18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 1 milyon 437 bin kart kullanıcısı asgari tutarı bile ödeyemedi ? Kredi kartı kullanan her 20 kişiden 1’i asgari tutarı bile ödeyemiyor. Şu anda 1 milyon 437 bin kişinin 3 milyar 490 milyon liralık borcu takipte bulunuyor. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, borç yapılandırması önerdi. MAHMUT LICALI ANKARA Türkiye’de kredi kartı borcunun asgari ödeme tutarını dahi yatıramayan ve bu nedenle bankalar tarafından takibe alınan 1 milyon 437 bin kişinin toplam 3 milyar 490 milyon TL borcu bulunuyor. Buna göre Türkiye’de kredi kartı kullanan her 20 kişiden 1’i kredi kartı borcunu ödeyemediği için ic ra takibi ve haciz tehlikesiyle karşı karşıya kalırken takibe düşen bir kişinin ortalama 2 bin 482 TL borcu bulunuyor. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, borç yapılandırması istediği yasa önerisinde asgari ödeme tutarı olan yüzde 10’luk oranın yüzde 20’ye çıkarıldığını anımsattı ve büyük bir kesimin ödeyemediğini belirtti. Aygün, TBMM’ye verdiği öneride, kredi kartı borcu takibe düşen kişilerin sayısının önemli ölçüde artacağını ifade ederek icra takibi başlatılan yaklaşık 1.5 milyon kişinin borcunu 6 ile 36 aylık vadelerde, 1.03 ile 1.18 vade farkıyla ödeyebileceğini kaydetti. Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre Türkiye’de 30 milyon 482 bin kişinin toplam 51 milyon 360 bin kredi kartı var. …dum, …dum Durumu!.. Dumdum bir tür çentikli kurşun. Adını bir Hindistan kentinden alıyor. Büyük halk ozanı Âşık Mahzuni Şerif’in ünlü türküsündeki “domdom” kurşunu da oradan geliyor. Ancak başlıktaki dum dum kurşun değil. Bir zamanlar gözü kapalı bir biçimde AKP destekçisi olanların şimdilerde ulaştıkları aşamayı anlatıyor. Olay şudur: Adlarının sıralanmasına gerek yok. Kamuoyunun yakından tanıdığı bu kendilerini liberal, solcu ve özgürlükçü olarak tanımlayan ve önde gelen gazetelerin köşe yazarı ve TV yorumcusu olan kimi kişiler, yıllarca AKP yandaşlığı yaptılar. Ancak AKP yandaşlığı yaparken, bilinçli bir biçimde cumhuriyetin değerlerinin, ekonomik ve toplumsal atılımlarıyla günümüz Türkiye’sini yarattığını tamamıyla göz ardı ettiler. Bu değerlerin AKP tarafından adım adım dinamitlenmesine uzun süre göz yumdular; giderek alkış tuttular. Türkiye’nin AB üyeliğini savunurken bile, büyük bir çelişkiye düşerek, bunun yalnız ve ancak cumhuriyetin değerleriyle olanaklı olabileceğini göremediler. AKP destekçileri, bu partinin hak ve özgürlüklerin genişlemesini sağlayacağı umudunu, allayıp pullayarak topluma sundular; içeride ve dışarıda AKP’yi pazarladılar. Basın yayın sektörünün sermaye sahiplerinin çıkarıyla da örtüşen bu AKP etkili rüzgârı, 2002 seçimleriyle başlayan dönemde kamuoyunu biçimlendirdi. Sonrasında yapılan tüm seçimlerdeki AKP başarısında bu yazar ve yorumcuların katkısı ve sorumluluğu yadsınamaz. Temel niteliklerinin çok doğal bir sonucu olarak, hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin sağlanamaması; kendi 12 Eylül’ü olan 2010 halkoylamasından sonra yaşananlar; özellikle de 2011 seçimlerinden sonraki uygulamaları, AKP’ye bağlanan büyük demokrasi umut ve beklentilerini eritti; tuzla buz etti. Nitekim, İçişleri Bakanı geçen pazar günü Edirne’de, AKP destekçisi liberaldemokrat büyük düşünürlerin bir türlü göremediğini tek tümcede özetledi: “AKP siyasetin ötesi bir organizasyondur; sıradan bir siyasi parti değildir!” ??? AKP uygulamaları karşısında, AKP destekçisi yazar ve yorumcular artık tümüyle dum’lu tümceler kuruyor: AKP’nin hak ve özgürlüklerin genişlemesini sağlayacağına kesin gözüyle bakıyordum; bu partinin hukukun üstünlüğünü sağlayacağını umuyordum; AKP’den Kürt sorununa çözüm bekliyordum; bu parti ülkeyi AB üyesi yapar sanıyordum… Liberal yazar ve yorumcuların bir bölümü AKP’ye eleştirilerini Kemalizm üzerinden yapıyor. Hukukun üstünlüğüne; kurumlaşmaya, insan aklının yaratıcılığına; kadın erkek eşitliğine; sanayileşme yoluyla gelişmeye; sanatsal ve kültürel üretime ve bilimsel bilginin yol göstericiliğine öncelik veren Kemalizmin, düşünsel kökenlerinin ve en temel ilkelerinin, AKP düşüncesiyle hiçbir biçimde bağdaşamayacağını, nedense ve hâlâ bir türlü görmek istemiyor. Aklını Kemalizmle bozan bir bölümü de AKP’nin dindar nesiller yetiştirme girişimini, korkulacak bir şey yok, sermaye birikimi arttıkça din de liberalizmin etkisiyle değişiyor diye süsleyerek satmaya çalışıyor! Umudumuz AKP diyen yazar ve yorumcular, yani dumdumlar, son günlerin yargı, sivil ve resmi polis satrancı sırasındaysa tam anlamıyla şaşkına dönmüş bulunuyor. Üst yönetimi birçok konuda AKP’ye benzeşen ve onlara adeta öykünen CHP, Başbakan, eğitim tarihinin en büyük ve özgün başarı yıldızı olan Köy Enstitülerine saldırırken bile ağzını açmıyor; ne olur din konusuna girmeyin diye hükümete yalvarıyor; devletin çatısının uçtuğu son kavga karşısında tutarlı bir demokratik yönetim seçeneği sergileyemiyor. Bu durumda AKP de cumhuriyetin değerlerine her gün domdom kurşunu sıkmaya, hızlanarak devam ediyor! Soros’a göre, Yunanistan ve mali kırılganlık içindeki Avrupa ülkeleri yanlış yönlendiriliyor Kurtuluş için artık geç ? Milyarder işadamına göre, Yunanistan yanlış yönlendirildiği için artık kurtarılamaz. Bu ülkeyi İtalya ve İspanya takip edebilir. Sıkıntıdaki AB ülkelerinin tasarruf önlemlerine değil, finans aşısına ihtiyaçları var. Angela Merkel bunu anlamıyor. OSMAN ÇUTSAY PARLAMENTOYA AKIN!... Yunanistan’da, 130 milyar Avro’luk kredi anlaşmasını serbest bırakacak kanunun parlamentoda oylanması öncesi on binlerce kişi Atina’da protesto gösterileri yaptı. Anarşist gruplarla polis arasında çatışma çıktı. Polis yetkilileri 100’e yakın yaralı olduğunu, ayrıca birçok kişinin gözaltına alındığını bildirdi. (EPA) FRANKFURT Dünyaca ünlü finans uzmanı ve “para sihirbazı” George Soros, Yunanistan’ın kurtarılamayacağını belirtirken bu konuda Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin liderlerini suçladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Avrupa’yı çıkmaza sürüklediği gerekçesiyle topa tuttu. Der Spiegel’e konuSoros, “Ülkelerin finans aşısına ihtiyaçları var. Merkel bunu anlamıyor” dedi. Güçlü bir lider olarak tanımladığı ve hayran olduğunu belirttiği Merkel’in, izlediği kriz siyasetiyle Avrupa’yı yanlış yönlendirdiğini ileri süren 81 yaşındaki milyarder, Avrupa’daki kriz ülkelerine, kemerlerin sıkılmasına dayalı tasarruf politikalarının dayatılmasının çıkar yol olmadığını vurguladı. Soros, 1929 uyarısında da bulundu: “Ülkeler tasarrufa zorlanacağına, bunlara finans desteği verilmelidir. Yoksa Amerika’yı 1929’da büyük çöküşe iten o hatayı yinelemiş oluruz. Avro krizinin çözümüne IMF’nin katılması da kabul edilemez. Yunanistan’a sadece yüksek faiz ödemesi karşılığında yardım kredileri açılması da yanlıştır.” Yunanistan’ın artık kurtarılamaz bir durumda olduğunu savunan Soros, eğer büyük faiz ödemelerinden oluşan bir deli gömleği giymeye zorlanırsa, İtalya’nın da aynı sonucu yaşayacağını belirtti. Soros, “İtalya ve İspanya’da mudiler bankaların önüne dayanabilir. İşte o zaman da Avrupa parçalara ayrılabilir” diye konuştu. Acı reçete kanunlaştı MURAT İLEM ATİNA AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’den oluşan Troyka tarafından fiili olarak iflas durumundaki Yunanistan’a verilecek olan 2. kredi dilimi ile ilgili kanun tasarısı dün gece Yunanistan parlamentosunda sert tartışmalar sonunda kabul edildi. Oylama öncesinde Atina yine karıştı. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının çağrısı ile başkentte yapılan gösterilere on binlerce kişi katıldı. “Parlamentoyu işgal edip oylama yaptırmayacağız, haydi Atina’ya” sloganı ile ülke genelinden on binlerce Yunanı 6 bine yakın polis karşıladı. Başkentin ünlü anayasa meydanında toplanan halk, hükümet, siyasiler ve Almanya ile Fransa aleyhine sloganlar eşliğinde gece yarılarına kadar eylemlerini sürdürdü. Polis göstericileri göz yaşartıcı gazla dağıtırken gazdan etkilenenler arasında müzisyen Mikis Theodorakis ile eski siyasetçi Manolis Glezos da yer aldı. Polisle sert çatışmalara giren anarşist gruplar, bazı dükkânların camlarını kırdı, bir banka şubesini ve bir alışveriş merkezini de ateşe verdi. Göstericiler daha sonra kentteki IMF ofisleri yakınlarındaki binalara yönelip buralara molotof kokteyli atarak yangınlar çıkardı. Grupların silah satan bir mağazayı da yağmaladığı iddia edildi. Kent savaş alanına dörnnerken gösteriler geç saatlere kadar sürdü. Olaylarda 100’e yakın kişinin yaralandığı bildirildi. Oylama öncesi, PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi’nin başkanları Yorgo Papandreu ile Andonis Samaras ret oyu kullananların ihraç edilebileceği şeklinde kapalı tehditte bulundu. Başbakan ve maliye bakanına yetki verilmesi, tahvil takası anlaşması ile bankaların sermayelerine destek verilmesi şeklinde hazırlanan kanun tasarısının parlamentodaki görüşmeleri sırasında da sert tartışmalar yaşandı. Sol koalisyon ise hayır oyu kullandı. İşyerinde aşka ‘evet’ Ekonomi Servisi Türkiye Personel Yönetimi Derneği’nin 14 Şubat Sevgililer Günü öncesinde yaptığı ankete göre, Türkiye’de yöneticilerin yüzde 73’ü “işyerinde aşkı” olağan karşılıyor. Anket sonuçlarına göre, iş arkadaşları arasında aşk olmaması gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 17 iken kararsızlar yüzde 10. Her 4 şirketten yalnızca 1’inde evli çalışanlarla ilgili yazılı bir prosedür var. Aynı şirkette çalışırken evlenmeye karar verenlerle ilgili de şirketlerin yüzde 36’sında bir prosedür yok. DİSK’in başkanı Ekici İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanlığı’na Erol Ekici seçildi. DİSK Genel Sekreteri ise Adnan Serdaroğlu oldu. Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen DİSK 14. Genel Kurulu’nun 3. gününde delegeler dün sabah saat 10.00’dan itibaren oy kulllanmaya başladı. Toplam 400 delegenin oy kullandığı genel kurulda Erol Ekici geçerli 388 oyun 332’sini alarak yeni genel başkan seçildi. Birleşik Metalİş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu ise konfederasyonun yeni genel sekreteri oldu. Genel başkan ve genel sekreterin dışında yönetim kurulunu oluşturacak 7 ismin 5’i de kullanılan oylar sonucu belli oldu. Buna göre, delegelerin kullandığı oyun 3’te 2’sini alan Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Alaaddin Sarı, Celal Ovat, Metin Ebetürk ve Muzaffer Subaşı yeni yönetim kurulunda yer aldı. Genel kurulun ikinci gününde yönetim kurulu üyeliğine adaylığını açıklayan Arzu Çerkezoğlu ile Ergün Tavşanoğlu ve İsmail Yurtseven 260 oy sınırını aşamayarak ikinci tura kaldı. Çerkezoğlu, taşerona karşı simge haline gelen sendikalarının da temsil edilmesini istediklerini, kadın sendikacıların da yönetim kurulunda olması gerektiğini düşündükleri için aday olduğunu belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle