Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 liranın altında gerçekleşmiş ol“Avans kâr dağıtımıtransfer fiyatlansun. Bu nedenle de ortaklar aldırmasıvergi iadesi” kavramları her ne kadıkları kâr payı avansını iade etdar birbirleriyle ilintisiz ifadeler gibi durmişler. sa da, Türkiye’de belki de sayıları yüz binİşte bu durumda vergi daireleri aşan çok sayıda şirketi yakından ilgisine ödenen 150 bin lira, kâr dalendirecek bir durumu tanımlıyor. Üstelik ğıtımı yapan anonim şirkete iabu durum şirket ortaklarının, “doğrudan de edilecek mi? cebine giren ya da çıkacak” olan parayBu durumda yapılacak işlemla ilgili olunca konu daha da önemli bir haler, Kâr Payı Avansı Dağıtımı le geliyor. Hakkında Tebliğ’in 6. maddeAnımsatmakta yarar var. Bundan aylar sinde açıklanıyor. Anılan madönce, 5 Nisan tarihinde bu köşeden yadede, özetle, şirketin geçmiş yımlanan “İki Tebliğ Tek Çelişki; Çaresi Kodönem yedek akçesinin bulay!” başlıklı yazımızda, avans kâr dağıtılunmaması halinde, kâr payı mına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı taavansının ortaklar tarafından rafından hazırlanan tebliğ taslağı ile MaliGelin; her iki tebliğ düzenlemesini dikkate iade edilmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak, ye Bakanlığı tarafından hazırlanan tebliğ tasvergi iadesi konusunda 6 numaralı Kurumlar lağı arasında çelişki olduğunu ifade etmiştik. alarak konuyu bir örnekle açıklayalım… 5 ortaklı bir anonim şirketin, 2013 yılı için Vergisi Genel Tebliği’nde herhangi bir açıkBu çelişki, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan genel tebliğ ile giderildi. Bu de yaptığı genel kurulunda avans kâr payı da lama bulunmuyor. 6 numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, tebliğde hesap dönemi sonunda kâr oluşmaz ğıtılabileceği yönünde karar aldığını kabul edeve avans olarak dağıtılan tutarın altında bir kâr lim. Şirket 2013 yılı 6 aylık ara dönem mali tab sadece, transfer fiyatlandırması üzerinde duoluşursa, avans olarak ödenen kârın ortaklar losu uyarınca 1 milyon lira dağıtılabilir avans ruyor. Yani diyor ki; “Şirket, her bir ortağına kâr payı hesaplamış ve 2013 Ağustos ayı içe 200 bin lira kullandırmıştır, bu tutar üzerinden tarafından iade edileceği belirtildi. Her iki genel tebliğ de Resmi Gazete’de ya risinde her bir ortağa 200 bin lira avans kâr faiz hesaplanması ve şirkete gelir yazılması geyımlanarak yürürlüğe girmiş durumda. Şir payı dağıtmış. Gerçek kişi ortaklara dağıtılan rekmektedir, ayrıca hesaplanan faiz tutarı ketlerin kâr payı avansı dağıtımında uyacak bu avans kâr payları üzerinden de [(200.000 üzerinden yüzde 18 oranında katma değer verları usul ve esasları düzenleyen, Kâr Payı Avan x %15) x 5 =] 150 bin lira kâr dağıtım stopa gisi hesaplanmalıdır.” Başka bir deyişle 6 numaralı Kurumlar sı Dağıtımı Hakkında Tebliğ, Gümrük ve Ti jını 23 Eylül tarihinde verdiği muhtasar becaret Bakanlığı tarafından 9 Ağustos tarihin yannamesi ile beyan etmiş ve ödemiş. Ancak, Vergisi Genel Tebliği, sadece alacağı vergişirketin 2013 hesap dönemi nihai olarak za ye bakıyor. Doğacak olan vergi iadesinden de Resmi Gazete’de yayımlandı. Tabii ki olayın bir de vergi boyutu oldu rarla sonuçlanmış veya dönem kârı 1 milyon bahsetmek istemiyor. Oysa ki, ortaklar tarafınğundan, avans kâr dağıtımı kodan şirkete iade edilen kâr nusunda vergisel açıklamaların payları nedeniyle daha önyapıldığı 6 seri numaralı Kuce yapılmış vergi tevkifatrumlar Vergisi Genel Tebliği ise 1975 doğumlu ve ilk işe girişi tarihi larının, bu kesintiyi yapan Maliye Bakanlığı tarafından 5 2001 olan MS hastası bir yakınım “yüzşirketlere iade edilmesi geMayıs tarihinde Resmi Gazede 64 engelli” raporu aldı. Ne zaman rekmekte. Üstelik bu vergi te’de yayımlanmıştı. emekli olabilir? İsmail Kula iadesi işleminin, avans kâr Şimdi sorun şu. Eğer hesap Malulen emekli olunabilmesi için 10 payının ortaklar tarafından dönemi sonunda kâr oluşmaz ve yıl sigortalılık süresi ve 1800 gün prim Sorularınız için malişirkete iade edildiği döavans olarak dağıtılan tutarın cozum?ismmmo.org. ödeme gün sayısının bulunması ve ça tr adresine mail atanem itibarıyla yapılması gealtında bir kâr oluşursa avans lışma gücünü yüzde 60’tan fazla kay bilirsiniz. Tüm sorekir. olarak ödenen kârın ortaklar tabetmesi gereklidir. İlk işe giriş tarihine rular eposta ile Görülüyor ki top yine Gerafından iade edilmesi gerekecek göre gün sayısını doldurmuştur, malu tek tek cevaplalir İdaresi’nde. Bizce; idare ve transfer fiyatlandırması hülen emekli olabilir. Bağlı bulunduğu nacaktır. oluşacak fiili durumu bekkümleri işletilecek. SGK müdürlüğüne başvurunuz. lemeden gerekli açıklamaPeki avans olarak kâr dağıtılyı yaparak uygulamacıları dığı sırada yapılan vergi tevkifarahatlatmalı. tı iade edilecek mi? Tutuklanan İşçi Kıdem Tazminatı Alır mı? Ülkemizdeki “tutuklu” ya da “hükümlü” sayısı tavan yaparken, işçinin işyerinde çalışmasını engelleyen bu iki durumda “nasıl bir yol izleneceği” önemli bir konu. Hükümlülük ya da tutukluluk halinde, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmelerinde aksine bir düzenleme yoksa işçiye ücret ödenmiyor. İş Kanunu’nun 25. maddesinin IV. bendine göre, tutuklanan veya gözaltına alınan işçinin iş sözleşmesinin feshi mümkün. İşçinin devamsızlığının aynı kanunun 17. maddesindeki bildirim süresini aşması halinde işveren iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak derhal feshedebilir. İhbar süreleri ise şöyle: a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta. b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta. c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta. d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta. Tabii bu durum karşısında işçilerin hangi haklara sahip olduklarını da iyi bilmesi gerekiyor. İşçi, feshin yukarıdaki açıklanan bentte öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiasında ise işe iade davası açabilir. Kıdem ve ihbar tazminatı yine dikkat edilmesi gereken bir nokta. İşi ve işyeriyle ilgisi olmayan bir suç sebebiyle oluşan devamsızlık, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/IV. maddesi işverene bildirimsiz fesih hakkı veriyor. Ancak bu durumda işçi kıdem tazminatı hakkına sahipken ihbar tazminatını kaybediyor. Yine tutuklu ya da gözaltında geçen süreler kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmıyor. Tutuklulukta geçen süre için işveren tarafından yarım ücret ödenmiş olması da bu sonucu değiştirmiyor. Ayrıca işyeri dışında bir suç işledikten sonra firar eden ve bunun sonucu olarak da işyerine gelmeyip devamsızlık yapan işçinin kıdem tazminatı talebi, tutuklama ya da nezarette kalma gibi koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle kabul edilmiyor. Alacağına ‘Şahin’, Vereceğine ‘Duyarlı’ İdare! Final!.. Her şey nasıl da hızlanıverdi, değil mi?.. PKK’nin Şemdinli’de, “vurkal” taktiğiyle adeta savaşa girişmesi, tam 19 gün sonra sökülüp atılabilmesi adeta dün gibi değil mi?!.. “Efsane komutan” olarak bilinen Osman Pamukoğlu’nun, “Hakkâri kaybedildi mi” sorusuna Tayyip Bey’in, “Seviyesiz adam, Hakkâri kontrolümüz altında” yanıtı da Şemdinli “felaketinin” hemen üstüne gelmişti, hatırlarsanız!.. Üstüne bi de CHP milletvekili Hüseyin Aygün kaçırılmasın mı!.. Neyse ki 48 saat sonra bırakıldı da bir başka skandal tatlıya bağlanmış oldu... Zaten Hüseyin arkadaş, “kendisini misafir eden çocukların, efendi ve saygılı arkadaşlar olduğunu” söyledi de içimize su serpildi valla... Tabii aynı arkadaş, yeri gelmişken, “yeni CHP’nin ulusalcı ve kafatasçılarla yürümeyeceğinin anlaşılmış olduğunu” belirtmeyi de ihmal etmedi... Genel Başkanı da “arkasındayım” diye açıklayınca iyice huzura erdik.. Artık onlar sağ, biz selamet!.. ??? Devam edelim.. Tam CHP’den seçilip “CHP’li olmadığını” söyleyen milletvekilinin “kaçırılma” şokunu atlatmaya çalışırken, bi de baktık, Tayyip Bey’in “kontrolümüz altında” diye kükrediği Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinin Bağlar köyünde BDP’li muhteremlerle PKK’li teröristler buluşuverdi, iyi mi?!.. Bi sarmaş dolaş oldular, bi kahkahalar attılar, bi gözyaşları döktüler ki sevinçten, değme gitsin yani.. Ünlü “devrimci”, Kızıldere katliamının en bi şanslı “delikanlısı” Ertuğrul Kürkçü, Kalaşnikofu omzuna ters asmış yâreninin omzuna pat pat vurup gevrek gevrek gülüyordu örneğin... O arada kazara eli silahın kazasına çarpıp uf oldu mu göremedim tabii... BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, milletvekilleri Sabahat Tuncel, Aysel Tuğluk, Hakkâri milletvekilleri Esat Canan ve Adil Kurt ve diğerleri nasıl sevinçli, nasıl coşku içindeydiler, anlatması pek zor yani... Ama yine de üzüldüm; aslında tam kadro olsalardı daha şenlikli olurdu valla.. . Neyse artık bi dahaki sefere… Aynı zaman dilimi içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı sıfatını haiz muhterem, “kontrolün hükümette olduğunu” göstermek için yüzlerce korumayla Hakkâri’ye gitti... Gövde gösterisi yapmaya çalışırken tacize uğrayınca, önce bir internet kafeye saklandı... Korumalar havaya dakikalarca ateş açarak muhteremin güvenliğini anca sağlayabildiler... Oradan vilayete, sonra da il sınırları dışına çıkıverdi sayın muhterem.. Ve sonra bomba patladı... Güneydoğu’nun yıldız kenti Gaziantep’te otobüs durağının önüne park edilen araç patladı. Çocuklar dahil 9 insanımız yanarak can verdi, bir kısmı ağır 66 kişi yaralandı... PKK’li “temiz ve efendi” teröristler “biz yapmadık” dedi!.. BDP’liler “kınıyoruz” açıklaması yaptı.. Beyler, bayanlar bu yazıyı yukarıdan aşağıya bir kez daha okuyun... Bunun adı finale doğru ölürcesine koşmaktır... Yıllar önce yazılan senaryonun son satırlarıdır... Eğer hâlâ anlamıyorsanız İngilizcesi de var; nasıl olsa çocukluğunuzdan beri Amerikan filmi izliyorsunuz: The End.. Ne de olsa made in USA!.. ‘RAPORLU ENGELLİ’NİN MALULEN EMEKLİ OLMA HAKKI Bayram Gelmiş Neyime? PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Dinsel bayramlarımızın birincisi Ramazan (Şeker) Bayramı oruç vecibesini yerine getirenlere verilen bir ödüldür. Hicri takvime göre mevsimler içindeki yeri her yıl değişir. Bu yılın kutsal ramazan günleri temmuz ortalarından başlayıp, 19 Ağustos’ta bayramına ulaştı. Doğrusu bu yılki oruç ibadetini, uzun ve kavurucu sıcaklarda yerine getirenlerin, hak katında bayram ödülüne değer olduklarını düşünüyorum. İslamın zor koşullar içinde bile kurallarını yerine getirenlerin sevaplarına karşın hain PKK’nin ramazan süresince, özellikle de arife akşamı ve üç günlük bayramda acımasız ölümcül terör eylemleriyle memleketi kana bulaması yurtseverlerin yüreğini yaktı. En çok da anaların ve yakınlarının ciğeri yandı. Bilindiği gibi devlet sürekli, hükümet geçicidir. AKP hükümet olurken yönetimde ilk yapacağı işin PKK terörünü tüm gücüyle sonlandırma olacağı sözünü vermişti. Oysa onların iktidar olduklarında kendilerinden önceki yönetim ve askerlerin önlemleriyle terör en alt düzeye indirilmişti. AKP iktidar olunca önce açılım politikasıyla teröristlere karşı eylemlerinde yumuşama izlenimi verdi. Öyle ki; 2004’te Başbakan, gereği yokken bir TV programında “Gelecekte Diyarbakır’ın merkez olacağına inanıyorum” derken, sanki Kürtlere özerklik verilebileceğini ima eder gibiydi. İvedilikle 24 saate kanun çıkartarak kendisine müsteşar yapmadan önce PKK ile görüşmesi için has adamı Hakan Fidan’ı onları muhatap sayarak, Oslo’ya göndermişti. Oradaki sohbette onlara, “Askerde ve emniyette şikâyet etmek istediğiniz olay ve kişiler var mı” sorusundan sonra “Sizin eylemlerinizi ve hatta metropolleri bombayla doldurduğunuzu da bildiğimiz halde sizlerle kardeşçe yaşamak istiyoruz” gibi söylemlerle şımartılmalarına neden olunmuştu. Bunların dışında Öcalan’ın tüm istemlerinin yerine getirilmesi ve daha birçok yüz vermeyle acımasız terör tepemize çıkarıldı. ??? Son günlerde gemi azıya alan PKK’nin dış ilişkiler sözcüsü, çarpıcı biçimde ilçelerdeki mülki ve idari birimleri ele geçirip oraların yönetimlerini alacaklarını açıkça söyleyebildi. Ve hemen ilk olaylardan biri HakkâriVan yolunda askeri cipin asayiş kontrolü amacıyla dolaşımı sırasında PKK’nin uzaktan kumandayla patlattığı bombayla iki askerimiz şehit edildi. Üçüncüsü de ağır yaralı olarak hastanede tedaviye alındıysa da yaşatılamadı. Hemen bunun ardından akıl almaz biçimde yasamaya saldırarak, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün kendi yöresinde, Tunceli’de önü kesilerek, dağa kaldırıldı. 48 saat sonra istemlerinin yerine getirilebilmesi koşuluyla salıverildi. Bu TBMM’yi aşağılamayı içeren olay karşısında bile hükümet önlem alamadı. Önlenemeyen olaylar sürerken, inanılması güç bir olay da yaşandı. 17 Ağustos günü HakkâriŞemdinli yöresinde konunun aktörleri BDP milletvekilleri her ne kadar “yolumuz kesildi” diye mazur görülmek isteseler de PKK’nin 15 Ağustos’ta kuruluşunun yıldönümü kutlanması görüntüsünde BDP’li milletvekilleriyle teröristlerin sarmaş dolaş, özlemli, öpücüklü görüntüleri dostluklarının kanıtı olarak ekranlara yansıdı. Hükümet yıllardır kanıtsız, tanıksız yüzlerce bilim insanını, gazeteci yazarı, general ve amirali Silivri, Hasdal ve Sincan zulümhanelerinde suçları saptanamazken, yıllardır tutuklarken, bu önemli olayın aktörleri BDP’li milletvekillerine yaptırımsızlık, haksızlıkla hukuka aykırılık olmuyor mu? ??? Hemen bu özetlediğim konuların ardından bayramın ikinci günü, pazartesi 19.45’te Gaziantep’teki PKK katliamının şokunu yaşadık. Acımasız olay araştırıldığında; Nisan 2012’de İstanbul’dan çalınarak Diyarbakır’da saklanmış olan otomobilin içi parça tesirli patlayıcılarla doldurulup zaman ayarlı araç haline getirilmiş. Olay günü, çekiciyle Gaziantep’in Şehitkamil ilçesine getirilip polis merkezinin yakınında patlatılarak 4’ü çocuk 9 kişinin ölümüne, 64 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Bölge halkı olaya büyük tepki göstererek sokaklara döküldü, teröre lanet yağdırdı. Emniyet bir ihbara dayanarak 15 gündür saldırının failinin peşine düşmüşse de yakalayamadığı için vicdanlara sığdırılamayan bu olay PKK’nin kan dökücülüğü listesindeki yerini almıştır. İnsanlığa sığmayan bu kanlı olayları önleyebilmek için ivedilikle Meclis’teki hatta dışındaki partilerin yöneticileriyle iktidarın bir araya gelerek, yurdumuzun bu en büyük sorununu çözecek çareleri bulup uygulanmasını sağlamaları en öncelikli görevi olmalıdır. Yurttaşların onlardan beklentisi budur. Yine içimizi yakan bir haber... BDP’lilerin ziyaret etmek istediği Şırnak’ın Uludere ilçesinin Gülyazı köyünde, onları korumak için gönderilen askerleri taşıyan minibüs uçuruma yuvarlanmış, içindeki 9 askerle bir köy korucusu şehit olmuş. Bu acılar yetsin artık diyerek, yakınlarına sabırlar diliyorum. Sahte Hayatlar! Siz, yazık hayatlar da diyebilirsiniz.. Onlar, yıllar yılı savunur göründüğü ideolojisini, görüşünü, paltosunu portmantoya asıp gider gibi terk edenlerdir… İnsanlık, demokrasi, sosyalizm, Kemalizm onlar için yeri geldiğinde kullanılabilecek metalardır yalnızca.. Yalnızca kendilerini, kendi geleceklerini, kendi ikballerini savunurlar… Sözde dirayetli, özde teslimiyetçidirler... Her yerde, her iklimde, her görüşte bolca mevcutturlar.. “Dönüşüm” geçirdikleri ilk evrede aynaya baktıkça biraz olsun utanırlar ama ikinci ve sonrasındaki evrelerde artık yalnızca gevrek gevrek gülerler... Artık terk ettiği değerleri temsil edenlere kızmak, çamur atmak, satmaktır tek marifetleri… Onun için, aslında, bahse değer bile değildirler.. Nâzım’ın dediği gibi: Bu kavgada bir nokta bile değil/ bir küçük eğri virgül/ bir zavallı vesiledirler… ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kır ya da ço 1 ban şiiri. 2/ Eski yapı ya da kent 2 kalıntısı... Güzel 3 ötüşlü küçük bir 4 kuş. 3/ Namaz 5 ibadetinin birimi... Kalkan ve 6 zırh gibi korun 7 ma aracı. 4/ Fran 8 sa’da bir kent... Bir nota. 5/ Hitit... 9 Yüz metrekare değerin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 de yüzey ölçü birimi. 6/ 1 G A L V A NO E Osmanlılarda zamanın 2 A T E N E S İ B olaylarını saptamakla 3 E V E görevli devlet tarihçisi. M A N G O 4B F A N İ L A 7/ Küçük mağara... Ten 5U F O İ K O N A üzerine giyilen iç ça6 S A M İ M İ O R maşırı. 8/ Doğru, ger7 Y U A N L Ö V E çek... Çıplak toprak. 9/ A L E Z N “Doğu doğudur, batı da 8 A N batı” örneğinde oldu 9 A L T A M İ R A ğu gibi, aynı düşünceyi değişik terimlerle tekrarlamaya dayanan üslup kusuru ya da oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eskiden kadınların başlarına taktıkları bir çeşit başlık. 2/ Vücutta biriken azotlu bileşik... Bir savın gerçekliğini ortaya koyan şey. 3/ “İki bir kayada yaslanır / Tekebıçak gümüş kında paslanır” (Türkü)... Japon lirik dramı. 4/ Uygun bulma, tasdik... Bağışlama. 5/ Yelkenli bir yarış teknesi. 6/ Duman lekesi... “Cihan ”: Tiyatro ve sinema oyuncusu. 7/ Yaz yağmuru... Yelken devrinde haberleşme hizmetlerinde kullanılan hızlı ve hafif bir gemi. 8/ Eski bir salon dansı. 9/ Franz Kafka’nın bir romanı... Henüz ergenlik çağına gelmemiş erkek çocuk. C MY B C MY B