21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA 13 Yanlış raya giren yük treniyle banliyö treni kafa kafaya çarpıştı: 8 yaralı Yazarımız Mine G. Kırıkkanat yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazılarına bir süre ara vermiştir. Felaketi düşük hız önledi Sahte diplomayla 2 yıl öğretmenlik yaptı KOCAELİ (AA) Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde engelli çocuklara eğitim veren özel bir rehabilitasyon merkezinde sahte diplomayla 2 yıl öğretmenlik yaptığı öne sürülen kadın hakkında soruşturma başlatıldı. Rehabilitasyon merkezinin Genel Müdürü T.K., İ.K’nin performansının düşük olduğunu ancak diplomasının sahte olabileceğinin akıllarına gelmediğini söyledi. İstanbul Haber Servisi İstanbul Cankurtaran’da yük treni ile banliyö treni çarpıştı. Saat 14.30 sıralarında meydana gelen kazada 8 yolcu çeşitli yerlerinden yaralandı. Halkalı’dan Sirkeci’ye giden banliyö trenine, yolcularını indirip hareket için geçiş ışığını beklediği sırada karşı yönden gelen ve yanlış raya giren dizel lokomotif çarptı. Lokomotif, istasyon bölgesinde olduğu için düşük hızla hareket ediyordu. Kaza nedeniyle olay yerine çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi sevk edildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hafif yaralı bir kadın ve 11 yaşındaki bir kız çocuğu, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ayak bileğinde doku travması ve kafasında sıyrık olan 2 erkek ile bacağında kırık bulunan bir erkek, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de kafa travması olan 1’i kadın 2 yolcunun dışında hafif yaralı bir kadın yolcunun bulunduğu belirtildi. Yaralıların hayati tehlikesi bulunmuyor. Görgü tanıkları, banliyö treninin makinistinin lokomotifin geldiğini görünce trenden atladığını ifade ettiler. Makinistler kazayı yara almadan atlattı. Kaza nedeniyle SirkeciHalkalı tren seferleri tek yönlü olarak yapılırken, kaza sonrasında banliyö treninden ayrılan vagonlar, Halkalı yönüne doğru çekildi. Kazaya ilişkin inceleme başlatıldı. Betonlaşacak Bugün 7 Eylül Utanç Günü 1955 yılında başta Rumlar olmak üzere İstanbul’da yaşayan azınlıkların mallarının yağmalandığı; evlerinin, dükkânlarının, çeşitli işyerlerinin, kiliselerinin, sinagoglarının, okullarının yakılıp yıkıldığı o utanılası “harekâtın” 56. yıldönümü. O utanç gününde İstanbul’da 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğramıştı. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Londra’da Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmeler yaptığı 6 Eylül 1955 günü, saat 13.00’te İstanbul Radyosu “Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldığı” haberini duyurdu. Birkaç saat sonra Mithat Perin’in sahibi olduğu Demokrat Parti yanlısı “İstanbul Ekspres” gazetesi “Atamızın Evi Bombalandı” haberiyle ikinci baskı yaptı. Ortalama satışı 20.000 olan gazete bu “özel” sayıyı 290.000 adet basmış, gazete Kıbrıs Türktür Derneği militanlarınca İstanbul genelinde dağıtılmıştı. Gazetede Kıbrıs Türktür Derneği Genel Sekreteri Kamil Önal’ın “Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahalıya ödeteceğiz, ödeteceğimizi alenen söylemekte de bir mahzur görmüyoruz” sözleri yer alıyordu. Amaca ulaşılmış, “halk” galeyana getirilmişti. Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin önderliğinde çeşitli kuruluşlar ile yerel kalabalıklar dışarıdan getirilmiş takviye kuvvetler aynı anda kentin farklı semtlerinde yağma/talan hareketine giriştiler. Şişli, Taksim, Cihangir, Beyoğlu, Kumkapı, Samatya, Yedikule, Bakırköy, Yeşilköy, Ortaköy, Arnavutköy, Kadıköy gibi gayrimüslimlerin yoğun yaşadıkları semtlerde büyük çaplı saldırılar gerçekleşmişti. Yağma/talandan yalnızca Rumlar değil Ermeni ve Yahudi yurttaşlarımız da paylarını almış, hatta gözü dönmüş kalabalıklar Beyaz Rus kökenli TürkMüslüman yurttaşlarımızın mallarına da saldırmışlardı. Olaylara asker hiç müdahil olmamış, polis ise seyirci kalmıştı. Bunu fırsat bilen saldırganlar mezarlık ve kiliselere de girmişler, mezar taşları kırılmış, kiliselerdeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edilmiş, İstanbul’da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tümü ateşe verilmişti. 6/7 Eylül örgütlü faşist/ırkçı bir hareketti. Rumların ev ve işyerleri daha önceden belirlenip işaretlenmiş, 3040 kişilik gruplar planlı bir biçimde yönlendirilmişti. Grupların kent içi ulaşımı görevlendirilen özel araçlar, kamyonetler, kamyonlar, otobüslerle sağlanıyordu. Yağmalamalar her semtte aynı yöntemle gerçekleştiriliyordu; dükkânların önce vitrinleri parçalanıyor, özel aygıtlarla parmaklıkları kesiliyor, sonra içeri girilip taşınabilir ne varsa yağmalanıyor, taşınamayanlar ise kırılıp dökülüyordu. Yağma/talan 7 Eylül sabahına kadar sürmüştü. Dışarıdan getirilen yağmacıların bir bölümü Haydarpaşa Garı’nda yakalandı; Sivas’tan 145, Trabzon’dan 117, Kastamonu’dan 116, Erzincan’dan 111 kişi getirilip görevlendirilmişti. Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba attığı savıyla Yunanistan’da yargılanan Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgiler öğrencisi Oktay Engin gıyabında üç yıl hapse mahkum oldu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devlet desteğiyle okudu. Bürokraside önce emniyet müdürlüğüne kadar yükseldi, daha sonra Nevşehir Valiliği’ne (22.02.1992 18.09.1993) getirildi. 27 Mayıs 1960 sonrası Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda başta Başbakan Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Parti yönetimi bu olaylar nedeniyle mahkum olurken Oktay Engin aklanmıştı. Olaylar sonrası DP hükümeti zarara uğrayanlara bir miktar tazminat ödedi. 67 Eylül olayları yalnızca Rumlara girişilmiş bir harekât değildi; yakıp yıkılan mekânların yüzde 59’u Rumlara aitken, yüzde 17’si Ermenilere, yüzde 12’si Yahudilere, yüzde 12’si de Levanten, dönme, Müslüman olmuş Beyaz Ruslar ve çeşitli gayrimüslim gruplara aitti. Yunanistan’la yapılan 1924 mübadelesi sonrasında sayısı yaklaşık 100.000’e inen Rum nüfusun çok önemli bölümü 1955 yılından başlayarak İstanbul’dan göç etti. Özellikle 1964 zorunlu göç kararı bir dönüm noktasıydı. Yunan uyruklu Rumlarla birlikte yurttaşlarımızdan oluşan Rum nüfus da Türkiye’yi terk etmeye zorlandı. Bugün İstanbul’da çoğu yaşlı yalnızca 2.600 Rum yaşıyor. Tarihimizdeki utanç günlerini unutmayalım ki tarih “tekerrür” etmesin. S VAS (AA) Sivas’ta, Kızılırmak’ın çevresinin imara açılarak villalarla donatılması planlanıyor. Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp Kızılırmak etrafında yapmayı planladıkları imar revizyonuna değinerek “Kızılırmak’ın etrafında 200 ile 300 metre arası bir alanı, koruma alanı bırakacağız. Onun dışındaki alanları 2 katlı villalar halinde konuta açacağız.” diye konuştu. Deprem korkuttu ADANA (Cumhuriyet) Adana’nın Aladağ ilçesinde 10 dakika arayla meydana gelen 3.4 ve 3.0 büyüklüğündeki iki deprem ilçede korku ve panik yarattı. Depremlerde can ve mal kaybı yok. Yine HES gerginliği Kepçeye geçit yok ERZURUM (AA) Erzurum’un Tortum ilçesinde yapımı sürdürülen Hidroelektrik Santralı (HES) inşaatını protesto etmek amacıyla yöre sakinlerince önceki gün düzenlenen oturma eyleminde çıkan arbedede 1’i polis 4 kişi yaralandı. Yaklaşık 750 kişi, belde sınırları içerisinde bulunan Bayraktepe Köprüsü’ne gelerek oturma eylemi yaptı. Kalabalık grup, HES inşaatında görevli kepçenin geçişine de izin vermedi. Yöre sakinlerinin Bayraktepe Köprüsü’nün çevresindeki bekleyişleri sürüyor. Fabrika kül oldu ADANA (Cumhuriyet) Adana Seyhan’da, Ali ve Mehmet Çetin kardeşlere ait Oğuzhan Plastik Geridönüşüm ve Granür Fabrikası’nda, mesai bittikten sonra büyük bir patlama meydana geldi. Elektrik trafosundaki patlamanın ardından çıkan yangın 3 saatte söndürüldü. Hasar büyük. K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] Muğla Barosu’ndan Yağma KHK’lerine Tepki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (ÇŞB) kuruluş ve yetkilerini düzenleyen KHK’ler hakkında bir eleştiri de Muğla Barosu’ndan geldi. Bu hem anlamlı, hem de önemli... Biliyorsunuz, bu bakanlığın kuruluşuyla birlikte “lağv edilen” Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları’nın tescil ve ilan ettikleri en geniş doğal sit alanları Muğla il sınırları içinde... Başta Gökova Körfezi ve Bodrum, Marmaris, Datça yarımadaları olmak üzere, güneyde Fethiye’den kuzeyde Akbük kıyılarına; iç kesimlerde de Muğla’nın Karabağlar Yaylası’ndan Eşen Çayı derinliklerine dek yüz binlerce metrekare doğal sit alanı son KHK ile artık ÇŞB’ye emanet edilmiş durumda.. le Kastelli Akman tarafından hazırlanan; ulusal medyada ise ne yazık ki yer al(a)mayan açıklamayı özetleyerek aktarıyorum: “648 sayılı kararname ile daha fazla rant uğruna doğa üzerinde aşama aşama uygulamaya sokulan yıkıcı plan büyük bir ivme kazanmıştır. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın doğa koruma işlevi tümüyle ortadan kaldırılırken oluşturulan yeni iki bakanlık ile ne pahasına olursa olsun daha fazla kâr hırsına teslim olunduğu görülmektedir. Bu KHK ile her biri yeryüzü cenneti olan ormanlar, kıyılar, sulak alanlar ile doğal ve arkeolojik SİT alanları tüm koruma unsurlarından yalıtılarak talana teslim edilecektir. ÇŞB bünyesine alınan TOKİ ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile bölgesel imar engelleri kaldırılacak, kamu taşınmazları alelacele pazarlanacaktır. Böylece ‘kanun bile olmayan KHK’ler ile uluslararası tekeller başta olmak üzere büyük yatırımcıların ‘daha fazla kâr’ hırsı hiçbir engele uğramadan tatmin edilecektir. Öte yandan, yıkıcı uygulamalara karşı yargı yolu da umut kırıcı gelişmelere sahne olmuş; Anayasa Mahkemesi’nin nitelik ve yapısı da değiştirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin korumacı kararlarının terk edildiği endişeyle gözlemlenmektedir. Ülkemiz, bereketli toprakları, hızla kuraklaşan gezegende nadide sulak alanları, benzersiz zenginlikte biyoçeşitliliği, bunca kıyıma rağmen el değmemiş kalabilen mavi ve yeşilin kucaklaştığı zümrüt koyları ile bir yeryüzü cennetidir. Sadece ülke vatandaşlarının değil, gezegenin önemli zenginliği olan topraklarımız kimsenin mülkü değildir. Bizden çok daha az şansı olan gelecek kuşakların emaneti olan doğal varlıklarımızı sadece bir pazarlama, tüketim ve tasarruf aracı olarak gören bu anlayış derhal terk edilmelidir. Unutulmamalıdır ki doğanın korunması, hayatın korunmasıdır.” ‘Kâr’ hırsı KHK’leri Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] Muğla Barosu “eylem”de.. BULMACA HARB SEM H POROY SEDAT YAŞAYAN 2 3 4 5 6 7 8 9 Benzer şekilde yine aynı KHK ile yok edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin (ÖÇKK) Dalyan’dan GökovaÖren’e uzanan en geniş bölümü de Muğla’da. ÖÇKK, önce Köyceğiz Gölü ve çevresi ile Göcek Koyları için kurulmuş, izleyen yıllarda FethiyeKayaköy’den Datça Yarımadası’na kadar il coğrafyasının neredeyse tüm kıyıları ve doğal alanları bu kurumun koruma sorumluluğuna bağlanmıştı. Şimdi bu alanlar da ÇŞB’nin yetkisinde.. KHK ile Orman Bakanlığı’ndan alınarak ÇŞB’ye bağlanan “Milli Park”, “Tabiatı Koruma Alanları”, “Anıt Ağaçlar” vb. doğal zenginlikler açısından da yine Muğla en zengin illerimiz arasında... Bu nedenle Muğla Barosu’nun, özellikle doğamızı ÇŞB’ye devreden 648 sayılı KHK hakkındaki açıklaması özel önem taşıyor. Av. Mustafa Gürkan başkanlığındaki Muğla Barosu’nun Çevre, Sağlık ve İmar Komisyonu üyeleri Av. Esin Aygün Akgündüz, Av. Hacer Temirkan Sağbili ve Av. La HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] 1 SOLDAN SAĞA: 1/ İstanbul’un ta 1 nınmış bir içme suyu. 2/ Yunan rakısı... 2 Rusya’da zengin 3 köylülere verilen ad. 4 3/ Bir tür otomobil yarışı... Bir etkinli 5 ğin geçici olarak 6 durdurulduğu süre. 7 4/ Genelev işleten kadın... Yemek. 5/ 8 Kimi ortak yönleri 9 olan iki şey arasındaki benzeşme. 6/ Bir nota... İslam inancına göre, şeytanın Tanrı’ya, başkaldırmadan önceki adı. 7/ Doğu Anadolu’da bir göl... Molibden elementinin simgesi. 8/ Tütsüyle kurutulmuşu (Frisa) makbul olan bir balık... Bir şeyin yere bakan yanı. 9/ Kuzey Amerika’da bir şelale. 1 1M 2A 3R 4 İ 5A 6N 7 A 8 9A 2 A K O R T 3 4 5 6 7 N Ç U R Y A K E O MA N G D U V A A ME L A R O D E NOM E N B U F N İ MA T O 8 A P E R İ T İ F 9 S N Ş A T O K YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bingöl’ün Solhan ilçesinde, içinde yüzen iki adacığı da bulunan bir göl. 2/ Üye... İnce yapılı. 3/ Trabzon’un Maçka ilçesinde bir yayla... Kayınbirader. 4/ Yağda kızartılarak üzerine şerbet dökülen bir hamur tatlısı. 5/ Tıp dilinde “bere” anlamında kullanılan terim... Gümüş elementinin simgesi. 6/ Lütesyum elementinin simgesi.... Gizli görevli. 7/ Bir göz rengi... Belirti, ipucu... Güzel sanat. 8/ Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması... Yazım. 9/ “Aptal, budala” anlamında argo sözcük. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle