19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada mahkeme heyeti tepki çeken bir karara imza attı 5 olarak Türkiye destekliyor... Sanayi yok, üretim yok... KKTC tecrit edilmiş bir ülke... Kıbrıslıların hemen hemen tümü Rum pasaportu taşıyor artık. Kıbrıslıların çoğunluğu öğretmen, memur, polis... Gelir dağılımdaki eşitsizlik tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. Çünkü o pasaportla tüm AB ülkelerine vize almadan girip çıkıyorlar Rum kesiminden. Bir dönem kıyı bankacılığının merkeziydi... Kara para aklanıyordu... Mafya oradaydı, devlet içindeki örgütlü çeteler KKTC’de karargâh kurmuştu 90’lı yıllarda. ??? Pazar günü Nâzım Hikmet’in yüz onuncu doğum günüydü. Tarabya’da Nâzım Hikmet Vakfı öncülüğünde denize kırmızı karanfiller bırakıldı, paneller düzenlendi. Rutkay Aziz, emeğin, kardeşliğin, özgürlüğün, barışın şairi Nâzım’ı anlattı... Soğuk ve güneşli bir sabah geride kaldı ve öğle saatlerinde odamın penceresinden dışarıya bakıyorum. Bahçedeki kırmızı güller, mor menekşeler ve sütbeyazı bir örtü... 17 yaşındaki milli kayakçımız Aslı, Denktaş ve Lefter... Metin Oktay’la 80’li yılların ortalarında bir gece, Uğur Mumcu ve ben sohbet ederken söz Lefter’e gelmişti... Metin Oktay o gece şöyle demişti: “Adam gibi adamdır.” Lefter de acılar çekti... 50’li yıllar... 67 Eylül olayları... Çapulcuların Rum kökenli yurttaşlarımızın dükkânlarını, evlerini yağmalamaları ve büyük kaçış. Lefter’in Büyükada’daki evi de çapulcular tarafından basılmış. Fenerbahçeliler kurtarmış Lefter’i... Lefter kimseden şikâyetçi olmamış... Korkmuş belki... Can Dündar yazdı... Can’a Lefter belgeselini çeken Nebil Özgentürk anlatmış... ??? Aslı, Denktaş ve Lefter... Taçyapraklı kırmızı bir gül, mor menekşeler! Akıl ve duygu! Sevgi, barış, kardeşlik, özgürlük! Ölüm, acı ve hüzün! Hayatın sayfalarıdır hepsi... Buz gibi taş merdivenlerde mi kurulur hayatlar? Örgüt bulamadılar HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 19 sanığın yargılandığı 5 yıllık dava, dün şok kararla sonuçlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dink’in öldürülmesine ilişkin yalnızca 3 sanığa ceza verirken cinayetin terör eylemi olmadığına hükmetti. Cinayeti planladığı öne sürülen polis muhbiri Erhan Tuncel hakkında beraat ve tahliye kararı verildi. Karar açıklanırken tepki gösteren izleyiciler, heyete “cüppenizi yakın” diye bağırdı. Salona polisler gelince ise arbede yaşandı. Alkışlarla kararı protesto eden grup, “katil devlet hesap verecek” sloganları attı. İzleyenlerden bazıları da gözyaşlarına boğuldu. Davanın 25. karar oturumuna tutuklu sanıklar Yasin Hayal, Erhan Tuncel ve tutuksuz sanık Ersin Yolcu ile müdahil Ali Bayramoğlu katıldı. Dink ailesi avukatı Cem Halavut, savcının cinayeti ERHAN TUNCEL SERBEST Mahkeme heyeti oybirliğiyle verdiği kararda, Erhan Tuncel’in “silahlı terör örgütü yöneticisi olma” ve “adam öldürmeye azmettirme” suçlarından beraatına hükmetti. Tuncel’e Trabzon’daki McDonalds’a bombalı saldırı nedeniyle toplam 10 yıl 6 ay hapis ve 10 bin TL para cezası verildi. Para cezası 24 aylık taksite bölündü. Tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliye kararı verilen Tuncel dün akşam saat 22.00’de cezaevinden çıktı. Ergenekon’la ilişkilendirdiğini, Trabzon Emniyeti’nin delil kararttığını tespit ettiğine değinerek şunları söyledi: “Ancak yargılama aşamasında cinayetin Ergenekon’la bağlantısı ortaya çıkarılmadı. İhmali olan kamu görevlileri yargılansaydı, belki de ortaya çıkarılmayan üst örgütlenmeyle ilgili delile ulaşabilecektik.” Tutuklu sanık Erhan Tuncel, şiirle baş ladığı son savunmasına, Rumi, Mevlana, Dostoyevski ve Che Guevara’dan alıntılar yaparak devam etti. Ergenekon’un hiçbir parçası olmadığını ifade eden Tuncel, cinayetle ilgili bildiklerini anlattığını söyledi. Tuncel, “Benden polislere ulaştınız. Başka ulaşılacak yer yok. Cinayeti 1718 kez ihbar ettim. Grubun güvenini devam ettirmek için istihbarattaki Özkan ve Memduh polisler kanalıyla Dink’in resimlerini verdim. Özkan, Ercan, Muhittin polisleri cinayeti önlemeleri için azmettirdim” dedi. Tuncel son sözü sorulunca da “Bu yolda bir aile, bir istikbal ve bir gençlik yitirdim. Vatan sağ olsun” dedi. Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu da dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın cinayetle ilgili her şeyden sorumlu olduğunu belirtti. Yasin Hayal de son sözünde, Ergenekon bağlantısını kesinlikle reddettiğini ifade ederek, “Tuncel 1 yıl önce cinayet ihbarı yapmış. Neden Emniyet beni bir yılda durdurmadı?” dedi. Başsavcı Vekili Fikret Seçen’e küfredince mahkeme başkanı tarafından uyarılan Hayal, mahkemeye meydan okuduğunu söyleyerek, “Bu salonlarda birçok Anadolu çocuğunun kalemi kırıldı. Benim kalemimi kıracak delikanlıyı arıyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti yaklaşık iki saatlik aradan sonra, Dink’in 5. ölüm yıldönümüne iki gün kala kararını açıkladı. Mahkeme heyeti terör örgütü yöneticiliğinden beraat eden Yasin Hayal’in Ogün Samast’ı, Dink’i tasarlayarak öldürmesi yönünde azmettirdiği kararına vardı. Hayal, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi. Hayal’e Orhan Pamuk’u tehdit ettiği için 3 ay, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan da 1 yıl hapis ve 600 TL para cezası verildi. Hayal, kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tahliye edilmedi. Tutuksuz sanıklar Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’e de cinayete yardım ettikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. İyi hal indirimi yapan heyet cezayı 12’şer yıl, 6’şar aya indirdi.Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal’in de aralarında olduğu 16 sanık için beraat kararı verildi. Taş Merdivenlere mi Kurulur Hayatlar? Yaprakların kırpıştırdığı sabah güneşinin özlemini gideriyor bahçedeki çiçekler. Sütbeyazı bir örtü var üzerlerinde... Önceki gün başlayan kar dinmiş, yerini güneşli, keskin bir ayaza bırakmıştı. Gülün kırmızı yaprakları, boynunu bükmüş mor menekşekler ve ben... Kendi kendime sordum: “Ne yazmalıyım, nereden başlamalıyım!” Milli kayakçımız Aslı Nemutlu’nun Erzurum’da pistte çalışırken tahta bariyerlere çarparak ölümü geldi aklıma. Bu denli ucuzdu benim ülkemde ölümler... İstanbul’un siluetini bozan, Mimar Sinan’ın kemiklerini sızlatan o gökdelenler Türkiye’nin ne denli çağdaş bir ülke olduğunu gösteriyordu kimilerine göre. Oysa Katar’da ve Dubai’de onların babaları vardı, eğer çağdaşlıksa... ??? Bir vurdumduymazlık içindeydik... Kayak pisti tahtalarla korunuyordu. İçimizdeki çığlık, öfke bu nedenle büyüyordu belki. Gerçeklerle yüzleşememe... Aslı’yı da toprağa verdik, Lefter’i ve KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da... Önce Rauf Denktaş’ı anlatayım... Cumhurbaşkanı olduğu dönemde üçdört kez İbrahim Yıldız ve Reşat Akar’la ziyaret edip görüşmüştük. Kendini KKTC’ye adamış bir yurtseverdi. Uygar bir insandı... Her sorunu açık bir dille anlatır, KKTC’nin geleceğinden kaygı duyardı. Hasta yatağında bile başucundan ayrılmayan kızı Ender’e şöyle demişti: “Hristofyas’a söyle, burası bağımsız bir cumhuriyettir...” Sözünden hiç dönmedi... Bildiği yoldan hiç ama hiç dönmedi. Bugün KKTC ekonomik bir bunalımın içinde... Ekonomik Erhan Tuncel Yasin Hayal Hayal’e müebbet hapis AVUKAT ÇETİN: Dalganın en büyüğü sona saklanmış Kararı değerlendiren Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, “Bu dava bitmedi. Biten, bir komedi dosyasıdır. Bizim için bu dava yeni başlıyor. Geçen 5 yıl içerisinde Arat Dink ne demişti? ‘Bizimle dalga geçtiler.’ Dalganın en büyüğünü meğerse en sona saklamışlar. Onu da bugün öğrendik. Meğer Hrant Dink bütün o planlı eylemlerden değil 35 kendisini bilmez tarafından öldürülmüş. Burada örgüt yokmuş, bu kadarını beklemiyorduk” dedi. Kararın, yurttaşını ötekileştirerek düşmanlaştırma geleneğinin devamı anlamına geldiğini kaydeden Çetin, “Bu devletin katil, halkını bombalayan, imhacı, suikastçı, katliamcı gibi sıfatlarla yan yana anılmasından rahatsız olanlar devleti bu sıfatlardan arındırmak için hiçbir çaba sarf etmediler” dedi. Çetin, demokratikleşme için bu davanın eşsiz bir fırsat olduğunu ancak bu fırsatın kullanılmadığını belirterek, “Daha düne kadar devletin, ötekisi ve hedefi olanlar, yani bugünün egemenleri, siyasileri, bugün, kendilerini ötekileştiren gelenekle ittifak kurmuş görünüyorlar. Ama bilsinler ki bu ittifakları devlet dönüşmediği sürece geçicidir. Tetikçilerin yargılandığı bütün bu süreçte, bebekten katil yaratan o karanlığa fener tutuldu. O karanlıkta saklanmaya çalışan gerçek fail ve failler, aslında bütün çıplaklığıyla ortaya çıktılar. İşte bu nedenle bu dava yeni başlıyor. Gideceğimiz pek çok yol, kullanacağımız çok sayıda alan var. Karanlıkların sorgulanmasına, faillerin yargılanmasına ve bu dava biz bitti diyene kadar” diye konuştu. İki sanığın cezasına indirim ‘Bu dava yeni başlıyor’ Hrant’ın arkadaşları son duruşma öncesinde de Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nda toplanıp adliyeye dek yürüdüler. Grup adına açıklama yapan Garo Paylan, “Karar devletin kararıdır. Biz bitti demeden, bu dava bitmeyecek” dedi. Dink’i öldürtenleri “hükümetin, Meclis’in ve yargının 5 yıldır koruduğunu” belirten Hrant’ın Arkadaşları yarın Taksim’den Agos gazetesine “Bu dava böyle bitmez” sloganıyla yürüyecek. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) AKYÜREK İŞE ALMIŞTI Erhan Tuncel, Mc Donald’s’ın bom ı dış a balanmasından sonra soruşturm et bırakılmış, dönemin Trabzon Emniy ma tali k’in üre Müdürü Ramazan Aky . ıştı ılm yap tıyla istihbarat elemanı niAkyürek, Dink öldürüldüğünde, Em ireyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Da m Eki k, üre si Başkanı’ydı. Aky n 2009’da istihbarattaki görevinde anldu alındı. Cinayetten sorumlu tutu cak bugüne dek soruşturulmadı. OPERASYONA KATILANLAR ÜSTEN ÇIKARILMIYOR Karara itiraz edilecek Dink ailesi avukatları ile Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’le 7 sanığa müebbet hapis cezası isteyen Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta karara itiraz edecek. Dink’i öldürdüğü için 22 yıl 10 ay hapis cezası alan Ogün Samast’ın avukatı da tahliye istemiyle Yargıtay’a başvurdu. Hayal’in avukatı da CMK 102. madde kapsamında tahliye talep edeceğini ifade etti. ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, Hizbullah tahliyelerinin ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda uzun tutukluluk tahliyeleriy Pilotlar, Uludere’de yazılı emirle vurmuş BARKIN ŞIK Dink ailesinin avukatları ve savcı le ilgili yeni bir karar alındığına dikkat çekti. Tanay, “Kurul, ‘tutukluluk süresi hesaplarken yerel mahkemede geçen süre esas alınır’ dedi. ‘Yargıtay aşamasındaki süre dikkate alınamaz’ diyor. Samast ve Hayal yasadan yararlanamaz” dedi. Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu da başka bir noktaya dikkat çekti. Bakırcıoğlu, “Tuncel, ‘Cinayet planını ihbar ettim’ dedi beraat etti. Tuncel doğru söylediyse, polisler doğru söylemiyor demektir. Polisler yargılanacak mı? YENİ SORUŞTURMA ÇAĞRISI Bu durumda cinayeti önlemeyen polisler yargılanacak mı?” dedi. Emekli olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay, “AİHM kararlarına göre yerel mahkemenin hüküm kurmasının ardından sanığın tutukluluk süreci kalkmış olur, artık hükümlü sayılır. Bu nedenle de CMK 102. madde kapsamında 5 yıllık süre dolsa bile değerlendirilmez ve tahliye olamaz” dedi. 24 Ocak 2007’de tutuklanan Yasin Hayal, 5 yıla 8 gün kala hüküm giydiği için 102. maddeden yararlanamayacak. AB: Bu sonuç yeterli değil BRÜKSEL (AA) AB Komisyonu, Hrant Dink davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı yetersiz buldu. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Peter Stano, yaptığı açıklamada AİHM’nin, Hrant Dink davasında 14 Eylül 2010’da Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlattı. Söz konusu kararda Türkiye’nin, Dink’in yaşama hakkını güvence altına alamadığına hükmedildiğini anımsatan Stano, “Cinayette payı olan herkesin yargı önüne çıkarılmasına ve üst düzey yetkililerin müdahalelerine yönelik yeni soruşturmalara ihtiyaç duyulduğunu” söyledi. Sözcü Stano, Türkiye’nin suçluların dokunulmazlığıyla mücadelede başarılı olabilmesi için AİHM kararının tam uygulanmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. CHP’Lİ SEZGİN TANRIKULU ‘Hükümet birinci derecede sorumlu’ Agos gazetesine yürüdüler İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını açıklamasının ardından Dink ailesi ve Hrant’ın Arkadaşları, Beşiktaş Adliyesi’nden Şişli’deki Agos gazetesi binasına yürüyüş düzenledi. “Hrant için, adalet için” pankartının arkasında toplanan kalabalık grup, “Bu dava böyle bitmeyecek”, “Faşistler vuruyor, AKP koruyor”, “Öldür diyenler yargılansın” sloganları attı. Agos gazetesi önünde konuşan Gülten Kaya kararı kâğıt parçası olarak değerlendirdi. (Fotoğraf: KAYHAN AYHAN) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hrant Dink cinayetinin AKP iktidarı döneminde tasarlanarak işlendiğini ancak aydınlatılamadığını belirtti ve “AKP, bu kararın ve bu vicdani yükün altında kalacaktır. Bu kararın, bugün bu şekilde sonuçlanmasında AKP’nin de birinci derece sorumluluğu vardır” diye konuştu. Tanrı kulu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında “Yeni ve eski derin devlet, bu cinayetin aydınlatılmaması noktasında tam bir işbirliği içinde çalışmışlardır” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da kararı “vahim bir gelişme” olarak nitelendirdi. Günay “Örgütlü suç kavramından, yasadışı örgüt üyesi olmaktan beraat ettirilmiş olmalarını çok büyük bir şaşkınlıkla karşıladım” dedi. ANKARA Uludere’de 34 köylünün ölümü ile sonuçlanan hava bombardımanında, hata zincirinin son halkasının pilotlar olduğu kaydedildi. Bombardımanı gerçekleştiren Diyarbakır’daki 181’inci Üs Filo Komutanlığı’na bağlı F16 savaş uçaklarının, hedefleri yazılı emir ile vurduğu belirtildi. Operasyona katılan pilotların karargâhtan çıkışına izin verilmediği iddiaları ile ilgili olarak da askeri kaynaklar, “Üste güvenlik seviyesi arttırıldığı için pilotların çıkışına izin verilmiyor” değerlendirmesinde bulundu. Olayla ilgili yürütülen soruşturmalarda, “İstihbarat zaafiyeti nereden kaynaklandı” sorusunun yanıtının arandığı öğrenildi. Şırnak’taki Uludere ilçesinin Kuzey Irak sınırına düzenlenen hava operasyonunda 34 kişinin ölümünü soruşturmak üzere İçişleri Bakanlığı’ndan kente gelen 3 müfettiş 12 günlük çalışmanın ardından soruşturmalarını tamamlayarak Ankara’ya döndü. Müfettişler tarafından hazırlanan raporun ay sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Bu ince lemeye paralel olarak, Genelkurmay Başkanlığı da olayla ilgili bir soruşturma yürütüyor. Raporların tamamlanmasının ardından olayla ilgili değerlendirme için bir zirve toplanması bekleniyor. Genelkurmay Başkanlığı’nca yürütülen idari tahkikat kapsamında hazırlanacak dosyada, F16 uçaklarının bağlı olduğu 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın başındaki isim olan Korgeneral Veysi Ağar’ın ifadeleri de yer alacak. Diyarbakır’daki Jet Üssü’nde ise olayla ilgili oluşan hassasiyet nedeniyle güvenlik seviyesinin arttırıldığı belirtildi. Bu kapsamda, “temininde güçlük olan personel” olarak tanımlanan savaş uçağı pilotlarının askeri tesis dışına çıkmasına ve dışarıdan kişilerle görüşmesine izin verilmediği dile getirildi. Bombardımanı gerçekleştiren pilotların, yazılı emir ile havalandıkları ve hedef bölgesine ulaşınca ayrıca “ateş izni” istedikleri öğrenildi. Askeri kaynaklar, “Uludere’deki olayla ilgili hata zincirinin son halkası pilotlardır. Bombardıman verilen istihbaratlar doğrultusunda yapıldı” tespitinde bulundu. OĞLU ÖLEN BABADAN TAZMİNAT TALEBİ Haber Merkezi Uludere’deki hava saldırısında oğlunu kaybeden baba S.E, TBMM Başkanlığı’na başvurarak devletin tazminat ödemesini istedi. Baba S.E. dilekçesinde, memleketi Şırnak’ın Uludere ilçesinden, işsizlik ve yoksulluk nedeniyle perişan bir durumda iken 8 kişilik ailiseyle ayrılıp iş bulma düşüncesiyle Şanlıurfa’ya yerleştiğini kaydetti. Baba S.E. dilekçesinde “Mağdurlara ödenmesi planlanan tazminatın, işsiz ve 8 nüfus sahibi olmam nedeniyle tarafıma bir an önce ödenmesini devlet büyüklerimden talep ederim” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle