19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 EMO: Elektrik tasarruf cihazlarına kanmayın ? Piyasada konut abonelerine de pazarlanan tasarruf cihazlarının, ‘büyük işletmelerde zorunlu olan bir işleme dönük olarak üretildiğini ve tasarruf sağlamasının imkânsız olduğunu’ bildiren EMO, ilgili kurumları göreve çağırdı. Ekonomi Servisi Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), piyasadaki elektrik tasarruf cihazlarının “tasarruf sağlamasının mümkün olmadığına” dikkat çekerek halkın kandırılmasına karşı ilgili otoriteleri harekete çağırdı. EMO; internet sitelerinden, elektronik ortamda yürütülen kampanyalara, cep telefonlarına gönderilen mesajlardan televizyonlara kadar uzanan geniş bir ağ içerisinde pazarlanmaya çalışılan sözde elektrik tasarruf cihazları satışlarının durdurulması için; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Reklam Kurulu ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na yazı gönderdiğini duyurdu. Elektrik fiyatlarına yapılan zamların ardından yeniden revaçta olan elektrik tasarruf cihazları aldatmacası konusunda ilgili kurumlar nezdinde girişimde bulunan EMO konuyla ilgili şunları vurguladı: ? Sözde elektrik tasarruf cihazları tamamen bir aldatmacadan ibaret. Bu cihazlar, büyük işletmelerde zorunlu olan kompanzasyon işlemi, elektrik akımının iş görmeyen gücü (körgüç) olarak tanımlanabilecek ‘reaktif enerji’nin sisteme geri verilerek toplam elektrik üretiminde yaratacağı gereksiz artış etkisini önlemeye yönelik. ? Öncelikle, mevcut mevzuata göre ‘mesken abonelerine, tek fazla beslenen abonelere, bağlantı gücü 9 (dokuz) kW’a (dahil) kadar olan abonelere’ reaktif enerji tarifesi uygulanmıyor. Bu abonelerin kompanzasyon yapmalarına gerek duyulmuyor. Bu nedenle de bu sayaçlar reaktif enerji kaydetmiyor. ? Elektrik tasarruf cihazı adı altında satışa sunulan bu tür aletler ise zaten kayda girmeyen bu reaktif enerjiye yönelik küçük kompanzasyon aletleri. Dolayısıyla herhangi bir tasarruf sağlaması olanaksız. İşçi Sınıfı Bu Yasaya Sığmaz Meclis’ten yine uzlaşmasız çıkarılan, işçi sınıfının, sendikal haklarının kullanılmasına, geleceğine ipotek koyulan, elbette içeriği kamuoyuna açık hiç tartışılmadan, işçilerin dahi algılama kapsama alanlarının dışında kalan yasal düzenlemeyi değerlendirirken DİSK “İşçi sınıfını bu yasaya sığdıramıyacaksınız!” diyor. Bakan Çelik’in Genel Kurul’da, tartışmaların odağına konulan sözleşme yetkisi için işkolunda örgütlenecek işçi sayısı oranı üzerinden “İşverenler yüzde 5 istedi. İşçiler baraj istemedi. Biz de herkesi gördük. 0 da var, 1 de var, 3 de var” açıklaması hak ve özgürlükler kaygısı ile bir yasa çıkarılmadığının çarpıcı, arabesk bir belgesi değil mi? Yapılan değişikliklerin anlamı üzerinden DİSK’in kalın kalın altını çizdiği “Anayasal bir suç işlenmiştir. Bir sosyal sınıfın başka bir sosyal sınıf üzerindeki hâkimiyetini tesis etmektedir. Bu bir hukuk cinayetidir. Sermaye ile kol kola giren TBMM anayasayı ihlal etmiştir” vurgulamalarını çok ağır ve genel suçlamalar olarak görüyorsanız, kimi somut, çarpıcı örneklere girmekte yarar olabilir. 6 milyon işçi, ülkemizde halen 30 ve altı işçi çalıştırılan işyerlerinde çalışıyor. Bunların 12 Eylül yasalarında bile kâğıt üstünde kalıyor olsa da var olan sendikal güvenceleri kaldırıldı. 30 ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde kalan 3 milyon 295 bin işçi için ise toplusözleşme yapacak sendika kalmıyor. Buna göre 12 milyon kayıtlı işçinin ancak 2 milyon 700 bini için sendikal haklardan faydalanma söz konusu olabilecek. Tabii var olan sendikaların bu işçilerin bütününü örgütleyebilecek, toplusözleşme yapabilecek dinamikleri yakalayabilmeleri koşuluyla. Karşı karşıya kalınan trajedi işte bu. ??? Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC ile Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC’un söz konusu yasalara ilişkin kaygılarının dile getirildiği, Başbakan Tayyip Erdoğan’a gönderilen mektupta uluslararası, Türkiye’nin uymakla yükümlü olduğu sözleşmelere aykırı hükümlerin uyarısı yapılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun sözleşmelerini açıkça ihlal eden maddelerin olduğunun altı çiziliyor. Yasaların işçilerin sendikal haklarını özgürce kullanmalarının önünde büyük engel oluşturdukları belirtiliyor. ITUC ve ETUC genel sekreterleri, daha önce yayımladıkları ayrıntılı teknik raporları, AB’nin ilerleme raporunda bu konuya ilişkin yer alan uyarıları anımsatarak, barajlar ve grev hakkına ilişkin kısıtlamaların Meclis’te görüşülen yasada yer almaması gerektiği vurgulamalarının da kulak arkası edilerek söz konusu yasaların Meclis’ten tek yanlı parmak kaldırma ile geçirildiğine göre AB’yi, ILO’yu, buralarda Türkiye’ye ilişkin bundan sonra alınacak kararları da umursayan yok. Şimdi benim sonuç olarak, “İleri demokrasi, 12 Eylül’ün yasaklı düzenini değiştirme iddiaları ile ortaya çıkmış iktidarları, eylemleri ile söylediklerinin tam tersini yapmanın ötesinde, toplumu, toplumsal örgütlülüğü hızla geriye çekmenin çakıltaşlarını döşeyip duruyorlar” dememin, gerçeği özetlemek olsa da, bugünün toplumsal algılaması, yutturmacaları içinde çok da bir kıymeti, anlamı yok. Gerçek şu ki iktidarlarının 10 yıllık icraatlarında bu ülkede kuralsız düzende, taşeron çalıştırmada öylesine bir patlama yaşandı, öylesine ağır bir sendikal örgütlülük, işçi sınıfı bilinç erozyonu yaşandı ki. 12 Eylül’ün yürürlükteki yasaları ile birkaç yüz bin kalmış sendikalı işçiyi, milyonlarla sahte üyelik ekleyerek kâğıt üstünde sendika üyesi gösterseniz de... Sözleşme yetki ve ehliyetinde önkoşul olan yüzde 10 barajı yıllardır tuturulamadı. Çalışma Bakanlığı yasayı çiğneyerek resmi sahtelik üzerine oturmuş istatistiklerini bile yayımlayamadı... Sonunda barajı düşürecek bir yasa çıkarmak zorunda kaldılar ama barajı kaldırmak, özgürlük vermek sermaye sınıfının güdümünde siyasi iradenin işine gelmedi. Önce yüzde 1 baraj sonra yüzde 3 baraj kondu. 30 altında işçi çalıştıran işyerlerinde sendika üyesi olanların işten atılmasına izin verildi. Baktılar ki bu halde de sahte üyeliklerle bile yasaya koydukları barajı tuturamayacaklar, yandaş sendikalarını yaşatamayacaklar, araya bir sürü geçici madde daha koydular. Bakanın “hepsi var” sözü böylesi bir oyunu anlatıyor. Ferrari için gelen 7.5 milyon Avro’luk ceza Beşiktaş yönetimine ‘Artık daha kötüsü olamaz’ dedirtti Oooh... Şimdi rahatladık! Sekiz yıldır zarar eden Beşiktaş’ı ilk kez kâra geçirdiklerini belirten Kulüp Başkanı Fikret Orman, “İki büyük davamız vardı. İkisini de kaybettik. İşin boyutları belli oldu, rahatladık. Şimdi tek hedefimiz verimliliğe odaklanarak planlı büyümeyi sürdürmek” dedi. Ekonomi Servisi Beşiktaş’ın giderlerini kısıp yeni kaynaklar yaratarak kulübün mali güçlüklerini çözmeye çalışan yeni yönetim için, Futbolcu Matteo Ferrari’nin davasında CAS’den 7.5 milyon Avro cezadan sonra kara tablonun dibi gözüktü. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, “Beklediğimiz iki büyük dava vardı. İkisi de bitti. Tablo çıktı. Biz bu davaya bilançoda 8.1 milyon Avro karşılık ayırmıştık. Hesaplarımız bozulmadı” dedi. BJK Plaza’da kulübün finansal faaliyetlerinden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Berk Hacıgüzeller ve Beşiktaş Şirketler Grubu Genel Koordinatörü Uğur Gökhan Sarı ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Orman, yeniden yapılanma çalışmalarını anlattı: ? Beşiktaş Futbol AŞ’nin 2012/I bilançoda üç aylık faaliyet kârı 1 milyar 662.2 milyon TL. Geçen yılın aynı döneminde 29.4 milyar TL zarar vardı. Artış yüzde 120. İyiye gidiş sinyali var. TL cinsi borçları kapatmak için bankalarla kredi görüşmeleri yapıyoruz. Hedefimiz bunları kapatıp bilançoyu rahatlatmak. Maç hasılatı, loca gelirleri otomatikman faaliyete kapital olarak ilave olacak ve Futbol AŞ kendini çevirmeye başlayacak. İşadamları kaçınıyor ? Özellikle işadamları kulüple temasını kesmiş vaziyette. 3 Temmuz sonrası sponsorluktan kaçınıyorlar. Kulüp başkanı olarak kimseye gidip, “şunubunu yapın” demem. İnsanlar verdikleri paranın nereye gideceğini görmek ister. Önce bunu yapacağız. ? Türkiye’de futbolcular dünya ortalamasının üzerinde ücretlerle transfer ediliyor. 25 milyon dolar bir fabrika parası. Hangi kritere, neden o? Beşiktaş’ta bu iş için bir izleme ve raporlama altyapısı kuruyoruz. Ankara Patent Genel Müdürü Dericioğlu, Erzincan tulumu, baklava, Malatya kayısısı, Rize çayı gibi ürünlerin coğrafi tescilinin uluslararası denetim standartlarına uygun yapılması gerektiğini aktardı. ‘Baklavayı kaptırdık mı’ diye yanacağımıza tescili öğrenelim enstitüsünü bir an önEkonomi Servisi ? Dericioğlu, baklavayı örnek göstererek “Türkiye, tescili ce kurmalı. Ankara Patent Genel ? Türkiye yöresel Müdürü Kaan Deriuluslararası standartlara göre yapmalı. Şu anda AB, Türk ürünlere sahip çıkabicioğlu, yetiştiği, üreürünlerine verilen coğrafi işareti tanımıyor. Çünkü lirse zenginleşir. Martildiği yörenin kendisine denetim yok. Türkiye, denetim enstitüsünü kette Erzincan tulumu isözgü özelliklerini taşıyan bir an önce kurmalı” dedi. tiyorsunuz herhangi bir yerürünlere Türkiye’nin ulusde üretilmiş tulumu size verilararası kurallara göre sahip çıkyorlar. Oysa, örneğin Erzincan tuluması gerektiğini söyledi. Şu anda Tamuna coğrafi işaret verdikten sonra denetim yarım Bakanlığı’nın yetki alanındaki coğrafi işaret tescilini Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tanımadığını parsanız, Erzincan ve çevresi kalkınır. ? Üreticiler, yatırımcılar ve yöre halkları için çok ifade eden Dericioğlu, “Çünkü denetim yok. Türkiye belgelemediği için kayısıyı Malatya kayısısı ola önemli olan bu konuya önem verilerek gereklerinin rak satamıyor. Oysa AB’de tescili olan ürünler her yerine getirilmesi tüketiciler açısından da önem taşıyor. Çünkü coğrafi işaret, ürünün adının haksız kulzaman daha pahalıya satılıyor” dedi. lanımlarının önlenmesi ve kalitesi düşük veya özelDericioğlu şu bilgileri verdi: ? AB, Türk ürünlerine verilen coğrafi tescili tanı likleri uymayanların elenmesi, üreticilerin yanı sıra mıyor. Çünkü denetim takibi yok. Türkiye, denetim o ürünü satın almak isteyen tüketicileri de koruyacak. Her hesabı soracağım ? Kulübün 8 yıllık geçmişini uluslararası bağımsız bir şirket denetledi. Üç hafta evvel bitti. Şimdi Ceza Hukuku, Dernekler Yasası, ticaret ve vergi hukuku açısından inceleniyor. Bunlar önüme gelecek, bir karar vereceğiz. Biz kamu görevlisiyiz, kimseyi karalamaz, kimseyi de aklamayız. Ama sorabileceğim her hesabı soracağım. Cepten para koyduk ? Yöneticiler olarak sadece 7 ay içinde kulübe 20.5 milyon lira borç verdik. Diğer yönetim dönemlerinde bu rakam 300500 bin dolar kadardı. ? Yüksek faizli kısa vadeli ACI KAYBIMIZ Derneğimiz Danışmanı Emekli Müfettiş, Dost İnsan, Eğitimci Muhsin Çetin’i Kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Kederli ailesine ve eğitim camiasına başsağlığı dileriz. Işıklar içinde yatsın. Erdoğan Kadir Karadeniz Türkiye Emekli Öğretmenler Derneği Genel Merkezi ve şubelerimiz T.C. DÜZİÇİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen gayrimenkulÜn cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: 1. taşınmaz; Düziçi ilçesi Bostanlar köyü 198 parselde kayıtlı 49.300,00 m2 miktarında tarladır. Taşınmaz 1. sınıf tarım arazisi olup sulu tarım yapılmaktadır. Alkalilik, tuzluluk, drenaj ve erozyon problemi yoktur. Kumlutınlı bir toprak yapısına sahiptir. Taşınmazın üzerinde çeşitli meyve ağaçları mevcuttur. Taşınmazın tamamı satılacaktır. Taşınmazın muhammen bedeli 239.104,99 TL’dir. 1.satış; 07.12.2012 günü saat 10.2010.30 saatleri arası Düziçi Adliyesi Önünde 2.satış; 17.12.2012 günü saat 10.2010.30 saatleri arası Düziçi Adliyesi Önünde 2. taşınmaz; Düziçi ilçesi Bostanlar köyü 270 parselde kayıtlı 49.600,00 m2 miktarında tarladır. Taşınmaz 1. sınıf tarım arazisi olup sulu tarım yapılmaktadır. Alkalilik, tuzluluk, drenaj ve erozyon problemi yoktur. Kumlutınlı bir toprak yapısıa sahiptir. Taşınmazın üzerinde çeşitli meyve ağaçları mevcuttur. Taşınmazın 578/7360 hissesi satılacaktır 578/7360 hissesinin muhammen bedeli: 18.891,80 TL’dir. 1. satış; 07.12.2012 günü saat 10.4010.50 saatleri arası Düziçi Adliyesi Önünde 2. satış; 17.12.2012 günü saat 10.4010.50 saatleri arası Düziçi Adliyesi Önünde Satış şartları: 1 Birinci artırma yukarıda belirtilen gün ve saatlerde Düziçi Adliyesi Önünde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere yukarıda belirtilen 2. satış gün ve saatlerde Düziçi Adliyesi önünde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, Dosya No: 2011/1499 ESAS artırma bedelini tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek, üzere mehil verilebilir. KDV tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir.3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 İşbu satışın gazetede yayınlanan ilanı İİK.127. maddesi gereğince tapuda adresi ve diğer bilgileri bulunmayan ilgililer için tebliğ yerine kaim olmak üzere tebliğ ve ilan olunur. 7 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/1499 esas sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 05.10.2012 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. CUMHURİYET BAYRAMINDA ANKARA’YA GİDİYORUZ 1) 28.10.2012 PAZAR Saat 06.30’da KADIKÖY Haldun TANER Tiyatrosu’ndan Ankara’ya HAREKET. 2) ESKİ BAĞDAT YOLU’NDAN giderek GÖYNÜK ve BEYPAZARI’nın; eski Türk mimarisini, gümüşlerini, el sanatlarını ve doğal güzelliklerini göreceğiz. 3) 19.30’da otelde yemekte, konuklarımızla birlikteyiz. 4) 29.10.2012 günü törenlere ve ANITKABİR’e yürüyüşe katıldıktan sonra, müzeleri de gezeceğiz. BAYRAMIMIZIN 89’ncu YILINDA, CUMHURİYETİMİZİ HAKETTİĞİ YERLERE TAŞIMA KARARIYLA; İNANÇ, UMUT ve ONURLA KUTLAYARAK DÖNECEĞİZ. 17.00’de yola çıkıp Saat 22.30’da Kadıköy’de olacağız. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ. LÜTFEN ÖNCEDEN YERİNİZİ AYIRTINIZ. İletişimBilgi: 0555 967 24 97 0532 391 11 27 0535 412 68 68 0536 739 02 29 w w w . cum o ki sta nb ul .o rg Güler Sabancı’ya Almanya’dan teklif Ekonomi Servisi Alman enerji devi Siemens, Güler Sabancı’yı şirketin denetleme kuruluna almak istiyor. Alman ekonomi dergisi Manager Magazin’de yer alan bir habere göre, Siemens şirketi, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yı denetleme kuruluna almak istiyor. Siemens, Ocak 2013’teki genel kurul toplantısında Sabancı’yı denetleme kurulu için önerecek. Ancak Siemens tarafından konuyla ilgili olarak henüz bir açıklama yapılmadı. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 3750) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle