18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Y A R I N : Y Ö K G E R İ L İ M İ N İ N K İ L O M E T R E T A Ş L A R I 3 TEMMUZ 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 AKP hükümetinin çağdõşõ icraatlarõ Köşk, Türk Silahlõ Kuvvetleri, YÖK ve rektörlerin sõk sõk tepkisini çekti Eğitimde gerilim 5 başlõydõ E konominin krizde, uluslararasõ ilişkilerin çõk- mazda olduğu bir dönemde iktidara gelen AKP’nin ana gündem konularõndan biri şuydu: Eğitim. AKP kadrolarõ eğitimin önemini kavramõş, bu alanda atõlacak adõmlarõn, geleceği kazanmak için en önemli hamle olduğunu görmüştü. AKP, toplumun büyük kesiminin “evet sorun var” dediği konu ve kurumlara şöyle yaklaştõ: “Madem ki herkes sorun olduğunu kabul edi- yor. O zaman çözelim.” Nasõl çözelim? “Uzlaşmayla...” İlk bakõşta güzel bir çözüm zemini. Ancak AKP’nin “uzlaşma” derken en çok şu noktaya kadar geldiği görüldü: Taraflarõn istediği değişiklikler yasaya konur, Meclis son şeklini verir, böylece uzlaşma sağlanmõş olur. Eğitimle ilgili konularda da denenen bu “uzlaşma” ne yazõk ki sonuç vermedi. AKP’NİN HEDEFLERİ 2003 yõlõnõ pek çok yönüyle işledik ama YÖK Yasasõ’nda yapõlmak istenen değişikliklerin en az öteki temel konular kadar gerilim yarattõğõnõ vurgu- lamadan geçemeyeceğim. AKP’nin hedefleri şöyleydi: ? YÖK yönetimini ve yapõsõnõ değiştirmek. ? Üniversite rektörlerinin ve üst yönetiminin tümünü yenilemek. ? Üniversiteye giriş sõnavõnda katsayõyõ kaldõrõp imam hatip lisesi mezunlarõnõn tüm fakültelere gire- bilmesini sağlamak. ? Kõlõk kõyafet yönetmeliğini değiştirip üniversi- teye türbanla girişin önünü açmak. AKP temel bir yasa değişikliğiyle bunlarõn tümü- nün “çözülebileceğini” düşünüyordu. Bu girişim Ankara’nõn tüm katlarõnda gerilim üretti. En tepeden başlayalõm... SEZER’DEN ÜNİVERSİTELERE ÖZEL ÖNEM Dönemin Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer, üniversitelere özel bir önem veriyordu, öyle ki; yasal haklarõnõ en geniş biçimde burada kullandõ desek abartmõş olmayõz. Sezer, rektör atamalarõnda son sözü söyleyen makamdaydõ. Üniversiteler 6 aday seçip YÖK’e gönderiyor, YÖK bunu 3’e indirip Köşk’e gönderi- yor. Köşk 3 kişiden birini rektör olarak atõyor. Seçim, cumhurbaşkanõnõn. Birinci sõradakini de ata- yabilir üçüncü sõradakini de... Sezer, siyasetten gelen bir cumhurbaşkanõ değildi. Bu anlamda eteğinde taş yoktu. Tek kriteri şu oldu: Üniversitede laik, demokratik, çağdaş eğitime öncelik verecek, Atatürk devrimlerini özümsemiş kişileri rektör olarak atamak. Burada, ilk 3’e girip hatta ilk sõrada olup atanma- yanlarla ilgili olumsuz bir düşünce yerleştirmek amacõnda değilim. Ancak Sezer, kendi ölçütleri doğrultusunda böyle bir yöntem benimsedi. Sezer, atanmasõnda titiz davrandõğõ, hatta oy sayõsõ nedeniyle risk alarak tercih ettiği rektörlerin görev başõnda yaptõklarõnõ da dikkatle izledi. Temaslarõnõ hiç eksik etmedi. Sezer, benzer kriterleri YÖK üyelerinin seçiminde de korudu. Hal böyle olunca YÖK Yasasõ’ndaki değişiklikler konusunda da gücü ve yetkileri doğrultusunda hep devrede oldu. MUMCU’NUN DENGE ARAYIŞI Hükümetin hedeflerini girişte aktardõk. Yasaya geçirmek için her türlü çabayõ gösterdi. İlk aşamada vitrinde dönemin Milli Eğitim Bakanõ Erkan Mumcu vardõ. Mumcu ANAP kökenliydi. Çõkacak YÖK Yasasõ’nõn hem AKP’yi hem de YÖK’ü ve rektör- leri tatmin etmesi için çaba harcadõ. Bu, tek sözcükle olanaksõzdõ. Ancak Mumcu yine de çabalarõnõ sürdürdü. Kasõm 2002’de göreve gel- dikten kõsa bir süre sonra Üniversitelerarasõ Kurul’a katõldõ ve şu sözü verdi: “Yasada sizin evet demediğiniz tek madde olmayacak.” Söz güzeldi ama, tutmasõ zordu. Öyle oldu. Mumcu kõsa bir süre sonra, şu anlama gelen bir açõklama yaptõ: “Rektörlerle mutabakat halinde hazırlanan yasa metni Meclis’te değişebilir.” Tablo, Mumcu’nun denge arayõşlarõ içinde bir sonuca gidemeyeceğini ortaya koyuyordu. DAHA ‘KARARLI’ BAKAN ÇELİK Daha “kararlı” bir Milli Eğitim Bakanõ gereki- yordu. Bulundu... Erdoğan’õn Başbakanlõk koltuğuna oturmasõyla birlikte Milli Eğitim Bakanlõğõ’na Hüseyin Çelik getirildi. Çelik’in bakõşõ şöyle özetlenebilir: Madem ki bu bakanlõğõn adõ Milli Eğitim, o zaman eğitimin tüm aşamalarõ bu bakanlõğõn tasar- rufu altõndadõr! Çelik, temelde bu mantõkla yasa değişikliği çalõş- malarõ başlattõ. REKTÖRLER AKP’NİN YÖK YASASI’NA KARŞI Dönemin YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz hükümetin planladığı deği- şikliklere karşı çıkıyordu. Bunu yüksek sesle dile getirmekten de çekin- miyordu. Arşivler Gürüz’ün bu konudaki demeç- leriyle doludur. Üniversite rektörleri ise şöyle bir zıt durumla karşı karşıya idi: YÖK’ün yetkilerini gereğinden fazla buluyorlardı. Üniversitelerin akademik, idari ve mali özerkliğe sahip olmasını isti- yorlardı. Ancak hazırlanan yasa, mevcut durum- dan daha geriye gidiş anlamına geliyordu. Bir başka deyimle rektörler değiştiril- mesini istedikleri, sadece koordinasyon görevini üstlenmesinden yana oldukları YÖK’e sahip çıkmak durumundaydı. Çünkü AKP’nin hazırladığı YÖK Yasası mevcut akademik, mali, idari hakları da ortadan kaldırıyordu. İş başa düşmüştü... YÖK yönetiminin sürdürdüğü çabanın yanı sıra rektörler de Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) aracılığıyla devreye girdi. Rektörler devletin tüm katlarını ve med- yayı defalarca dolaşıp “bilgilendirme” mücadelesine giriştiler. Cumhuriyet’e gelen rektörler heyetiyle yukarıdaki zıtlaşmayı paylaştım. Durum bir başka yanıyla kara mizahtı. T ürk Silahlõ Kuvvetleri’nin bünye- sindeki Eğitim ve Doktrin Komutanlõğõ’na (EDOK) bir gezi düzenlendi. EDOK’un hazõrladõğõ projeler, uygula- malar, gazete ve televizyonlarõn Ankara temsilcilerine ve savunma muhabirlerine aktarõldõ. EDOK’ta, askerlerin eğitiminin sadece okulda değil meslek boyunca devam ettiği anlatõldõ. Öyle ki, görev süresi bitiminde emeklilik dönemi için bile “eğitim programı” hazõrlanmõş. Bu programõn gerekçesini şöyle açõkla- mõşlardõ: “Personelimiz emekliliğe daha görevde iken hazırlanmalı ki, yaşamı- nın kalan dilimine uyumu sağlıklı olsun.” Toplantõ bitiminde gazetecilerin çoğu birbiriyle şu görüşü paylaşmõştõ: “TSK eğitimin önemini kavramış ve çözmüş.” TSK kendi içindeki eğitim sorununun yanõnda dõşõndaki gelişmelerle de ilgi- lenmeyi sorumluluk kapsamõ içinde gördü. Bunu da “laiklik temelinde” değer- lendirdi. Bu tartõşmanõn ayrõntõsõna girersek, çõkamayõz. Sadece konumuz bağlamõnda değerlendirme yapmak gere- kirse; AKP hükümetinin YÖK ve imam hatiplerle ilgili yasa çalõşmalarõ için açõklama yapmak durumunda kaldõlar. TSK: EĞİTİMİN BİRLİĞİ - LAİKLİK SİYASET DIŞIDIR İ ktidara gelen AKP’nin ana gündem konularından biri eğitimdi. AKP’nin hedefleri şöyleydi: YÖK yönetimini ve yapısını değiştirmek. Üniversite rektörlerinin ve üst yönetiminin tümünü yenilemek. Üniversiteye giriş sınavında katsayıyı kaldırıp imam hatip lisesi mezunlarının tüm fakültelere girebilmesini sağlamak. Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirip üniversiteye türbanla girişin önünü açmak. AKP temel bir yasa değişikliğiyle bunların tümünün “çözülebileceğini” düşünüyordu. Bu girişim Ankara’nın tüm katlarında gerilim üretti. AKP’nin eski Milli Eğitim bakanları Erkan Mumcu ve Hüseyin Çelik. Rektörler mevcut akademik, mali, idari haklarını geriye götüren AKP’nin YÖK Yasası’na karşı mücadele ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle