27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 2012 CUMARTESİ 6 HABERLER İnönü Üniversitesi, öğrencilerine bilimsel anlamda ve günlük yaşama ilişkin akla gelebilecek bütün modern olanakları sağlamış seçkin bir bilim kurumuydu. Bir dinleti için gittiğimiz üniversiteye ziyaretimden ve Sevgili Fatih Hilmioğlu’yla tanışıklığımızdan söz eden, o günlerde yayımlanmış yazımın hangi kitabımda olduğunu ne yazık ki bulup çıkaramadım. Gözlerimin önündeki unutulmayacak görüntü ise şudur: Bir bahar gününün akşamına doğru, üniversitenin bir yeryüzü cenneti gibi yeşilliklerle, renk renk çiçeklerle donanmış yerleşkesinde, değerli rektörle bir kanepede ya da yan yana iki iskemlede oturmuş, barışçıl bir dinginlik içinde gezinmekte olan kızlı erkekli öğrencilere bakıyoruz... İkimizin aklından da geçen düşünce, sohbetimizin konusunu oluşturuyor... Gençlerin bu mutluluğu, bu barışçıl dinginlik, yaşamakta olduğumuz bu ülkede ne kadar sürebilecek? Bahar akşamından ve o genç topluluktan yayılan iyimserlik duyguları kötümser önsezilerle gölgeleniyor... ??? Şu anda yazmakta olduğum yazının son satırlarında ise Sevgili Fatih Hilmioğlu’na dolaysızca seslenmek istiyorum: Sevgili, değerli kardeşim, arkadaşım, düşündaşım, yürekdaşım... Evlat acısıyla bin kat katlanan acını, acınızı dindirecek, hafifletecek sözcükler kimsede bulunamaz. Fakat yaşam bir sınavsa eğer ve hepimiz büyük insanlığın bir parçasıysak, acıları altedecek, bizi daha çok insan olmaya yöneltecek güç ve ışık da yine kendi yüreklerimizdedir. “Bu ülkeye hizmet etmekten başka ne yaptım ben?” sorunuzdaki çığlığı, acı sitemi anlıyorum... Fakat sorun da zaten burada... Ülke ona hizmet edenlerin değil, hizmet edenlere düşmanlık duyanların elindedir. Tıpkı işgal altındaki bir ülke gibi... Sizi en kardeşçe duygularımla, içten sevgimle kucaklıyorum. Ülke düşmanlığına, alçaklığa karşı ortak savaşımımızda Sevgili Emir’in hep pırıl pırıl, gepgenç kalacak anısı da bizimle olacak... Cumhurbaşkanı‘nın Kürt sorunu konusunda yeniden öne çıkması AKP’de hoş karşılanmadı Gül rahatsız etti ANKARA ERDEM GÜL Ülkeye Hizmet Böyle bir yazıya insan nereden, nasıl başlayacağını bilemiyor. Sevgili Fatih Hilmioğlu’nun, Hilmioğlu ailesinin acısını, nasıl, hangi sözcüklerle paylaşmalıyız... Sözün yetersiz kalacağı zamanlardan biri daha... Belki şöyle başlayabiliriz: Bu dayanılması çok güç acıları yaşayanlar ilk biz değiliz. Bütün insanlık tarihi benzerleriyle dolup taşıyor. İnsanın insana yaptığı alçaklığın ölçüsü, sınırı yok. Geçen hafta Berlin’de, Musevileri toplama kamplarına taşıyan trenlerin kalktığı yerdeydik. Gözlerimin önünden sayısız film karesi, bu zulümler üstüne yazılmış kitaplar geçti... Nazilerin insanlık soyuna yaşattıkları herhalde insanlık sürdükçe anımsanacak, lanetlenecek. Bugün Silivri’de yurtseverlere, aydınlara yaşatılanların Nazi toplama kamplarından farkı, burada gaz odalarının bulunmayışı. Buna gerek de yok. Çünkü azar azar yok etmenin yolu bulunmuş. Alçaklıklar arasında ayrım yapılmaz ama böylesi belki daha da alçakça. Sinsi, ağır ağır bir yok etme yöntemi. Sivil darbe yönetiminin, içerideki ve dışarıdaki her türden işbirlikçilerinin ülkeye armağan ettiği yeni yok etme yöntemi böyle bir şey. ??? Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’yla tanışıklığımızın ve kendisine hayranlığımın tarihi yaklaşık on yıl öncelerden başlıyor. Özellikle “eski rektörü” demedim. Bazı sıfatlar, san’lar, eğer onlar gerçekten hak edilmişlerse, eskimez. Benim gözümde ve kendisini tanıyan, onun rektörlüğü sırasında İnönü Üniversitesi’ni gezip görmüş olan herkes için de bu böyledir. Fatih Hilmioğlu Malatya Üniversitesi’ni yaratmış olan kişidir. Bu üniversite şimdi hangi ellerdedir, ne durumdadır bilemem. Fakat benim gezip gördüğüm 29 Ekim’e valilik engeli ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Birleşik Kamuİş Sendikası ve çok sayıda sendika ve demokratik kitle örgütünün “Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği” adı altında ulusal bayramların kutlanmasına sınırlama getiren düzenlemeyi protesto etmek için yapacağı 1. TBMM’den Anıtkabir’e yürüyüşüne Ankara Valiliği tarafından izin verilmedi. 1. TBMM önünde yapılacak basın açıklamasının ardından çağrısı yapılmasa da Anıtkabir’e yürüneceği öğrenilirken ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, “Türk milletinin önüne engel konulamaz” dedi. Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği 29 Ekim’de saat 11.00’de “1. TBMM önünde vatan ve cumhuriyet için halk buluşması” çağrısı yaptı. İstanbul’da ise Mısır Çarşısı bu yıl ilk kez 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açık olacak. Mısır Çarşısı’nı Yaşatma Derneği yönetiminin kararına tepki gösteren esnaf “29 Ekim’in öneminin silinmeye çalışılmasından endişe duyduklarını” söyledi. ANKARA AKP yönetimiyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında bir süredir alttan alta yaşanan gerilim, Kürt sorununda yeni gelişme olarak tartışılan BDP’lilerle görüşme konusunda da yansıdı. AKP’de Gül’ün BDP’lilerle görüşmesi, “Yeni bir durum, yeni bir gelişme doğurmaz” şeklinde algılanırken, “Çankaya icra makamı değil. Sorunu Başbakan çözer. Bunun dışında farklı yöntem ve boyutlarla yapılan değerlendirmeler sorunun çözümüne zarar verici sonuçlar yaratabilir” değerlendirmeleri yapıldı. Cumhurbaşkanı Gül’ün ekim ayında BDP’lilerle yaptığı görüşmenin medyaya yansıması ve “Kürt sorununda yeni bir gelişme” olarak tartışılmaya başlanması, AKP’de aynı karşılığı bulmadı. Görüşmenin özellikle Gül’ün Meclis açılışında yaptığı ve tutuklu vekillerle ilgili görüşü nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Aynı görüşü paylaşmıyoruz” açıklamasının arkasından geldiğine ilişkin yorumlar da AKP’de sıkıntı yaratıyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yine Kürt sorunu eksenli “Milli Mutabakat Metni” girişiminde de AKP’de benzer hoşnutsuzluklar yaşanmıştı. AKP’de Gül’ün BDP’lilere talepleri üzerine randevu vererek görüşmesinin, siyaset üstü ve toplumun tamamını temsil eden “cumhurbaşkanı açısından olağan ve rutin bir faaliyet” olduğuna vurgu yapıldı. Gül’ün bu görüşmeleri temel alınarak Kürt sorununda yeni bir sürecin başladığına ilişkin değer ? Cumhurbaşkanı Gül’ün BDP’lilerle yaptığı görüşmenin “Kürt sorununda yeni bir gelişme” olarak tartışılmaya başlanması, AKP’de aynı karşılığı bulmadı. Erdoğan’ın Gül ile tutuklu vekiller konusunda aynı düşüncede olmadığı açıklamasının ardından gelen bu görüşmenin zamanlaması AKP’liler tarafından anlamlı bulunuyor. Kürt sorununu Başbakan çözer. Bu artık sadece kendi partisi içinde değil, partisi dışındaki kesimlerce de kabul edilen bir gerçekliktir. Bu, başka bir aktör aranmayacak kadar kesin bir gerçektir. Zaten Başbakan da bir süredir sorunun çözümü için her an her türlü adımı atabileceğine yönelik açıklamalar yapıyor. İmralı dahil. Bunun dışında anlamlar, farklı yöntem ve boyutlarla yapılan değerlendirmeler, sorunun çözümüne de zarar verici sonuçlar yaratabilir. Başbakan çözer: lendirmeler yapılmasının “gerçekçi” olmadığının altı çizilen AKP’de, şunlar konuşuluyor: Gül icra makamında değil: Gül, cumhurbaşkanı sinden ibarettir. Bunun yeni bir süreç başlaması, yeni bir proje geliştirilmesi, yeni bir açılım yapılması gibi boyutları yoktur. olarak devletin birliğini temsil eder ve asla bir icra yetkisine sahip değildir. Dolayısıyla Gül’ün görüşmelerinden Kürt sorununa ve terörle mücadeleye ilişkin yeni sonuçlar üretecek bakış açıları gerçeği yansatmamaktadır. Olay, Gül’ün, Meclis’te temsil edilen bir siyasi partinin temsilcilerine kendisinden istenen randevuyu vermesinden, sorunları ve taleplerini dinleme İyi şeyler olacak dönemi değil: Geçmişteki açılım öncesi Gül’ün yaptığı “iyi şeyler olacak” açıklamasıyla bu gürüşmeleri arasında benzerlik kurmak da doğru değil. Çünkü olaylar ve dönemler farklı. Gül de zaten açıklamasında bunu vurguluyor. Kürt sorununun çözümü ve terörle mücadele konusunda zaten yeni bir dönemin başlamasına gerek yok. Hükümet bir süreç yürütüyor. nemindeki gibi Kürt sorununun çözümüne ilişkin adımlar, koordinatörlük görevini yürüten bakanlıkla sınırlı değil. Süreç doğrudan Başbakan tarafından yürütülüyor. Bu çerçevede BDP’lilerin AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’la yaptıkları görüşme, ayrıca Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le de bir araya gelişleri Kürt sorununun çözümüne yönelik görüş alışverişi değil, dokunulmazlık konusunda taleplerini iletmeleriyle sınırlı olmuştur. Bu görüşme ve BDP’lilerin dokunulmazlıkların kaldırılmamasına yönelik talepleri Başbakan’a iletilmiştir. Erdoğan yönetiyor: Artık açılım dö C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle