23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Göbeklitepe ve Bergama da UNESCO listesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde Türkiye’nin kültürel varlık sayısının 27’ye çıkarılması için başvuruda bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı, ülkemizin kültürel zenginliklerinden 9 merkezin yer aldığı “UNESCO Dünya Mirası Listesi”nde kültürel varlıkların sayısının 27’ye çıkarılması için başvuru yaptı. “UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi”ne Bergama, St. Pierre, Eşrefoğlu Camisi ve Göbeklitepe’nin de girmesi istendi. Bakanlık listede yer alan kültürel mirasın sayısını arttırmak üzere Türkiye’nin 4 doğal ve kültürel varlığını daha “Dünya Miras Merkezi”ne iletti. Merkeze iletilen yerler arasında, İzmirBergama, HataySt. Pierre, KonyaBeyşehirEşrefoğlu Camisi ve ŞanlıurfaGöbeklitepe arkeolojik alanı da bulunuyor. 2008 yılı sonu itibarıyla, dünya genelinde toplam 878 kültürel ya da doğal varlığın kayıtlı olduğu listede, 679 adet kültürel/arkeolojik sit, 174 adet doğal sit ve 25 adet de karma sit alanı yer alıyor. “Geçici Liste”de sayısı 27’ye ulaşan kültürel varlıklarımızın “Dünya Mirası Listesi”ne alınıp alınmayacağı, komitenin 1929 Haziran tarihleri arasında gerçekleştireceği “Dünya Mirası Komitesi 35. Toplantısı”nda belli olacak. Anadolu, kökleri çok derinlere uzanan, inanılmaz zenginlikte bir kültür mirasının, insanlık mirasının adıdır Çok uzaklardan geliyoruz Ayasofya Müzesi’nin insanda başka bir boyuta geçme duygusu uyandıran o muhteşem hacmi ve ahengi içinde dolaştım geçen hafta. İnsanda hep yukarı bakma isteği uyandıran kubbeleri ve tavan mozaiklerini seyrederken “Burada niye hiç heykel yok” sorusu takıldı aklıma. Sonra, “Bu yapının kendisi, her köşesinden farklı görünüm veren bir, hatta birçok heykel zaten” dedim. Daha sonra Sultanahmet Meydanı’na çıkıp Mimar Sinan’ın o muhteşem camiinin Ayasofya’ya nazire yapan kubbelerini seyrederek Bizans’ın eski hipodromunda yürürken heykel ve mimarinin pek çok ortak yönleri bulunduğu duygusu doğdu içimde. İşlevsellik bir yana, her ikisinde de içeriden, zihinden görülen tamamlanmış eseri “taşa” (veya başka herhangi bir malzemeye) geçirme, hissedilen bir hacmi dışavurma, şu koca evrende bu hacimle bir iz bırakma kaygısı olduğunu düşündüm. Bu sanat dalları, çok uzak bir geçmişten bu yana birçok uygarlık açısından estetik anlayışı şekillendiren algılama ölçütlerini belirlediler. Üzerinde yaşadığımız topraklarda, Anadolu’da milattan binlerce yıl önceden başlayarak kurulan uygarlıklarda, sadece sanatın değil genel anlamda estetik anlayışın şekillenmesinde heykel sanatının payının en az mimari kadar önemli olduğunu belirtmek gerek. Bence, bizdeki dini mimari çeşitliliğinin, süsleme zenginliğinin arkasında da heykelle dışa vurulamayan o hacim dürtüsünün başka yollardan giderilmeye çalışılmasının da mutlaka bir rolü var. Selimiye, Sultanahmet, Süleymaniye gibi anıtsal camiler bu dışavurum çabasının, iz bırakma isteğinin sayısız örnekleriyle dolu. Yıllar önce Mehmet Aksoy’un yaptığı “Bursa Cezaevi’nde Nâzım Hikmet” rölyefini gördüğümde çarpılmıştım: Kendisini hapseden düz satha meydan okuyan bir kabartıyla Nâzım’ın yüzünde ve ellerinde dışarıya yönelen o hacim duygusu, hapiste duyulan özgürlük özlemini ve kendisi hapiste, düşleri, şiirleri dışarıda olan Nâzım’ın durumunu çok güçlü ve yalın bir şekilde anlatıyordu. Reha Erdem’in son filmi “Kosmos”un bir karesinde de Mehmet Aksoy’un Kars’ta yapımına başladığı “İnsanlık Anıtı” görülüyor. Modern ve stilize bir heykel, daha doğrusu bitirebilseydi öyle olacaktı kuşkusuz. Birbirinden kopmuş/koparılmış iki dev kütle, araya konmuş sınırın/boşluğun üzerinden birbirlerine ulaşmaya çalışıyorlar. Bu topraklarda yaşanmış trajedilere, ötekileştirmeye, insanın insanlığını yitirdiği anlara karşı “Bizi unutma” diyen bir el çıkıyor yerden, çoğu kez yenilse de hiçbir zaman susturulamamış “Yaşamak… bir orman gibi kardeşçesine” çağrısını hatırlatmak istercesine… “Kosmos”taki panoramik görüntüde, heykeltıraşın içindeki hacmi coğrafyaya yansıtırken çevreyle nasıl bir uyum kaygısı güttüğünü de görebiliyorsunuz. Ama bu heykel ne yazık ki artık sadece fotoğraflarda, film karelerinde yaşayacak ve Anadolu denen bu coğrafyanın binlerce yıllık tarihi içinde oluşturduğu estetik değerlere tarihimizin verili bir anında nasıl uzak durduğumuzu bize hep hatırlatacak gibi görünüyor. Çünkü açık açık itiraf edilmese de, bu yıkım faaliyeti esas olarak belirli bir estetik ölçüye karşıtlıktan kaynaklanıyor. şırken izledikçe içim acıdı. Her türlü ideolojik, politik değerlendirmeyi bir kenara bırakarak söyleyecek olursak, bir sanatçının eserini anlatmak, savunmak zorunda bırakılması, eseri için mahkemelik olması, onun yıkılmasını izlemesi, bu ülkede devletsanatçı ve toplumsanatçı eksenlerinde daha yürümemiz gereken çok yol olduğunu bir kez daha gösterdi. Değerli sanatçı dostum Bedri Baykam’ın “İnsanlık Anıtı”nın yıkılmasını durdurmak amacıyla düzenlenen bir basın toplantısının ardından bıçaklanarak ağır yaralanması ise “İnsanlık Anıtı”na hatta anıtlarına aslında ne çok ihtiyaç duyduğumuzu adeta gözümüze sokan bir göstergeolay gibiydi. Bedri’ye geçmiş olsun diyor, en kısa zamanda iyileşip aramıza dönmesini diliyorum. Anadolu, kökleri çok derinlere uzanan, inanılmaz zenginlikte bir kültür mirasının, insanlık mirasının adıdır. Bu miras tahammülsüzlüğü kaldırmaz. Unutmayın, biz “çok uzaklardan geliyoruz”. aemelmesci@yahoo.fr Kosmos’ta bir insanlık anıtı Yürümemiz gereken çok yol var Mehmet Aksoy’u televizyon kanallarını dolaşıp heykelini savunmaya, yıkımı engellemeye çalı Karadeniz’de Kültür Servisi Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek “12. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali” bugün başlıyor. 15 Mayıs’a kadar sürecek festival kapsamında, Trabzon Devlet Tiyatrosu “III. Richard”, İstanbul Devlet Tiyatrosu “Profesyonel” ve “Vahşet Tanrısı”, Van Devlet Tiyatrosu “Çıplak Kral” (Çocuk Oyunu) oyununu sahneleyecek. Ünver Oral’ın “Karagöz Gösterisi”nin de yer alacağı festivalde yurt mevsimi dışından İspanya “Andre &Dorin”, Hollanda “Çizgideki Sihir” ve “Dans Atölyesi”, Çin “Beyaz Yılan”, Endonezya “Bhishma’nın Direnişi”, Amerika Birleşik Devletleri “Spolin Atölyesi”, Macaristan “Don Perlimplin” ve “Belisa’nın Bahçede Sevişmesi”, Rusya “Orman Cini”, Norveç “Kutup Sesleri”, Romanya “Soğuk Çocuk”, Polonya “Jeppe” ve Ekvador “Hoşça Kal Santiago” adlı oyunları ile Karadeniz’e konuk olacak. 12. ULUS LARARAS T YATRO I KARADEN Z FEST VAL KENTSEL DÖNÜŞÜM VE KÜLTÜREL M RASI KORUMA PROJES Tarihi yarımadada ‘inşaat’ sürüyor Kültür Servisi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın kentsel dönüşüm ve kültürel mirasın korunması projeleri kapsamında yürütülen Galata Mevlevihanesi Müzesi, Beyazıt Yangın Kulesi ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesi restorasyon projelerindeki gelişmeler önceki gün basın mensuplarıyla paylaşıldı. 2010 Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in de katılımıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında, restorasyonlarla ilgili ayrıntılı bilgi verildi. Galata Mevlevihanesi Müzesi’ndeki çalışmaların tamamlandığı açıklanan toplantıda, halen devam etmekte olan restorasyon projelerinin haziran ayının sonuna kadar bitirilmeye çalışılacağı, öngörülemeyen bir gecikme yaşanması halinde ise projelerin tamamlanması için gerekli tüm yasal çalışmaların yapıldığı açıklandı. Toplantının ardından, arkeolog, yayıncı ve yazar Nezih Başgelen’in rehberliğinde Galata Mevlevihanesi Müzesi, Beyazıt Yangın Kulesi ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesi’ndeki çalışmalar basın mensuplarına gösterildi. Beyazıt Yangın Kulesi ‘Jeppe’ (Polonya) festivalde sahnelenecek oyunlar arasında. nler Mesle Kültür Servisi Çevirme William Burroughs’nun lanan Yayıncılık’tan yayım abıyla ilgili başlatılan “Yumuşak Makine” adlı kit afından yapılan basın ir tar soruşturmayı kınadı. Çevb uriyet Başsavcılığı’nın, sında, İstanbul Cumh açıklama Süha Sel Yayıncılık ve çevirmen i kitabın içeriğinden dolayı ini bildirdiğ sevk edeceğ Sertabiboğlu’nu mahkemeye ifadelere yer verildi: ak, özetle şu anımsatılar olan bölümlerinde derslere konu ı “Üniversitelerin edebiyat dolay kazandırdıklarından bir yazarın eserini Türkçeye oğlu ve Sel Yayıncılık rtabib a meslektaşımız Süha Se zihniyeti kınıyoruz. Yasam yhinde soruşturma başlatan inden bu ayıbın ortadan ale organından ve adalet sistem ediyoruz.” kaldırılmasını talep ama Çevbir’den kınBirliği (Çevbir), Sel k Festivale görkemli kapanış ADANA (Cumhuriyet Bürosu) 13. Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali, Hollandalı Close Act grubunun, dans, müzik, ışık ve ateş gösterileri eşliğinde yaptıkları sokak tiyatrosu olan “Malaya” ile son buldu. Festivalin kapanış etkinliğinde konuşan Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü N. Fırat Demirağ, “60 bin izleyiciye ulaşan festival, kendi rekorunu kırmanın guruyla kapanıyor. ‘Roman Kahramanları’nın 6. sayısı çıktı Kültür Servisi Üç aylık edebiyat dergisi “Roman Kahramanları”nın 6. sayısı, raflardaki yerini aldı. Dergi “Türkiye’de ve dünyada, romana kaynaklık edecek insanlık trajedilerinin kalmadığı fikrine katılıyor musunuz?” sorusunu masaya yatırıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle