23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı, uzun tutukluluk sürelerinin haksızlıklara sebep olduğunu söyledi POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 Gül: Yakışmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ceza Muhakemesi Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle gerçekleşen tahliyelerle ilgili tartışmaya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de katıldı. Gül, Türkiye’de tutukluların sayısının hükümlülerden çok olduğunu, bunun Türkiye’ye yakışmadığını belirterek “Ayrıca tutukluluk sürelerinin uzaması, bunlar çok büyük haksızlıklara sebep olabiliyor. Bütün bunların giderilebilmesi için köklü bir şekilde ve sürekli bir şekilde, herkesin elbirliğiyle yargı reformuna katkı vermesi gerekiyor” dedi. Şahin ise “tahliyelerle ilgili tepkileri doğal karşıladığını” Kendilerine Demokrat Medya... Türkiye’yi AKP iktidarı mı yönetiyor yoksa bir tarikat şeyhinin müritleri mi? Son günlerde işi iyice azıtan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tümünü hedef tahtası haline getiren tarikat, “demokrasi ve özgürlük” maskesiyle medyaya çekidüzen veriyor. 12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından Türkiye’de medyaya çekidüzen verileceğini, muhalif kalemlerin yola getirilmezse işlerine son verileceğini, böylece bir değişim gerçekleşeceğini köşelerinde açık seçik yazıyorlar. Dağıtım şirketlerinin verilerine göre tezgâhta 20 bin satan, ancak 800 bin satışı olduğu açıklanan tarikatçı gazetelerin okunmadığı bir gerçek. Halk bu gazeteleri okumuyor... Türkiye’de medya değişecek, değişime uğrayacak, muhalif kalemler işten atılacak... Listelerin çoktan hazırlandığını, pek çok yazarın işten çıkarıldığını ya da istifaya zorlandığını bilmeyen yok. Eli kanlı, 185 insanı öldüren Hizbullah militanları aramızda dolaşırken, tarikat şeyhlerinin müritleri nedense tek satır yazmıyorlar ama medyada değişimi, yani “muhalif yazarların infazını” gerçekleştirmek için kolları sıvıyorlar. Biat kültürünün egemen olduğu toplumlarda “askeri vesayete” karşı çıkılıyor ama, “tarikat şeyhinin vesayetine” destek veriliyor. Peki, “sivil vesayete” karşı çıkıp demokratik mücadele verirler mi? Vermezler, veremezler... 28 Şubat sürecinde de medyaya çekidüzen verildi, kimi arkadaşlarımız patronları tarafından işten atıldı. Çünkü onlar her darbede ne yapacaklarını çok iyi bilirler, durumdan vazife çıkarırlar. O dönemde tarikat şeyhi, ABD güdümünde yapılan 28 Şubat postmodern darbe karşısında susmakla kalmayıp Orgeneral Çevik Bir’e okullarının anahtarlarını teslim etmek istemedi mi? Anlı şanlı darbeci Atatürkçü(!) Kenan Evren dönemine döneyim... 12 Eylül sürecinde tarikat şeyhi ve müritleri, Mehmet Kutlular’ı harcayıp darbecilerle anlaşmışlardı... Bu olayı en iyi Yeni Asya grubunun lideri Mehmet Kutlular bilir ama nedense hiç konuşmuyor. ABD emperyalizminin Türkiye’deki kolunu oluşturan, CIA ajanlarıyla işbirliği yapan tarikat şeyhinin yol haritasının nerelere değin ulaştığını herkes biliyor. Gazetelerine gelince... Muhteremlerin gazeteleri tezgâhta satmıyor öteki yandaş gazeteler gibi... Satılmıyor da dağıtım şirketlerinde gazeteleri 100 binle 800 bin arasında satılmış gösterilip; konutlara, işyerlerine, otellere parasız dağıtılıyor. Medyayı hizaya getirmek için çırpınan müritler, sanki Türkiye’yi yönetiyor. Bunları her akşam televizyon ekranlarında seyrediyoruz. Hepsi demokrat, hepsi özgürlükçü, mangalda kül bırakmıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen solcuları, demokratları, sosyalistleri, devrimcileri ise yaftalıyorlar: “Darbeciler, askerciler.” 28 Şubat’a da 27 Nisan emuhtırasına da karşı çıkanları bile yaftalamaktan çekinmeyen bu kişiler, şimdilerde “2011 seçimlerinden sonra medyada değişim olacak” diyerek medyanın muhalif kalemlerine gözdağı veriyorlar. Hem 28 Şubat, hem de 27 Nisan emuhtırası ABD güdümlüydü ve AKP’ye bir tür destekti... Bunları kaç kez yazdım, okurlar bilir... O zaman da yazdım, şimdi de yazıyorum... Muhtırayı verenlere, postmodern darbeyi yapanlara bugün neden dokunulmuyor, bunu açıklayabilirler mi? Medyada kaç muhalif gazeteci kaldı? Sayıları çok az! Tarikat şeyhinin müritleri, ABD’den aldığı buyruğu yerine getiriyor, emperyalizmin ağabasının önündeki dikenli telleri kaldırmak için bir tür tetikçilik yapıyor. 1980 faşist darbesinden sonra, 1982 Anayasası’na “evet” oyu vermek için kolları sıvayan bu tarikatçıların öyküsünü yazılarımda, kitaplarımda görürsünüz, anlatmama gerek yok. Benim anlamadığım “Ben dindarım ama demokratım” diyen kesimin “medya infazını” dillendirenlere karşı seslerini çıkarmamaları; sözde liberallerin ise “medyada değişim şart” deyip onlara destek çıkmaları. Bunlar mı demokrat ve özgürlükçü! Haydi canım sen de! ‘Jaguar konusuna karışmayız’ Cumhurbaşkanı Gül, Bilkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alper Yasin Altıner’in “Çankaya Sofrası”na Jaguar marka arabasıyla gelmesiyle ilgili tartışmalar konusunda “(Öğrencilerin) seçtikleri kişinin Jaguar’ı olur veya hiçbir şeyi olmaz bu bizim karışabileceğimiz bir şey değil” dedi. Öğrencilerin görüşmede dile getirdiği konuları muhataplarına ilettiğini anlatan Gül, “Önümüzdeki günlerde de yine şikâyetlerle ilgili bazı muhataplar var, onlarla konuşacağım” dedi. lü bir şekilde ve sürekli bir şekilde, herkesin elbirliğiyle yargı reformuna katkı vermesi gerekiyor.” Yemen’le vizeler kalkıyor Yemen’deki temasları sırasında da açıklamalar yapan Gül, “Yargıda koridorlar dosya yüklü, eski binalar neredeyse çökecek. Sorun hepimizin sorunu, Adalet Bakanı’nın da Yargıtay’ın da sorumlu davranması gerekir” diye konuştu. Gül’ün ziyareti sırasında yapılan görüşmelerde iki ülke arasındaki vizelerin kaldırılması konusunda görüş birliği sağlandığı belirtildi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Parlamento Muhabirleri Derneği’ni ziyaret eden TBMM Başkanı Şahin de gazetecilerin tahliyelerle ilgili sorularını yanıtladı. Şahin, milletin özellikle yargı ve adalet konusunda mazerete tahammülü olmadığını, bunu kimseyi suçlamak için söylemediğini vurgulayarak “Bu alanla ilgili kimler sorumluysa birlikte hareket etmeli ve tahliyeler sebebiyle kamuda meydana gelen bu tepkileri bir an önce dindirerek gerekli tedbirleri almalıdır” dedi. Son tahliyelerin ardından oluşan rahatsızlığı doğal karşıladığını belirten Şahin, “Ben rahatsızım ama birtakım yasal düzenlemeler yapılabilir diye düşünülüyor, bu yasal düzenlemeleri yapmak bu sorunu hemen çözmez” dedi. ve “kendisinin de rahatsızlık duyduğunu” söyledi. Gül, Yemen’e hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda yaptığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Ceza Muhakemesi Yasası’nın tutukluluk süresiyle ilgili 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından yaşanan tartışmaları anımsatması ve “Tutukluluk sürelerini ve yargı ile hükümet arasındaki bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Gül, “Türkiye’de yargı reformu köklü bir ihtiyaçtır ve bunu başından beri söylüyorum, buna herkes de katılıyor” dedi. ‘Herkes katkı vermeli’ Yargı reformunun gecikmesinin haksızlıkları da berabe rinde getirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti: “Türkiye’de tutukluların sayısının hükümlülerden çok olduğunu biz konuşmalarımızda da söylüyoruz. Böyle bir şey Türkiye’ye yakışmayan bir şey. Ayrıca tutukluluk sürelerinin uzaması, bunlar çok büyük haksızlıklara sebep olabiliyor. Bütün bunların giderilebilmesi için kök KCK DAVASI SÜRÜYOR DTK ve BDP’den destek çağrısı KCK Türkiye Meclisi davasının 13 Ocak’taki oturumunu izlemek üzere demokrat kesimlere ve aydınlara çağrıda bulunan Tuğluk, aynı gün DTK tarafından yapılacak mitinge de katılım çağrısı yaptı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticileri bir araya gelerek KCK Türkiye Meclisi davasının 13 Ocak’taki oturumuna tüm demokrat kesimin katılması çağrısı yaptı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da katıldığı Sümerpark Resepsiyon Salonu’ndaki toplantıda, ortak açıklamayı Aysel Tuğluk okudu. Yurt genelinde 2 binin üzerinde arkadaşlarının tutuklu olduğunu belirten Tuğluk, KCK davasının Türkiye’deki tüm demokrat, emekçi kesimlerini büyük bir baskı cenderesi altına almak amacıyla oluşturulduğunu savundu. Yargılanan arkadaşlarının anadilleriyle savunma yapmak istedikleri için konuşturulmadığını savunan Tuğluk, Kürtçe ifadelerinin tutanaklara “bilinmeyen bir dil” olarak geçirildiğini anımsattı. (Fotoğraf: AA) Erdoğan’a İslam Dünyası ödülü Kuveyt’te bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, Şeyh Fahad elAhmed Uluslararası Hayır İşleri Ödülü Kurulu’nca kendisine verilen İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülü’nü, Mariott Oteli’nde düzenlenen törenle aldı. Erdoğan konuşmasında İsrail’in Filistinlileri insanlık dışı yöntemlerle katlettiğini, Akdeniz’de korsanlık yapıp 9 Türk’ü şehit ettiğini; çilek tarlalarında, okullarda, oyun parklarında, hastanelerde çocuk, kadın, yaşlı demeden acımasızca cana kıydığını belirterek “Biz bunu görmezden, duymazdan geleceğiz öyle mi? Herkes susabilir, herkes tepkisiz kalabilir ama emin olunuz biz susmayacağız. Hakkın değil gücün öne çıktığı, hukukun değil zorbalığın egemen olduğu bir düzene biz asla boyun eğemeyiz” dedi. ‘Çalışma yapılabilir’ “10 yıllık tutukluluk süreleri dolmuş ya da dolmaya yakın dosyalarla ilgili başka acil idari önlemler alınmasını” öneren Şahin, Yargıtay Başkanlığı ve Başkanlar Kurulu’nun bir araya gelip dosyaların öne alınmasının mümkün olup olmadığı konusunda çalışma yapılabileceğini anlattı. CHP sözcüsü Tamaylıgil, Yargıtay’a yönelik eleştirilere tepki gösterdi ‘Hizbullah’a da özel mahkeme kursunlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri ve BATUM: Parti değil toplum Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, anayasası yapılmalı CMK tahliyelerinin ardından Yargıtay’a yüklenen iktidara da, “SiANKARA (Cumhuriyet livri’de özel bir mahkeme kurup Bürosu) CHP Anayasa ayrı bir dava götüren, çadır Komisyonu, bir basın mahkemesi kurarak hızlı yartoplantısı ile yeni anayasa gılama sağlayan iktidar, bugün çalışmaları hakkında bilgündemimizde var olan ve uzun gi verdi. Toplantıda koyıllardır süren domuz bağı fanuşan CHP Genel Başilleri için özel yargılama neden kan Yardımcısı Süheyl düşünmedi?” diye konuştu. Batum, toplumun her keMYK toplantısının ardından simini paydaş yapacağı soruları yanıtlayan Tamaylıgi, bir anayasa çalışması başlattıklarını beCMK 102. maddenin ardından lirterek seçimlerden sonra da ortaya çıyaşanan tahliyelerle birlikte Yarkan çalışmayı Meclis’te tüm partilerin gıtay’ın yapısının değiştirilmesiuzlaşmasıyla bir anayasa taslağı haline nin gündeme geldiğini ifade etti. getirmeyi amaçladıklarını söyledi. TuTamaylıgil, şunları söyledi: tukluluk süresinin uzun olması ve tah“Adalet Komisyonu’nda liyelere ilişkin sıkıntılar nedeniyle Tür2007 yılından bu yana bekleyen kiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olbir yasa var. Yargıtay daireleduğunu söyleyen Batum, “AKP’nin rini azaltacak bir teklif. Yaryaptığı gibi demokrasi, özgürlük ve örgıtay’ın işgücü sorgulanırken gütlenme sorununa çözüm üretmeyen Yargıtay’ın dairelerinin sayıbir parti anayasası değil toplumun anasının azaltılması kararlılığı var. yasasını yapmak istiyoruz” dedi. Yargıtay’ı zayıflatmak isteyen iktidarın bakışını ortaya koyuyor. Bugün istinaf mahkegulamaları ile ortaya koyduğu yasama melerinin hayata geçmesi söz konusu süreci ile sınıfta kalmıştır.” iken Yargıtay dairelerini arttırma ça 34 il başkanı istifa etti bası var. HSYK’nin yapısı değiştirilTamaylıgil, milletvekili adayı olacak 34 di. AKP kendi yargısını oluşturmak üzere bir değişim süreci ortaya koyu il başkanının istifa ettiğini söyledi. CHP yor. 2007’de neden azaltılıyor, bu seçim çalışmalarına ise 1 Şubat itibarıygün neden çoğaltılıyor. Dosyaların la hız verecek. Bu tarihe kadar istifa süuzaması ve görüşmelerin uzamasından recinin işleyeceği öğrenildi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dolayı yüksek yargıyı suçlayan anlayış var. Silivri’de özel bir mahkeme ku “Ucuz hafiyelikle” suçlayan İçişleri Barup, önemli bir dava var diye ayrı bir kanı Beşir Atalay’a yanıt veren Tamaydava götüren; çadır mahkemesi ku lıgil, “Önce Elazığ Belediyesi ile ilgili sürarak hızlı yargılama sağlayan iktidar, recin hesabını versin. Soruşturma ile isbugün gündemimizde var olan ve tekler İçişleri Bakanlığı’nda tutulduyuzun yıllar süren domuz bağı failleri sa bakan hangi devlet adamlığından için özel yargılama neden düşünmedi? bahsediyor. CHP’nin vicdan kantarı Bu konuda eksiklik varsa, AKP, uy doğruluk, dürüstlük, kul hakkı korku hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘Kirli propaganda’ Bunun ülkede infiale yol açtığını vurgulayan Tuğluk, “Kürt siyaseti, her bir yurttaşın dini, dili, kimliği ile hiçbir ayrımcılığa uğramadan, özgür ve eşitçe yaşayabileceği bir değişim ve dönüşüm sürecine odaklanmıştır. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Dolayısıyla bizleri töhmet altında tutmak maksadıyla dile getirilen bölücülük, ayrımcılık, ayrılıkçılık, etnik milliyetçilik gibi tüm söylemlerin kirli propaganda malzemesi olduğu gün gibi açıktır. Tutuklu arkadaşlarımızın, anadillerinde savunma yapma talepleri kabul edilerek serbest bırakılmaları gerekmektedir” dedi. Tuğluk, perşembe günü tüm aydınsanatçı ve demokrat kesimleri halkla birlikte Diyarbakır’da buluşmaya davet ederek aynı gün DTK tarafından yapılacak mitinge de katılım çağrısında bulundu. TEKİN: Bildiğimiz tek derin devlet AKP’ninki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Kemal Kılıçdaroğlu’nu derin devlet genel başkan yaptı” diyen AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’a “Bizim Türkiye’de bildiğimiz tek derin devlet, AKP’nin derin devletidir. Sizden başka derin devlet varsa çıkarın ortaya da derin mi, sığ mı neymiş görelim” karşılığını verdi. Tekin yaptığı yazılı açıklamada, “AKP ve yandaşlarının köşeye sıkıştıkça derin devletin ipine sarıldığını” vurgulayarak “Siz kendi derin devletinizi gizlemek için ne yaparsanız yapın, biz söz veriyoruz; halkın iktidarında AKP’nin derin devletini de kendisini derin devlet gibi yutturmaya kalkanları da karanlık köşelerinden çıkaracak ve hesap soracağız” ifadelerini kullandı. KamuSen üyesi memurlar, AKP’nin kamuda esnek çalışma yöntemini hayata geçirmeye çalıştığını savundu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Memurlar TBMM’de torbayı ‘çiğnedi’ Ankara (Cumhuriyet Bürosu)Türkiye KamuSen üyesi memurlar torba tasarıyı TBMM önünde düzenledikleri eylem ile protesto etti. TBMM’nin Dikmen Kapısı önünde toplanan memurlar “mısır, gemi, yumurta, memuru unutma; torbayı al başına geçir” sloganları ile AKP’yi protesto etti. Türkiye KamuSen Başkanı Bircan Akyıldız, kamu hizmeti anlayışı yerine, kâr odaklı politikalarla devletin “tüccarlaştırıldığını” vurguladı. Torba tasarının kamuda esnek çalışma usulünü yerleştirmeyi amaçlayan, memurlara verilecek cezaları arttıran, memurların isteği dışında başka kurumlara atanmasını kolaylaştıran bir özellik taşıdığını dile getiren Akyıldız, “Tasarı ile kariyer ve liyakat ilkesi yok sayılmakta, üst düzey yönetici atamalarında kadrolaşma, siyasi yandaşlık, denetimsiz bir kamu yönetimi, özel sektörsiyasi parti ilişkilerinin meşrulaşması ve hükümet memuru uygulaması esas alınmaktadır” dedi. AKP’nin devlet memurluğunu “yapboz tahtasına” çevirmesinin asla kabul edilemeyeceğini dile getiren Akyıldız, “AKP ne yaptığını bilmez bir halde kendisi çalıp kendisi oynamaya çalışmaktadır. Ama sazla söz uyuşmamaktadır. Hükümet kendisini beş yıldızlı otelin açık büfesinde zannetmiş olacak ki torba kanuna istediği maddeyi eklemekte, istediğini çıkarmakta, eklediklerini tekrar çıkarmaktadır. Kısaca AKP torba yasada çuvallamıştır” diye konuştu. Akyıldız, torba tasarı ile, “memurların başına çuval geçirilmek istendiğini” belirterek “Bu çuvalı, memuru yok etmek isteyenlerin, memuru sevmeyenlerin başına geçirmek de, bizim boynumuzun borcudur” dedi. Daha sonra memurlar ellerindeki çuvalları yere atarak “Bize değil size yakışır” sloganları arasında çiğnedi. ‘DTK sivil siyaseti esas alan herkese açıktır’ Daha sonra gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan BDP Genel Başkanı Demirtaş, hükümet yetkililerinin davayı izlemesini istedi ve “Buradaki hukuk garabetini görmeliler” dedi. Gazetecilerin “Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın Hizbullah tarafından birisinin DTK’ye üye olmasını istemesini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna cevap veren DTK Başkanı Ahmet Türk ise “DTK sivil siyaseti esas alan ve halkın siyasal statüsünü önemseyen herkese açıktır” dedi. sundan oluşur. Bu kantar ne AKP’yi ne onun uygulamalarını, ne İçişleri Bakanı’nın tercihlerini tartar” dedi. AKP’li Avni Doğan’ın “Kılıçdaroğlu’nu derin devlet Genel Başkan yaptı” sözlerine de yanıt veren Tamaylıgil, “Bu aralar AKP’liler sürekli dizi izliyor. Kurtlar Vadisi’ni de çok izliyor” dedi. ‘Hitler’i hatırlattı’ Kars’ta “İnsanlık Anıtı”nın “ucube” olarak değerlendirilmesine de değinen Tamaylıgil, “Tükürürüm bu sanata düşüncesinin devamı olan düşünceyi yadırgamıyoruz. Yasakçı zihniyetle bakmanın ne derece abes olduğunun altı çizilmeli. Hitler’in kitapları yaktığı günlerin hatırlatıcısı” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle