14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 lerde uygulanan istisna kaldırıldı. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) milyonlarca Sistemden ayrılmalarda menkul kişiyi ilgilendiren önemli bir konu. Emekliliksermaye iradı olarak tanımlanan ve te kişilere ek bir gelir vermek üzere, aktif çastopaja tabi olan birikim tutarı uygulışma yaşamında yaptıkları tasarrufları biriklaması yerine, sadece irat tutarı üzetirerek, yatırıma yönlendiren, emekli olduklarinden stopaj alınmasına yönelik derında onlara ikinci bir gelir vermek üzere kuğişiklikler yapıldı. rulu bir sistem. Gönüllülük esasına dayalı, akYapılan düzenlemelerle, işverenler tif çalışma yaşamı bitmeden de yararlanılatarafından çalışanları adına bireysel bilecek bir sistem. Sistemde emekli olmak için emeklilik sistemine ödenen ve vergi 56 yaş ve en az on yıllık hizmet süresi gerekli. matrahının tespitinde indirim konuAnımsatmakta yarar var. Kısa bir süre önsu yapılabilecek katkı paylarının brüt ce BES’te bazı yasal değişiklikler yapıldı. Geücretin yüzde 10’u kadar olan üst liçen haftalarda kısaca değindik. Özellikle damit yüzde 15’e çıkarıldı. ha önce haksız yere kesilen vergilerin iadesi konusunda bilgiler verdik. Bu yazımızdan Üyelerine veya çalışanlarına sonra sizlerden pek çok soru aldık. Anlaşılıemekliliğe yönelik taahhütte buyor ki BES’te yapılan değişiklikleri kısaca özetlunan dernek, vakıf, sandık, tüzel lı “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kalemekte yarar var. kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret nunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde KararGelişmiş ülkelere kıyasla, ülkemizde bireysel si namelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile şirketindeki emekliliğe yönelik birikimlerin vegortacılık ve bireysel emeklilik oldukça gerilerde. bireysel emeklilik sistemine ilişkin birçok kanun ya taahhütlere ilişkin tutarların kısmen veya taEmeklilik Gözetim Merkezi’nin verilerine göre 17 da değişiklik ya da ilaveler yapıldı. mamen bireysel emeklilik sistemine aktarılAğustos 2012 tarihi itibarıyla sistemdeki katılımYapılan yasal düzenlemeler maddeler halinde masına ilişkin verilen süre 31 Aralık 2015 tacı sayısı 2 milyon 924 bin 828 kişi. Katılımcıların şöyle: rihine kadar uzatıldı. Ayrıca aktarım, ayrılma ve fon tutarı ise 18 milyar 127 milyon lirayı geçiyor. Vergi matrahından indirim yolu ile kullanılan ver emeklilik işlemlerinin tamamlanması için beBES’in uygulamaya girdiği 2003 yılından beri ya gi avantajı uygulaması kaldırılarak devlet katkısı sis lirlenen işlem süreleri yeniden düzenlenerek, ni yaklaşık on yıldan bugüne sistemden emekli temine geçildi. sistemde kısmi ödeme almaya ve kıymetli maolanların sayısı ise beş bini bile bulmuyor. Bu sa29 Ağustos 2012 tarihinden itibaren bireysel denlerden oluşan fonların kurulmasına imkân yı tam olarak 4 bin 945 ve oran gelişmiş ülkele emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar sağlanmasına ilişkin değişiklikler yapıldı. rin çok altında. Bizce, yapılan değişiklikler ile sağlanacak en büile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye giSistemi, şahıslar açısından cazip kılabilmek için bi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödeme yük avantaj, sisteme girenlere sağlanan “devlet katvergisel avantajlar getirilmişti. Bunun yanında kısı”dır. 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren sisteme yanlış alınan vergiler dahil olan tüm katılımcıların sissistemin gelişmesine teme ödemiş oldukları katkı tuengel olmuştu. Bu kaptarının yüzde 25’i oranında bir samda, sektörün batutarın devlet tarafından katılımcı şarılı olması için katkı tuadına sisteme aktarılması uytarlarının gelir vergisi gulaması getirilmektedir. 9 Nisan 1971 doğumluyum. 1991’de stajyer olarak matrahından indirilmeBireysel sigortacılığın ve biSSK’ye kaydım yapıldı. Askerliğimi asteğmen olarak, si suretiyle vergi teşviki reysel emeklilik sisteminin, ge19981999 yılları arası yaptım. Halen Emekli Sandığı’na bağsağlanırken, diğer talişmiş ülkeler seviyesine çıkalı çalışıyorum. Ödediğim primleri SSK ya da BağKur’a akraftan sistemden ayrırılması amacıyla yapılan bu çatarıp emekli olma hakkım var mı? Erol Kurnaz lanların toplam birikimlışmalar şimdilik gayet olumlu Sorularınız için malicolerinin tamamı üzeringörülüyor. Vergi idaresi yeni Staj süresinde ödenen staj priminin emekliliğe etkisi yok zum?ismmmo.org.tr den vergi kesintisi yabir sürpriz yapmaz ve sistemadresine mail atabitur. İlk defa çalışmaya başladığınız yedek subaylık tarihi, ilk lirsiniz. Tüm sorular pılması gibi tamamen den vergi almaya kalkmazsa yaişe başlama tarihi kabul edilir. 24 Mayıs 199723 Kasım 1998 eposta ile tek verginin mantığına aykırı pılan bu düzenlemeler amacına tarihleri arasında yedek subaylık görevine başladıysanız 57 tek cevaplanabir düzenleme yapılarak ulaşabilir. yaş ve 5900 günü, daha sonraki bir tarihte başladı iseniz caktır. sistemin gelişimi enPlautus, Romalı ünlü bir ko58 yaş ve 5975 günü doldurmak suretiyle SSK’den emekgellenmişti. medya yazarı. En ünlü sözü li olabilirsiniz. Emekli olurken primler birleştirilir. İşte yapılan değişikde “Yapacağım diye vakit ge İşçi SGK’ye Ne Zaman Bildirilir? İşçi bir işe yerleştiğinde yasalar işverene bildirim konusunda bazı yükümlülükler getiriyor. İşin inceliği çok. 4/a yani SSK kapsamında sigortalı olanların hak ve yükümlülükleri çalışmaya, mesleki eğitime veya zorunlu staja başladıkları tarihten itibaren başlar. Sigortalı sayılanların, bazı istisnalar hariç, çalışmaya başlamadan önce işverenleri tarafından esigorta sistemi üzerinden sigortalı işe giriş bildirgesiyle SGK’ye bildirilmeleri gerekmekte. Bazı işkollarında istisnalar var. Bu istisnalardan ilki; inşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde hizmet akdi ile işe başlatılacak sigortalılar için. Bu işkollarında sigortalıların çalışmaya başlatıldıkları gün işe giriş bildirgeleri SGK’ye verilebilmekte. Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı “İşsizlik Sigortası Kanunu”na göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli personel ile kamu idarelerince yurtdışı görevde çalışmak üzere işe alınan sigortalıların ise çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde, işe giriş bildirgelerinin SGK’ye verilmesi halinde bildirimlerin yasal süresi içinde yapıldığı kabul edilir. İlk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde ise ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar verilen işe giriş bildirgeleri yasal süresi içinde verilmiş sayılır. İlk işyerindeki çalışmasına ait sigortalı işe giriş bildirgesi süresinde kuruma verilerek, tescil işlemi yapılmış olan sigortalının, naklen ve hizmet akdi işlemi sona ermeden aynı işverenin aynı ya da başka bir ünitede tescil edilmiş diğer işyerinde çalışmaya başlaması halinde yasal süresi dışında yapılan bildirimler de süresinde yapılmış sayılır. Bu durumda yeni işyerinden de esigorta yoluyla sigortalı işe giriş bildirgesi de verilmesi gerekecek. Yapacağım Diye Vakit Geçirme, Yaptım De! ‘Başkomutan’ın Kulağı... Bugün 30 Ağustos... Türk’ün “Ateşle İmtihanı”nı büyük zafere çevirdiği, “Emperyalizm yenilmez” efsanesini yerle yeksan ettiği gün... İngiliz istihbarat raporlarında “geçilmesi mümkün değil” olarak gösterilen Afyon cephesini 2 günde aşarak, Yunan ordusunu darmadağın ettiği, Yunan Orduları Başkomutanı Trikopis’i esir aldığı, İzmir’e doğru hiç durmadan ilerlediği muhteşem zaferin 90. yıldönümü... 30 Ağustos resepsiyonu, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da son anda iptal!.. Peki gerekçe ne acaba?.. “Başkomutan”ın kulağı!.. Geçen yıl da artan terör olayları ve şehitlerimiz gerekçe gösterilmişti.. Ama bu yıl geçen senenin aynı dönemini mumla aratacak denli çok şehit verdik. Aslan gibi çocuklar, hayatlarının baharında toprağa düştü, bu vatan için canını verdi. Demek ki cumhurbaşkanının kulağı sağlam olsa, ortalığı kasıp kavuran teröre, geçen yıldan misliyle fazla şehidimize karşın resepsiyon yapılacaktı... Demek ki, kulak daha önemli!.. ??? Ancak, iptal kararını duyunca kafam karıştı.. Ben mi yanlış hatırlıyorum diye düşündüm, arşive baktım doğru; “Başkomutan”, hastaneye yatışının ikinci gününde, doktorlarının oluruyla Köşk’te iki saatlik “terör toplantısına” katılmıştı!.. Zaten iptal haberinde de doktorlar şöyle diyordu: Günlük programlarına sınırlı olarak devam etmesi tavsiye edilmiştir. Ancak her ne hikmetse, aynı doktorlar “30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılmamasını” tavsiye etmişler... Demek ki “Büyük Zafer” günlük programlar kadar ilgiye mazhar olmamış!.. ??? 30 Ağustos nedir? Türk zaferinin tescilidir!.. Bir milletin, dört tarafı işgal altındaki bir ülkenin küllerinden yeniden doğuşudur. Bu tarihten yalnızca 9 gün sonra, İzmir geri alınacak ve emperyalistler tarih boyunca asla yemedikleri ağır bir tokat yiyeceklerdir... Bitmedi!.. Bu zafer, mazlum milletlerin, “kölelik, sömürge olmak kader değildir” sloganına sarılmasının önünü açacak ve kurtuluş savaşları çağı açılacaktır!.. Çanakkale destanının ardından tarihe kazınan Kurtuluş Savaşı’nın ardından zafer; Lozan’da atılan imzayla tescillenecek ve zaferden bir yıl iki ay sonra, aslında 23 Nisan 1920’de fiilen kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti dünyaya ilan edilecektir. İşte “Başkomutan”ın kulağı böylesine büyük bir zaferin üstüne yatmıştır!.. Olsun, bu ülkenin aydınlık, yurtsever insanları; “her türlü ahval ve şeraite rağmen” bu 30 Ağustos’u da coşkuyla, övünçle, gururla kutlayacak; biliyorum, tıpkı yasaklanan 19 Mayıs bayramında olduğu gibi... Sessiz yığına gelince... Onlar, kendilerine 90 yıl önce büyük devrimci ve arkadaşları tarafından adeta altın tepsi içinde sunulan “yurt ve yurttaşlık” armağanını çoktaaan unutmuş, olan biteni Nijerya’dan, Sudan’dan, Suudi Arabistan’dan seyreder gibi seyredecekler. Olanları, ellerini ovuşturarak, kastanyetlerini “şıkır şıkır” çalarak zevk içinde izleyen dinci, Yeni Osmanlıcı, işbirlikçi, “yetmez ama evet”çi zevatı ve yanaşma takımını saymıyorum bile... Çünkü tarih babanın saati, ne olursa olsun geriye doğru çalışmaz... STAJ SÜRESİ EMEKLİLİKTEN SAYILIR MI? liklerle bu olumsuzluklar giderildi. 6327 sayı çirme, yaptım de!”. Biraz vakit kaybedildi ama buna da razıyız! Büyük Zafer Günümüz PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Bugün Mustafa Kemal’in kumandasındaki ordumuzun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta Büyük Zafer’le sonuçlanan Meydan Savaşı’nın 90. yılını yaşıyoruz. Bu övünçle sevinci her yıl törenlerle kutlarken, geçen yıl AKP iktidarının değiştirdiği milli bayramlar yönetmeliği doğrultusunda kutlama görevi TSK’nin yetisinden alınarak Cumhurbaşkanı’nın huzurunda el sıkmayla kutlama şekline dönüştürüldü. 29 Ekim töreninde de aynı görüntüyle törensiz kutlama izlendi. Bir iki gün önce bu yıl Cumhurbaşkanı’nın rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayacağı haberleştirildi. Böylece çocuklarımızla gençlerimiz bu kutsal öğrenimlerden soyutlanmış oldu. Oysa tüm ülkelerde kurtuluş ve kuruluşların öğretisi çocuklara bu coşku veren törenlerle sağlanır. Bunun getirisi de özgürlük ve bağımsızlıktır. ??? Eğri oturup doğru konuşalım. Ülkemiz tam bağımsız mı? İşte son günlerin Suriye örneği geçen yıla değin gidiş gelişlerle diplomatik söyleşilerle sarmaş dolaş olduğumuz sınır komşumuzla, onların iç savaşlarının yanında yer alıp Esad yönetiminin kör düşmanı olmadık mı? Neyse ki biz savaşma niyetlerini dile getirirken ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton teşriflerinde Davutoğlu’na “Acele etmeyelim, planlayalım”mealinde fikir beyan edince bizimkilerin savaş ateşi düşüverdi. Yine de binlerce Suriye asisi, ki gün ağarınca Suriye’ye kolayca geçip yıkıp yakma, öldürme işlemlerinden sonra gün batımında, aylar önce (nedense?) Hatay’da hazırlanmış olan sığınma çadırlarına dönüyorlarApaydın adı verilen (gerçekte kapkara olan) bu çadırlarda korunmaya, beslenmeye, maaşa bağlanmaya, lokantalarda yiyip içtikten sonra “Erdoğan ağabeyimiz ödesin” şımarıklıklarıyla arsızlıklarına karşın başımıza taç ediliyor. Hem de yerli halkımızın ciddi ve haklı şikâyetleri önemsenmeden. Söylentiler doğruysa bu sözde sığınmacılar ki içlerinde öteki arap ülkelerinden kişiler de varmış kendileri için ev bark satın alırlarken onlara Alevilerin olduğu yerlerden almayın gibi öğütler verilerek ayırımcılık da körükleniyormuş. Bunlar yetmiyor, bir grup CHP milletvekili haklı olarak sığınmacıların durumunu izlemek için gittikleri kampa koruma görevli emniyetçilerce engellenerek sokulmuyor. Bu saygısız tavrı, hükümetin Dışişleri Bakanı Davutoğlu “normal” Bülent Arınç da “provokatif” bulmuş. Bu akla ziyan sözler AKP hükümetinin ABD taşeronu olduğunun açık kanıtı olmuyor mu? Uygulamaların, getirdiği rahatsızlık ve endişeler işgal altındaki Hatay’ın dışına çıkıyor. O Hatay ki Atatürk’ün Hakk’a yürümesinden kısa süre önce hasta yatağından kalkarak Fransız sömürgenlerinden kurtarıp yurt sınırları içine kattığı yerdir. Bu görüntülerin getirileri, yurtseverleri doğal olarak huzursuz ediyor ve tepkilerine neden oluyor. Bu düşündürücü durumun yorumunu, eski SHP Genel Başkanı, Dışışleri Bakanı, uzman bir yerel yönetimci, şu anda CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Murat Karayalçın, Suriye’deki karmaşayla karşı karşıya kalmamızı I. Dünya Savaşı’na bilinçsizce girmemize ve sonunda ülkemizin onarılması güç duruma düşürülmesine benzeterek, endişeyle bu tür sakıncalı durumlardan uzak durulmasını öneriyor. Doğrusu ben de bu endişeleri taşıyor ve yöneticilerin sağduyuyla hareket edeceklerini ummak istiyorum ??? Ülkemizde halkımızın büyük kısmı işsizlikle, ekonomik güçlüklerle yaşarken, özellikle PKK kanlılarının yurdun hangi yöresinde, örneğin seçkin kentimiz Gaziantep’te olduğu gibi kanlı eylemleri önlenemezken sınır komşumuz ve kadim dostumuz Suriye’yle savaşa kalkışması, hatta siyasette ön sıraya getirmesi, gereği yokken gene aramızda hiçbir çelişki bulnmazken öncelikle İran’ı, giderek Rusya ve Çin’i karşısına almasındaki dış siyaset aymazlığına ad vermek de güçleşiyor. TSK’nin general, amiral ve hatta içlerinde eski Genelkurmay Başkanı’nın da bulunduğu komutanları, hayali darbe suçlamalarıyla hapsedilmişken hükümetin savaşa kalkmasını hayretle izliyorum. Onlara akıl fikir diliyorum. Çünkü savaş bir ulus için en büyük felaket ve intihardır. Devletin daimiliği, hükümetlerin geçiciliği hiç unutulmamalıdır. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 1/ Yabani zey 1 tin... Bir spor takımının gözde 2 oyuncusu. 2/ Er 3 zincan’ın Kema 4 liye ilçesinin eski adı... Yürür 5 lükte olan. 3/ Ad 6 ları sıfat yapan 7 bir yapım eki... Muğla’nın Milas 8 ilçesine bağlı tu 9 ristik bir belde. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 4/ Kurtuluş Savaşı sırasında Türklerle Yunan 1 A N D A N T E B lılar arasında yapılan iki 2 K E R K İ R O L evreli savaş... Yapma, 3 U Ş İ Z AM U etme. 5/ Gerçekleşmesi 4 S E P T İ S İ Z M olanaksız durum... İlaç. 5 T L A P İ N A 6/ Güzel kadın... Önem6 İ L İ K D P O li günlerin ya da olayla7 K A N S E M A N rın öncesi. 7/ Apansız... 8 İ G L O A T U Argoda çok çalışan öğA L İ Ş A R renciye verilen ad. 8/ 9 O K Güzel sanat... Delikli, hafif ve işlenmesi kolay bir taş. 9/ Mızmız ve sevimsiz kimseler için kullanılan bir sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Erez” de denilen, taneleri zehirli olan ve ekin tarlalarını saran bir ot... İskambilde bir kâğıt. 2/ Arka, sırt... Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. 3/ Lityum elementinin simgesi... Eski yapı ya da kent kalıntısı. 4/ Balıkesir’in Havran ilçesinde bir mağara... Türk müziğinde “usul” anlamında kullanılan sözcük. 5/ Düş... Yetenek. 6/ Kraliçe... Dinsel bayramlardan bir önceki gün. 7/ Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Nâzım Hikmet’in bir oyunu. 8/ Utanç duyma... Dişlerin diplerinde ve kaplarda oluşan kireç tabakası. 9/ Hekimlikte müshil olarak kullanılan, sarı çiçekli bir ağaççık. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle