21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EK M 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Emir Kusturica Din Değiştirmeseydi... Biliyorum, artık herkese gına geldi bu tartışmadan ama söylemeden geçemeyeceğim... Bana öyle geliyor ki Emir Kusturica bir süre önce din değiştirmiş olmasaydı başına bütün bunlar gelmezdi... Müslümandı, Hıristiyan Ortodoks oldu. Öyleyse, katli vaciptir diye ferman çıkarmadığımıza şükretsin diyenleri duyar gibiyim. Geçen pazar Emir Kusturica ya tepkiler ve ikiyüzlülüğümüz konusunda yazdığım yazı 10 Ekim Cumhuriyet Antalya da birçok insanın, alışılmış deyişle hislerine tercüman oldu . Ancak o yazı yayımlandığında henüz sanatçı Antalya dan ayrılmamış ve kimi medyamız ve kahraman silahşorlarımız özür dilerim köşe yazarlarımız henüz , Oh defoldu gitti, pes etti gitti, yaşasın kaçırdık! yazıları döşenmemişlerdi! İşte bütün o yaşasın kaçırdık tepkilerinden sonra bu olay üzerine birkaç söz daha söyleme gereğini duydum. Şimdi o köşe yazarlarına sesleniyorum: Beyler, Emir Kusturica Antalya dan niye ayrıldı, niye kalamadı, jüri görevi dışında, gençlerle sürdüreceği sinema seminer ve çalıştaylarını niye gerçekleştiremedi biliyor musunuz? Söylemediği bir söz için, tartışmaya yol açtığı için, düşünceleri ya da ifade biçimi beğenilmediği için falan değil... Ölümle tehdit edildiği için! Hedef gösterildiği için! Irkçı, dinci saldırılara maruz kaldığı için! 50 korumayla dolaşmak zorunda kaldığı için! Korunmasaydı belki de öldürüleceği için! Ve... Ve... Söylemeye utanıyorum ama zaten biliyorsunuz... Ve bütün bunlar, ülkenin, adına Kültür Bakanı da dediğimiz bir bakanının onayıyla desteğiyle göz yummasıyla kışkırtmasıyla körüklemesiyle oldu. Hangi sözcüğü seçeceğinize siz karar verin. Gazeteciler kulaktan dolma, internetten işlerine geleni araklayarak, farklı görüş almadan yazabilir. Sevgili Abdi İpekçi yi öyle çok anıyorum ki! Ama bir Kültür Bakanı! Kusturica, Ben Bosnalı kadınlara, tecavüze ilişkin tek laf söylemedim diyor, bunu ima eden Fransız televizyonu sanatçıdan özür dileyip, özür yayınlıyor, ama hayır bizim Bakan ı kesmiyor, illaki Altın Portakal ı protesto edecek! Bravo, alkışlar! Bizim Kültür Bakanı, Cumhuriyet gazetesi görüyor mu acaba: Mehmet Basutçu, ülkesine giremeyen, şu anda Antalya da bulunan İranlı film yönetmenini, Turgay Fişekçi, hükümetin bağrına bastığı Darfur Kasabı diye bilinen Sudan Cumhurbaşkanı nı anımsatıyordu... Kültür Bakanı bir zahmet o konuda da görüş bildirse... Sevgili Okurlar, Benim derdim, Emir Kusturica ya da Kültür Bakanı nın tavrı değil... Dünyaya rezil oluyoruz hiç değil... Antalya da CHP li Belediye nin başarılı işlerini sabote etmek için sürdürülen kampanya ve saldırıları geri püskürtmek de benim değil Antalyalıların işi... Antalya yı uluslararası film platosuna dönüştürme, sinema endüstrisinin merkezi yapma çabaları sürerken, bu ne dumandır a gelince, inanıyorum bir gün bunlar gerçekleşecek... Benim derdim, gün geçtikçe daha ırkçı, daha dinci, daha çok şiddet üreten bir toplum olmamız! Benim derdim her geçen gün gazetelerin daha ırkçı söyleme sarılması. Benim derdim kimin kaleminden daha çok kan damlarsa, kimin ekranında daha çok kin nefret, öfke yayılırsa, onun daha çok prim yapması! Artık karar verelim. Bu ırkçılığa, bu dinciliğe, bu şiddet eylem ve şiddet diline izin verecek miyiz? Hırant Dink i öldürdük, Orhan Pamuk a hayatı zindan ettik, Emir Kusturica yı Sinema Festivali nden kovduk... Sırada ne var? Sevgili okurlar, söz, size yarından başlayarak Altın Portakal da yaşanan olağanüstü güzelliklerden, çalışmalardan, kucaklaşmalardan söz edeceğim... NOT Bu arada, aslan Mine iyi ki bize geldin diyorum ve gözüm yolda iki meslaktaşı daha bekliyorum! [email protected] Kültür Servisi Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği ni sürdüren tiyatro, si nema ve seslendirme sanatçısı Müşfik Kenter in 63. sanat yılı önceki akşam Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi nde kutlandı. Yunus Emre Sahnesi nin Müşfik Kenter Sahnesi olarak değişti rildiği geceye Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Kadriye Kenter, Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen, Haldun Dormen, Gencay Gürün, Cüneyt Türel, Yasemin Yalçın, İlyas İlbey, Zih ni Göktay, Ragıp Savaş, Üstün Asutay, Tilbe Sa ran, Tarık Akan, Hakan Altuner, Yaşar Kemal, Mehmet Birkiye, Murat Karasu, Melih Kangül, Kemal Başar, Oktay Koruner, Bakırköy Asker lik Şube Komutanı Per. Alb. İhsan Bursalı, Ba kırköy Cumhuriyet Baş savcısı Mustafa Adagül de katıldı. Erzen, Hocam 63. sa nat yılını kutluyorum. Çok şanslı bir insanım ki altı yıldır seninle ça lışıyoruz. Müşfik Kenter tiyatro biterse yaşam da biter diyor, çok doğru. Keşke ben de konserva tuvarda okusaydım da senin öğrencin olsaydım. Belki bana da bir rol verirsiniz hocam, ama be lediye başkanı rolü olmasın dedi. Müşfik Kenter in sesinden Orhan Veli şiiriyle baş layan gece, Elşad Bagirov yönetimindeki Bakırköy Belediyesi Klasik Müzik Oda Orkestrası nın mini konseriyle devam etti. Etkinlikte Kenter in ailesi ve öğrencileri birer konuşma yaptı. Konuşma yapan her kesin ortak cümlesi ise Müşfik Kenter in öğrenci lerine söylediği söz: Sahnede insan olun, yara tık olmayın. Önce iyi insan olun, sonra iyi oyun cu olursunuz oldu. Duygusal anların yaşandığı ge cede Müşfik Kenter, İnsan işini severse daha iyi yapar, ben mesleğimi çok sevdiğim için hep çok çalıştım dedi. Antalya Altın Portakal Film Festivali nde oldu ğu için etkinliğe katılamayan Yıldız Kenter gön derdiği mesajda: Müşfik le birbirimize baktığı mız zaman küçük bir göz, omuz hareketiyle bi le ne demek istediğimizi anlarız. Biz onunla sah nede tek kişi olabilmenin mutluluğunu yaşadık, Müşfik le oynamak benim için hep keyifli ol muştur dedi. Gecede konuşma yapan Haldun Dormen, Müşfik Kenter i dünyanın en büyük oyuncusu olarak ta nımladı. Dormen, Müşfik i yaklaşık elli yıldır ta nıyorum, sarmaş dolaş dost olmadık ama hep dost kaldık, bilirim beni çok sever, Kenter Ti yatrosu kapandığı yıl larda altı yıl Dormen Tiyatrosu nda birlik te çalıştık, çok keyif liydi dedi. Gencay Gürün ko nuşmasında, Onu ilk Beyoğlu nda bir ka fede gördüm, içeri gir diğinde kızlar yerin den hopladı, çok yakı şıklıydı, h l da öyle. Sonra tiyatroda gördüğüm her oyunda iyi değildi, olağanüstüydü. Benim için görülmemiş bir aktör. Yurtdışında onun oyna dığı bütün oyunları seyretme fırsatı buldum ve Müşfik hepsinden daha iyi bir oyuncu dedi. Cüneyt Türel, Öğrencin olamadım ama sen be nim elli bir yıldır hocamsın dediği Kenter için şun ları söyledi: Şehir Tiyatroları na konuk olarak geldin, ben senin yönetmenindim ama ben yö netmenliği de senden öğrendim. Öğrencilik yıl larımda ara sıra bizi seyretmeye gelirdi, herkes korkardı, dizlerimiz titrerdi, ben hiç korkmadım, şimdilerde anıtlar yok ediliyor, çok yaşa sen anıt. 63. sanat yılı coşkulu bir katılımla kutlanan Müşfik Kenter: Sahnede önce insan olun ÖZLEM ALTUNOK ANTALYA Daha başlamadan gündemi Kusturica krizi yle meşgul eden Altın Portakal, krizin Kusturi ca nın jüriden ayrılmasıyla sona er mesinden sonra yavaş yavaş bir festi val havasına büründü bürünmesine ama yine de 47. kez düzenlenen festi vale damgasını vuran bu kriz oldu. Bu yılki festivalin handikaplarından biri de altı günlük sıkıştırılmış prog ramıydı. Bu yoğunluk içinde seyirci pek çok etkinliği takip etmekte zor landı. Yine de festivalin bu son gü nünde öne çıkan filmleri ve etkinlik leri kısaca gözden geçir mek gerekirse uluslar arası uzun metraj film ya rışmasının jürisine baş kanlık eden İranlı Kürt yönetmen Bahman Ghobadi yi ağırladı festival. Ghobadi, ye ni yeni oluşmakta olan Kürt Sineması na ve Türkiye de çekmeyi planladığı yeni fil mine dair bilgiler de verdiği basın top lantısında Tür kiye de bir film festiva linde jüri baş kanı olarak bir Kürt yönetme nin seçilmesinin önemini de vur guladı. Uluslararası ya rışmaya 80 lerde Afganistan işgali sırasında Rus ordu sundaki 9. bölüğün gerçek öy küsünü beyazperdeye akta ran Fyodor Bondarçuk, sa vaş karşıtı filmi 9. Bö lük ün, Alman yönetmen Johannes Naber ise Avru pa daki yasadışı göçmenlerin ha yat mücadelesini anlattığı Arnavut filminin ekibiyle festivale konuk oldu. Dokuz yönetmenin ilk uzun metrajlı filmiyle katıldığı ulusal yarışmada yer alan filmlerin büyük kısmı ise çe kirdek aileye, aile içi sorunlara, ileti şimsizliğe, özellikle de babaoğul ilişkisindeki çatışmalara odaklanmıştı diyebiliriz. Vurgulanması gereken bir nokta da yönetmenlerin kendi hi k yelerinden ya da tanıklıklarından yola çıkılan hik yelerin de öne çıktı ğıydı. Bunlardan ilki Tolga Karaçelik in, otoyolda gişe memurluğu yapan Ke nan ın kutular içinde, eviş ekse ninde geçen hayatını ele aldığı ilk fil mi Gişe Memuru ydu. Bir diğeri, an nesini kaybettikten sonra babasıyla ya şadığı sıkıntıların daha da yüzeye çık tığı bir gencin yoksullukla, geleceği ne dair kaygılarıyla savrulmasını ger çekçi ve vurucu bir dille anlatan Er han Kozan ın Çakal ıydı. Festivalde çoğunluğun takdirini kazanan filmlerin başında Seren Yü ce nin orta sınıfa mensup tipik bir ai le üzerinden Türkiye nin milliyetçilik, yoksulluk, şiddetle ilişkisini ortaya seren duru filmi Çoğunluk yer al dı. Sedat Yılmaz ın 90 lı yıllarda Öz gür Gündem gazetesinin Diyarbakır bürosunda yaşanan baskıları anlatan Press filmiyse Kürt meselesine da ir son yıllarda söz söyleyen filmlerden biri olarak öne çıkan, dikkat çekici bir yapımdı. Festivalin iki kadın yönetmenin den biri, geçen yıl da fes tivalde Başka Dilde Aşk filmiyle yarı şan İlksen Başarır ın bir tabu konu, ensesti ele aldığı Atlıkarın ca , Türkiye de yok sa yılan bir konuyu kor kusuzca masaya yatır masıyla festivalin cesur filmleri arasındaydı. Selim Güneş ise ilk filminde Saba hattin Ali nin Ayran öykü sünden yola çı karak kendi ya şamöyküsüyle harmanladığı Kar Be yaz da bir darbe sonrası Türkiyesi nin portresini yine bir aile üzerinden çarpıcı bir dille anlatıyordu. Claudia Cardinale gibi usta bir oyuncuyu büyük kısmı İtalya da geçen bir filmde genç oyuncu İsmail Hacıoğlu ile bir araya geti rerek bir dostluk ve değişim öyküsü anlatan Ali İlhan ın ilk filmi Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak , bir süre önce gösterime gir miş Ahmet Boyacıoğlu nun Anka ra nın 25 yıllık barı Siyah Beyaz da yalnızlıklarını paylaşan insan portre leri sunduğu Siyah Beyaz ı da festi valin renkli filmleri arasındaydı. Festivalin son gününde Selim De mirdelen in en iyi yönetmen ödülünü Semih Kaplanoğlu nun Bal ıyla paylaşıp Adana dan dört ödülle dön düğü filmi Kavşak , kısa bir süre ön ce Locarno da yarışan Tayfun Pirse limoğlu nun filmi Saç , Toronto Film Festivali nin yarışmalı bölü münde yer alan Belma Baş ın Zefir i de Altın Portakal da iddialı filmler ara sında adı geçen yapımlar. Bir de tabii Derviş Zaim in yine Kıbrıs meselesini ele aldığı 6. ve son filmi Gölgeler ve Suretler in de bir sürpriz yapmasını hesaba katmak gerekir. Kriz sonrası ödül heyecanı 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali bu akşamki ödül töreniyle sona eriyor KORAY GEÇGEL ANTALYA 47. Uluslararası An talya Altın Portakal Film Festiva li nde, onur ödülleri sahiplerini buldu. Cam Piramit te gerçekleştirilen tö rende bu yıl 15 incisi verilen Yaşam Boyu Onur Ödülleri ne Türk Sine ması na yaptığı katkılardan dolayı yö netmen Ertem Göreç, senarist Safa Önal, oyuncular Gülşen Bubikoğlu, Nur Sürer, Metin Akpınar ve Zeki Alasya değer görüldü. Ödülünü almak için sahneye çıkan ve 100 e yakın fil mi bulunan usta yönetmen Ertem Gö reç, halka dayandırılmayan sinemanın yapılmamasını istedi. Göreç, yönet menlerin ilk önce seyirciyi düşünme si gerektiğini anlattı. Yaşam Boyu Onur Ödülü ne layık görülen Nur Sürer de 41 yılını sine maya verdiğini ve 40 a yakın filmde rol aldığını belirtti. Sürer, ödülünü okul da olamayıp, taş atıp cezaevinde yatan çocuklar için aldığını söyledi. Sürer, festivalde yaşanan protestoları da eleş tirdi. Türk Sineması nın unutulmazları Metin Akpınar ve Zeki Alasya da Al tın Portakal da Yaşam Boyu Onur Ödülü ne değer görüldü. Programları dolayısıyla Antalya ya gelemeyen oyuncular adına ödülleri Cihat Tamer ve Yalçın Gülhan aldı. Türk Sineması nda 50 ye yakın filmde oynayan ve 25. Antalya Altın Portakal Film Festivali nde en iyi ka dın oyuncu seçilen Gülşen Bubikoğlu da Onur Ödülü nü Antalya Büyükşe hir Belediye Başkanı Mustafa Akay dın ın elinden aldı. 400 ü aşkın sine manın senaryosu bulunan ve Guinness Rekorlar Kitabı na giren ilk Türk ol mayı başaran Safa Önal da Yaşam Boyu Onur Ödülü nün sahibi oldu. Korsanla mücadeleye destek veren lerin başında gelen Antalya İl Emni yet Müdürü Ali Yılmaz a ise Müjdat Gezen tarafından bir plaket sunuldu. Gecede, Belkıs Özener ve Barkın Özener de unutulmaz Yeşilçam şar kılarını Orhan Şallıer yönetiminde ki Antalya Devlet Senfoni Orkestra sı ile yorumladı. Belkıs Özener, Çı kabileceğim doruk yer burasıydı. 70 kişiyle sahneye çıkıyorum. Herke se çok teşekkür ediyorum dedi. Altın Portakal da ustalara onur ödülü Gecede yönetmen Ertem Göreç, senarist Safa Önal, oyuncular Gülşen Bubikoğlu, Nur Sürer, Metin Akpınar ve Zeki Alasya ya Yaşam Boyu Onur Ödülü verildi Saç Atlıkarınca KarBeyaz Fotoğraf:YalçınÇetin FestivaldeİzmirSokakSanatçılarıAtölyesiGrubuTürksinemasınadamgavuransanatçılarıcanlandırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle