23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CUMHURİYET 27 KASIM 2010 CUMARTESİ AÇI MÜMTAZ SOYSAL Yeni CHP ve Öneriler... Yeni CHP olgusu ve vurgusu yanlış değildir. Yeni CHP vardır ve Anadolu’ya yayılmaktadır. Devrimci CHP, Cumhuriyetin en zor döneminde başını kaldırdı, ilerliyor. Bu yeni bir anlayıştır, bu yeni bir CHP’dir. Bu Kuvayı Milliye ruhundan güç alan devrimci CHP’dir. ONUNCU KÖY BEKİR COŞKUN Tuhaf Bir Mazoşizm SON günlerin “açığa alma” olayı, bütün ayrıntıları ve girdisi çıktısıyla bu gazetenin Ankara haber ekibince sütunlara döküldü. Birazcık hukuk bilgisi ve insaf duygusu olan herkes o konuda olup bitenlerin düşündürücü yönleri bakımından yeterli bilgi edinmiş olmalıdır. Ama, olayın kendisinden de daha şaşırtıcı olan, bu olay vesilesiyle askeri yüksek yargı içinde anayasayla belirlenmiş kurumlardan biri olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne ilişkin olarak medyanın bir kesiminde söylenen ve yazılanlardır. Asıl hüzün ve utanç verici olan o.. Hele o kesimin içinde koskoca unvanlı akademisyenlerin, ünlü yazarların, sözde aydınların ve hattâ hukukçuların bulunduğu düşünülürse. Onların Askerî Yargıtay’ı da içine alan küçümseyici ve aşağılayıcı anlatımları, özellikle o medya kesimindeki bilgisizliği, terbiyesizliği ve askere eziyet etme konusunda mazoşizme varan ruh sağlıksızlığını yansıttığı için ilginç. eymiş, askerî yüksek yargı emir ve komuta zinciri içinde olup bağımsız hüküm veremezmiş. Büyük olasılıkla, Batı dünyasıyla pek sıkı fıkı olan bazı medya çevrelerindeki hazretlerin bir bölümü, oralardaki burnu havada hukukçuların bir söyleminden esinlenerek öyle konuşuyor olabilirler. Askerî yargıdan laf açıldıkça, “Bir senfoni orkestrası yanında askerî bando neyse, sivil yargı yanında askerî yargı da odur” sözü o Batılı hukuk çevrelerinin ağzından hiç düşmez. Aslına bakarsanız, Askerî Yargıtay başta olmak üzere Türkiye’deki yüksek askerî yargı, özellikle yakın geçmişteki tutumuyla, böyle bir sözün gerçek dışılığını açıkça ortaya koymuş sayılır. Avukat dünyası daha da iyi bilir ki, yüksek askerî yargı hak ve hakkaniyet duygusuyla, ödev anlayışı ve titizliğiyle çoktan kendisine seçkin bir yer edinmiş durumdadır. Orada alınan kararların nesnelliği, gerekçelerin ayrıntılı ve düzgün yazılışı, her işleme egemen olan özenli çalışma tutkusu hemen dikkati çeker. için böyledir? Bir kere o düzeye yükselen ve birçoğu albay ve hattâ bazısı general ya da amiral rütbesinde olan yargıçlar sivil yargıçların geçtiği bütün kademelerden geçtikleri gibi, onlar için adalet, emirlere uymak değil, hukukun özüne ve vicdanın sesine saygıyla boyun eğmek demektir. Askerlik mesleğinin ayrılmaz kavramı olan disiplin, böyle bir boyun eğişin disiplinidir onlar açısından. Çıkar ve dalkavukluk peşinde koşan kimi medyacıların kendi mesleklerine de leke sürercesine başkalarına çamur atmadan önce biraz daha haksever olmaları gerekmez miydi? Alev COŞKUN eni CHP başlığının kimi kesimlerde sıkıntı yarattığını bilerek kullanıyorum. Zaten CHP’nin referandum kampanyasında sergilediği olumlu durumu ve Sayın Genel Başkan’ın yeni politikalarını analiz etmek amacıyla “CHP’nin Yeni Çalışma Sistemi” başlığını taşıyan bir yazı yazmıştım. (13 Ekim 2010) Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP söylemi doğrudur. Karşınızda yeni bir yönetim vardır, yeni bir anlayış vardır, dolayısıyla, yeni bir CHP vardır. Bunu dile getirmekten neden çekiniliyor? Ecevit 1973 seçimlerine giderken halkla bütünleşen CHP’den söz etmiyor muydu? Evet, Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde yeni bir CHP vardır ve bunu açıkça dile getirmek doğrudur… Yeni Genel Başkan milletvekilleriyle toplantı yapıyor, önerilerini alıyor, CHP’de böyle toplantılar unutulmuştu. Milletvekilleriyle kurulan diyalog her salı günü yapılan Meclis Grubu toplantılarında Genel Başkan’ın yaptığı sunuş konuşması ve sonrasında Grubun dağılması biçimde yürütülüyordu. Bu, bir diyalog değil monologdu. İl başkanlarının katıldığı küçük kurultay, belediye başkanlarının katıldığı yerel yönetimler toplantılarına hasret kalınmıştı. Ama böylesi toplantıları AKP 2002 yılından beri düzenli olarak yapmaktaydı. İşte yeni Genel Başkan’ın açılımında bu önemli toplantılar yapılıyorsa, Genel Başkan Türkiye’nin her bir yanına gidiyorsa, referandumda 71 ilde miting yapılıyorsa, yeni bir CHP vardır. CHP kendi niteliklerine dönmüştür. Aslında kendi çalışma yöntemlerine, halkçı niteliklerine, özlenen çalışma düzenine dönmüştür. Bu durum özellikle son 10 yıldır özlenen bir anlayıştır, onun için ‘Yeni CHP’ demekten korkmayalım, yüksünmeyelim. Y N Kılıçdaroğlu kamuoyu önünde tartışmasız gücünü yineleyip güven tazelemeli ve partinin önü 2011 Haziran seçimleri için açılmalıdır. 3. Yeni tüzükteki demokrasi ile bağdaşmayan hükümlerin tümünün değiştirileceği açıkça bir kez daha kamuoyuna duyurulmalıdır. 4. Önümüzdeki genel seçimde olanakların el verdiği ölçüde birçok ilde bütün üyelerin katılacağı, geniş katılımlı ön seçimlerin yapılacağı kamuoyuna duyurulmalıdır. 5. İl ve ilçelerin partiye yeni üye yazılımlarına hız vermeleri gerektiğine ilişkin yapılan açıklamalar çok yerindedir ve kararlılıkla sürdürülmelidir. 6. Parti üyelerinin kredi kartlarından kesilmek üzere partiye ödeyecekleri aidat konusu heyecan vericidir. Pratik esaslara bağlanarak sözde kalmadan acele uygulamaya geçilmelidir. Bu yeni model, üyelerle partinin bağını güçlendirecek ve hiç de küçümsenmeyecek derecede maddi olanak yaratacaktır. Bu uygulama parti ile tabandaki üyeler arasındaki katılımı ve manevi bağı sağlayacaktır. 7. Her ilçede muhakkak gençlik ve kadın kolu faal olarak çalışır hale getirilmelidir. Kadın ve gençlik kolları olmayan ve çalışmayan il ve ilçe örgütlerinin, koşulsuz olarak görevden alınacakları bir genelge ile bildirilmeli ve kamuoyuna açıklanmalıdır. 8. Seçim sandıkta kazanılır bütün Türkiye’de ilçeler seçim örgütlenmesine hemen başlamalıdırlar. Her ilçede, mahalle bazında seçim konusunda eğitilmiş bilinçli ve “sadık” bir yapılanma yaratılmalıdır. boyutlara yükseliyor. AKP türban gibi, sıfır sorunlu dış politika gibi soyut ve parlak sözlerle bu ekonomik durumu halkın gözünden kaçırıyor. CHP işte bunların üzerine eğilmeli halka cesur açıklamalar yapmalıdır. CHP, sol bir parti olarak her zaman toplumsal konulara eğildiğini göstermelidir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik, tarım kesiminin zor durumu, hukuk düzenindeki çarpıklık, gençlerin ve kadınların sosyal ve işsizlik sorunları üzerine önemle eğilmelidir. CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasına, seçim barajının düşürülmesine, yolsuzluklara, hırsızlık ve soygunlara yoğunlaşmalıdır. Kabile... Zaman zaman olduğu gibi önceki gün de “Amazonlarda yeni bir kabile bulundu...” haberi çıktı gazetelerde. Bu olmayacak bir şey değil, bizimkiler de tepeyi aşınca dünyadan habersiz bir topluluk keşfettiler. Araştırma ekibinin başı seslendi: “Hey...” Dünya ile ilgisi olmayanlardan birisi yanıtladı: “Evet, ne var?..” Ekip başı: “Siz kimsiniz?..” “Kim olduğumuzu bilsek size ne gerek var?.. Kendi kendimizi bulurduk, bulabilsek... Siz bulacağınıza göre demek ki kim bilir kim?..” “İsminiz?..” “Osman...” “Osman kardeşim, bak biz geldik ki sizi bulalım... Şimdi siz bulunmaya hazır olun... Artık dünya görmemiş kabile olmaktan çıkıyorsunuz... Her şeyiniz olacak, başta hukuk devleti oluyorsunuz...” “Nasıl bir şey?..” “Ne?..” “Hukuk devletini...” “Hah gördünüz mü işte, demek ki siz bilinmeyen bir kabileydiniz... Dışarıdaki dünyada hukuk devleti gibi bir şey var...” “………..?” “Hiç mi gazete okumazsınız?..” “O da ne?...” “Kâğıttan olur... Peki dergi, kitap mitap?..” “………..?” “Peki siz ne yaparsınız, neyle geçinirsiniz, ne yersiniz, ne içersiniz?..” “Büyücü bize nohut, makarna, kömür verir... Alırız idare ederiz... Biz de bunun karşılığında artık o ne derse...” “Demokrasiyi de mi hiç duymadınız?..” “O ne?..” “Demokrasi...” “Valla beyim o ilki ‘De...’ dediklerinde ne diyorlarsa deriz... Bakarız ikinci hece iş ‘mok’ oldu, üçüncü ‘ra’nın peşine ‘peh…’in ‘p’sini getirip rap rap gideriz... Yine de olmadı ‘si...’nin arkasına her şeyi sıralarız arkadaş...” Araştırma ekibinin başkanı arkadaşlarına dönerek: “Gidelim arkadaşlar, ben böyle gün yüzü görmemiş, dünyadan habersiz bir kabile görmedim...” bcoskun@cumhuriyet.com.tr Güneydoğu ve KİT’ler Kürt sorunu olarak tanımlanan sorunun içinde “aidiyet” konusu kuşkusuz vardır, ancak temelinde ekonomi yatmaktadır. Kürt asıllı vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu ayrılıkçı görüşleri benimsemiyorlar. Asıl konu ekonomiktir. Güneydoğuda iş imkânları çok zayıftır. CHP bölgeler arası çarpıklığı gelir dağılımındaki dengesizliği, bölgedeki feodal yapıyı açıkça ve korkusuzca ortaya koymalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da işsizliğin azalması ekonomik gelişmenin gerçekleşmesi için devletin ekonomik yatırıma girmesi kesin zorunluluktur. CHP kamu ekonomisine önem verdiğini korkmadan belirtmelidir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ni yeniden kuracağını, o bölgede Süt Endüstrisi Kurumu’nu, Et Sanayi Kurumu’nu, yeniden açacağını, devlet eliyle emek yoğun fabrikalar kuracağını açıkça ortaya koymalıdır. Bunlar ekonomik bir paket olarak, Güneydoğu Paketi olarak açıklanmalıdır. CHP o bölgede ve bütün Türkiye de oylarını ancak böyle yükseltir, yapay sol “ittifaklarla” birleşmelerle değil… Kimi liberal döneklerin önerdiği gibi CHP, AKP’nin yörüngesine girerse, o zaman hiçbir şansı olamaz. Öneriler Kamuoyuna dönük çalışmalara gelince: CHP, özellikle ekonomi ile ilgili programını kısa sürede kamuoyunun bilgisine sunmak zorundadır. Benzetme yapacak olursak, Ecevit’in 1973 seçimlerinde kamuoyuna sunduğu AK GÜNLER BİLDİRGESİ gibi… Genel Başkan Kılıçdaroğlu, özellikle ekonomik konular, işsizlik, aş ve iş olanakları üzerinde duruyor. İşte Türkiye’nin temel konusu budur. CHP dolduruş ve tuzaklara gelmeden sadece bu konular üzerindeki açıklamalarını sürdürmelidir. AKP iktidarının söylemlerinin tersine Türk ekonomisi, zor durumdadır. Türkiye bugün yüksek faiz getirisi nedeniyle bütün dünyadaki sıcak paranın çekim merkezindedir. Sıcak para gelmezse Türk ekonomisi çöker, oysa sıcak para Türk halkının ve emekçinin yarattığı artı değeri alıp götürüyor. Türkiye sıcak paranın cenneti oldu. Bu durum açıkça kamuoyuna bıkmadan usanmadan duyurulmalıdır. Baskı altında tutulan döviz kurları ve yüksek değerli TL Türk sanayicisini ve ihracatçıyı zor durumda bırakıyor. İhracat azalıyor, ithalat büyüyor. Cari açık çok büyük Devrimci Parti CHP devrimcidir. Ekonomik önlemlerde de devrimci olmak zorundadır. İşte o zaman oylarını yükseltebilir. CHP Cumhuriyet ilkelerini içselleştirmiş en samimi partidir. Bu ilkelerden ödün vermesi düşünülemez. Zaten böyle bir durum olsa kendi tabanının güvenini yitirir. Bu nedenle, Sayın Genel Başkan’ın “Kuvayı Milliye” vurgusu tam zamanında ve yerinde olmuştur. Bir kez daha yineliyoruz Yeni CHP olgusu ve vurgusu yanlış değildir. Yeni CHP vardır ve Anadolu’ya yayılmaktadır. Devrimci CHP, Cumhuriyetin en zor döneminde başını kaldırdı, ilerliyor. Bu yeni bir anlayıştır, bu yeni bir CHP’dir. Bu Kuvayı Milliye ruhundan güç alan devrimci CHP’dir. Böylesi zor bir dönemde halka inen, halkla iletişim kuran ve çok çalışan genel başkana herkes yardımcı olmak zorundadır. CHP yavaş yavaş halkla arasındaki duvarları yıkmaya başlamıştır. Eksen Kayması Yeni CHP denildiği için CHP’nin eksen kayması yaptığını düşünmek en azından “insafsızlık”tır. Zaten bu konudaki duyarlılığı çok iyi kavrayan Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu son Güneydoğu gezisinde CHP’nin “Kuvayı Milliye köklerini” anımsattı. Bu ilkelerden asla ödün verilmeyeceğini söyledi böylelikle bu gereksiz tartışma bitmiş olmalıdır. CHP önüne bakmalıdır. Gereksiz soyut tartışmalardan kaçmalıdır. Temel hedef 2011 Haziran seçimleri ve ekonomik sorunlar olmalıdır. Ancak elli yıllık CHP’li olarak burada kimi önerilerimi kısaca belirtmek istiyorum: 1. Kurultaydan kaçınılamayacağı anlaşılıyor. En kısa sürede yapılıp bitirilmelidir. 2. Kurultayda genel başkanlık dahil yeniden parti meclisi seçimi yapılmalı, Sayın N mumtazsoysal@gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle