkü biz artık seçimi kazanmak istiyoruz. Türkiye’de toplumun bütün kesimlerini temsil eden, seçmenin ‘beni temsil eden bu’ diyeceği kişileri adaylaştıracağız”. Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’da seçimin tüm ilçelerde ve büyükşehirde CHP ile AKP arasında geçeceğini bu nedenle pazarlıklara kapalı olduklarını söyledi. Muhalefet partilerinin birbirini eleştirmek yerine iktidar partisini eleştirmesi gerektiğinin altını çizen Salıcı “CHP’den hiçbir yetkili ittifak ya da pazarlık yapıyoruz açıklaması yapmadı. Sandıklarda bazı kaymalar olur. Bunlar pazarlık sonucu gelecek oylar değil, seçmenin tercihidir. Bu konuda İstanbullu seçmenin sağduyusuna güveniyorum. Belediye Başkanlığı ya da Meclis üyeliği üzerinden ittifak ya da pazarlık anlayışına karşıyız. Bu konuda genel merkezin de, il örgütünün de kararı kesin ve net, pazarlık yok” dedi. Salıcı, sahadan gelen bilgilere göre 1989 SHP rüzgarının yeniden estiğini, liyakatli sosyal demokrat belediyecilik hizmeti vererek 1994 yılındaki hataya düşmeyeceklerini söyledi. Oğuz Kaan Salıcı, CHP’nin toplumun temel ve dini değerleri ile hiçbir probleminin olmadığını, iktidarın insanların inançları üzerinden toplumu kamplaştırarak oy toplamasına engel olacaklarını belirtti. Partiye gelenlerin CHP’nin ilkelerini bildiğini kaydeden Salıcı “90 yıllık bir partiyiz. Partiye gelenler de bu konuları bilerek geliyor. Biz kimin nereden geldiğine değil, nereye geldiğine bakarız” dedi. ‘İnançlarla sorunu yok’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle